Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin Tuğba Özay, Manavgat'a gitti: Felç geçirmemi istediniz! - Magazin haberleri
        1

        Antalya'nın Manavgat ilçesindeki yangın nedeniyle 7 vatandaşımız yaşamını yitirirken, yüzlerce ev ve çok sayıda canlı da hayatını kaybetti. Yangınların tehdit ettiği yerlerden biri de manken Tuğba Özay'ın çiftliğinin bulunduğu bölge oldu.

        2

        Özay, çiftliğinin yanma tehlikesinin ardından çektiği videoda, felç geçirdiğini ve ardından hastaneye kaldırıldığını açıkladı.

        3

        Ünlü manken, Instagram hesabından Tarçın adını verdiği tayının da yoğun dumana maruz kalarak, yaşamını yitirdiğini duyurdu.

        4

        AÇILIŞA KATILMASINA TEPKİ YAĞMIŞTI

        Daha sonra İstanbul'daki bir açılışta görüntülenen manken, yangının etkileri sürerken açılışa katılması nedeniyle sosyal medyada eleştiri oklarının hedefi oldu.

        Açılışta kurdele kesen Tuğba Özay'a, "Felç geçirdim!' diye ağlıyordun, şimdi güle oynaya açılıştasın" ve "Yangını ne çabuk unuttun?" şeklinde yorumlar yapıldı.

        5

        "ACI ÇEKMEMİ İSTEDİNİZ!"

        Daha sonra soluğu Manavgat'ta alan Tuğba Özay, evinin son halini paylaştı. Kendisini eleştirenlere sosyal medya hesabından yanıt veren Özay, şu ifadeleri kullandı:

        Ne istediniz biliyor musunuz? Daha fazla acı çekmemi, daha çok yanmamı, daha çok gözyaşı dökmemi! Ne istediniz biliyor musunuz; 'Felç geçiriyorum!' dediğimde beni kendime geleyim diye tokatlayarak, ağlayarak hastaneye yetiştiren arkadaşlarım ve doktorlarımız sayesinde bedenimde oluşabilecek geçici ya da kalıcı travmanın neden bu kadar çabuk vücudumu terk ettiğine kızdınız. Evet, istediğiniz bu! Felç olmamı istediniz. Yangının başladığı ilk gün daha İstanbul'dayken çığlık çığlığa, ağlaya ağlaya 'Ülkemiz yanıyor, Manavgat yanıyor yetişin!' diye haykırdığımda ciddiye bile almadınız belki de...

        6

        "ACIYI İLİKLERİME KADAR HİSSETTİM!"

        Gün geceye döndüğünde, alevler daha da yükseldiğinde, yangın tüm köylerimizi vurmaya başladığında, yangın deneyimini daha önce yaşamış ve bölgeyi çok iyi bilen biri olarak poyrazın da etkisiyle Akdeniz'in felakete sürükleneceğini hissedip uyarılarda bulunduğumda, 'Koş yetiş Türkiye!' dediğimde inanmadınız belki de... 'Yok canım reklam yapıyor, prim kasıyor, sahte gözyaşıdır bu. Bacağını açtı, açılışa gitti, şunu desteklemiş, bu partidenmiş, Ahmet Kaya dinlermiş, oh iyi oldu. Vah ben şok, ay ben manşet...' gibi... Sayısız mesnetsiz haber! Sayısız hakaret! Sayısız yanlı yayın!

        Bir kadın olarak bir gün içinde üç kez İstanbul-Manavgat arası yolculuk yapmış olmam, bu esnada yaşadığım travmalar, gördüğüm manzaralar karşısında geçirdiğim şoklar, ani duygu durum iniş ve çıkışlarım, sizlerin görmediği ama benim iliklerime dek hissettiğim acılarım... Tüm bunlar karşısında yine de metanetli olup güçlü duruş sergiliyor olmam üzdü değil mi sizleri?

        7

        "BEN TABİATIN KIZIYIM!"

        Ben ki 14 sene önce çıkan yangın sonrası toprak yeşerip ağaçlar büyümeye başladığında gidip de o ağaçlarla boyumu karşılaştıran 'Hah işte büyüyorlar, ben ölmeden büyüyecekler, yine göreceğiz ağaçlarımızı dev gibi...' diye sevinmeye çalışan insanım! Ben ki çiğnediği sakızın jelatinini, içtiği suyun kapağını çöp bulana dek cebinde, çantasında taşıyan insanım! Ben ki daha düne kadar 'Cennetim...' dediğim yerde her sabah doğadaki tüm canlılar için kalan en ufak bir yemeği doğaya bırakan insanım! Yediği meyvenin çekirdeklerini çöpe atmayıp tabiata, toprağa atan insanım! Ben ki birçok zaman yabancı bir araç gördüğünde durdurup nereye gittiğini soran, sorgulayan insanım hem de korkusuzca! Hem de tek başıma ormana yürüyüşe çıkmış olsam bile... Çünkü ormanın derinliklerine getirip de hafriyatını, dev çöplerini ve yığanları gördü bu gözler! Elleriyle topladı birçok zaman ormandan, ırmaktan cam kırıklarını. Ben ki tabiatın kızıyım!

        8

        Benim yıllardır paylaşımlarıma bakın bakalım! Tüm sayfamı inceleyin doğa ile Manavgat ile ilgili yazılarımı... Toroslar'ımı nasıl anlattığımı okuyun! İdeolojimi, felsefemi, yaşama bakış açımı irdeleyin hele! Kardeşliği, barışı, birlik olmayı nasıl savunduğumu, tüm halkları nasıl kucakladığımı yaptığım paylaşımlardan, yayınladığım fotoğraflardan, yazdığım yazılardan, söylediğim şiirlerden hissedin! Tabii varsa böyle bir empati yeteneğiniz... Köylerimiz yok oldu. Ve hatta daha da acısı haritadan bile silindi. Torosları'mızın köyleri!

        9

        "BANA İFTİRA ATANLAR O ATEŞLERDE YANSINLAR"

        Ünlü manken, geçtiğimiz gün de kendisine iftira atıldığını belirterek, "İlk olarak Hera ve Herkül'ü alarak çiftliği derhal boşaltmalarını söyledim. Ben hiçbir zaman kendi malımı ve mülkümü düşünmedim. Bana iftira atanlar o ateşlerde yansınlar. Bana iftira atmayın yeter. Yeter benim bir canım var. Kimseden de korkum yok. Yettiniz, çiftliğim yanmadı diye mi ben suçluyum?" ifadelerini kullanmıştı.

        10

        "YANGINDAN İKİ AY ÖNCE ANLAŞMA YAPTIM"

        Özay ardından, "Dün bütün gece uyumadım. Uyumadığımı arkadaşlarım çok iyi biliyor. Takip edenler çok iyi biliyorlar. Bugün ben iki ay öncesinden İstanbul'da alınan evet bir programım var. Hiçbir şekilde makyaj da yok yüzümde. Makyajsız bir şekilde organizasyona gittim. 45 dakika o insanların da gönlünü hoş ettim. O insanlarla bir sözleşmem var. Ben o insanların marka yüzüyüm. O insanlar da bugün için bir emek harcamışlar, yatırım yapmışlar. Sırf onları da mağdur etmemek adına, yardımcılarım ve ailemin de orada olması nedeniyle İstanbul'a geldim dün gece… Hiç uyumadım sabaha kadar yayın yaptım. Devlet yetkililerini de aradım." şeklinde sözlerini sürdürmüştü.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ