Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem 3. Sayfa Son dakika haberleri... Uludağ'da 33 yıl sonra acı tesadüf! Hepsi mühendis...

        Bursa Uludağ’da kaybolduktan 17 gün sonra cansız bedenleri bulunan 2 mühendis amatör dağcının 33 sene önce aynı kanyonda donarak can veren 4 mühendisle aynı kaderi paylaştıkları ortaya çıktı.

        Volfram Madeni'nde görevli 4 mühendis arkadaş, 1986 yılı kışındaki yoğun kar yağışında maden yolunun kapanmasıyla Bursa'ya inmek için Kürekli Vadisi'ne yönelir. Genç mühendislerden 2'si düşerek 2'si de donarak hayatlarını kaybeder. Aradan geçen 33 yıl sonra Makine Mühendisi Efe Sarp (37) ve Uçak Mühendisi Mert Alparslan (31) da 1 Aralık tarihinde doğa yürüyüşü için geldikleri Uludağ’da kayboldu. Havanın sisli olmasına rağmen Oteller Bölgesi'nden zirveye doğru giden yolda en son ormana girerken güvenlik kameraları tarafından görüntülenen amatör dağcıların, 17 gün sonra balık adam kıyafetli 6 kişilik özel ekip tarafından 33 yıl önce 4 mühendise de mezar olan Küreklidere Kanyonu içerisinde cansız bedenleri bulundu.

        '33 YIL SONRA AYNI AKİBETİ PAYLAŞTILAR'

        Acı benzerliği 40 yıllık dağcılık tecrübesiyle aktaran Uludağ DağcılıkKulübü Kurucu Üyesi dağcı İsmet Şentürk, Kürekli Vadisi’nin hayatında farklı bir anısı olduğunu söyledi. Şentürk, acı tesadüfü şöyle anlattı: "2010 yılıydı. İlk defa Uludağ'ın kuzey vadilerini geçmek için Kürekli Vadisi'ni seçtim. Nedeni de 1986 yılında Volfram Madeni'nin çalıştığı dönemde yoğun kar yağışı sonrasında 3 gün boyunca yollar kapandı. Bu madende görevli 4 genç mühendis yolların açılmadığını görünce 'biz buradan ineriz' diyerek kendi aralarında bir karar aldılar ve Kürekli Vadisi'ne girdiler. Bu vadinin girişi önce çok yatık başlar. Güzel bir vadi olduğu için başlangıç noktasında kimse bu tehlikeyi fark etmez. Yaz döneminden kalan bir anılarından dolayı buradan inebileceklerine karar verirler. Kış mevsiminde yollar kapalı derin bir kar ve buradan Bursa'ya inmek için harekete geçerler.

        ÇOK ACI BİR HİKAYEDİR BU AMA GERÇEK

        Çok acı bir hikayedir bu. Ama gerçek. 1986 yılının kışında bu 4 genç mühendis ilk başta küçük küçük inişlerle başlayıp gittikçe geri dönülemez bir hal alan bu kanyonun içinde 2'si düşerek 2'si de donarak hayatlarını kaybederler. 33 sene sonra ikisi de çok değerli mühendislerimizin de aynı akıbeti paylaştıklarını düşünüyorum. Gerçekten çok üzücü. Bu gençlerimiz de yine yön tayin edememeleri nedeniyle bu vadinin içinde buldular kendilerini. Daha önceki mühendislerin başına geldiği gibi geriye dönülmez bir noktaya geldiler. Sonuç olarak her iki olay birbirine çok benzer. Bu 6 mühendisimiz de aynı akıbeti yaşadılar maalesef."

        'BÖLGEDE ÇELİK HALATLI BİR KILAVUZ HAT OLUŞTURULABİLİR'

        33 yılda 6 mühendisin hayatını kaybettiği Kürekli Vadisi'nde hassas bölge olarak kılavuz hat oluşturulması gerektiğini savunan İsmet Şentürk, "Bu birkaç şekilde yapılabilir. Güneş enerjisi ile geceleri de çalışan kırmızı ışıklı bir hat oluşturulabilir. Sık direklerden oluşan bir güvenli hat oluşturulabilir. Kişiler bu kanyona düştüğünde bu hattı takip ederek Oteller Bölgesi'ni bulabilirler. Sık aralıklarla direkler dikilebilir. Ağaç direkler dikilebilir. Ve direkler arasında çelik halatlı bir kılavuz hat oluşturulabilir. Bu konu çalışılmalı, çok maliyetli bir iş olmadığını düşünüyorum" dedi.

        'KAYARALAR ÇARPARAK, ÇOK SERT ŞELALELERDEN KAYARAK İNMİŞLER'

        İki amatör dağcının kaybolmasından 16 gün sonra AFAD yetkililerinin İstanbul'da iletişime geçtiği Kanyon Arama timi ile birlikte tamteçhizatlı şekilde kanyona girdiklerini anlatan Şentürk, kayıp iki dağcının cansız bedenlerine ulaşıncaya kadar yaşadıkları tehlikeleri ve gözlemlerini şöyle anlattı:

        "Bütün olayları oradaki gözlemlerimizi değerlendirdiğimizde bu arkadaşlarımız kendilerini dere içinde buluyorlar. Çünkü arazi onları derenin içine sevk ediyor. Bu derenin içi de ilk anda geçilebilir hissi veriyor insana. Ama zaman içerisinde bazı tehlikeli yerlerden kenarlara kaçış yapmışlar.

        Montun derenin 50 metre üstünde bulunması da gençlerin yanlardan kaçmak için bir çaba sarf ettiklerini gösteriyor. Ama ilerleyen alanlarda arazi daha da dikleşiyor ve dere yürünebilir hale geliyor. Bu da onların dere içerisine girip daha kolay gidebiliriz düşüncesiyle daha yanlış bir harekete yönelmelerine neden oluyor.

        ŞİDDETLİ YAĞIŞTA İLİKLERİNE KADAR ISLANMIŞLAR

        Sonuçta ilerledikçe çok kaygan bir zemin, çok şiddetli bir yağış var. İliklerine kadar ıslanmışlar. Yoğun bir sis önlerini görüp etrafından kaçmak için araziyi okuyacakları bir açıklık yok. Yoğun sis altında hiç bir görüntü olmadığı için düşmeler çarpmalar sonucunda vücutlarına darbe aldıklarını düşünüyorum. Sonuçta aşırı ıslanma, aşırı soğuk ve çarpma neticesinde güçleri tükenen bu gençlerimizden kıyafetleri daha yetersiz olan Efe Sarp daha önce teslim oluyor.

        Mert Alpaslan da ondan 600 metre kadar aşağıda daha fazla direnmiş gördüğümüz kadarıyla. Çok sert şelalelerden kayarak inmeye çalışmış ve sonuçta en son geldiği noktada da direncinin tükendiğini ve kendini suya bırakıp orada hipotermi sonucu hayatını kaybettiği kanaatine vardık."

        KANYON EKİBİ YAŞADIKLARINI ANLATTI

        Bursalı dağcı İsmet Şentürk ile birlikte kanyona giren 5 kişilik İstanbul Kanyon ve Doğa Sporları İhtisas Kulübü üyeleri ise yaşadıkları süreçle ilgili şunları söyledi: "Sabah saat 07.00 de, Bursa merkez de İsmet Şentürk'le buluştuk. Sabah saat 08.50’de Oteller Bölgesi'nde kanyon girişine doğru karda yürümeye başladık. Saat 11.30'da kanyon ağzına ulaştık. Kanyon içinde kullanacağımız giysi ve ekipmanları kuşanarak faaliyetimize başladık. Kanyon içinde bold çakmadan ağaçlardan doğal istasyonlarla inişler yaptık. Saat 13.00 gibi kaybolan dağcılardan birinin cansız bedenine ulaştık. Koordinatı AFAD ve Jandarmaya, olay yerinden vererek, tahliye edecek helikopterin daha kolay bulması için termal battaniyeyi yere serip taşlarla sabitledik ve kanyonda arama faaliyetlerimize devam ettik. Bir saat sonra helikopterin geldiğini gördük. Kanyon içinde 2 buçuk saat devam ettikten sonra, birinci dağcının yaklaşık 600 metre ilerisinde, saat 15.30’da ikinci dağcının cansız bedenini suyun içinde bulduk. Aynı şekilde olay yerindeyken, koordinatı paylaştık ve rahatlıkla görülebilsin diye olay yerini termal battaniye ile işaretledik."

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ