SEDA ZEYNEP KÖSE MODANIN BAŞKENTİ “MİLANO” DA
szk@haberturk.com
instagram/tatildeyimdonucem
Habertürk & Tatilstil.com ile çıktığımız 8 günlük İtalya turunun son programındaki iki şehir Verona ve Milano olacak. Venedik'ten otelimizden, Verona'ya doğru yola çıkıyoruz. Yolumuzun üzerinde, harika bir İtalya lokasyonu daha var. İtalya'daki en büyük göl ünvanına sahip olan Garda Gölü kıyısındaki Sirmione'ye uğruyoruz. Bu arada, belirtmeden geçmeyeyim; Garda Gölü aslında bir buzul gölüymüş. Efendim, yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculuk sonrasında, bu şirin kasabaya varıyoruz. Evler oldukça güzel ve müstakil. Doğanın el değmemiş güzelliğinden etkilenmemek mümkün değil.
Sirmione Kalesi, 13. yüzyılın başında, tamamen koruma amaçlı yapılmış. Görülmesi gerekiyor. Sirmione, zengin ailelerin tercih ettiği bir kasaba olduğundan, son model arabalarla, limanda lüks yatlarla karşılaşabilirsiniz. Bu arada, F1 pilotlarından tutun da, Avusturya başbakanına kadar, pek çok ünlü ismin evinin olduğu Sirmione, aynı zamanda kaplıcalarıyla da ünlü bir kasaba. Hava şartları uygunsa, gölde tekne gezisi yapabilirsiniz. 5-6 kişi için ortalama 40 euro alıyorlar. Son olarak size bir tavsiyem olacak. Sirmione'ye giderseniz, somon ya da makarna yiyin. Her ikisi de çok lezzetli.
Sirmione'ye veda ederek, ghetto mahalleri ile ünlü Verona'ya geçiyoruz. Verona, tarihteki en büyük aşk hikayesine konu olmuş Romeo & Jüliet'in evinin de bulunduğu bir şehir. Bu yüzden aşk şehri olarak anılıyor. Verona'ya vardığımızda yağmur karşılıyor bizi.
Verona, İtalya'nın en önemli turizm merkezlerinden biri, çünkü, kültürel, mimarî ve tarihi bir çok eser barındırıyor. Bu yüzden, bu şehirde, Unesco Dünya Mirası şehirleri listesindedir. Ayrıca, uluslararası fuar, tiyatro ve opera etkinliklerine ev sahipliği yapıyor. Tarihi kapıdan geçerek, Verona'nın en büyük meydanı Bra Meydanı’na geliyoruz. Hemen sol tarafta Arena yer alıyor. Daha sonra, alışveriş konusunda sizi hayli zorlayacak olan Mazzini Sokağı’na giriyoruz. Dar sokaklardan ilerleyerek, Erbe Meydanı'na varıyoruz. Buradan da, Romeo & Juliet'in evine geçiyoruz.
Verona'da, Verona Katedrali, San Zeno Bazalikası, Castelvecchio Köprüsü görmeniz gerekn öenmli noktalar. Verona sokaklarındaki turumuz, tekrar Adige nehri üzerindeki Pietra köprüsünden geçerek, otobüsümüze varışımızla son buluyor. Milano'ya doğru yola çıkıyoruz.
Modanın, sanatın ve tarihin başkentlerinden biri olan Milano'ya, sağnak yağmurlu bir hava eşliğinde varıyoruz. Milano, Roma'dan sonra, İtalya'nın ikinci büyük nüfuslu komünü. Tam anlamıyla bir metropol. Hem İtalya'nın, hem de Avrupa'nın en zengin şehirleri arasında yer alıyor. Milano'daki ilk durağımız, milyonlarca turist gibi, Duomo di Milano oluyor. Dünyanın en büyük gotik katedaraline, dünyanın gelmiş geçmiş en eski alışveriş merkezlerinden biri olan Galleria Vittorio Emanuele II'den geçerek varıyoruz. Duomo her zaman ki gibi büyülüyor haşmeti ile, her gördüğünüzde sanki ilk kez görüyormuş hissi uyandıran, efsane bir yapı.
Milano, dünyanın en büyük tiyatrolarından biri olan La Scala'nın da bulunduğu bir şehir. Şehir, kültürel gelenekleri, üniversiteleri, konservatuvarları, sanat akademileri ile, dünyanın en özel şehirlerinden biri olma özelliği taşıyor. İtalya'nın en modern şehri olan Milano, aynı zamanda, İtalyan basının da başkenti. İki önemli bulvarı var şehrin. Bunlardan biri, Porta Nuova güneyde bulunuyor, Porto Ticinese ise kuzeyde.
>
Bu kadar tarihi yapı içerisinde dikkat çeken modern binalarda var şehirde. Piazza Cavour, Via Turati, Piazza della Repubblica ve Pirelli Gökdeleni bunlardan bazıları. Milona'daki, Dominiken Santa Maria della Gracia Manastırı, Kilisesi ve manastırdaki yemekhane duvarı üzerinde bulunan, “Leonardo da Vinci'nin Son Aksam Yemegi tablosu” Unesco Dünya Mirasları listesindedir. Milano'da es geçmemeniz gereken diğer noktalar, Santa Maria delle Grazie, Fortezza Kalesi, Pinoteca di Brera.
Alışveriş için, çok uygun bir şehir olduğu söylenemez. Pahalı denilebilir, ama, uygun fiyatlı ürünler bulabileceğiniz lokal mağazalarda var elbette. Yeme – içmeye gelince, binlerce alternatifiniz var. Fast food zincirleri bunlardan biri. Galleria Vittorio Emanuele II iiçndeki kafe ve restaurantlarda da, birşeyler yiyip içebilirsiniz, tamamen bütçenizle alakalı. Ucuz olmadıklarını hatırlatayım.
8 günlük İtalya turumuzun son gününü de böyle tamamlamış oluyoruz. Milano turu ardından otelimize geçiyor, sabahında da Milano Bergamo Havaalanı'ndan İstanbul'a uçuyoruz. Tüm seyahat boyunca, İtalya'yı gerçek anlamda yaşatan, anlatımı ve profesyonel tavrı ile son derece memnun kaldığımız rehberimiz Emre Kuşburnu'na, ulaşımımızı sağlayan Arturo & Giovanni'ye & elbette bu kusursuz organizasyon için Tatilstil.com'a teşekkürler.
Seyahatlerimiz Avrupa'nın en güzel şehirleri ile devam edecek. Görüşmek üzere...
Tatilstil.com'u ziyaret etmek için tıklayınız
