Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'ten son dakika Canan Kaftancıoğlu açıklaması!

        AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik'in açıklamalarından satır başları şöyle:

        Dün Çok üzücü bir haber aldık. Filistin'de görevi başında gazeteci İsrail güçlerinin ateş etmesi sonucunda hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyorum. Sizlere, meslektaşlarına, değerli ailesine başsağlığı diliyoruz. İsrail makamlarından şeffaf ve güvenilir soruşturma yapılmasını talep ediyoruz.

        TERÖRLE MÜCADELE

        Diyarbakır annelerinin evlat nöbetinde yaklaşık bin güne yaklaşıldı. Bir sonraki Anneler Günü'nde evlatlarıyla birlikte olmalarını diliyoruz.

        Terör örgütlerine karşı kararlı operasyonumuzu sürdürüyoruz. 2022 yılında İçişleri Bakanlığımız 33 büyük çaplı 126 orta çaplı operasyon yürüttü. PKK, DEAŞ gibi örgütler hedef alındı. Eren-Abluka ilkbahar operasyonu sürüyor. Milli Savunma Bakanlığımız BM Sözleşmesi'nin 51. maddesinde belirtilen meşru müdafaa çerçevesinde terör örgütlerine karşı bu operasyonu sürdürüyor. Kara propagandalara gereken cevaplar veriliyor. Türkiye'nin yürüttüğü terörle mücadele dünyanın en meşru mücadelesidir ve kararlılıkla yürütülecektir.

        REKLAM

        SURİYELİ SIĞINMACILAR

        Göç meselesi birtakım provokasyonlara şahit oluyoruz. Türkiye'nin güçlü diplomasi yürüttüğü ve turizm sezonu yaklaşırken daha kışkırtıcı yaklaşımla ele alındığını görüyoruz. Bu tarz Avrupa'da aşırı sağ ve ırkçı örgütler tarafından kullanılan bir tarzdır. Bunu Türkiye içerisinde tercüme edenlerin olduğunu görüyoruz.

        Türkiye'nin göç yönetimi konusunda tecrübesi ve politikası vardır. Düzensiz göçle etkili bir şekilde mücadele edilmektedir. Bir yandan da sorunun kaynağında çözüm aranmaktadır.

        Uluslararası koruma kanunlarına uygun bir biçimde hareket edilmektedir. Belli bir dönem ülkemizde kalanların uyumlu bir şekilde bu dönem içerisinde hayatını sürdürebilmeleri için uyum konusunda gerekli çalışmalar yapılmaktadır. 2021-2025 yılları arasını kapsayacak şekilde eylem planı harekete geçirilmiştir. Kaynak bölgelere dönük olarak gerçekleştirilen en son briket evlerde gördüğümüz gibi bu göçün sorunun kaynağında çözüleceği stratejiler de üretilmektedir.

        Geri dönülen bölgelerin herhangi bir şekilde bu insanlar için ölüm tehdidi teşkil etmemesi lazım. Herhangi bir şekilde bu insanları ölüme terk etmek, katilleri bunları teslim etmek gibi bir yaklaşım içerisinde olamayız. Vatandaşlarımızın haklı olarak bize ilettikleri asayiş sorunlarına en etkili şekilde müdahale edilmektedir.

        REKLAM

        "VATANDAŞLARIMIZ KENDİLERİ MÜDAHALE ETMESİNLER"

        Bir yerde olumsuz bir şey olduğu zaman vatandaşlarımız kendileri müdahale etmesinler. Yanlış anlamalar sözkonusu olabilir. Buna müdahale edecek olanlar emniyet görevlileri ve güvenlik güçlerimizdir. Vatandaşlarımızın kendi başına müdahalesinin büyük riskler yaratacağını, vatandaşlarımıza da sıkıntı vereceğini belirtmek isterim.

        Birtakım propaganda yapanların söylediklerin geçerliliği yoktur. Karşıda katiller varken otobüslere bindirip katillere teslim etmek sözkonusu olmayacağına göre 'biz iktidara gelirsek göndereceğiz' demek konuyu istismar etmektedir. Kuşkusuz burada mülteci olanlar sonsuza kadar kalmayacaktır. Günü geldiğinde zaten gideceklerdir.

        "GÖNÜLLÜ VE ONURLU BİR ŞEKİLDE GERİ DÖNÜŞ"

        Gönüllü ve onurlu bir şekilde orada yapılan evlere bu dönüşler zaten gerçekleştiriyorlar. Vatandaşlarımız şunlardan emin olsun ki, bazı şikayetler gereken makamlara iletiliyor, gereken kontroller yapılıyor.

        Başka ülkelere girişlerini gösteren videoları bilip bilmeden yayınlamamak gerekir. Birilerinin kendi bünyemizi zayıflatmak için kullandığı unsurlara dönüşüyor. Avrupa'da bunlar çok bilinen yöntemlerdir. Avrupa'da aşırı sağ ve ırkçıların kullandığı yöntemlerdir. Buralarda da bu yöntemleri kullananlar var.

        Türkiye bu meselenin ortaya çıkmasında herhangi bir şekilde gönüllü olmadı. Bir siyasi parti genel başkanı 'AK Parti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Suriye'yi karıştırdı' diyor. Bunun kadar bir haksızlık olamaz. Ne zaman katliamlar başladı o zaman Cumhurbaşkanımız ve Türkiye tepki göstermeye başladı. O zamanlar Batı dünyası 'Esat rejimi savaş uçaklarını kullanırsa müdahale ederiz' dediler. Kimyasal silahlar da kullanıldı, ama müdahale edilmedi.

        "TÜRKİYE'NİN GÜVENLİ VE ONURLU BİR ŞEKİLDE GÖNDERME POLİTİKASI VAR"

        Sayın Cumhurbaşkanımız uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge oluşturmak gerektiğini söyledi. Ama bunu da yapmadılar. O zaman sınırlarımızdan 30 kilometre derinlikli güvenli bölge oluştrabilseydi bunlar Türk topraklarının dışında kalacaktı ama herhangi bir şekilde öldürülmeyeceklerdi. Biz kendimize yakışanı yaptık. Dünyanın her yerinde göç yönetimi birtakım sorunların yönetimidir. Gündelik hayat içerisinde bir sürü tabloyla karşılaşıyorsunuz. Vatandaşlarımız emin olsun, Türkiye'nin günü geldiğinde güvenli ve onurlu bir şekilde gönderme politikası vardır.

        Türkiye'nin demografik güvenliği ile ilgili iyi niyetli kaygılarını dile getiren vatandaşlarımız bu konunun takip edildiğini bilsinler. Türkiye'nin demografik güvenliğini riske atacak, bunların hepsinin şu kadar çocuğu olursa hayali ve kışkırtıcı hesapları asla doğru değildir. Türkiye niye etrafı ile ne kadar mesafeli ve soğuk diyorlardı. Soğukluk giderilmeye başlayınca da Türkiye niye bu açılımı gerçekleştiriyor gibisinden konuşuyorlar. Bu dışarıda yapılan yorumlara göre, başka ülkelerin kendilerini konumlandırmalarına göre yapılıyor.

        Sayın Kılıçdaroğlu, Reyhanlı saldırısında tutup Cumhurbaşkanını suçluyor. Aylan bebekle ilgili olarak Cumhurbaşkanımıza haksız, hukuksuz, ahlakın kabul edilemeyecek şeyler söylüyor. Böyle bakıldığında geçmişteki olaylarla ilgili olarak da doğru bir yerde durmaları sözkonusu olmuyor.

        Ermenistan'la olan süreci devam ediyoruz. Ermenistan içindeki bazı lobilerin bunu sabote etmek için girişimleri görüyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızla Azerbaycan Cumhurbaşkanı sayın Aliyev'in iradesi bölge barışıdır.

        RİZE HAVAALANI AÇILIYOR

        Cumartesi günü Rize Havaalanı'ının açılışı olacak. Dünyanın sayılı havaalanı olacak. Bütün vatandaşlarımızı bekliyoruz. 21 Mayıs'ta Türkiye Gençlik Şöleni Adana'da gerçekleştirilecek Bu Türkiye çapında yapılan gençlik şölenidir. Burada gençlik kollarımızın organizasyonunda sayın Cumhurbaşkanımız bu şölene katılacaklar, sanatçılarımız muhteşem bir konser verecekler.

        VALİ KARARNAMESİ

        Sayın Afyonkarahisar Valimizi ve diğer atanan valilerimizi tebrik ediyoruz. Başarılar diliyoruz. Şimdiye kadar görev yapmış, daha değişik görevlere geçmiş olanlara tebrik ediyoruz. Türkiye'de kadınların herhangi bir şekilde kılık kıyafetle hiç kimsenin uğraşmaması açısından Türkiye'nin ne kadar normal bir atmosfere girdiğini gösteren bir şey. Kimin başörtülü kimin başörtüsüz olduğu kimseyi ilgilendirmez. Memnuniyetle karşılanan karar. Hiç kimse hiç kimseyi, özellikle kadınları kılık, kıyafeti, düşüncesi nedeniyle yargılamamalı. Bütün kadınlarımızın geldikleri görevde başarılı olmalarını diliyoruz. Cumhurbaşkanımızın bu konudaki hassasiyeti her zaman ön plandadır.

        Asgari ücret ve başka konular dar gelirli vatandaşlarımızı ekonomik olarak korumak hükümetimizin her zaman gündemindedir. Yakın zamanda düzenlemeler yapıldı. Vatandaşlarımızın hayat koşulları, ilettiği talep ve beklentileri bizim partimizin her zaman gündemindedir.

        Sığınmacılara dönük nefret söylemi belli bir yerlerden kaynaklanmıyor. Birisi ırkçılık ötekisi sosyal demokratım dediği halde bu nefret söylemini üretiyor. Bunun arkasındaki siyasal motivasyona baktığımızda demokratik ortamı zehirleyen bir kışkırtıcılık sözkonusu. Bir toplumun kendi içinde nefrete dayanan fay hatları oluşturmaya dönük olarak oluşturuluyor.

        "VATANDAŞLARIMIZIN HAKLI ELEŞTİRİLERİNİ TAKİP EDİYORUZ"

        Avrupa'da Türk düşmanlığı, müslüman düşmanlığı, göçmen düşmanlığı, yabancı düşmanlığı aynı kesimler tarafından yürütülüyor. Aynı kesimler tarafından propogandası yapılıyor. Yabancı düşmanlığı üzerinden provakatif siyasetlere zemin oluşturmaya çalışıyor. Bunun Türk siyasetine tercüme edilmeye çalışıldığını görüyoruz. Vatandaşlarımızın haklı eleştirilerini tabii ki takip ediyoruz.

        Ben ülkemde sorun çıkaran, ülkemde çeşitli sorunların arkasında olan sığınmacı istemiyorum, bunu söylemem ırkçılık mıdır deniyor. Ama bunu söyledikten sonra insanları hedef gösteren, toplumda nefret ve infial oluşturmaya çalışan cümleler gelince tabii ki nefret ve ırkçılık oluyor.

        Gerçekçi olmayan şeyleri söylüyorlar ve arkasında asla yapamayacakları şeyleri söylüyorlar. Yoksa hiç kimse çıkıp da benim göç politikasıyla ilgili eleştirilerim var. Sığınmacılara dönük olan üretilen hükümet politikalara şu eleştirilerim var dediği zaman onunla ilgili kimsenin ırkçı dediği yok ki?

        Bunun toplumumuza çok büyük zararı olur, milli bünyemize zararı olur. Rakamları yanlış veriyorlar, gerçekleri çarpıtıyorlar. Herhangi bir yerde insanları rahatsız eden sığınmacı görüntüsü. Tabii ki güvenlik güçleri gereğini yapacak. Ama bir sığınmacının kadınlara dönük tavrını bir Türk görevlisi Suriyeli kadınlara dönük yapmıştır. Her ikisi kabul edilemez. İkisi de ahlaksızlık, gereğinin yapılması lazım.

        İnsanları herhangi şekilde asayiş problemi olduğu zaman ister vatandaşımız, ister sığınmacı olsun kendi kendinize müdahale edin noktasına getirmenin bu ülkeye faydası yoktur. Hiç kimse bir olumsuzluk gördüğünde kendi müdahale etmeyecektir. Emniyet, jandarma mutlaka gereğini yapacaktır. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.

        CANAN KAFTANCIOĞLU KARARI

        Bu dosyanın içine ne ben ne CHP siyasetçileri bilir. Karar yayınlanır yayınlanmaz, sosyal medyadan Cumhurbaşkanımızı, partimizi suçlamaya çalıştılar. Siyasi tarafgirlikle ele alınan mesele. Hukukçular çıksın görüşlerini söylesinler. Nerede bir yargı kararı çıksa hemen bunu Cumhurbaşkanımızı, AK Parti'yi, kabinemizi hedef gösterecek şekle sokuyorlar. İlk okuduğuma göre bazı davalardan beraat etmiş diğerleri onanmış. Bakmak lazım neye göre bozmuş, neye göre onamış. Her konuda Cumhurbaşkanımızı yargının kararının arkasında etiketliyorlar, ondan sonra bizim tutum almamızı bekliyorlar. Dosyayı ben bilmiyorum, onlar da bilmiyor. Bu tartışma hukukçuların yürüteceği bir tartışma.

        Yunanlıların bizim pasaportumuzda Ayasofya Camisinin resminin olması niye ilgilendiriyor anlamış değilim. Türkiye Cumhuriyeti'nde bulunan Ayasoyfa-i Kebir Camisinin pasaporta konmasından Yunanlılara ne? Herhangi bir şekilde tepki gösterecekleri konu yok. Bu Türkiye Cumhuriyeti'nin egemenlik alanındaki bir konudur.

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ