Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Diğer Serdar Ali Çelikler'in yazıları, Hayır! Artık Türk gençleri oy-na-ma-sın - Futbol Haberleri

        TÜRKİYE’DE bir yalan ‘gazlama’ var: “Artık Türk gençlerine şans verilsin, onlar oynasın…” Neymiş efendim “Biz artık gençleri izlemek istiyoruz”muş. Hadi oradan arkadaş. U-17 maçlarını kaç kişi izliyor? Yahu bu YALAN’ı bırakın artık. GERÇEK’e bakalım:

        * Fernandes ve Almeida oyuna girmeden Ofspor’u yenemeyen; Niğde’ye elenmenin eşiğinden dönen Beşiktaşlı gençler değil mi?

        * Necip-Cenk-Rıdvan-Serdar Özkan Beşiktaş’ta buldukları şansı başka nerede bulacaklardı? Ne oldular peki? Batuhan için tüm ülke seferber oldu da ne oldu?

        * Sadece Beşiktaş’ta değil. Mehmet Batdal, Musa Çağıran kaleci Ufuk ne yapabildiler? Aydın Yılmaz-Sercan Yıldırım daha neyin fırsatını bulacaklar?

        * Gökay-Okan Alkan, Özgür Çek gibi isimler Gökhan Gönül’ün direkt formayı kaptığı F.Bahçe’de hangi fırsatın peşine düşecekler?

        “Chelsea’nin elinden kapılan Abdülkadir” futbol oynuyor mu?

        * Kayseri yıllardır gençlere yatırım yapıyor. Hangisi için hangi büyük takım “iç geçiriyor?”

        * Mehmet Özdilek geçen yıl sadece 1 yabancı ile (sol bek Minev) oynadı. Averajla ligde kaldılar. Bu sene hücum hattını tamamen yabancılardan kurdu, takım averajla lig ikincisi!!! Neden o Türkler verilen şansı kullanmadılar arkadaş? Hani Türkler’e fırsat verilmiyordu?

        * U-16; U-17; U-19 takımlarımızın durumu perişan.

        * Hangi tekaüt futbolcu-taze teknik adamdan “Ben altyapı hocalığından emekli olacağım. İşim gücüm oyuncu yetiştirmek” lafını duydunuz?

        * Altyapıların başına her daim lig takımı kovalayan, tekaüt futbolcu-taze hoca koyma saçmalığından vazgeçmezsek; altyapı hocalığını ulufe bahşişi gibi dağıtma alışkanlığını terk etmezsek altyapıdan genç falan da yetişmeyecek.

        O yüzden HAYIR ARKADAŞ! Gençler oy-na-ma-sın. FUTBOLCULAR oynasın…

        Kaka ve Diego’yu isteyip Alex’i istemeyen hoca

        Rıdvan Dilmen, Aykut Kocaman’ın Kaka’yı da Diego’yu da istediğini söyledi.

        * Demek ki mesele “10 numarasız futbol oynayacağım” meselesi değilmiş. Mesele “Soyunma odasında çok büyük yer kaplıyorsun ve ben burayı yönetemiyorum” meselesiymiş.

        * Demek ki mesele “İdeal sistemim 4-4-2” meselesi değilmiş. Mesele “Alex ile son 5 yılda 1 şampiyonluk var” laf sokmasıymış.

        * Demek ki mesele “120 km koşmak lazım” meselesi değilmiş. Mesele “Alex’in koşu mesafesi Kuyt’ın yarısı kadar” haberini sızdırmakmış.

        * Demek ki mesele “Devrim” değil, “İtibar katliamı”ymış..

        ***

        Artık hocanın, “Adam gibi adam” imajı hakkında da ciddi soru işaretleri oluşmuştur. Aykut Kocaman hakkındaki imajı ibret alarak takip etmeli. Kimseye güvenmeyen, kabuğundan çıkmayan, sorunlara karşı kapısını kapatıp oturan biri. O yüzden bir firma ile anlaşsın ve hakkında imaj araştırması yaptırsın. Bugün Aykut Kocaman deyince “Takımda Ronaldo-Messi olsa birini oynatmaz”; “Takımı Bekir’lere; Selçuk’lara emanet eden küçük zihniyetli adam”; “Koskoca Fenerbahçe’yi Ankaraspor’a çevirdi” cümleleri peş peşe geliyor. Takımda Selçuk vardı, Cristian da.. Üstüne Topal alındı, Salih de.. Emre’nin boşluğu dolmadı derken bir başka ön libero, Meireles de alındı. Bir Emre’nin boşluğu dolmamışken bir de Alex’in boşluğu kaldı. Kendi futbolculuğu için “Şimdi olsa kendimi oynatmam” diyor Aykut Kocaman. Ben de diyorum ki futbolcu Aykut Kocaman da teknik direktör Aykut Kocaman ile çalışmazdı. Büyük Takım’da Büyük Hoca’larla oynardı. Kocaman zaten zihnen istifa etmiş. Aziz Yıldırım’a daha fazla kalkan olmasının ne kendisine ne de başkanına faydası yok.

        Gol-asist hesabı yapamayan Şenol Güneş ile başarı gelmez!

        Ülkemizin en önemli futbol adamlarından biri olan Şenol Güneş’in teknik direktörlüğü tartışmalı. Kimilerince Türkiye’nin en önemli uluslararası başarısının mimarı, kimilerine göre ise iyi kadroları idare edebilen, taktisyenden öte, meslek büyüğü rolünü uygulayan bir çalıştırıcı.

        ***

        Bence Şenol Güneş gerçek bir futbol adamı. Felsefi yönü güçlü, bakış açısı doğru tam bir futbol eğitmeni. Ancak iş taktik anlayışa gelince Güneş’in epeyce defosu ortaya çıkıyor. Elinde kendini geliştiren çok oyuncu var ama hoca bireysel gelişimleri takım bütünlüğünde yakalayamıyor. Bence en temel yanlışı ‘hesap hatası’ yapması. Eldeki malzemeye en uygun dizilişi bulmak teknik direktörün 1. görevi. Bunlar için de transfer planlamasının iyi yapılması gerek. Güneş transfer planlamasında en fazla çuvallayan hocalardan. Adrian-Henrique-Cech-Teofilo-Vittek gibi ‘bombalar’a harcanan para ile 2 üst düzey oyuncu alınabilirdi. Güneş’in eldeki malzemeye uygun diziliş ve oyuncu seçimi yapamadığını düşünüyorum. Hoca ısrarla 4-2-3-1 ya da 4-3-3 deniyor. 4-2-3-1 oynayacaksanız ortadaki 3’lünün tümünün golcü olması gerek. Savunma önündeki 2’liden birinin de gol atabilmesi lazım. Şimdi soruyorum: Zokora-Barış-Soner ve hatta Colman toplam kaç gol atar? Öndeki üçlü isterseniz Olcan-Sapara-Yasin; isterse Alanzinho-Adrian-Henrique diye dizilsin bu oyuncuların hiç biri yılda 6 golü geçemez. O zaman skor yükünü öndeki 1 oyuncuya yıkıyorsunuz. Bu oyuncu 33 gol atsa bile 3. oluyorsunuz! Oysa forvetlerin biri 19; diğeri 10 küsur gol atıp ‘10 numaranız’ 13 gole ulaştığında 82 puan topluyorsunuz. Güneş’in saplantı halinde benimsediği bu 4-2-3-1 ve 4-3-3 dizilişinden vazgeçmesi gerekiyor. Janko-Halil gibi duran ideal ikili santrafor ile arkalarında gole yakın Sapara ile Trabzon daha çok üretebilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ