Milli Savunma Bakanı Güler, Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda konuştu: (2)
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Ege ve Doğu Akdeniz'de ülkemizi dışlamaya veya meşru haklarımızı yok saymaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını her fırsatta kararlılıkla vurguluyor bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunuyoruz." ifadesini kullandı.
Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, "Ege ve Doğu Akdeniz'de ülkemizi dışlamaya veya meşru haklarımızı yok saymaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını her fırsatta kararlılıkla vurguluyor bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunuyoruz." ifadesini kullandı.
Güler, Bakanlıkta düzenlenen Yıllık Değerlendirme Toplantısı'nda medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi.
Burada konuşan Güler, Ege ve Doğu Akdeniz'deki faaliyetleri milli çıkarlar doğrultusunda yürüttüklerini, uluslararası hukuka dayalı, yapıcı ve sorumlu bir duruş sergilemeye devam ettiklerini söyledi.
Yunanistan ile sorunların diyalog ve diplomasi yoluyla çözülmesi ve Ege Denizi'nin barış ve işbirliği alanına dönüşmesi yönündeki samimi çabaların uzun süredir devam ettiğini vurgulayan Güler, şunları kaydetti:
"Gelinen nokta Ege'deki gerginliğin karşılıklı anlayış ve diyalogla yönetilebileceğini ortaya koymuştur. Bununla birlikte Yunanistan'ın bölgede zaman zaman gündeme getirdiği tek taraflı girişimlere karşı da gerekli diplomatik adımlar atılmakta uluslararası hukuk temelinde ve mütekabiliyet esasıyla her türlü tedbir tavizsiz şekilde hayata geçirilmektedir. Zaman zaman iki ülkenin liderleri tarafından ortaya konan yapıcı çalışmaları sekteye uğratmaya yönelik eylem ve söylemlerle karşılaşıyoruz. Türk ve Yunan halkları arasına fitne sokmak suretiyle siyasi kariyer yapma çabası içinde olanlar tehdit paranoyasından kurtulmalı, süreci baltalamaktan vazgeçmelidirler."
Güler, Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK), kendisine tehdit oluşturmayan hiç kimse için tehdit olmadığını ancak Türkiye'ye yönelebilecek her türlü tehdidi bertaraf edecek güç ve kararlılıkta olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:
"Ege ve Doğu Akdeniz'de ülkemizi dışlamaya veya meşru haklarımızı yok saymaya yönelik hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağını her fırsatta kararlılıkla vurguluyor bu doğrultuda Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin hak ve menfaatlerini de aynı hassasiyetle savunuyoruz. Ada'da adil, kalıcı ve sürdürülebilir bir çözümün yegane yolu, Kıbrıs Türklerinin iki devletli eşit, egemen ve eşit uluslararası statüsünün tanınması olduğu gerçeğini uluslararası platformlarda tüm muhataplarımıza açık ve net şekilde ifade ediyoruz.
Öte yandan Güney Kıbrıs Rum Yönetimi'nin bölge içinden veya dışından aktörlerle geliştirmeye çalıştığı askeri ve siyasi işbirlikleriyle silahlanma faaliyetlerinin Ada'daki barış ortamına hizmet etmediği aksine gerginliği tırmandırdığı da açıktır. Anavatan ve garantör ülke olarak Türkiye'nin Kıbrıs Türk halkının meşru hak ve menfaatlerini korumak için her türlü askeri ve siyasi tedbiri alma kararlılığı bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da tamdır."
Bakan Güler, Türkiye'nin İsrail'in Filistin halkına yönelik işgal, ilhak ve imha politikalarının sona ermesi çağrısında bulunarak İsrail'in Gazze'ye saldırılarını yoğunlaştırması üzerine uluslararası toplumu bu insanlık dramı karşısında sorumluluk almaya davet ettiğini, nihayetinde de geçen ekim ayında Türkiye'nin de yoğun çaba ve aktif katkısıyla İsrail ve Filistin arasında ateşkese varıldığı anımsattı.
- "Türkiye Gazze konusunda üzerine düşecek görevleri yerine getirmeye hazır"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde ateşkese ulaşılmasındaki yoğun çabaların kalıcı barış için Gazze Deklerasyonu'nda yapıcı rol oynaması ve imzacı taraflardan birisi olmasıyla Türkiye'nin uluslararası müzakere masalarının etkin bir üyesi olduğunu bir kez daha açıkça gösterdiğini vurgulayan Güler, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şunu özellikle vurgulamak isterim ki Gazze'de ateşkesin sürdürülebilirliği sahada ve masada tesis edilecek adil ve etkin güvence mekanizmalarının hayata geçirilmesine bağlıdır. Nitekim İsrail'in zaman zaman ateşkesi ihlal eden saldırıları bu süreci sekteye uğratmakta dolayısıyla uluslararası toplumun bu ihlalleri önlemeye dönük kararlı bir tutum sergilemesi gerekmektedir. Gazze'de insani yardım faaliyetlerine katılmak, güvenliğe yönelik inisiyatiflere katkı vermek ve Gazze'yi yeniden ayağa kaldırmak için devletimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın riyasetinde tüm kurumları ile her türlü platformda her zaman yardıma hazır olduğunu dile getirmek istiyorum. Ülkemiz Gazze konusunda tarihi ve insani sorumluluğu çerçevesinde her zaman üzerine düşecek görevleri yerine getirmeye hazırdır."
- "Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz"
Güler, Karadeniz'de, Rusya ve Ukrayna arasında süregelen savaşın bölgesel güvenlik ve istikrar açısından hassasiyetini korumaya devam ettiğine dikkati çekti.
Türkiye'nin savaşın başladığı ilk günden bu yana "Savaşın kazananı, barışın kaybedeni olmaz" anlayışıyla adil ve sürdürülebilir bir barışın tesisine yönelik çok boyutlu ve samimi girişimlerini kararlılıkla sürdürdüğünü anlatan Güler, şu ifadeleri kullandı:
"Karadeniz'de bölgesel sahiplik ilkesine dayalı yaklaşımımızı her platformda vurguluyor ve faaliyetlerimizi bu sorumluluk bilinciyle yürütüyoruz. Bu doğrultuda Montrö Boğazlar Sözleşmesi'ni tarafsız dikkatli ve tavizsiz bir şekilde uygulamaya devam ediyoruz. Savaştan kaynaklı Karadeniz'deki mayın tehdidine çözüm üretmek ve seyir emniyetini idame etmek maksadıyla milli esaslı 'Mayın Karşı Tedbirler Harekatı'nı icra ediyoruz. Aynı şekilde NATO müttefiklerimiz Bulgaristan ve Romanya ile teşkil ettiğimiz Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu bölgesel deniz güvenliğine somut katkılar sağlayan önemli bir girişim olarak faaliyetlerini başarıyla sürdürmektedir.
Özellikle deniz yetki alanlarımız ile kritik su altı ve üstü yapılarımızın güvenliği için gerekli tedbirleri almaya, deniz ve hava unsurlarımızla seyir, keşif, gözetleme faaliyetlerini icra etmeye devam ediyoruz. Yakın zamanda münhasır ekonomik bölgemizde yaşanan olaylar ve 15 Aralık'ta düşürülen İHA, Karadeniz'deki güvenlik karmaşasını minimize etsek dahi istikrarlı ve güvenli bir ortam için kalıcı barışın sağlanması gerektiğini de bizlere göstermektedir. Öte yandan bugün Gazze ve Ukrayna dahil nerede bir barış güvenlik ve istikrar ihtiyacı doğsa akla ilk olarak Türk Silahlı Kuvvetlerimizin gelmesi ordumuzun etkinlik caydırıcılık ve saygınlığının en önemli göstergesidir."
- 1 Ocak'tan itibaren toplam 155 tatbikat icra edildi
Bakan Güler, NATO'ya katkı ve taahhütlerin bölgedeki tehdit ve risklerle meşguliyete rağmen kesintisiz ve örnek teşkil edecek şekilde başarıyla sürdüğünü dile getirdi.
Bu kapsamda Türkiye'nin 2025'te NATO'nun Deniz Komuta Kontrol yapısındaki 5 görev gücünden 2'sinin komutasını üstlendiğini söyleyen Güler, yılın ilk yarısında Akdeniz ve Ege'deki NATO deniz görev gruplarına komuta ettiğini, Macaristan, Bulgaristan, Slovakya ve Polonya'daki İleri Kara Birliklerine aktif katkılar sağladığını bildirdi.
Güler, NATO Mukabele Kuvveti Hava Komuta Kontrol, NATO Amfibi Görev Kuvveti Komutanlığı ve Çıkarma Kuvveti Komutanlığı görevlerini 2025-2026 döneminde yürüteceklerini belirterek, NATO Irak Misyonu, Afrika Birliği desteği ve Ukrayna'ya güvenlik yardımı faaliyetlerine katkıların kesintisiz devam ettiğini anlattı.
Kapsamlı askeri katkılar ve uluslararası alanda etkin diplomasi anlayışının tezahürü olarak 2026 yılı NATO Zirvesi'nin Ankara'da gerçekleştirilecek olmasının Türkiye'nin ittifak içindeki stratejik ağırlığını ve güvenilir liderliğini bir kez daha teyit ettiğini dile getiren Güler, TSK'nin yüksek hazırlık seviyesini muhafaza etmek, etkinliğini ve caydırıcılığını daha da artırmak amacıyla ulusal ve uluslararası eğitim ve tatbikat faaliyetlerini aralıksız sürdürdüğünü, 1 Ocak'tan itibaren 43'ü NATO olmak üzere toplam 155 tatbikat icra edildiğini bildirdi.
- TSK yapay zekaya dayalı yerli ve milli çözümlerle kabiliyetlerini geliştiriyor
Güler, TSK olarak savaşın değişen doğasına uygun şekilde yapay zeka, siber uzay ve ileri teknoloji alanlarında etkinliği artırmaya yönelik kapsamlı bir dönüşüm süreci içinde olduklarını belirterek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Günümüzün çok boyutlu güvenlik ortamı sadece kara, deniz ve hava değil aynı zamanda uzay ve siber uzayı da kapsayan yeni harekat alanlarını ön plana çıkarmaktadır. Bu anlayışla Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, yapay zeka destekli komuta kontrol sistemleri, siber savunma ve siber harekat yetenekleri, otonom sistemler ve büyük veri analizine dayalı karar destek altyapıları gibi kritik alanlarda yerli ve milli çözümlerle kabiliyetlerini sürekli geliştirmektedir. Bu çerçevede hedefimiz, ileri teknolojiyi harekat ortamına başarıyla entegre eden, çok boyutlu tehditlerle mücadelede daha hızlı ve etkili bir Türk Silahlı Kuvvetleri yapısı oluşturmaktır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın liderliğinde savunma sanayi alanında tam bağımsızlık ülküsüyle büyük bir atılım ve dönüşüm gerçekleştiren Türkiye'nin kritik projeleri birer birer hayata geçirmeye kararlı bir şekilde devam ettiğini vurgulayan Güler, şöyle konuştu:
"Artan tehdit türleri ve konjonktürel paradigma bizlere sadece olup biteni izleyen değil, değişime hızlıca uyum sağlayan, hatta öncü bir şekilde yön veren bir duruş benimsememiz gerektiğini göstermektedir. Bunun bilincinde olarak benimsediğimiz vizyonun adı KAAN'dır, ALTAY'dır, KIZILELMA'dır, GÖKTÜRK'tür, ANKA'dır, SİPER'dir, SUNGUR'dur, KORKUT'tur, MİLGEM'dir, MİLDEN'dir. Esasen bu vizyonun adı Türkiye Yüzyılı'dır. Bu yolda emin adımlarla ilerlerken köklü tarihimiz, stratejik coğrafyamız, genç ve dinamik nüfusumuz, her alanda güçlü altyapımız etkin, caydırıcı ve saygın ordumuzla her geçen gün büyük bir gelişim kateden savunma sanayimiz en önemli güvencelerimizden biridir."
Bakan Güler, artık insansız kara, deniz ve hava araçlarından helikopterlere silah ve mühimmattan füzelere, hava savunma sistemlerinden elektronik harp sistemlerine kadar çok geniş bir yelpazede kendi silah sistemlerini tasarlayıp üretebilen, bu sistemleri Asya'dan Avrupa'ya, Afrika'dan Körfez'e kadar geniş bir coğrafyada 60'tan fazla ülkeye ihraç edebilen, uluslararası savunma pazarında adıyla, kalitesiyle ve teknolojisiyle öne çıkan bambaşka bir Türkiye olduğunu ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yakın zamanda İspanya ile yapılan HÜRJET ve Endonezya ile yapılan Milli Muharip Uçak (KAAN) anlaşmaları, Açık Deniz Karakol Gemisi AKHİSAR'ın NATO ve AB üyesi bir ülkeye yapılan ilk muharip gemi ihracatı kapsamında Romanya'ya satışı, seri üretimine başlanan Altay tankımız ülkemizin bu alanlardaki gelişimini açıkça ortaya koymaktadır. Yine 29 Kasım'da Bayraktar KIZILELMA İnsansız Savaş Uçağımız, ASELSAN üretimi MURAD AESA radarını kullanarak Karadeniz'de Tübitak-Sage tarafından geliştirilen GÖKDOĞAN Görüş Ötesi Hava-Hava Füzesi ile dünyada bir ilki gerçekleştirerek havadaki hedefi başarıyla imha etti ve tüm dünyada geniş yankı uyandırdı. KAAN, HÜRJET ve KIZILELMA ile ilgili olarak dost ve müttefik ülkelerden yoğun talep gelmektedir."
Askeri fabrikalarda yerli ve milli imkanlarla yürütülen modernizasyon, bakım ve onarım faaliyetlerinin de başarıyla devam ettiğini dile getiren Güler, tersanelerde ise mühendislik kabiliyetleriyle milli savaş gemileri ve denizaltıları tasarlıyor, inşa ediyor, su üstü ve su altı platformlarının bakım ve onarımlarını etkin şekilde sürdürdüklerini bildirdi.
- "Halkımız algı oyunlarına karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalıdır"
Bakan Güler, ayrıca Milli Uçak Gemisi'nin üretilmesi çalışmalarına, Çelik Kubbe'nin de bir parçası olarak hava savunma yeteneklerimize önemli katkılar sağlayacak "TF-2000 Hava Savunma Harbi Muhribi" ile "Milli Denizaltı" MİLDEN'in ilk test bloğu inşalarına da başlandığını dile getirdi.
Bakanlığı ve TSK'yi hedef alan gerçeklikten uzak, maksatlı ve sistematik dezenformasyon çabalarını yakından takip ettiklerini vurgulayan Güler, şu ifadelere yer verdi:
"Gittikçe kontrolsüz hale gelen sosyal medya her geçen gün kirlenmekte, tehdit ve hakaret dili yayılmaktadır. Halkımız sosyal medya üzerinden yapılan veya yapılmaya çalışılan algı oyunlarına karşı dikkatli ve ihtiyatlı olmalıdır. Yalan, yanlış, eksik haber kolay ve bedava ancak sonuçları pahalıdır. Yapılan algı operasyonları sadece ordumuzu değil aynı zamanda devletimizin güvenliğini ve milletimizin birliğini hedef almaktadır. Kamuoyunun, Türk Silahlı Kuvvetlerimizi hedef göstermeye, yıpratmaya ve algı oluşturmaya yönelik yanıltıcı ve maksatlı haberlere karşı dikkatli olması, yalnızca resmi açıklamalara itibar etmesi büyük önem taşımaktadır. Asılsız ve yanıltıcı iddia ve söylemlere ilişkin yasal süreçler ivedilikle başlatılmakta ve titizlikle takip edilmektedir. Bakanlığımız ve Türk Silahlı Kuvvetlerimiz Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ve 'Türkiye Yüzyılı' vizyonumuz doğrultusunda, ülkemizin her alanda elde ettiği başarıların korunması ve daha yüksek seviyelere çıkarılması için üstlenmiş olduğu tüm görevleri yeni yılda da artan bir azim ve gayretle yerine getirmeye devam edecektir."
(Sürecek)
Anadolu Ajansı, DHA ve İHA tarafından geçilen tüm Ankara haberleri, bu bölümde Haberturk.com editörlerinin hiçbir editoryal müdahalesi olmadan otomatik olarak ajans kanallarından geldiği şekliyle yer almaktadır. Ankara Haberleri alanında yer alan haberlerin hepsinin hukuki muhatabı haberi geçen ajanslardır.