Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Sinemanın öncü kadın yönetmenleri
        1

        Alice Guy-Blaché

        Çoğu kişi sinema tarihinin öncü yönetmenlerinden birinin Alice Guy-Blaché (1873-1968) olduğunu bilmez. Şilili bir ailenin Fransa'da büyüyen kızıydı. Sinema sanatının doğuşuna ve “bebek adımları”na çok yakından şahitlik etti ve ilk öykülü filmlerden biri olarak kabul edilen “La Fée aux Choux”yu çekti.

        2

        Bu kısa filmde bir kadın zarif hareketlerle, lahanaların arasından yeni doğmuş bebekler çıkarır. Guy-Blaché, öykü anlatımını geliştirmesiyle sinema dilinin oluşmasına öncülük eden ilk yönetmenlerden biriydi. 25 yıllık kariyeri boyunca 700'ü aşkın filmde yönetmen, yapımcı ve yazar olarak çalıştı. Bugün birçok filmi, teknik açıdan içerdikleri yeniliklerle anılıyor. 1906'da çektiği “The Life and Passion of Christ” en büyük bütçeli filmidir. Tarihçilere göre, 1906'ya kadar tek kadın yönetmendi.

        3

        Dorothy Arzner

        Sinemanın büyük bir hızla serpilip geliştiği ABD'nin önde gelen ilk kadın yönetmenlerinden biri 1897 doğumlu Dorothy Arzner.... Bir film stüdyosuna yaptığı ilk ziyarette yönetmen olmayı kafasına koyan Arzner, daha sonra Paramount Pictures olarak anılacak Famous Players-Lasky Şirketi'ne bir stenograf olarak girdi.

        4

        Senaryo yazarlığı ve kurguculukta öylesine başarılı oldu ki yönetmenliğe geçmesi gecikmedi. 1927'de gişe başarısıyla dikkat çeken “Fashions for Women”ı çekti. Arzner, 1930'lu yıllarda ABD'de çalışan tek kadın yönetmendi, 1940'lı yıllara kadar da mesleğini sürdürdü.

        5

        Leni Riefenstahl

        1930'larda Almanya'nın en ünlü ve güçlü yönetmenlerinden birinin kadın olması da kuşkusuz dikkat çekicidir. Sinemaya oyuncu olarak başlayan 1902 doğumlu Leni Riefenstahl, 1932'de “Das Blaue Licht” (Mavi Işık) ile yönetmenliğe geçer ve sonraki yıllarda Adolf Hitler'in gözde sinemacılarından biri olur; devletin geniş imkânlarıyla filmler çeker.

        6

        1933'de çektiği “Der Sieg des Glaubens” (İnancın Zaferi) Riefenstahl'ın ilk Nazi propaganda filmidir. Savaştan sonra yıllarca tutuklu kalan ve mahkemelerde yargılanan Riefenstahl'ın en dikkat çekici filmi 1936 Berlin Olimpiyat Oyunları üzerine çektiği “Olympia” adlı belgeseldir. Dönemine göre ileri çekim tekniklerinin kullanıldığı film, farklı kamera açıları, hızlı kurgusu, yakın planları ve hareketli çekimleriyle sinemacılara ilham kaynağı olur.

        7

        Ida Lupino

        Leni Riefenstahl gibi oyunculuktan sinemaya geçen bir başka kadın yönetmen de Ida Lupino'dur (1918 - 1995). Lupino eşiyle birlikte Hollywood'da yapımcı olarak bir düzineye yakın film çekti. Senaryolarına katkıda bulundu, yönetti ve oynadı.

        8

        “Outrage” (1950) o yıllarda tecavüz konusunu ele almaya cesaret eden nadir filmlerdendi. “The Hitch-Hiker” (1953) bir kadın yönetmenin elinden çıkmış ilk kara filmdi. Sette bir anne gibiydi. Erkeklerin dünyasında kadınların da önemli, yaratıcı ve öncü işler yapabileceğini gösterdi.

        9

        Vera Chytilova

        1960'lı yıllarda, özgürlükçü söylemiyle öne çıkan Çek Yeni Dalga akımının öncü yönetmenlerinden biridir. Sinemaya 1960'da kısa filmler çekerek başlar. 1963 yapımı “Something Different”, kayıtlara geçen ilk uzun filmidir ama onu asıl şöhrete kavuşturan film tartışmalar yaratan “Sedmikrásky” (Daisies) olur.

        10

        Alışılmadık türdeki anti-kahramanları, klasik anlatıyı reddeden yapısı ve farklı üslubuyla öne çıkan bir filmdir. Seyirciyi olayların içine dahil etmektense düşündürmeye çalışır. Çekoslovak hükümetinin yasakladığı film, 1966'da İtalya'da düzenlenen Bergamo Film Festivali'nde büyük ödülü kazanır ve Chytilova'nın ismini tüm dünyaya duyurur. Vera Chytilova, 2014 yılında 85 yaşında hayatını kaybetti.

        11

        Agnes Varda

        Geçtiğimiz yıl 29 Mart'ta kaybettiğimiz Agnes Varda, Fransız Yeni Dalga akımının öncü yönetmenlerinden biriydi. 1995 tarihli ilk filmi “La Pointe Courte”dan itibaren denemekten hiç çekinmedi. Filmografisinde belgesel ve kısa filmlerin sayısı konulu filmlere oranla daha fazladır. Gerçekçi yaklaşımını hiç kaybetmeyen, sosyal konulara duyarlı bir yönetmendi.

        12

        En önemlisi, dünya üzerindeki birçok genç sinemacıya ilham veren feminist bir yaklaşımı vardı. Amatör oyuncularla çalışmaktan korkmazdı. Varda'nın en çok bilinen, klasik olarak kabul edilen filmleri arasında “Cléo de 5 à 7” (1962) ve “Sans toit ni loi” (1985) öne çıkar.

        13

        Liliana Cavani

        1933 doğumlu Liliana Cavani, Bologna Üniversitesi'nde edebiyat ve filoloji okudu. Önceleri arkelolojiyle ilgilenmek istiyordu ama sonra sinema aşkına kapıldı... Roma'daki Deneysel Sinema Merkezi'ndeki eğitimlere katıldı ve ilk kısa filmlerini 1960'ların başlarında çekti.

        14

        Sinema eğitimini tamamladıktan sonra İtalyan ulusal radyo televizyon kuruluşu RAI için tarihi belgeseller çekmeye başladı. Çektiği filmler arasında Almanya'daki Nazi rejiminin yükselişini inceleyen ilk belgesellerden biri olan “Storia del III. Reich” (History of the Third Reich) da vardı. “Philippe Pétain, processo a Vichy” adlı TV belgeseliyle Venedik Film Festivali'nde belgesel bölümünde Altın Aslan kazandı. 1974 yılında çektiği “Il portinere di notte” (Gece Bekçisi) ona dünya çapında şöhret kazandırdı.

        15

        Cahide Sonku

        Türk sinemasının ilk kadın yıldızı ve ilk kadın yönetmeni olarak kabul edilir... Tiyatro sahnelerinden sinemaya geçen 1916 doğumlu Cahide Sonku'nun oynadığı ilk film, 1933 yapımı, Muhsin Ertuğrul'un yönettiği “Söz Bir Allah Bir”dir... Ertuğrul'un yönettiği filmlerle yıldızlaşan Sonku, 1949 yılında oynadığı “Fedakâr Ana” filmi çekilirken Seyfi Havaeri'nin rahatsızlanması üzerine yönetmenliği üstlenerek filmi tamamlar. Bu filmden sonra hem oyuncu hem yönetmen olarak filmlere imzasını atmaya başlar.

        16

        Kendi kurduğu Sonku Film Şirketi adına 1951’de yaptığı “Vatan ve Namık Kemal” filmini Talat Artemel ve Sami Ayanoğlu ile birlikte yönetir. 1954’te Zeki Müren’in ilk kez kamera karşısına çıktığı, gişe rekorları kıran “Beklenen Şarkı” adlı filmi Orhon M. Arıburnu ve Sami Ayanoğlu ile birlikte yönetir... 1960'lı yıllarda onu Nuran Şener, Feyturiye Esen gibi isimler takip eder.

        17

        Bilge Olgaç

        İlk filmini 1965'te çeken Bilge Olgaç, 1994'e kadar 39 sinema filmi yönetti. Türk sinemasının en üretken ve uzun soluklu kadın yönetmenlerinden biri olarak anılır. Filmlerinin çoğunun senaryolarını da yazan Bilge Olgaç, ilk döneminde eski usul avantür, arabesk türünde filmlere imza attı; daha çok erkek hikâyeleri anlattı...

        18

        1975 yılında senaryosunu Yılmaz Güney'in yazdığı “Bir Gün Mutlaka”yı yönettikten sonra sinemaya uzun bir ara verdi. 1980'li yıllarda “Kaşık Düşmanı” (1984), “Üç Halka 25” (1986) ve “İpekçe” (1987) gibi olumlu eleştiriler alan nitelikli filmleriyle dikkat çekti ve kadın karakterleri filmlerinin odağı haline getirdi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ