Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Alışveriş 'Beyaz altın' altın dönemini yaşıyor
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Eskişehir'in "beyaz altın" olarak da bilinen ünlü lüle taşından emek ve sabırla işlenerek üretilen hediyelik eşyalar, yurt dışında Çin ve bazı Avrupa ülkelerinden rağbet görüyor.

        ABD, Yunanistan, Çekya, Fransa, İspanya ve Fas'ın bazı bölgelerinde de çıkarılan lüle taşının Eskişehir'deki yatakları, Alpu ilçesindeki Türkmentokat ve Karatepe mahalleleri arasında yer alan Sarısu ocakları ile Margı, Beyazaltın ve Başören mahallelerinde bulunuyor.

        Lüle taşı, madenden zorlu ve uzun uğraşlar sonucu ham madde olarak çıkarıldıktan sonra usta ellerde işlenip pipodan takıya, satranç takımından büstlere birçok ürüne dönüştürülüyor.

        REKLAM

        Yurt dışında en çok Çin, İngiltere, Hollanda, Danimarka ve Almanya'ya gönderilen ürünler, iç piyasada da satılıyor.

        Eskişehir Lületaşı El Sanatları Derneği Başkanı Emre Mangaltepe

        "ATÖLYELERDE ÜRETİLEN ÜRÜNLERİN YÜZDE 90'I İHRAÇ EDİLİYOR"

        Eskişehir Lületaşı El Sanatları Derneği Başkanı Emre Mangaltepe, AA muhabirine, son dönemde Çin ve Avrupa ülkelerine ihracatın yoğunluğuna paralel olarak mesleğe ilginin arttığını söyledi.

        Lüle taşı üretim atölyelerin tam kapasite çalıştığını belirten Mangaltepe, "Atölyelerde üretilen ürünlerin yüzde 90'ı ihraç ediliyor. Burada da en önemli pazarı Çin oluşturuyor." dedi.

        Kentte 43'ü Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı 135 lüle taşı ustası, bunun yanı sıra meslekle ilgili yaklaşık 800 çalışanın bulunduğunu aktaran Mangaltepe, dernek olarak sanatın daha ileriye gitmesi, yeni nesillere aktarılması için projeler ürettiklerini ifade etti.

        LÜLETAŞI SANATI, TÜRKBAŞI MODELLERİ VE ATATÜRK

        Mangaltepe lüle taşının tarihsel arka planını şöyle özetliyor:

        Lüle taşı dünya çapında viyana taşı ve Denizköpüğü (meerschaum) olarak bilinmekteydi. Lüle taşı Osmanlı'da çok ciddi bir öneme sahipti çünkü ihracatın yüzde 25'iu ham lüle taşı idi. Savaş döneminde dahi kuyular çalışmaktaydı. Cumhuriyet ilanından sonra Atatürk her alanda olduğu gibi lüle taşı içinde araştırma ekibi kurmuştu. Bu dönemde Ali Osman Denizköpüğü ham halde lüle taşının işlemesi öğrenmek için Viyana'ya gitmiş ve 6 ay gibi bir süreden sonra yapılan modelleri Atatürk'e göstermişti. Modeller Avrupa kültürünü yansıttığı için Atatürk, 'Türk modelleri Türk başları yapılsın ve Türk el sanatı olsun' şeklinde talimat vermişti. Denizköpüğü de bu talimattan hareketle lüle taşından Türk el sanatlarıyla ilgili örnekler çıkarmıştı. Günümüzde dünyanın her yerine giden objelerde Türk işi lüle taşı ürünlerin farkı ortaya çıkmaktadır...

        BİR ÖMRE ADANAN UĞRAŞ

        Eskişehir Olgunlaşma Enstitüsünde usta öğretici olarak görev yapan Kültür ve Turizm Bakanlığı sanatçısı Mehmet Çınar da yaklaşık 40 yıldır lüle taşı işlemeciliğiyle uğraştığını dile getirdi.

        Lüle taşından, nikotin emiciliği özeliğinden dolayı pipo yaptıklarını anlatan Çınar, "Lüle taşı büyük bir değer. Bu taş yumuşak olduğu için istediğiniz her şeyi yapabilirsiniz. İnsan figürlerinin yanı sıra Osmanlı padişahları, hayvanlar ve savaş kahramanları büyük ilgi görüyor." diye konuştu.

        "LÜLE TAŞI MESLEĞİ ŞU ANDA ZİRVEDE"

        Lüle taşı işleme ustası Ramazan Bağlan ise çıraklık dönemi dahil 59 yıldır bu mesleği icra ettiğini aktardı.

        Bağlan, lüle taşından pipo, satranç takımı, küçük büst ve rölyefler ile bilezik, kolye, broş ve küpe gibi takıların ihraç edildiğini söyledi.

        Lüle taşı işlemeciliğinin sabır gerektirdiğine dikkati çeken Bağlan, şöyle konuştu:

        "Bazı arkadaşlarımız 3-5 aylık kurslarla genç insanları yetiştirmeye çalıştı ancak olmadı. Bu işin mutfağına girmek lazım. O da atölyelerden geçiyor. Buraya gelen genç arkadaşımız buranın tozunu koklayacak, eline taşı alarak aşamalı olarak öğrenecek. Mesleki ve teknik liselerde bölüm açılması gelecek kuşaklar için çok önemli. Lüle taşı mesleği şu anda zirvede. Bunun nedeni ise talebin çok olması ancak bunun yanında yetişmek de zor. Artık kuyulara gidip ocaklardan taş çıkaran kişi sayısı azaldı. Yeni yetişen nesil de lüle taşı ocaklarına gitmiyor. Aslında rezerv var. Onu çıkaran insanlar yok. Ham maddede sıkıntı yaşıyoruz."

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ