Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık ‘Ameliyat edilemezsin’ denilen o hastalara umut ışığı!

        Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi, 6-9 mart tarihleri arasında dünyaca ünlü cerrahlara ev sahipliği yaptı. Karaciğer kanseri ameliyatlarında ultrasonografinin kullanımı ile ilgili kurs düzenlendi. Türkiye’de ilk kez düzenlenen bu kursta Prof. Guido Torzilli, Prof. Daniele Del Fabro ve Prof. Ender Dulundu, cerrahlara canlı yayında karaciğer kanseri ameliyatı sırasında ultrasonografi kullanımını gösterdi. Cerrahlar, ameliyatlar sırasında pratik yapma imkanı buldu.

        Bu yöntem sayesinde karaciğer kanserlerindeki metastaz sayısı ve boyutu, hastanın ameliyat edilmesine engel olmayacak. ‘Ameliyat edilemez’ denilen bazı hastalar da bu sayede tedavi olabilecek.

        REKLAM

        DÜNYACA ÜNLÜ CERRAHLAR MARMARA’DA BULUŞTU

        Düzenlenen kursun ardından 8-9 Mart tarihlerinde VII. Uluslarlarası Onko-Cerrahi Günleri kapsamında ABD, Japonya, İtalya, Kore, Mısır ve Romanya gibi dünyanın farklı ülkelerinden alanlarında etkin cerrahlar konuşma yaptı. Toplantıya dünyada erişkinde canlıdan canlıya karaciğer naklini ilk kez gerçekleştiren Prof. Masatoshi Makuuchi de katıldı. Alanlarında uzman cerrahlar, karaciğer nakli, karaciğer ve pankreas kanserlerinde cerrahi ve onkolojik tedavileri masaya yatırarak, bilgi ve tecrübelerini paylaştılar.

        Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi Karaciğer Nakil Ünitesi Sorumlusu Prof. Dr. Ender Dulundu, karaciğer tümörlerinin cerrahisinde kullanılan ultrasonun, lezyonların tamamını gösterdiği için tedavide başarı oranını artırdığını açıkladı.

        KARACİĞER CERRAHİSİNDE ULTRASON KULLANIMI İLK KEZ JAPONYA’DA BAŞLADI

        REKLAM

        Prof. Dr. Ender Dulundu, “Karaciğer cerrahisinde ultrason kullanımı dünyada ilk kez Japonya’da başladı. Bu yöntemi ilk kez uygulayan kişi, bu toplantımıza da katılan Prof. Masatoshi Makuuchi’dir. Prof. Makuuchi’nin ardından Avrupa’da bu yöntemi kullanmaya başlayan önder isimlerden biri Prof. Guido Torzilli oldu. Japonya’da çalışma fırsatı bulduğum için aynı teknikle bu ameliyatı Marmara Üniversitesi Pendik Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde de gerçekleştiriyoruz. Fakat bunun diğer cerrahlar tarafından biliniyor olmasının ayrı bir önemi var. Karaciğer şeffaf olmayan bir organ olduğu için dışarıdan baktığınızda içini göremiyorsunuz. Bu yüzden de maalesef bazen karaciğerin bir bölümündeki küçük bir tümör için büyük bir karaciğer parçasını çıkartmak zorunda kalabiliyoruz. Çünkü tümörün nerde olduğunu net olarak anlama şansınız yok. Peki, bu yöntemin bize ne yararı var? Büyük bir karaciğer parçasını alırsak hastaya kalacak karaciğer azalıyor. Bu da ameliyatın riskini artırıyor. Ayrıca tümör sayısı, metastaz sayısı cerrahiyi yapmaya engel olabilir. Fakat ultrason ile tümörleri görebildiğimiz için sadece tümörlü dokuyu alıp, karaciğerde maksimum dokuyu koruduğumuz zaman o hastaların da ameliyat olma şansı oluyor. Dolayısıyla tümör sayısı fazla diye ameliyat olamayan pek çok hastanın ameliyat olma şansı ve sağ kalımı artırma şansı oluyor. Yine aynı şekilde büyük tümörlerin ya da damarla ilişkili olan tümörleri ultrason eşliğinde çıkararak bu hastaların da sağ kalımına katkı sağlayabiliyoruz.Yöntem, hem karaciğer hem de pankreas cerrahisinde kullanılabilen etkin bir yöntem” dedi.

        “AMELİYAT EDİLEMEZ” DENİLEN PEK ÇOK HASTANIN AMELİYAT OLABİLECEK DURUMDA OLDUĞUNU GÖRÜYORUZ"

        Prof. Dr. Dulundu, Türkiye’deki farklı merkezlerden gelen cerrahların bu tekniği uygulayarak pek çok hastaya umut ışığı olacaklarını söyledi ve sözlerine şöyle devam etti: “‘Ameliyat edilemez’ denilen pek çok hastanın ameliyat olabilecek durumda olduğunu görüyoruz fakat tümör sayısı, tümör büyüklüğü, damarlarla olan yakın ilişki gibi faktörler nedeniyle bu hastalar diğer tedavilere yönlendiriliyorlar ancak bilindiği üzere cerrahi, bu işin en etkin yöntemi. Dolayısıyla diğer tedaviler ancak alternatif olabilir.

        Örneğin kemoterapi alan hastaların karaciğer dokusu hasara uğruyor. Hal böyle olunca hastanın büyük cerrahiyi tolere etmesi zorlaşıyor ama ultrasonda lezyonları görüp sadece kitleleri çıkarttığımızda hastada maksimum karaciğer dokusunu koruduğumuz için kemoterapi alan ya da sirozun başlangıç evresinde olan, karaciğeri hırpalanmış kişiler de bu cerrahiyi alabiliyor.”

        REKLAM

        SADECE TÜMÖRLÜ DOKU ALINIYOR

        Karaciğer kanseri ameliyatında ultrasonografi yönteminin kullanılamadığı hasta gruplarının olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Dulundu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Buradaki en önemli faktör; tümörlü dokuları çıkardığınızda geriye kalan karaciğerin hastaya yetmesidir. Tekniğin önemi burada yatıyor çünkü sadece tümörlü dokuları alıyoruz ve maksimum karaciğer dokusunu koruyoruz. Böylece hastanın o ameliyatı olması, ameliyatı tolere etmesi veya hastalık tekrarladığında geriye yeteri kadar karaciğer kaldığı için tekrar ameliyat olma şansını korumuş oluyoruz.”

        HER YIL DÜNYANIN ÖNDE GELEN CERRAHLARI DAVET EDİLİYOR

        Prof. Dr. Ender Dulundu, “Her yıl dünyanın önde gelen cerrahlarını toplantımıza davet ediyoruz. Hedefimiz Türkiye’deki meslektaşlarımızın, özellikle de genç meslektaşlarımızın uluslar arası camiada alanlarında isim yapmış, çok önemli işlere imza atmış kişileri tanımaları ve bilgi paylaşımında bulunmaları” diye konuştu.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ