Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Çavuşoğlu'ndan AB'ye net mesaj

        Dışişleri Mevlüt Çavuşoğlu, AB Dış İlişkiler Yüksek Temsilcisi Joseph Borrell ile görüşmesinin ardından açıklamalarda bulundu.

        Çavuşoğlu'nun sözlerinden satır başları:

        Pandemi gelir geçer ama sorun devam edecek. Ortak hareket etmemiz lazım. Her şeyi Türkiye'den beklemek ve AB'ye gelince yükümlülüklerini yerine getirmemek sorunu çözmez, daha da derinleşir. Bunları da bugün açıkça söyledik.

        Almanya'nın dönem başkanlığından gümrük birliğinin modernizasyonu önemli. Vize serbestisi de AB'nin bir sözüdür. Sevseniz de, sevmeseniz de bunu yerine getirmek zorundasınız. 67 kriteri yerine getirmişiz, bunun çoğunu yerine getirmeyen birçok ülkeye esneklik gösterilmiş.

        REKLAM

        Türkiye epeydir zirveye davet edilmiyor. AB'nin bu kararlarına rağmen samimi diyaloğu sürdürmek iyi niyet göstergesidir. Önümüzdeki günlerde komisyon toplantısında, Türkiye'nin malum ülkeler yüzünden gündemde olacağını görüyoruz. Buralarda Türkiye aleyhine kararlar almak sorunu çözmez daha da derinleştirir.

        AB'den beklentimiz, sorunların çözümü konusunda sorunun değil çözümün tarafı olmasıdır. Gerek Akdeniz gerek Kıbrıs konularında, üyelik dayanışması anlayışı yerine objektif bir arabulucu şeklinde yaklaşırsa AB, üye ülkelerin de lehine olur.

        Bugün Libya konusunda Fransa gibi ülkeler Hafter'i destekliyor. En son Doğu Akdeniz'de bir taciz iddiasında bulundu ama doğruyu söylemediğini biz ispatladık. NATO ve AB bunu söyleyemez ama biz açık söylüyoruz. Fransa burada dürüst davranmadı. Fransa'nın Türkiye'den özür dilemesi gerekiyor.

        Avrupa Birliği kriterler hiç uymayan bazı ülkeleri, üye ülkelerin bastırmasıyla güvenli listeye alıp Türkiye'yi almadığı zaman bizim de AB'nin adil davranmadığını söylemek hakkımız. Biz Almanya ziyaretinde bu bilgileri AB'ye verdik. Almanya'nın öncülüğünde, aşamalı bir adım atacağımızı düşünüyoruz. AB'nin hakkaniyetli davranmasını gerektiğini düşünüyoruz.

        Borrell'in açıklamalarından satır başları:

        Sıcak karşılama için de teşekkür ederiz. Türkiye'ye son 4 ayda ikinci defa geliyorum. Koronavirüs sebebiyle daha sık gelemedim. Umuyorum ki gelecekte bu kısıtlar olmadığında daha sık görüşeceğiz.

        Ortak çabamız Türkiye ve AB arasındaki ilişkileri iyileştirmek. Bugün burada Türkiye Cumhuriyeti hükümetinin görüşlerini almak için bulunuyorum. Gelecek hafta önemli bir toplantımız olacak. Dışişleri Bakanları Konseyi ve Avrupa Parlamentosu, Doğu Akdeniz ve Türkiye'nin oynadığı rol üzerine toplanacak. Bu toplantılardan önce burada bulunmanın önemli olduğunu düşündüm.

        Türkiye sadece bir komşu değil, kilit bir ortak ve bir aday ülke. Sık sık kapsamlı bir şekilde Türkiye'yi tartışıyoruz. Bu da bu ilişkiye verdiğimiz önemin göstergesi. Sayın bakanla yapıcı bir şekilde konuşabildik. Bir takım ciddi meseleleri hemen ele almamız gerekiyor. Bu durumdan çıkmanın karşılıklı faydası olduğunu düşünüyoruz.

        Öncelikle Avrupa için Doğu Akdeniz kilit bir bölge. İleri yönelik güven, diyalog ve istikrar oluşturabilmek için oldukça önemli. Bu tek taraflı olarak yapılamaz, iş birliği ve diyalog gerekir. Dünyaya baktığımız zaman daha fazla işbirliğinden çok daha fazla karşı karşıya gelme görüyoruz. Milli Savunma Bakanı ile de konuyla ilgili görüşeceğim.

        Türkiye ile Libya konusunu da ele aldık. Berlin Konferansı'nı da ele aldık. Katılımcıların hepsi Libya'daki ihtilafın sona ermesi için çalışmalı. Libya'nın barış ve istikrara geri dönebilmesi isteğini biz de paylaşıyoruz.

        Türkiye'nin seyahat kısıtlamaları konusundaki endişelerini anlıyorum. Türkiye'nin bu listede olmadığını söylediniz. Ama özellikle gerekli olmayan seyahatlere yönelik bir takım kısıtlarımız var. Komisyonun bu konularla ilgili birimi bu kararları objektif kriterlere göre alıyor. Bu mekanik bir süreç değil. Bir takım niteliksel değerlendirmelerin de yapılması gerekiyor. Her iki haftada bir dönüp bakılıyor. Özellikle değişen sağlık durumu ele alınıyor. Tamamen bir seyahat yasağı da yok.

        SORU-CEVAP

        Çavuşoğlu: (Doğu Akdeniz-Kıbrıs) Bu sorunun sebebi Rum kesiminin, KKTC'nin ve Türkiye'nin uyarılarına uymadan, tek taraflı başlattığı sismik araştırma faaliyetleridir. KKTC'nin, TPAO'ya lisans verdiği alanlar var. Buradaki sondaj faaliyetlerimizi Kıbrıs Türklerinin talebi üzerine yaptık. Burada Kıbrıs'taki Türk halkının haklarının garanti altına alması lazım.

        İlla iki taraf arasında bir anlaşma olması şart değil. Komisyon kurulabilir, AB üzerinden olabilir. Bu talep haklı bir talep. Yerine getirmek neden bu kadar zor? Çünkü Rum kesimi kendisini adanın tek sahibi olarak görüyor. AB'den destek buluyor ve daha da şımarıyor.

        Bizim kendi kıta sahanlığımızda sondaj faaliyetimiz var. Bu bizim egemenlik hakkımızdır. Ancak biz Yunanistan başta tüm ülkelerle diyaloğa hazırız. Doğu Akdeniz hepimizin ortak deniziyse bu noktadaki nimetleri paylaşmamız lazım. Yunanistan ve diğer ülkeler Türkiye'yi yok sayarak kendi aralarında anlaşma imzaladılar. Türkiye olarak biz de çıkarlarımızı koruyoruz. Bundan sonra tansiyonun artmaması için bazı konularda esneklik gösterebileceğimizi söyledik. Türkiye'nin egemenlik hakları çerçevesinde Türkiye'ye kimse de bir şey dikte etmesin. İşbirliğine varız, dayatmaya karşıyız. Tek taraflı adımlar sebebiyle buralarda gerginlikler oldu. AB'nin arabuluculuğuna biz de destek veririz.

        Borrell: (Doğu Akdeniz) Sayın bakanın bahsettiği gerilimin azaltılması isteğiyle geldim buraya. Komşu ülkeler arasında bazı uzlaşmazlıklar var. Özellikle bu kıta sahanlığı ve kara sularla ilgili olarak. Büyük bir uzlaşmazlık var. Türkiye ile Yunanistan ve Kıbrıs Cumhuriyeti arasında. Her iki tarafı da memnun edecek bir çözüm bulunması gerekiyor. Türkiye ve Yunanistan arasında müzakere başlatılması ve hidrokarbon gelirlerinin adanın iki tarafında paylaştırılması gerekiyor. Bu konuda AB Konseyi belli bir pozisyon aldı. Bir sonraki toplantıda bunu ele alacağız. Türkiye tarafında gerilimin artırılması niyeti yok. AB de aynı şekilde.

        "2016'DAKİ MUTABAKAT GÜNCELLENMELİ"

        Borrell: (Vize serbestisi) 2016 mutabakatı, Türkiye'nin mültecilere yardım edebilmesi için finansal destek alabilmesiyle alakalı değil sadece. Çok daha kapsamlı. Ancak bazı maddeleri uygulanmadı. Tekrar oturup bu mutabakatın güncellenmesini görüşmek gerekiyor. Yeni bir mutabakat yapmak gerekiyor. Her iki tarafı da memnun edecek yeni bir yaklaşımın belirlenmesi ve Türkiye'yi de memnun edecek konuları masaya yatıracak bir mutabakatı görüşmek gerekiyor. Türkiye bölgede güçlü bir aktör ve AB'nin bu gerçekten karmaşık ilişkinin parçası olan tüm konuları kapsayan bir güncelleme yapması gerekiyor. Türkiye'yle ilişkimiz dış politika açısından AB'nin en önemli meselesi haline geldi.

        Sorunların çözümü için ilk adım işbirliği yapmak. Açık, dürüst, işbirliğine yatkın bir davranışla hareket etmek gerekir. Burada yaptığım ziyaret, müzakerelerin, görüşmelerin başlatılmasını sağlama amacı taşıyor.

        Çavuşoğlu: (İkili ilişkiler) Türkiye-AB ilişkilerinde tüm konular birbiriyle bağlantılı. Amacımız Türkiye ile AB ilişkilerini geliştirmek mi, bitirmek mi? İlerletmekse, benim tezimin haklı olduğunu düşünüyorum. Müzakereler, genişleme konusunda, Batı Balkanlar ve Türkiye diye bir suni ayrıma girildi. Tüm aday ülkeler eşit muamele görmeli. Göç konusunu yine Doğu Akdeniz'e bağlarsanız o zaman bu konuyu nasıl çözeceğiz? Mülteciler Yüksek Komiserliği açık bir şekilde Yunanistan'ı kınıyor. Avrupa Birliği ise Yunanistan sınırlarımız koruyor diyor. İdlib'den veya Suriye'den gelen göçmenlere böyle muamele etsek AB'nin tepkisinin ne olacağını biliyoruz.

        Bu göç mutabakatına baktığımız zaman hiçbir şekilde Doğu Akdeniz veya başka şartlar yok. AB'nin ve Türkiye'nin yerine getirmesi gereken sözler var. Türkiye sözlerini yerine getirdi. AB şartlarını yerine getirmedi. Yeniden gözden geçirelim diyorsunuz. Ama ilerleme için Rum kesiminin endişelerini yerine getirelim diyorsunuz. İki konuyu teknik olarak karıştırdığınız zaman o zaman tıkanıyor. O zaman Türkiye bizi tehdit ediyor diye eleştirmeyeceksiniz. O zaman Türkiye gitmek isteyenleri durdurmama politikasına devam edecek. İki üyenin her şeyi rehin almasına izin vermeyin.

        İki üyenin her şeyi rehin almasına izin verirseniz Türkiye'yi suçlamayın. İlave kararlar alırsanız biz de sahada, Doğu Akdeniz'de atacağımız adımları atarız.

        Borrell: Ne olursa olsun, Türkiye bölgede önemli bir aktör olmaya devam edecek. Dolayısıyla ilişkilerimiz de devam edecek. Suriye'deki savaşın çözülmesi gerekiyor. Siyasi bir çözüm bulunursa o insanlar da evlerine döneceklerdir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ