Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya ABD'nin siyah-beyaz çelişkisi: Mesele sadece polis değil... - Haberler

        Amerika Birleşik Devletleri bir haftayı aşkın bir süredir, son yıllarda ülkede görülen en büyük sokak gösterilerine sahne oluyor.

        Minneapolis kentinde, siyah Amerikalı George Floyd'un gözaltına alınırken polis memuru Derek Chauvin tarafından boğularak öldürülmesiyle başlayan gösteriler hızla bir ayaklanma görüntüsüne bürünmüş ve ülkedeki pek çok şehirde yayılmıştı.

        Birçok kentte barışçıl gösterilerin yanı sıra şiddet eylemleri de görülürken, ABD Başkanı Donald Trump göstericileri 'radikal sol' olarak tanımladı ve askeri birlikleri ülkedeki birçok şehre göndererek gösterilerin kontrol altına alınmasını istedi.

        REKLAM

        Başkanlık seçimlerine 5 ay kala ABD'de yaşananlar tüm dünya tarafından takip ediliyor ve bir değişimin habercisi olup olmadığı merak ediliyor. Ancak yaşananların tam anlamıyla yeni olduğu söylemek mümkün değil...

        AMERİKAN TOPLUMUNUN KISIR ŞİDDET DÖNGÜSÜ

        ABD'de yaşananları yakından takip edenlerin iyi bileceği gibi Amerikan toplumu, uzun yıllardır iki tür şiddet döngüsünün içine hapsolmuş durumda.

        Bunlardan ilki, periyodik aralıklarla haber bültenlerinde görebileceğiniz ağır silahlar kuşanmış bir beyazın okullarda, iş yerlerinde, eğlence merkezlerinde gerçekleştirdiği 'sebepsiz' katliamlar...

        Şiddet döngüsünün diğer ayağında ise polis eliyle çoklukla siyahlara yönelik gerçekleştirilen yargısız infaz ve orantısız şiddet haberleri yer alıyor.

        .png
        .png

        Yaşananlar öylesine bir döngü halini almış durumdaki, George Floyd'un kayda alınan son sözleri olan ve hızla sokak gösterilerinin sloganı haline dönüşen 'Nefes Alamıyorum' sözü bile ilk kez kullanılmıyor.

        REKLAM

        2014 yılında Eric Garner isimli siyah Amerikalı, New York'ta bir kaldırımda sigara satarken gözaltına alınmak istenmiş ve yüzüstü yere yatırılıp üzerine bastıran polisler tarafından ölümüne sebep olunmuştu. Garner o gün kaydedilen görüntülerinde tam 11 kez 'nefes alamıyorum' diye seslenmiş ancak polisler tıpkı Floyd'un ölümünde olduğu gibi bu yakarışı önemsememişlerdi.

        Garner'ın ölümü toplumun geniş kesimlerinden tepki çekti ancak açılan soruşturmada yargılanan polislerin hiçbiri ceza almadı. Mapping Police Violence'ın ortaya koyduğu rakamlara göre, polis cinayeti davalarında cezasızlık oranı yüzde 99'a kadar ulaşıyor...

        2014'te Garner'ın ölümünün ardından sahaya 'Nefes Alamıyorum' yazan bir tişörtle çıkan NBA yıldızı Lebron James, Floyd'un ölümünün ardından bu kez Amerikan futbolu yıldızı Colin Kaepernick'in milli marş sırasında diz çökme protestosuna ortaya koyarak 'Neden olduğunu anladınız mı' diye soruyor.

        2014'ten 2020'ye birbirinin tıpa tıp aynısı iki polis cinayeti, bir basketbol yıldızı, benzer tepkiler ve derin bir 'deja vu' hali...

        Kaepernick (sağda) polis cinayetlerini protesto etmek için milli marş sırasında diz çökme protestosuna başlamış, Kaepernick'e en sert tepki gösteren isimlerden biri Başkan Trump olmuştu

        AYAKLANMA NEDEN ŞİMDİ PATLAK VERDİ?

        Cinayet mahalli olması nedeniyle gösterilerin başladığı eyalet olan Minnesota Valisi, gösterilerin ilk günlerinde yaptığı açıklamada, "Nesiller boyu süren acı, şimdi tüm dünyanın önünde kendini dışa vuruyor" ifadelerini kullanmıştı.

        REKLAM

        Peki gerçekten nesiller boyunca süren bu şiddet, ayrımcılık ve ırkçılık temalı hikaye neden bugün böylesine büyük bir ayaklanma dalgasına sebep oldu? Siyahların düzenli aralıklarla öldürüldüğü Amerika, neden George Floyd cinayetinin ardından ayağa kalktı?

        TIME Dergisi'nin 2015'te yayınladığı 'Ne değişti, ne değişmedi?' temalı sayının kapağı

        Bunun en önemli nedenlerinden birinin 'zamanlama' olduğunu söylemek mümkün. Zira sadece 2020'nin geride kalan 5 aylık bölümüne baktığımız zaman dahi peş peşe gelen polis cinayeti haberlerini görebilmek mümkün:

        Şubat ayında Georgia eyaletinde Ahmaud Arbery isimli bir siyahi çoğunlukla beyazların yaşadığı bir mahallede koşu yaparken vurularak öldürüldü. Olayı gösteren video, olaydan iki ay sonra sosyal medyada yayılınca emekli polis Gregory McMichael ve oğlu gözaltına alındı. Gözaltına alınan bir diğer kişi de olayı kayda alan kişiydi. Adalet Bakanlığı, polisin soruşturmayı yürütme şeklindeki şüpheler nedeniyle olayla ilgili soruşturma başlattı.

        13 Mart'ta Kentucky'de Breonna Taylor isimli bir acil servis teknisyeni evinin kapısında polis tarafından 8 kurşunla öldürüldü. Polis bir uyuşturucu operasyonu kapsamında Taylor'ın kaldığı daire için arama izni çıkarıldığını ancak daireden kendilerine ateş açıldığını söyledi. Evde herhangi bir uyuşturucu maddeye rastlanmadı.

        REKLAM

        George Floyd'un boğularak öldürülmesinden sadece 17 gün önce ise Georgia'da, Yassin Muhammed isimli bir Sudan asıllı Amerikalı güvenlik güçleriyle yaşadığı birkaç münakaşadan 24 saat sonra polis tarafından vurularak öldürüldü. Polis, Yassin Muhammed'in kendilerine büyük bir taş parçasıyla saldırdığını öne sürdü. Olayı kınayan Amerikan İslami İlişkiler Konseyi Muhammed'in akli sağlık sorunları yaşayıp yaşamadığının açıklanmasını istedi.

        Bunlar sadece 2020'nin geride bıraktığımız ve çoğunlukla sokağa çıkma kısıtlamalarının olduğu dilimde yaşanan polis cinayetlerinden sadece bazıları...

        MESELE SADECE POLİS MESELESİ DEĞİL

        Amerikan toplumu ve özellikle de Amerika'daki siyahlar için bardağı taşıran tek olay peş peşe gelen cinayet haberleri değil...

        Kovid-19 salgını nedeniyle 100 binden fazla kişinin hayatını kaybettiği ülkede, 40 milyon kişi işsiz kalmış durumda ve bu durumdan en çok etkilenen grupların başında siyahlar geliyor. Sadece ekonomik olarak değil, can kaybı rakamlarına bakıldığı zaman da siyahların Kovid-19 nedeniyle oransız bir şekilde hayatlarını kaybettiği görülüyor.

        Örneğin siyah nüfusun yüzde 32'sini oluşturduğu Chicago'da Kovid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerden yüzde 67'si siyah. Benzer şekilde yüzde 26'sı siyahlardan oluşan Milwaukee'de koronavirüsten ölenlerin yüzde 73'ü siyah Amerikalılar. Nüfusunun sadece yüzde 14'ü siyah olan Michigan'da ise Kovid-19 kayıplarının yüzde 41'ini siyahlar oluşturuyor.

        Bu rakamlar Kovid-19 salgınıyla birlikte iyiden iyiye görünür hale gelen Amerika'daki sosyal eşitsizlik tablosunu da net bir şekilde ortaya koyuyor...

        .png
        .png
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ