İstanbul’un Karadeniz kıyılarından Marmara kıyılarına kadar 60 kilometre koştular
Hiç 60 kilometre koşulur mu? Bir maraton koşusunun 42 kilometreye karşılık geldiğini düşünürsek 60 km yaklaşık bir buçuk maraton, başka hesapla üç yarı maraton eder. "Ultra maraton" olarak da tanımlanan bu mesafeyi ne şekilde tarif etmeye kalksak aynı kapıya çıkıyor: Çok uzun… Biri bisikletli 6 kişi İstanbul'un Karadeniz dalgalarıyla buluştuğu kıyısı Karaburun'dan başlayıp Küçükçekmece'deki Marmara kıyılarında son bulan çılgın koşuyu tamamladı…
ABONE OLOrhan Veli, “Gün olur alır başımı giderim” dizesini yazdığında aklından geçen yer neresiydi acaba? Asla bilemeyeceğiz ama alıp başımızı gitmek istediğimiz yerleri bir cevap olarak pekala kabul edebiliriz. Zaten şiir de okuyanın hissettiğine göre anlam kazanmıyor mu? Yolculuğun uzun sürmesi de her zaman en uzağa gidileceği anlamına gelmiyor. Yanıbaşımızda sandığımız bir yere ulaşmak da zorlu adımlar sonucunda mümkün olabiliyor.
Gökhan Yalçın, 38 yaşında bir beyaz yakalı. Masa başında geçen mesaisi dışındaki zamanı ise oldukça hareketli. Hafta sonu tatilinde olduğu 1 Şubat’ta biri bisikletli olmak üzere 5 arkadaşıyla Küçükçekmece’deki Menekşe Plajı’nda son bulacak 60 kilometrelik koşularına başlamak için Karaburun’da buluştu. İstanbul’un Karadeniz kıyılarından Marmara kıyılarına uzanan bu etkinliğe de “İstanbul’un Adımları 8” adını verdiler.
Sondaki 8’den anlaşılacağı üzere, başka rotalarda olsa da, böylesine bir etkinliği de ilk kez yapmıyor. Zaten ilk defa yapılacak bir şey değil 60 kilometre koşmak. Gökhan Yalçın 4 yıldır koşuyor. Öncesinde dağcılık, kaya tırmanışı gibi sporlar da yapmış. Bu koşudan iki gün sonra kendisine ulaştığımda ilk sorduğum “Nasılsınız” sorusu sıradan bir hal hatırın ötesinde bir meraktı. Gayet iyi hissettiğini, daha önce böylesine uzun koşulardan sonra 2-3 gün acısını çektiğini ama artık vücudunun da bu mesafelere alıştığını söyledi.