Çok sevdiği birini kaybettikten sonra ne yapar insan?
Çok sevdiği birini kaybettikten sonra ne yapar insan? Yas nasıl tutulur? Ağlayarak, kendini bir odaya kapatıp günlerce acının gözlerinin içine bakarak, dualar ederek, kelimelere sarılarak... Nasıl?
ABONE OL“7 yaşında bir çocuk dondurması yere düşünce bile ağlıyor, annem öldü ben ağlamadım!”
‘Made in Italy’ filminin bir sahnesinde annesi öldüğünden beri babasıyla onun hakkında hiç konuşmadıklarını söyleyip böyle isyan ediyordu Jack: “Sanırım yas tutmayı bilmiyorum!”
Yas tutma konusunda Jack’e benziyorum galiba!?
Babamın ölümünün üzerinden bugün tam 37 gün geçti. Ben onunla son günümüzde, verandada yaptığımız sohbetteki son kelimelere tutunmuş duruyorum. Bu bir çeşit yas tutma şekli mi bilmiyorum! Kelimeleri bırakmazsam babam da bir yere gitmezmiş gibi geliyor.
Mesela “Kimse ayrılırken derimizi kaldırıp bizden parça koparacak kadar bize bitişmesin, yapışmasın” diyerek biricik dostu La Boetie’yi kaybettiğinde duyduğu derin acıyı kelimelere döken Montaigne kendisini yazmaya vermiş.
“İçimde o kadar hayatta ve bütün ki geri dönmemecesine toprağa gömüldüğüne, onunla bir daha konuşamayacağımıza inanamıyorum” deyip La Boetie’nin ölüm öyküsünü ve vedasını yazarak acısını atlatıp onsuz var olmayı öğrenmiş.
Sahi yas nasıl tutulur? Ağlayarak, kendini bir odaya kapatıp günlerce acının gözlerinin içine bakarak, dualar ederek, kelimelere sarılarak... Nasıl?
Biz babamın ardından bir taziye evinde toplandık üç gün boyunca... İnsanlar geldi, dualar okundu, yemekler yenildi sanki babam ölmemiş gibi sohbetler edildi... O üç gün geçti ve işte 37 gün sonra bugün ben babamın yokluğuyla bir başıma oturmuş, en son birbirimize neler söylediğimizi düşünüp, harf harf son kelimelerimizi topluyorum; ilk kez yas tutmak nasıl bir şey diye düşünüyorum...
Çok sevdiği birini kaybettikten sonra ne yapar insan?
TORONTO’DA ÇOCUKLAR İÇİN ÜCRETSİZ ‘YAS KAMPI’
Orta Çağ'da Avrupa'da ölünün ardından halka açık ritüeller yapılırmış. Ölenin ailesi, arkadaşları ve komşuların katıldığı bu törenler müzik, yiyecek, içecek ve oyunları da içeriyormuş. Yas, kişinin duygularını kontrol etme ve yası gizli yaşama yönündeki modern anlayışının tersine, açık ve dizginlenmemiş, rahatlatıcı ve toplumsal olarak paylaşılan bir şekilde yaşanıyormuş.