Tarım ve Orman Bakanlığı, denizlerde artan yabancı türlerle mücadelesini BM iş birliğiyle sürdürüyor

Tarım ve Orman Bakanlığı Doğa Koruma ve Milli Parklar (DKMP) Genel Müdürlüğü, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı iş birliğiyle yürüttüğü proje kapsamında, istilacı yabancı canlı türlerinin Türk sularına girişlerini ve buralarda yayılmalarını engellemeyi, üremelerini durdurarak süreci yönetmeyi hedefliyor.

AA muhabirinin DKMP yetkililerinden edindiği bilgiye göre, üç tarafı denizlerle çevrili Türkiye, deniz yaşamı yönünden zengin bir çeşitliliğe sahip bulunuyor. Buna karşın, farklı etkiler nedeniyle doğal yayılış alanlarından çıkarak Türkiye kıyılarına gelen yabancı tür deniz canlıları, buralardaki ekosistemi bozuyor.

Türkiye'nin denizlerine farklı yollarla gelen söz konusu türlerle mücadele için çeşitli çalışmalar yapan Tarım ve Orman Bakanlığı, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği içinde Küresel Çevre Fonunun (GEF) finansal desteğiyle "Önemli Denizel Biyolojik Çeşitlilik Alanlarında İstilacı Yabancı Türlerin Tehditlerinin Değerlendirilmesi Projesi"ni yürütüyor.

Proje kapsamında istilacı türlere yönelik son veriler tespit edildi.

Buna göre, Türkiye'de istilacı yabancı türler hem sucul hem de karasal ortamlarda ekonomik, sosyal ve çevresel sorunlar meydana getiriyor ve küresel olarak biyo çeşitlilik üzerine en büyük tehditlerden biri olmaya devam ediyor.

- En kötü istilacı türlerden 14'ü Türkiye'de

Dünya Doğayı ve Doğal Kaynakları Koruma Birliği (IUCN) tarafından yayımlayan dünyanın en kötü 100 istilacı türünden 14'ü Türkiye'de bulunuyor.

Proje kapsamında yapılan çalışmalarda, Akdeniz’de yabancı tür sayısı 1000’i aşarken, Türkiye denizlerinde yabancı tür sayısının 545'e, istilacı tür sayısının da 107'ye yükseldiği görüldü.

Projeyle istilacı yabancı türlerin ülkeye girişlerinin ve buralarda yayılmasının engellenmesi, bunların kontrol edilmesi, üremelerinin durdurulması ve yönetilmesi hedefleniyor.

- Mücadelede hızlı müdahale çok önemli

Varlığı tespit edilen istilacı türler arasında en tehlikelileri olarak aslan balığı, balon balığı, taşbalığı, deniz salyangozu, göçmen denizanası, çizgili yılan kedi balığı örnek gösteriliyor.

Türkiye'ye akvaryumculuk, akuakültür, bahçe düzenlemesi, balıklandırma ve rekreasyonal amaçlar gibi çeşitli yollarla, Süveyş Kanalı aracılığıyla veya gemilerin balast suyu gibi nedenlerle gelen istilacı yabancı türlerle mücadelede erken teşhis, hızlı değerlendirme ve müdahale önemli rol oynuyor.

Yerel türler ve bunların ekosistemleri üzerinde baskı oluşturan ve insan sağlığı açısından da zehirlenmelere ve yaralanmalara yol açabilen istilacı yabancı tür deniz canlıları, ülke ekonomisini de balıkçılık ve turizm açısından olumsuz etkiliyor.