Spor yazarları Beşiktaş'ın Fenerbahçe karşısındaki performansını değerlendirdi
Beşiktaş, Süper Lig'in 15. haftasında ağırladığı ezeli rakibi Fenerbahçe'ye 3-1 mağlup oldu. Liderle arasındaki puan farkı 14'e çıkan siyah-beyazlılar zirve yarışından iyice koparken, spor yazarları da Beşiktaş'ın Fenerbahçe derbisindeki performansını değerlendirdi.
Attilla Gökçe (Milliyet): Dünkü maç Beşiktaş açısından dramatik bir tablo ile gerçeği ortaya koydu. Rakip takım, hedef kovalamanın enerjisiyle oynadı ve kazandı. Ama Beşiktaş, tıpkı Konferans Ligi’nde olduğu gibi, belli bir dakikadan sonra oyundan kopuyor, dağılıyor, çözülüyor. Sonrasında takıma bir teslimiyet çaresizliği çöküyor. Takımda bu akıntıyı terse dönüştürecek lider karakterli oyuncu da yok. Başkan Arat’ın ve Samet Aybaba-Feyyaz Uçar-Rıza Çalımbay’dan oluşan “futbol triyomvirasının” işi çok zor. Gelecek sezonun bütçesi ve kadro mühendisliği çok yorucu olacak.
Ali Ece (Fanatik): Gedson sakatlanıp çıktıktan sonra Beşiktaş, tek bir dakika bile ev sahibi takım hüviyetinde, gücünde oynayamadı. Rıza Çalımbay, aslında mevcut Beşiktaş kadrosundan daha zayıf kadrolara sahip başka kulüplerde başarılı teknik direktörlük performansları sergilemişti ancak Beşiktaş’a döndüğünden beri bir türlü bireysel yeteneklerin toplamından daha yetenekli bir takım sahaya sürmeyi başaramadı. Belki de bu kadrodan anlamlı bir bütün çıkması aşırı zor bir şey. Ancak göreve talip olan teknik direktörden daha fazlası bekleniyor. Zaten devre arasında üç nokta transfer yapılamazsa sezon kalanı sadece futbol azabı.
Erman Toroğlu (Fotomaç): Dün Beşiktaş açısından bu netice alındıysa kaleci Mert'in büyük payı var. Bu sonucu Rıza Çalımbay'a bağlamak yanlış olur. Beşiktaş takımını enkaz haline getirip gidenlere sormak lazım. Skor olarak 2-1 oynamak her zaman dezavantajdır ama işin sonunda Mert de skora teslim oldu.
Ali Gültiken (Sabah): Bu tür maçlar bireysel ekstra kaliteler ister. Beşiktaş, olandan en iyisini çıkarmaya çalıştı. Bu da doğal olarak oyunu ve tercihleri belli bir alanda sıkıştırdı. Beşiktaş'ı buna mahkûm etti. Kendi yapmak istediklerinden çok, F.Bahçe'nin oyun temposundan öteye geçemedi. Transfer döneminden beri devam eden travmatik süreç, Beşiktaş adına iyi bir şekilde devam etmiyor. Dün akşam siyah-beyazlıların daha farklı bir sonuç almamasının en büyük sebebi de Mert'in kalesinde başarılı kurtarışlar yapmasıydı.
Oktay Derelioğlu (Takvim): Beşiktaş'ın penaltı pozisyonu harici hiç üretemedi. Livakovic'un kurtarış yaptığını hatırlamıyorum. Seyirciye yazık oldu. Bu taraftar sahada en azından mücadele görmeliydi. İyi tarafından bakarsak Mert'in kurtarışlarıyla tarihi farkı önlediğini söyleyebilirim. Fenerbahçe son zamanlardaki en rahat maçlarından birini (Başakşehir ve Sivas maçları da dahil) Beşiktaş'a karşı oynamıştır diye düşünüyorum.
Bilal Meşe (Milliyet): Skor tabelasına çok farklı rakamlar görebilirdik. Tabii ki Mert Günok olası bir farkı önleyen isimdi. Yani üç gol yemesine karşın, görevini yapan tek fotoğraf idi. Eee, önünde iki acemi stoper var ne yapsın? Yediklerinden fazlasını kurtardı Mert Günok. Szymanski, 90 artı 6’da şık bir vuruşla skoru belirlerken, Kartal’ı da kaderiyle baş başa bıraktı.
Bülent Timurlenk (Sabah): Beşiktaş'ta kaleci Mert 5 kurtarışıyla, Chamberlain de takımının çaresizliğine isyan eden oyunuyla ayakta kaldılar. Geçen hafta Ankaragücü deplasmanında "Kanat oyuncum yok" deyip Chamberlain ve Rebic'i yedek oturtan Çalımbay, ligin en çok maça çıkmış teknik adamı ve elbette ki bir Beşiktaş efsanesi. Ancak dün derbiye çıkardığı 11 ile neden 17 yıl boyunca yuvasından uzak olduğunun da tasdikli belgesi.
Cem Dizdar (Fanatik): Beşiktaş sahadaki kadrosunun ve antrenman seviyesinin gerçeğine uygun olarak ‘Fırsat oyunu’ oynamaya çalıştı. Lakin alacakları sonuç atacaklarından çok Fenerbahçe’nin atamamasına bağlıydı ve onlar da gerek ilk yarıda gerek ikinci yarının başında girdikleri pozisyonları atamayıp rakibe yardım ettiler. Ancak ev sahibi maçı kazanmaya pek niyetli değil gibiydi. İşler baştan beri rakibin elindeydi ve bu antrenmansız takımın yapacak şeyi çok azdı ve Beşiktaş da zaten yapamıyordu.
Uğur Meleke (Hürriyet): Takımın yarısının sağlığı belirsiz. Yarısının da pozisyonu muğlak! Rosier, Masuaku, Rashica, Tayyip ve Emrecan sakat. Colley’nin sağlık durumu hakkında tevatür çoktu, saat 6’da gördük ki kadroda yok. Aboubakar’la ilgili de benzer biçimde söylentiler vardı, kulübede başladı. Ghezzal iyileşti ama maç kondisyonu eksik. Bailly 11’de ama kaç dakika sahada kalacağını veya ne kadar sarsak iş yapacağını kestiremiyorsunuz. Necip’in, Onur’un, Tayfur’un, Bahtiyar’ın pozisyonları hep belirsiz. Muleka başlayacak ama kanatta. Kulübün renkleri siyah-beyaz ama ben 30 yıldır bu kadar gri oyuncunun bir arada olduğu bir Beşiktaş kadrosu hatırlamıyorum doğrusu! Mert Günok ve Gedson dışında ‘sürekli ilk 11 oyuncusu’ diye tabir edebileceğin futbolcu kalmadı neredeyse. Ki Gedson da sakatlanıp çıktı dün.
Fatih Doğan (Sabah): Necip Uysal'ın 6'da önde oynaması çok yerindeydi. Onun yüreği ve arzusu olmasa Fenerbahçe çok rahat o bölgeyi geçerdi. Aboubakar'ın 11'de olmadığını öğrendiğimizde çok şaşırmadım. Birçok dostum beni arayıp kararı skandal olarak değerlendirdi. Ben öyle görmüyorum. Son iki maçtaki vasatlığı, idmanlardaki isteksizliği, saç ektirdikten sonraki tavırları Rıza hocanın kararını etkilemiş olabilir. Rıza hoca ve takım, bu şartlarda kazansa destansı bir sonuç olurdu. Kaybettiği için ben olağan sonuç olarak görüyorum. Bu takımla bu kadar. Alacaklar için çıkarılacak dersler var.