Seneler önce bitmesi gereken bir ilişkinin ya da dostluğun içinde tükenenlerden misiniz? Concorde Sendromu yaşıyor olabilirsiniz!
Yaşamın en zor anlarının başında duygusal ilişkilerimizi ya da dostluklarımızı bitirmemiz gerektiğini anladığımız o sarsıcı anlar gelir. Bazı ilişkiler sonsuza kadar sürmez ve hiçbir ilişkinin bitişi kolay ve acısız olmaz. Ama bazılarımız ilişkileri bitirmekte biraz daha zorlanıyorlar. Siz de seneler önce bitmesi gereken bir ilişkinin ya da dostluğun içinde tükenenlerden misiniz? Concorde Sendromu yaşıyor olabilirsiniz!
Birini hayatınızda çıkarmak size korkutucu mu gelir? Aslında bu hissi hisseden tek insan siz değilsiniz. İster duygularını göstermekte zorlanan biri olalım ister gururlu ve vurdumduymaz olalım ister yumuşak kalpli ve sevgi dolu... Bunların hiçbiri bir ilişki bittiğinde hissettiğimiz hüznü engellemez. Bu hüznü göğüslemek bazılarımız için zannettiğimizden daha zor bile olabilir. Peki, üzülmemek uğruna ayrılıktan kaçma fikri size nasıl duyuluyor?
AYRILMAKTA ZORLANANLARDAN MISINIZ?
Duygusal ilişkilerimiz (aile ilişkilerimiz de olabilir romantik ilişkilerimiz ya da dostluk ilişkilerimiz de) psikolojinin çalışma alanlarını oluşturan alanlar... Bu alanlarda aldığımız ya da alamadığımız kararların aslında bizimle ilgili çok fazla bilgi veriyor. Daha önce Concorde yanılgısı ya da Concorde sendromu diye bir şey duymuş muydunuz? Ayrılmakta zorlanan, size kötü gelse de ilişkileri sürdürme tarafında olan biriyseniz belki de bunu çok önceden duymanız gerekiyordu.
Concorde yanılgısı, aslında bir çeşit bağımlılık ilişkisini tanımlamak için kullanılır. Şöyle açıklayalım: Size kötü gelen, üzen, değersiz hissettiren ya da açıkça zarar veren bir ilişkinin içindesiniz ama sırf çok uzun süredir birliktesiniz diye, bu ilişkiye çok emek verdiniz diye ya da ilişki biterse kaybedeceğinizi, başarısız hissedeceğinizi düşünüyorsunuz diye ilişkinizi bitirmiyorsanız Concorde sendromu yaşıyor olabilirsiniz.
CONCORDE YANILGISI BELİRTİLERİNE SAHİP OLABİLİRSİNİZ
İlişkiniz (burada sadece romantik ilişkileri kastetmiyoruz tüm ikili ilişkileri bunun içinde değerlendirebiliriz) kötü gitse de onu sürdürmeye çalışmak, aslında her yeni günde birbirinize daha fazla zarar vermekle sonuçlansa da sırf ilişkinin kendisini kaybetmemek için bu kayıpları ya da zararları göze alıyor olabilirsiniz.
Concorde yanılgısında olan insanlarda görülen bazı ortak özellikler var, örneğin fayda görmese de sırf kayıt yaptırdığı için bir kursa devam etmek. Eskiden çok keyif aldığı bir sosyal aktiviteyi artık hoşlanmasa da uzun süre emek verdiği için bırakmamak, başladığı kitabı sevmese bile bitirmeye çalışmak, uzun süre önce evet dediği bir plana artık katılmak istemese de kendini zorlayarak katılmak Concorde sendromunun belirgin özellikleri arasında gösteriliyor.
CONCORDE SENDROMU İLE KAYBETME KORKUSU AYNI ŞEY DEĞİL
Concorde yanılgısı zaman zaman kaybetme korkusuyla bir tutulur ancak bu eşitleme çoğu zaman yanlıştır çünkü kaybetme korkusu duyduğumuzda kaybetmekten korktuğumuz şey bize zarar veren, bizi kötü etkileyen şeyler olmayabilir ancak concorde yanılgısında özellikle vazgeçilemeyen kişinin ya da durumun kişiyi tüketmesi söz konusu olur.
Bu durumda kişiler söz konusu durumun ya da ilişkinin ömrünün zaten çoktan bittiğini kabul edemez. Hep eskiden ne kadar iyi olduğunu, ne kadar uzun süredir buna emek verdiğini, bu kadar emeğin boşa verilmemiş olduğunu düşünmeyi seçerler. Bu umut teorisinden de ayrışan bir şeydir bu yanıyla. Bu durumda umut etmenin ötesinde bir duygu hakimdir çünkü.
Concorde sendromundan çıkabilmek için kişinin önce yaşadığı şeye "benim için ne kadar kârlı, ne kadar zararlı" analizi yapmayı öğrenmesi gerekir. Ve bu analizi yapabilmek için de yaşadıklarına objektif bir şekilde bakabilmesi... Bu elbette kolay olmayabilir ancak kişinin bu duruma son verdiğinde elde edeceği kazanımlara odaklanması, bu durumun sürdüğü müddetçe yaşayacağı kayıpları görebilmesi önemlidir. Gerçeklerle yüzleşmek Concorde yanılgısından çıkabilmenin başlıca kuralıdır ama ihtiyaç halinde profesyonel bir destek de alınabilir.
