-
Aslında Türkiye'nin ilk yerli otomobili Devrim'in hikayesini bilmeyen yoktur. Ama o günlere tanıklık eden isimlerden dinlenen anılar, bu otomobilin sadece bir demir parçasından ibaret olmadığını ortaya koyuyor.
-
Türkiye'nin ilk yerli otomobili bugün 55. yaş gününü kutlarken, aradan geçen yarım asır Eskişehir'de halen gazetecilik yapan Rıdvan Uysal'ın anılarını silememiş. Devrim'i canı pahasına da olsa fotoğraflayan 83 yaşındaki başarılı gazeteci, 55 yıl önceye giderek anlattığı anılarını sanki tekrar yaşıyormuş gibi heyecanlanıyor.
-
Devrim otomobilleri için Ankara'dan mühendislerin geldiğini belirten emektar gazeteci, tel örgülerin arasından Cern Atölyesi'ne girdiğini söyledi. Aksiyonu bol hatırasını adeta gözünde canlandırarak anlatan Uysal, "Buraya mühendisler gelerek bir proje geliştiriyorlar. Bende bunu duydum. İstanbul'a küçük bir haber geçtim.
-
O zamanlar Tercüman gazetesindeydim. Haberi geçince gazete ayaklandı. İlla fotoğraf isteriz dediler. Biz bunu duyduğumuzda aradan 15 gün geçmişti. Editörler, 'Ne yap, ne et, çalışmaları çek' dediler. O zamanlar Cern Atölyesi'nin genel müdürü vardı.
-
Aradım ve haber için yardımcı olmasını istedim. 'Rıdvan ağabey, benim kellemi alırlar' dedi. 'Mümkün değil, veremem bu çok gizli bir proje' dedi. Bunu İstanbul'a söylediğimde, 'Arkadaş, ya bu haberi yaparsın, yada Tercüman Gazetesi'nden gidersin' dediler. Sen olsan ne yaparsın? Bende tamam diyerek aldım makineyi elime geldim.
-
Fabrika çevresinde keşif yaptım. Tellerin arasında bir açıklık gördüm. Herhalde karşıda oturan işçiler, oradan sabahları işe gelmek için geçiyorlardı. Ben orada içeriye daldım. Bir sürü atölye vardı. Rastgele bir girdim, bir baktım Devrim'i gördüm. Kasasını ve şasesini koymuşlar. Başıma gelecekleri az çok da tahmin ediyordum ama o zamanlardaki kutu makinem ile fotoğrafları çektim" dedi.
-
Asıl maceranın fotoğrafları çektikten sonra başladığını ifade eden Rıdvan Uysal, tüm gazetelere atlattığı haberi anlatırken o keyfi tekrar yaşıyor. 3 gün boyunca İstanbul'dan Eskişehir'e dönemediğini aktaran Uysal, "Tanıdıkları için fotoğraf çekmeme ses çıkarmadılar. 15 kare fotoğraf çektim. Tam çıkacağım atölyeden, pat diye baş mühendis karşıma dikildi. 'Rııdvan ağabey sen ne yapıyorsun, buraya seni kim soktu?' dedi.
-
'Yav kardeşim ben müdürden izin istedim, vermedi bende geldim' dedim. Fakat o arada başıma gelecekleri bildiğim için, makinedeki filmi çıkartıp çorabımın içine soktum. İkinci boş filmi de makineye taktım. Bir an evvel de oradan gitmek istiyorum ama etrafımı sardılar. Müdüre haber vereceklerdi. 'Ya müdüre haber vermeyin, adamla aramız iyi, kötü olmasın. Tamam, ben çektiğim filmi size teslim edeceğim' dedim. Ne olur olmaz diye filmi makineden çekerek çıkarttım. Zaten boş film, yanmış oldu. Ben geldiğim yerden çıktım ve hiç arkama bile bakmıyorum. Hemen tren garına geldim. O anda da tesadüfen İstanbul'a tren var.
-
Son Dakika
-
Canlı Yayın
- Gündem
- Ekonomi
-
Dünya
- Spor
- Magazin
-
Soru Bankası
-
Gastro
-
Kadın
- Sağlık
-
Yazarlar
-
Yaşam
-
Çocuk
- Teknoloji
-
Kültür Sanat
-
Röportajlar
-
Kısayol
-
Grafik Haber
- Galeri
- Video
- Akıl Oyunları
-
Yerel Haberler
- Servisler
- Portallar
-
Hafta Sonu
- 7x24
-
Vefat
-
Künye
Copyright © 2020 - Tüm hakları saklıdır.
Habertürk Gazetecilik A.Ş.
Habertürk Gazetecilik A.Ş.
YORUMLAR