Selçuk Yöntem: Yurt dışında 'Aşk-ı Memnu'nun kaymağını yiyorum
'Fatih Altaylı ile Bire Bir', renkli konuklar ve keyifli sohbetlerle Bloomberg HT'de ekran yolculuğuna devam ediyor. Altaylı'nın, dün akşamki konuklarından biri de usta oyuncu Selçuk Yöntem oldu. Bir dönemin fenomen yapımı 'Aşk-ı Memnu' dizisine değinen Yöntem, "Aşk-ı Memnu'yu başka bir yere koyuyorum. 12 yıl oldu, seyircide hala aynı diriliğini ve etkisini gösteriyor. 100 ülkede gösterildi ve yurt dışına gidince bunun kaymağını yiyorum." dedi
ABONE OLBloomberg HT'de çarşamba akşamları ekrana gelen "Fatih Altaylı ile Bire Bir" bu hafta da renkli konuklarıyla izleyicileri ekran başına topladı. Altaylı, son programında; Oyuncu Selçuk Yöntem, şarkıcı Derya Uluğ, radyo programcısı Geveze ve şef Ekrem Yanbolluoğlu'nu konuk etti.
Programın başlarında gençlik sırrını açıklayan Selçuk Yöntem, "Konservatuvar yılları benim için çok önemli bir enerjiydi. Hayata çok tutunma yıllarıydı. O duyumu asla kaybetmedim. O dönem hayata nasıl bakıyorsam hala aynı enerji var bende. Ruh yaşlanırsa insan yaşlanıyor. O ruhu kaybetmemek vücudu biraz daha geç yere düşürüyor." dedi.
Selçuk YöntemTiyatro yolculuğunu anlatan usta sanatçı, "Orta okul yıllarına kadar hayatımda ne olacağımı bilemedim. Sabah kalkıyorum okula gidiyorum, eve geliyorum, yatıyorum. Sabah bir daha okula gidiyorum. 15 yaşındayım, bir sabah bu nereye kadar gidecek dedim. Sonra okulda bir tiyatro oyunu izledim. Bir kıpırtı oldu içimde. 'Ben galiba böyle bir şey yapmam lazım' dedim. Sonra okulun tiyatro okuluna girdim. Bir oyunda bana perde çekme görevini verdiler. Annem ile babamı oyuna davet ettim. Geldiler ama beni göremediler. Perdeyi çeken bendim, 'Fark etmediniz mi?' dedim. Küstüm onlara. İkinci oyuna çağırdım. Sonra orada 6-7 replikli bir oyunum vardı. Sonra ben konservatuvar okumaya karar verdim. Ankara Devlet Konservatuvarı'na gittim kazanamadım. O dönem erkek almadılar. Bir kişinin oğlunu almamak için erkek istemediler. Sonra tekrar girdim Konservatuvara ve o yıl kazandım. Şubat'ta bir eleme vardı. O elemeyi kazanamazsanız okuldan atılıyordunuz. Kazanamadım, atıldım. Sevgili Mahir Canova Hoca bizi sempatik bulmadı. Biraz biti haylaz buldu. Bizi okuldan çıkardı, biz de Danıştay'a başvurduk. Yürütmeyi durdurma kararı vermedi. Sonra liseye geri döndüm. Danıştay kararı çıktı. Sonra okula geri döndük. Mezun olacağım beni rahmetli Özdemir Nutku bir desten bıraktı. Danıştay'a başvurdum tekrar ama bu kez kazanamadım. Sonra sınavı verdim." ifadelerini kullandı.
Yöntem, "Konservatuvara girdiğimiz zaman TRT tek kanal. 'Ali Veli 49 50' diye bir çocuk programı vardı. Orada çocuklara tiyatroyu öğretmeye çalışıyorduk. Esasında ben 1977'de başladım televizyon serüvenine. Tanınma duygusunu o zaman yaşadım ve rahatsız oldum. Çok idealist bakıyorduk hayata. Ardından televizyona ara verdik, tiyatroya devam ettik. 'Süper Baba' ile yeniden televizyon serüvenine başladım. Tiyatro bir yaşam biçimi. Seyirciyle bire bir duygu alışverişi bambaşka bir şey. Dizilerden bir reaksiyon alıyoruz ama tiyatroyla ile ilgili aldığımız reaksiyon hiçbir şeyin yerini tutmuyor." şeklinde sözlerini sürdürdü.