Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Seyahat Canlı tarih kitabı: Şam! Şam gezi rehberi! Canlı tarih kitabı Şam'da görmeniz gereken yerler

        Gülenay Börekçi, HT Cumartesi'de Şam'ı kaleme aldı. Bütün yolların Roma’ya çıktığı yolundaki rivayeti bilirsiniz. Dünyanın merkezinde yaşadıklarını sanan Romalıların icat ettiği bir söz besbelli. Tom Sawyer, Hucklebrry Finn gibi romanların büyük yazarı Amerikalı Mark Twain’in gösterdiği istikamet ise bambaşka... “Her insan hayatının bir noktasında geçmişiyle hesaplaşır. Ve geçmişiyle bir derdi olanlar, eninde sonunda kendilerini mutlaka Şam’da bulacaklardır. İstemeseler bile...” demiş Twain.

        Bu yüzden geçmişle fazlasıyla uğraştığım, karşıma çıkan tuhaf tesadüfleri anlamlandırmaya çalıştığım, izler, işaretler peşinde savrulduğum şugünlerde benim de yolumun Şam’a düşmesine şaşmamalıydım belki de.

        REKLAM
        Harita

        ESKİ ŞAM BİR MASAL

        Küçücük bir şehir burası. Ama hikâyesi çok. Sayısız uygarlığın, kültürün izlerini taşıyor. Ortaçağ döneminde Müslümanlara yönelik Haçlı Seferleri denince de o var, İpek Yolu’nun önemli durakları sayalırken de... Eski Şam’ı dolaşırken masal diyarında hissediyorsunuz kendinizi. Arnavut kaldırımlı yollar, gizemli minik kapılı dükkanların sıralandığı kubbeli çarşılar, oymalı kapılı masal evleri, çıkmaz sokaklar, görünüşleri bizimkilere hiç benzemeyen camiler, kiliseler, sokak başlarında küçük camekanların içine yerleştirilmiş İsa ve Meryem ikonaları, portakal ve limon ağaçları, hurma ağaçlarının arasına gizlenmiş fıskiyeli avlular, Doğu’nun binbir rahiyasını yayan baharatçılar...

        REKLAM

        Bu şehir canlı bir tarih kitabı gibi; sadece İslam’ın ve Hiristiyanlığın değil, Mısır, Asur, Babil ve eski Roma gibi eski uygarlıkların izlerini de taşıyor. Şam’da halkın yüzde 35’i Hiristiyan olduğu için çok sayıda kilise ve sinagog bulunuyor.

        YEMEK MEZELERLE BAŞLIYOR

        Şam’da yemeğe daima meze çeşitleriyle başlanıyor. Maydanoz, bulgur ve zeytinyağıyla yapılan tabbule, içinde nar ve pekmez bulunan fatoosh’u çok güzel yapıyorlar. Susam, domates ve limon suyuyla zenginleştirilmiş babaganuş ya da yöreye özel sucuklardan da tadabilirsiniz. Asma yapraklarının içine sarılan kuzu etiyle yapılan yemek çok güzel. Falafel, humus ve pilav zaten alışık olduğumuz lezzetler. Labneh adı verilen süzme yoğurt, kebbeh denen içli köfte ve khoobz dedikleri ince bir pideyi andıran özel ekmekleri de var. Tatlılarsa yemeğin sonundakoca tepsilerle geliyor. Başta kuru baklava olmak üzere hepsinden denemelisiniz.

        REKLAM

        Lübnan şaraplarıysa tek kelimeyle prima. Şam’da yemekten sonra ikram ettikleri beyaz kahveye gelince... Şahsen başta çok enteresan bir şey içeceğimi zannetmiştim, meğer içine gül suyu katılmış papatya çayından başka bir şey değilmiş.

        ŞEHRİN KALBİ EMEVİYE CAMİİ

        Önce Haçlı Seferleri’nde İngilizlerin ünlü komutanı Aslan Yürekli Richard’ı hezimete uğratan Salahaddin Eyyubi’nin mezarının bulunduğu Emeviye Camii’ni geçiyorsunuz, sonra da Roma döneminden kalma kemerleri... Karşınıza altın yaldızlı mozaikleriyle dikkat çeken geniş bir avlu çıkıyor. Kapının önünde ayakkabılarınızı çıkarıyorsunuz. Karlı bir günde gittiğimiz halde biz de öyle yaptık, yani Sultanahmet Meydanı’ndan bile büyük görünen koca avluyu incecik çoraplarımızla aştık. Gerçi Şam’da kar yağarken yürümek eğlenceli bir oyun gibi, 10 dakika yağıyor, ardından saatlerce güneş açıyor. Burada kar ıslak değil kuru; elinizi uzatıp kar tanelerini tutabiliyorsunuz.

        REKLAM

        Emeviye Camii eski bir kilisenin üzerine inşa edilmiş, o kilise de çok tanrılı dinler zamanında bir Zeus tapınağıymış. Az ileride Vaftizci Yahya’nın mezarı var. Hani onu baştan çıkarmak için yedi tül dansı yapan Salome’nin, aşkına karşılık alamadığı için kafasını uçurttuğu peygamber... Ve Hazreti Muhammed’in torunu Hüseyin’in, İslamiyet’in en acı ve karışık hadiselerden birinin simgesi olan mezarı duruyor. İlk Türk hava şehitleri Yüzbaşı Fethi, Üsteğmen Sadık ve Teğmen Nuri Bey’in mezarları da burada. Biz elbette kadınların ibadet ettiği bölüme girdik. İçerisi hıçkırık sesleri, tespih şıkırtıları ve dua fısıltılarıyla doluydu. Vaftizci Yahya’nın mezarının yanındaki kutucuğa başını koyup dua ediyordu herkes.

        KÜÇÜK KAPALIÇARŞI

        Bizim Kapalıçarşı’nın daha ufak ve alçakgönüllü bir versiyonu olan Hamidiye Çarşısı’na gidenler; baharat, işlemeli kumaş, gümüş takı ve el dokuması kaftan alıyorlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ