Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 2000'lerde ABD dışında çekilmiş en iyi 10 animasyon
        1

        10. İki Arkadaş 2012 (Ernest et Célestine)
        Yönetmen: Stéphane Aubier, Vincent Patar.

        Yeraltındaki fareler kentinde yaşayan Celestine, ayı korkusuyla büyütülmesine rağmen farelerle ayıların arkadaş olabileceğine kalpten inanır. Yerüstündeki ayılar kentinde yaşayan yoksul sokak müzisyeni Ernest ile karşılaştığında bir çöp bidonunda uyumaktadır.

        2

        Ernest çok açtır ve yiyecek bir şeyler aramaktadır ama Celestine kendisini yememesi konusunda onu ikna etmeyi başarır... Kısa sürede arkadaş olsalar da çevrelerindeki toplum bir ayıyla farenin arkadaşlığını kabul etmeye hazır değildir. Ernest ve Celestine, kışı şehirden uzakta geçirirler ama ilkbaharla birlikte polis peşlerine düşer... Suluboya resimleri hatırlatan görüntülerin sade ve naif güzelliğiyle hafızalara kazınan, toplum dışı iki karakterin dayanışmasını anlatan ve “ötekileştirme”yi incelikle eleştiren bir Fransız animasyonu.

        3

        9. Kuzular Firarda 2015 (Shaun the Sheep Movie)
        Yönetmen: Mark Burton, Richard Starzak

        İngiliz Aardman Stüdyoları’nın kendine özgü, yaratıcı tarzını yansıtan diyalogsuz bir film. Amerikan, Japon ve Avrupa ekolünden çok farklı bir görsel dünya bu.... Başta koyun Shaun olmak üzere özellikle havyan karakterler çok şirin ve komikler. Aardman yapımlarının çoğunda olduğu gibi yetişkinleri ve çocukları yakalayabilecek kaliteli bir mizah duygusu bütün filme hâkim.

        4

        Shaun’un bir günlük tatil aşkı uğruna başlattığı isyanın ardından çiftliğin dağılmasını ve koyunların şehre gitmesini anlatan öykü, sessiz filmlerdeki harekete dayalı “slapstick komedisi”ni hatırlatan çok hoş sahnelere sahip. Özellikle koyunların, şehir hayatına uyum sağlamak için insanları taklit ettikleri bölümler çok eğlenceli.

        5

        8. Denizin Şarkısı 2014 (Song of the Sea)
        Yönetmen: Tomm Moore

        İrlanda mitolojisindeki deniz öykülerinden esinlenen Tomm Moore'dan çağdaş bir masal... Annesi gibi “fok kızı” olan küçük Saoirse ile abisi Ben, fener bekçisi babalarıyla birlikte küçük bir adada yaşarlar.. 6 yaşına kadar hiç konuşmayan Saoirse, bir gece annesinden kalan özel giysiyle denize girince gerçek kimliğini keşfeder. Ne var ki, büyükannesi babasının da izniyle onu şehre götürerek denizle bağlantısını keser...

        6

        Büyü, mit ve fantaziyi duyarlı, dokunaklı bir hikâyeye dönüştüren Moore'un en güçlü yanı kuşkusuz kendine özgü ve tarifsiz görsel dünyası... Film, anlatılması güç, ipnotize edici resimleri bir yana ince bir mizah duygusuna da sahip. İrlandalı sinemacı Tomm Moore, animasyonun son yıllardaki en özgün temsilcilerinden biri... Beğenenler “The Secret of Kells”i de (2009) seyredebilir.

        7

        7. Senin Adın 2016 (Kimi no na wa)
        Yönetmen: Makoto Shinkai

        Birbirlerini tanımayan ve bazı günler kendi istekleri dışında “beden değiştiren” biri kız, diğeri erkek iki lise öğrencisinin hikâyesi... Kız taşrada, oğlansa Tokyo'da yaşıyor. Her ikisi de ilk şoku atlattıktan sonra yeni bedenleriyle işlerin nasıl yürüyeceğini anlamaya çalışıyorlar. Böylelikle kendi cinslerine dışarıdan bakma fırsatı bulurken karşı cinse dönüşmenin nasıl bir şey olduğunu da keşfediyorlar. Sürprizlerle ilerleyen bu romantik ve metafizik film, erkeğin içindeki kadınsı yanı, kadının içindeki erkeksi özellikleri öne çıkarırken, her iki cinsin birbirlerini tamamladığını vurguluyor.

        8

        Öyküsünü inançların, geleneklerin ve rüyaların unutulma korkusu üzerinden şekillendiren “Senin Adın”ı seyrederken, Japon sinemacıların animasyonun anlatım imkânlarını kullanma konusundaki yaratıcılığına bir kez daha şapka çıkarıyoruz. Karakter tasarımları eski usul animasyon tarzında. Arka fonlar, şehir ve doğa manzaraları ise daha gerçekçi tarzda resmediliyor.

        9

        6. Olağanüstü Dünya 2015 (Avril et le monde truqué)
        Yönetmen: Christian Desmares, Franck Ekinci

        Bildiğimiz tarihi olayların farklı şekilde geliştiği alternatif bir dünyada geçiyor film... Tarihin “kırılma noktası”na tanık olduktan sonra önce 1931'e sonra da 1941 yılına gidiyoruz. Elektrik henüz icat edilemediği için buhar çağının sürdüğü günlerdeyiz. Gökyüzünde uçaklar yok ve Fransa hâlâ bir imparatorluk... Paris'in simgesi Eyfel Kulesi bile farklı... Bilim insanlarının sürekli ortadan kaybolduğu, bilimde hiçbir ilerlemenin yaşanmadığı böylesi bir dönemde, ailesini kaybetmesinin acısını yaşayan genç Avril, konuşan kedisini gençleştirecek iksiri bulmak için gizli bilimsel deneyler yapıyor...

        10

        Ne var ki, inatçı bir imparatorluk polisinin yanı sıra esrarengiz düşmanları da var. Arka fonları ve karakter tasarımlarıyla Avrupa çizgi roman geleneğinden beslenen “Olağanüstü Dünya” görsel olarak orijinal bir atmosfer sunarken heyecan dolu, su gibi akıp giden harikulade bir hikâye anlatıyor. Resimli romanda Fransa ve Belçika ekollerini sevenler kaçırmamalı...

        11

        5. Küçük Deniz Kızı Ponyo 2008 (Gake no ue no Ponyo)
        Yönetmen: Hayao Miyazaki

        Japon animasyon ustası Hayao Miyazaki bir kez daha doğa – insan ilişkilerinin keşfine çıkıyor ve öyküsünü yine çocukların gözünden anlatıyor... Bir denizcinin oğlu olan Sosuke, okyanus kıyısında oynarken bulduğu balığı eve getirir ve ona Ponyo adını verir. Ponyo sıradan bir balık değildir. Bir büyücüyle deniz tanrıçasının çocuğudur. Babasının yeteneklerini kullanarak kendini küçük bir kıza çevirir ve Sosuke’ye âşık olur.

        12

        Hayali gerçek bir insan olmaktır. Ancak Ponyo’nun değişimi doğanın düzenini sarsar, deniz karaya doğru ilerler, her yer sularla kaplanır. Tüm bunlar, Sosuke ile Ponyo'nun sınırları aşma özleminin bir sonucudur... Günümüz sinemasının en iyi masal ustasından sevginin gücü üzerine fantastik bir hikâye...

        13

        4. Sihirbaz 2010 (L'illusioniste)
        Yönetmen: Sylvain Chomet

        Fransız yönetmen Jacques Tati'nin yazdığı ama hayatayken gerçekleştirme olanağı bulamadığı senaryosundan Sylvain Chomet tarafından sinemaya uyarlanan film, meslek hayatının son demlerindeki bir illüzyonistin hüzün dolu hikâyesini anlatıyor.

        14

        Memleketi Fransa dahil hiçbir yerde tutunamayan Tatischeff, son bir umutla İskoçya'ya gidiyor ve orada genç bir kadın hayranıyla karşılaşıyor. Genç kadın mesleğini yapabilmek için elinden geleni yapan deneyimli ilüzyonistle yakından ilgileniyor, ona büyük bir ilgi ve sevgi gösteriyor. Ne var ki, insanların artık illüzyonistlerle ilgilenmediği yeni bir çağda yaşıyorlar ve Tatischeff'in kaçınılmaz düşüşü engellenemiyor... Chomet, yalnızlığı ve unutulmuşluğu duyarlı bir sinemayla yansıtıyor. Jacques Tati'nin sinemasına, incelikli mizah anlayışına ve kişiliğine bir saygı duruşu olan film, Edinburgh şehrine bir güzelleme olarak da nitelenebilir.

        15

        3. Prenses Kaguya Masalı 2013(Kaguyahime no Monogatari)
        Yönetmen: Isao Takahata.

        El emeği, göz nuruyla 8 yılda hazırlanmış film, eski usul animasyonun sahici ve masum güzelliğini, ebeveyn-çocuk ilişkilerini anlatan hüzünlü bir masalla birleştiriyor. Soluk suluboya renklerin yalın güzelliği ve desenlerin sadeliği, seyirciyi naif, çocuksu bir masal dünyasına götürüyor. Her şey yaşlı bir oduncunun bambu filizinde bulduğu “el kadar” bir prensesin bebeğe dönüşmesiyle başlıyor. Film, çocukların gerçek mutluluğunu hiçe sayarak kendi egolarına hizmet eden ebeveynlerin tehlikeli hırslarını eleştiriyor.

        16

        Çocuklarımızın bize emanet edilmiş bağımsız bireyler olduğunu hatırlatan film, iyi yetiştirmek adına onları özlemlerimizin kölesi yapmaktansa, gerçek duygularına kulak vermemiz gerektiğini söylüyor. Japon sin emacı Takahata, modern animasyonun genellikle uzak durduğu, çizim kâğıdının varlığını hatırlatan beyaz renkten hiç kaçınmıyor. Beyaz renk, hem masalsı yanın altını çiziyor hem de minimal desenlerin gücünü ortaya çıkarıyor.

        17

        2. Belleville'de Randevu 2003(Les triplettes de Belleville)
        Yönetmen: Sylvain Chomet

        Champion, çocukluğundan beri bisiklete tutkuyla bağlı bir sporcudur. Fransa Turu'ndaki (Tour de France) dağ yarışı sırasında aniden ortadan kaybolur. Bulunan ilk ipuçları, Champion ve iki rakibinin kaçırıldığını gösterir... Çocukluğundan beri Champion'un yol göstericisi ve antrenörü olan büyükannesi Madame Souza, torununu hain emellere sahip insanların elinden kurtarmaya kararlıdır. Champion'un sadık köpeği Bruno'yla yola çıkarlar.

        18

        Araştırmalarında onlara “Les triplettes de Belleville” adlı, üç kız kardeşten oluşan bir caz ve dans grubu eşlik eder. Fransız animasyoncu Sylvain Chomet, tutku, sevgi ve bağlılık üzerine benzersiz bir başyapıta imza atarken bisiklet sporuyla caz müziğini de adeta kutsuyor. Çizgileri, renkleri ve grafik duygusuyla seyirciye bambaşka bir dünya vadediyor.

        19

        1. Ruhların Kaçışı 2001(Sen to Chihiro no Kamikakushi)
        Yönetmen: Hayao Miyazaki.

        Animasyon sinemasında kendi başına ayrı bir ekol olan Japon yönetmen Hayao Miyazaki, seyirciyi bu kez kötü ruhların yaşadığı, bizim dünyamızdan geçilen esrarengiz bir şehre götürüyor... Küçük Chihiro ve ailesi, otomobille yanlış yola girince kendilerini terk edilmiş bir eğlence parkında bulurlar. Anne ve baba, açık büfedeki iştah açıcı yemeklere kendilerini kaptırınca domuza dönüşürler.

        20

        Chihiro, hiç bilmediği bu garip yerde artık tek başına ayakta durmak, anne ve babasını kurtarmak zorundadır. Ruhların arınmaya geldiği bir hamamda iş bulup çalışmaya başlar... Miyazaki’nin üstüne kitaplar yazılan ve sayısız analize konu olan fantastik filmi, bir çocuğun yabancı bir dünyadaki büyüme hikâyesi üzerinden çağdaş Japon toplumunun eleştirisini yapıyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ