Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam HT Cumartesi ‘Yılda en az 40 oyun izlerim’

        HT CUMARTESİ/DİLEK BİRGEN

        40 yılda dünyanın pek çok şehrinde 2 bin oyun izlemiş bir tiyatro tutkunu o. Fransa’da kimya mühendisliği okumuş, üstüne Grenoble Nükleer Santral’ında çalışmış bir mühendis aynı zamanda. 1997’de oğulları Boston’da üniversite okurken New York Film Akademisi’ni bitirmiş bir anne. Tilda Tezman’dan bahsediyorum. Daha çok cemiyet hayatından tanıdığımız Tezman’la büyük tutkusu tiyatroyu ve şu sıralarda İngilizce ve Fransızca’ya çevrilen kitabı Oyunname’yi konuştuk.

        ■ “Oyunname” adlı ilk kitabınızdan bahsedildiğini çok duyuyorum. Yazma fikri nasıl doğdu? Oyunname’nin çıkış öyküsü biraz enteresan. Çocukluğumdan beri tiyatro üstüne notlar tuttum, bir tür mektup diyebiliriz. Yurtdışı seyahatlerimde gördüğüm çok cazip projeleri de yazdım. Böylece izlediğim oyunlar üstüne yazılmış mektuplar dizisi çıktı ortaya.

        ■ Daha sonra ne yaptınız bu yazdıklarınızı? Bu yazılar Vizon Dergisi, Tiyatro Dergisi, Milliyet Sanat ve Radikal gazetelerinde yayımlandı. “Yazdığım ‘name’leri de geniş bir okuyucu kitlesi ile paylaşayım” dedim.

        ■ Yani mektupları... Evet. Böylece yıllar içinde “Oyunname” ortaya çıktı. Bu kitaptaki her yazı benim o oyunlarda geçirdiğim 2-3 saatin hatıra defteridir. Meraklıları için ve Avrupa tiyatrosundaki değişimi izlemek isteyenler için bir toplu çalışma oldu bu notlar.

        ■ Kaç yılınızı aldı? 40 yıllık sıkı bir tiyatro izleyicisiyim.

        ■ Yılda en az kaç tiyatro seyredersiniz? Yılda en az 40 oyun seyrederim. Bu da bin 600-2 bin arası oyun demek. ■ Seyahatlerinizin en büyük amacı da bu olsa gerek... Evet seyahatlerimin neredeyse her akşamını bir tiyatro gösterisiyle şenlendirmek, gündüzleri bir film seyretmek ve festivalleri yakından takip etmek vazgeçilmezim.

        ■ 2 bin’in üzerinde oyun seyreden çok azdır. Benim gibi tiyatro meraklıları çok var, çünkü yaşam sanatla iç içe yaşanırsa anlam kazanır ve bir şölene dönüşür.

        ‘TÜRKİYE’DE DE TİYATRO DÖNÜŞÜYOR’

        ■ Ülkemizde tiyatro kültürü ne durumda? İstanbul’un nüfusu arttı. Tiyatro seyircisi sayısında maalesef azalma oldu. Çocukluğumda gittiğim tiyatro salonlarının birçoğu maalesef kapandı.

        ■ Yenileri açıldı ama... Alternatif tiyatro grupları kuruldu. Dengeler yerli yerine oturmaya başladı. Büyük ve sağlam tiyatrolar yollarına devam ederken, ufak salonlarda oynanan bir tiyatro akımı da gelişti sonunda. Alternatif tiyatro grupları modern tiyatro denemelerini başarıyla sergilemeyi sürdürüyor.

        ■ Neler oluyor Türk tiyatrosuna? Dünyada olduğu gibi Türkiye’de de tiyatro dönüşüyor. Tiyatroya daha modern ve çağdaş bir yorum getirme çabaları var. Tiyatroda video, modern dans, çağdaş plastik sanatlar ve müzikle harmanlanarak ortaya çıkan gösteriler beğeniliyor. Klasiği modern bir yorumla sahnelemek çok güncel.

        ■ Dünyada kimleri beğeniyorsunuz? Yurtdışında son dönemde, Guillaume Gallienne’in oyunculuğu beni büyülüyor. Son seyrettiğim oyunu Oblomov’da döktürüyordu. Kendisi Fransa Devlet Tiyatrosu sanatçısı. Bu yıl, Türk izleyicisi onunla Yves Saint Laurent filminde Pierre Bergé karakterindeki rolüyle tanıştı. Ödüllere doymayan oyunu “Les Garçons et Guillaume â Table”ı (Ben, Kendim ve Annem) bu yıl sinemaya uyarladı. Kendisini ve annesini aynı anda oynadığı ve senaryosunu da yazdığı bu film ödüller aldı, gişe rekoru kırdı. ‘Torunlarıma da tiyatro sevgisini aşılamayı arzuluyorum’

        ■ Oğlunuz Ralf’le yaptığım röportajda, “Annem bize önemli tüm tiyatro oyunlarını seyrettirdi” demişti. Torununuza da tiyatro tutkunuzu aşılayacak mısınız? Henüz 2 yaşlarında olan 2 torunumla, bu yıldan itibaren çocuk oyunlarına gitmeyi planlıyorum. Tiyatro ışığı ve sevgisini onlara aşılamayı çok arzuluyorum. Hayat devam ettikçe, ne mutlu ki; perde hiç kapanmaz!

        ■ Tiyatro seyretmek insana neler kazandırıyor? Tiyatronun şiiri, imgeleri, fısıltıları, maskları, gölgeleri, ışığı, alkışları, sihiri hepsi bir arada insanı hayal kurmaya yönlendirir ve hayatı sorgulamayı öğretir. Tilda Tezman’ı daha çok cemiyet hayatından tanıyoruz ama o aslında bir kimya mühendisi ve büyük bir tiyatro tutkunu. 40 yılda 2 bin oyun izleyen Tezman, bu oyunlarla ilgili tuttuğu notları “Oyunname” isimli kitabında toplamıştı. Tezman, tiyatro okullarında okutulan kitabını ve tiyatro tutkusunu anlattı ‘Oyunname bir el feneri niteliğinde’

        ■ Kitabınız Oyunname tiyatro okullarında da bulunuyormuş. Çeşitli tiyatro okullarına ulaştırdım ve ulaştırmaya devam ediyorum. Daha önce Türk dilinde böyle bir kaynak kitap yazılmamıştı. Oyunname, tiyatro ile ilgilenen, Avrupa tiyatrosundaki değişimi izlemek isteyen gençler için bir el feneri niteliğinde.

        ■ Amacınıza ulaştınız mı? Seyredip Oyunname’de kaleme aldığım oyunların büyük bir kısmı ödenekli ve özel tiyatroların repertuvarına girdi ve giriyor; bu da tabii ki beni çok mutlu ediyor.

        ■ Oyunname’nin devamı olacak mı? İkinci cilt niye olmasın ki?

        ■ Başka dillere çevrilecek mi? Oyunname İngilizce ve Fransızca’ya çevriliyor. Florian Zeller, Pippo del Bono gibi ünlü yönetmenlerle dostluğum var. Onlar da kitabıma bir önsöz yazmayı heyecanla bekliyor.

        ■ Bu kadar oyun izlemiş ve tiyatronun kitabını yazmış biri olarak bir oyun yönetmek istemez misiniz? İstemez miyim! Bir tiyatro oyununun prodüktörlüğünü ve yönetmenliğini yapmak istiyorum. İstanbul’da tiyatrocular oyunlarını sergileyecek mekân bulmakta çok zorlanıyor; yeni tiyatro mekânları kazandırma projelerine destek veriyorum ve vermeye devam edeceğim. Yabancı dilde yazılmış birçok tiyatro oyununu da Türkçe’ye çevirdim. ■ Başka projeleriniz var mı? Sinema da vazgeçilmezim. Film senaryoları okumak en büyük hobim. Çok sevgili dostum yönetmen Abdullah Oğuz’la çok sık bir araya gelip senaryo konuşuruz. Şu sıralar, onunla çok heyecanlı ve çok ilginç bir projeye hazırlanıyoruz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ