Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Magazin ‘Birimiz hepimiz hepimiz birimiz için’

        İbrahim Büyükak yazdı.

        Yazdığını Oğuzhan Koç’la paylaştı.

        Onur’u kim canlandırmalıydı?

        Büyükak’ın kafasında ışık yandı.

        Oğuzhan!

        Koç, rolü havada kaptı.

        İbrahim Büyükak ile Oğuzhan Koç...

        20 yıldır yan yanalar.

        Birçok işi birlikte yaptılar.

        Eser Yenenler ile tam bir Voltran’lar.

        Bir kez daha bir aradalar.

        ‘Yol Arkadaşım’ için...

        Mehmet Çalışkan HT Magazin’de ‘Yol Arkadaşım’ın başrol oyuncuları İbrahim Büyükak ve Oğuz Koç ile röportaj yaptı.

        Senaryoyu yazarken Onur karakteri için ilk Oğuzhan Koç’u mu düşündünüz?

        İbrahim Büyükak: Senaryoyu Oğuzhan ile paylaştım. Karakterleri kimlerin canlandırması gerektiği konusunda birlikte kafa yorduk. Onur’u en iyi şekilde Oğuzhan’ın canlandıracağına inandım. Arkadaşıma torpil yapmışım sanılabilir ama burada iş yapıyoruz. İşe para yatıran yapımcımız var. Torpil olmaz. Oğuzhan, Onur’u en iyi şekilde canlandıracağına inandığım için filmde yer aldı.

        Yakın arkadaşla iş yapmanın avantajları nelerdir?

        Oğuzhan Koç: Aklımıza geleni çekinmeden söyleyebilme gibi büyük bir avantajı vardır. Beğenmediklerimi kendilerine ifade edebileceğim, eleştirebileceğim kişilerin başında elbette İbo ile Eser gelir. Onlar için de ben gelirim.

        İ.B.: Oğuzhan’ın senaryo bilgisinin olması tabii ki büyük bir avantaj oldu. Yazarlık yapsa da yapmasa da her oyuncunun senaryo bilgisi olmalı. Çünkü oyuncu ne kadar iyi olursa olsun iyi bir senaryoyla buluşamazsa kabiliyetini gösteremez. Birçok iyi oyuncu doğru senaryolarla buluşamadıkları için hak ettikleri yerlerde değil. Oyuncuların psikolojik destek de alması gerek.

        Neden? Nişanlınız bir psikolog. Reklam kuşağına mı girdik?

        İ.B.: Hayır, hayır. Lütfen bu kısımda attığım kahkahaları parantez içinde yazalım. Nurdan’la tanışmadan önce de bu fikirdeydim. Bir bakıyorsun adam canlandırdığı adam olmuş. Atıyorum, bir mafya karakterini canlandırıyor. Sonra o karakterin içine hapsoluyor. Her an haraç kesecekmiş gibi takılan bir sürü adam var.

        O.K.: Sette günün 18 saati karakterini canlandırdığı için kendi olmaya vakti kalmıyor. Sonra bir bakıyorsun o karakter o adama ‘caulobacter crescentus’ gibi yapışmış.

        (caulobacter crescentus: Bulunduğu yerde tutunabilmek için doğada bilinen en kuvvetli yapıştırıcıyı kullanan bir tatlı su bakterisi)

        İlk senaryonuz ‘Küçük Esnaf’ 832 bin kişi tarafından izlendi. Bu rakam size ne ifade ediyor?

        İ.B.: Gururlandığım ve ‘İyi ki sinemaya başlamışım’ dediğim bir filmdi. ‘Küçük Esnaf’ın gösterime girmesinden kısa bir süre önce ne yazık ki terör olayları yaşandı. Daha yüksek gişe beklentimiz vardı ama ne yazık ki terör diğer filmlerin olduğu gibi ‘Küçük Esnaf’ın da izleyici sayısını olumsuz etkiledi. TV yayınından sonra sosyal medyada ‘Güzelmiş, kaçırmışım’ şeklinde birçok yoruma denk gelmiştim. Sağlık olsun.

        Klipleriniz toplam 400 milyon kez izlendi. Bu rakam size ne ifade ediyor?

        O.K.: Tıklanma meselesine kafa takmış değilim ama şarkılarıma gösterilen ilgi mutluluk verici. Müziğe müthiş hırslarla, popstar olma iddiasıyla başlamadım. Oyunculuk yaparken bir yandan da kendi bildiğim, kendi sevdiğim şarkıları yapıp söylemek istedim. Karşılık bulması beni çok gaza getirdi. O yüzden şarkıcılığı daha fazla ciddiye almak gerektiğine inandım. Artık ciddi ciddi konserler veriyorum.

        Müzisyenliğiniz oyunculuğunuzu köstekleyecek mi?

        O.K.: Hayır, tam tersi. Çünkü ikisinde de kendimi en iyi şekilde ifade edebiliyorum. Ayrıca her ikisini icra etmek beni fazlasıyla mutlu ediyor. Birinde yaşadığım heyecanı diğerine yansıtabiliyorum.

        Yol Arkadaşım’ hakkında da bir şeyler söyleseniz...

        İ.B.: Sormuyorsun ki. Gözünün içine bakıyoruz ama... İzleyicimizin huzuruna gönül rahatlığıyla çıkmaya hazırız. Sıcacık, eğlenceli bir film olduğuna imzamı atarım. Ki zaten attım.

        O.K.: İzleyicilerimizin bütün duygularıyla kendilerini iyi hissedecekleri bir film olduğuna ben de imzamı atarım. Ki zaten attım.

        Grup olmanız bireysel olarak iş yapmanızı engelliyor mu?

        O.K.: Kesinlikle hayır. Herkes bireysel iş de yapıyor. Bireysel olarak mutlu ve başarılı olmamızın ana nedeni birlikteyken mutlu ve başarılı olmamızdır. Aslında birbirimize çalışıyoruz,

        Kıskançlık... Hiç mi olmuyor? Ciddi söyleyin ama...

        İ.B.: Felsefemiz ‘Birimiz hepimiz, hepimiz birimiz için’dir.

        O.K.: Alexandre Dumas, dünyaya bizden daha önce gelmeseydi bu felsefeyi biz üretirdik.

        Birbirinize borç veriyor musunuz? Daha doğrusu birbirinize verdiğiniz borçların geri dönüşü oluyor mu?

        İ.B.: Ah ah.. O konulara hiç giremedik. Kesin benim alacağım vardır. IBAN numaramı da yazarsan... Belki olur ya. Borçlarını kapatmak isteyen arkadaşlar olabilir. Örneğin en iyi dostlarım Oğuzhan gibi, Eser gibi...

        O.K.: Borç hesabını hiç tutmadım. Kendi adıma helali hoş olsun.

        İ.B.: Helal olsun olmasına ama geri verilirse daha da helal olsun.

        O.K.: Başka bir soruya mı geçsek... Geçebilir miyiz lütfen.

        İ.B.: Yok, yok. Bugüne kadar karşılaştığım en güzel soruydu. Mümkün olduğunca bu soruda kalalım. Sen devam et ağabey.

        Nurdan Beşen ile Yağmur Tanrısevsin de sizin gibi iyi anlaşabiliyor mu yoksa elti olma durumu yaşanıyor mu?

        İ.B.: Çok iyi anlaşıyorlar. Eltilik etmiyorlar.

        O.K.: Ne kendi aralarında sorun yaşıyorlar ne de bize sorun yaşatıyorlar. Hiçbir zaman da sorun yaşamazlar. Eminiz...

        Oyuncuların psikolojik destek almaları gerektiğini söylediniz. Nurdan Hanım size destek oluyor mu?

        İ.B.: Tabii. Seans ücretleri çok pahalı. Maalesef borçlar da geri gelmiyor. En azından psikolog hizmeti bedavaya geliyor.

        O.K.: ..... (Gözleri tavanda)

        Bedran Güzel’in yönettiği ‘Yol Arkadaşım’da Aslı Bekiroğlu, Eda Ece ve Emre Kınay da başrol oynadı.

        ‘Koç güzel güler Büyükak güzel ağlar’

        En güzel kim gülüyor?

        İ.B.: Oğuzhan çok güzel güler. Ben böyle ‘bohaa’ diye güldüğüm için bazen insanları kendimden

        soğutabiliyorum.

        En güzel kim ağlıyor?

        O.K.: İbo güzel ağlar. Çeneyi titrete titrete çocuksu bir ağlama şekli var.

        En uzağa kim gitti?

        O.K.: Ben. Kenya’ya gittim. Fillerin üzerinde fotoğrafım var.

        Kim daha becerikli?

        İ.B.: Çay koymayı bile beceremem. Karpuz keserken hastanelik oldum. Sigorta için forma ‘Karpuz keserken hastanelik oldum’ yazdım. Kabul etmediler.

        O.K.: Biz neymişiz be ağabey.

        Yılmaz Erdoğan’dan öğrendikleri

        Yılmaz Erdoğan’dan edindiğiniz en önemli öğreti ne oldu?

        İ.B.: Yapılmışı yapma, söylenmişi söyleme.

        O.K.: Olan mükemmeldir, aksilikler hediyedir.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ