Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Tiyatro Cihan Talay: Zirve sinema filmi yönetmenliğidir
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Mahşeri Cümbüş Hayalhanesi'nde doğaçlama tiyatro oyuncusuyken yolu BKM Mutfak ile kesişen Cihan Talay, 'Çok Güzel Hareketler 2'de sunum yaptığı sıralarda kendi hayatından kesitler sunduğu hikâyeleriyle dikkatleri üzerine çekti.

        O Cihan Talay, 'Çok Güzel Hareketler 2'den ayrıldıktan sonra o hikâyelerin uzun halini de anlattığı stand up gösterilerinin sayısını çoğalttı. Talay, stand up gösterilerinin yurt dışı turnesi öncesi Habertürk'ten Mehmet Çalışkan'a bir röportaj verdi.

        Yurt dışı turnesi için neler hissediyorsunuz?

        Yakın zamanda Paris ve Lille'de, aralıkta Van, Batman, Gaziantep, Kayseri, Diyarbakır; şubatta ise Berlin ve Köln oyunları olacak. İstanbul'da zaten BKM Mutfak'ta devam ediyorum. Stand-up'ı bu aralar daha çok güncellemeye çalışıyorum, uzun süredir aynı stand-up'ı anlatıyordum. Şimdi değiştirmeye başladım çünkü o arada bir sürü şey yaşadım. Yaşadıklarımdan hem tespitler hem de hikâyeler birikti, onları ekliyorum. Stand-up'larıma genelde kendi hayat hikâyemle, doğduğum yerle, hatta doğduğum anla başlıyorum. Bir kronoloji çizecek olursak anlattığım sette kendi hayatımın kronolojisi var ama değişiyor, değiştirmeye çalışıyorum, aklıma bir şey geldiğinde ekliyorum. Hatta her stand-up'ımda hem farklı bir tip hem de farklı hikâyeler olacak.

        Sahnede canlı canlı 1 - 2 saat hikâye anlatmanın oldukça zor olduğu söylenir, öyle midir?

        Öyledir, hatta 10 dakika bile zordur. 'Açık Mikrofon' etkinlikleri var, gelip izleyebilirler, hevesli olanlar bence gelsin izlesin, sonra onu deneyimlesin. 1 - 2 saate çıkarmak zaten ekstra bir çaba ve çalışma gerektiriyor. Zor ama stand up gösterileri bana sektörleşiyor gibi geliyor. Stand-up komedyenleri çok fazlalaştı, bu arada bu iyi bir şey. Çünkü birini izleyip çok beğenen kişi başkalarını da izlemek istiyor. Hem Anadolu hem Avrupa yakasında birçok mekânda stand-up'lar fazlalaştı.

        Stand-up için yeterli mekân var mı?

        Benim için var ama yeni deneyecekler için olmayabilir. Bu iş yaptıkça fazlalaşıyor, hikâyeleri denemek gerekli. Deneyeceğin mekânlar da o gece 6 ya da 8 komedyen çıkarıyor. Bunu kısa zamanda yapmaya çalışan kişinin sürekli mekân araması gerekli oluyor. Bizim için artık yeterli ama yeni başlayanlar için artık yeterli olmama ihtimali var. Yani mekân yeterlidir ama mekânın seyirci profili yoktur ve mecburen başka yerlere gidiyordur. Hemen hemen BKM Mutfak'taki bütün komedyenlerin gösterileri kapalı gişe oluyor, buna açık mikrofon da dahil.

        REKLAM

        İyi bir stand-up'ın belli başlı özellikleri nelerdir?

        Benim stand-up'ımdan örnek verecek olursak; ben anlattığım kişiyi ve durumu seyircide canlandırabiliyorum. Ben hikâyeyi normal hikâye gibi anlatmıyorum. Hikâyede birisini anlatıyorsam o kişinin formuna giriyorum ve onun ağzıyla, onun karakteriyle anlatıyorum. Aslında oyunculuk da işe yarıyor, Gain'de de var hatta orada da izleyenler görür, kimi anlatıyorsam o kişi olup öyle anlatıyorum, bu da insanlara daha çekici geliyor. Eğer akıllıca bir şaka yapıyorsan ve seyirci bunu anlıyorsa aslında karşılıklı bir anlaşma oluyor. Yoksa herkesin bir anısı, herkesin bir hikâyesi var, herkes bir şeyler yaşıyor ve gün içerisinde olduğu gibi onu anlatmak komik bir şey değil. Az önce belirttiğim gibi anlatış şeklim de var. Ben kendim birinden duymuş gibi anlatmıyorum, o forma bürünüyorum, öyle anlatıyorum, bu ilgi çekici olabilir.

        Senin için stand-up'tan bir adım sonrası nedir?

        Onun için de yarım adım atmışımdır herhalde. Çünkü bir dizi senaryosu yazıyorum. Yöneticilerim, sağ olsunlar beğendi. Stand-up'ı devam ettirmek, film yönetmek, şu anda BKM'de oyunculuk ve komedyenlikle uğraşan kim varsa aslına bakarsanız hepimizin hayalleri birbirine yakın, benim de öyle.

        Zirvesi film midir?

        Evet, benim için öyle. Zirve, sinema filmi yönetmenliğidir. Herhalde yazmak ve yönetmek daha çok hoşuma gider ama oyunculuk da isterim tabii ki. Sadece kendi yazdığım değil de başka bir senaryoda da olabilir. Bir yandan oyunculuk tarafından da ilerlemek istiyorum çünkü bizim idol olarak baktığımız kişiler de öyle yapmış. Bir de komedyenler kendi yazdıklarında daha iyi oynuyorlar. Çünkü kendi hayalleri oluyor. Ben de kendim için yazdığım senaryoda olmak isterim ama şu an yazdığım iş, kendim için yazdığım bir iş değil, o yüzden orada oyuncu olarak olmayabilirim.

        REKLAM

        İdolleriniz de ilk başlarda sizin geçtiğiniz yollardan geçti ama onlar şimdi tabiri caizse işin kralları. Onlarla mukayese ediliyor musunuz? Bu yönde yorumlar yapılıyor mu?

        Bu konuda makas bayağı açık. Bence o dönem, biraz daha rahat bir dönem. Daha iyi bir dönem, daha zengin bir dönem... Yani hayal etmek anlamında da zengin bir dönem. Benim BKM Mutfak ile karşılaştığım yaş çok geç. Yılmaz Ağabey, 30 yaşında 'Bir Demet Tiyatro'yu yazmış, nasıl karşılaştırma yapayım? 30 yaşında biz burada skeç yazıyorduk, öyle bir mukayese yapılmamalı.

        Televizyondayken az sayıda stand-up yapma nedeniniz zamanınızın olmaması mıydı?

        Evet, 'Çok Güzel Hareketler Bunlar 2' ekibindeyken biraz fazla mesai harcadık, her hafta 120 dakika çıkartıyorsun, zor bir iş, onların da yazarlarından biriydim ben o yüzden benim için zordu.

        BKM'de mesleğiniz adına edindiğin en iyi öğreti ne oldu?

        Ben yazarlığı iyi öğrendiğimi düşünüyorum, yazarlığım hâlâ da gelişiyor, yazdıkça da gelişiyor. Buraya geldikçe, Yılmaz Hoca ile konuştukça, buradaki arkadaşlarla beyin fırtınası yaptıkça da sürekli yazarlığımla ilgili gelişmeyi hissediyorum. Hissettiğim şeylerden birisi o. Bir de sahnede bir rahatlamam oldu çünkü sahnede sürekli deneyimleyebiliyoruz. Yıllardır burada olan komedyenlerden biriyim, sağ olsunlar artık benim söylememe gerek kalmıyor bana oyun koyar mısınız diye onlar kendi planlamalarını yapıyorlar. Birçok şehre gidip stand-up yapabiliyorum, olabildiğince çok insana ulaştırmaya çalışıyorlar beni bu da benim rahatlamama sebep oldu.

        Daha önce yazarlığınız var mıydı?

        Yoktu. Şöyle; stand-up hep vardı, doğaçlama tiyatro hep vardı ama stand-up metni yazmak, şu andaki yazdığım şeyle alakalı değil. Bu biraz da bir yerden bir şey duyuyorsun, bir şey oluyor onu gözlemliyorsun, konu başlığı gibi yazıyorsun, sonra anlatırken içini açıyorsun ama şimdi öyle değil daha detaylı, onu bile yazmam değişti. Benim için burası okul gibiydi, hâlâ da öyle.

        Yurt dışı turnesinden söz eder misin?

        25'inde Lille'de 27'sinde Paris'te oyunumuz var. Pandemiden önce Berlin Tiyatrom'da oynamıştım, hatta stand-up yapan herkesin ilk 5 sahnesi olur, çok iyi geçti dediği, hepsi iyi geçse bile bir 3 - 5 tanesi onlardan da iyi geçmiştir, benim de tiyatrom sahnesidir, bir daha bir daha diye bağırmışlardı. Oradaki gurbetçiler biraz hasret, böyle bir tepki almak çok hoşuma gitmişti, kendimi şarkıcı gibi hissetmiştim çünkü stand-up yapıyorsun ve bir daha diyorlar. Bu arada çok cana yakınlar, hakikaten tanıdıkları birisi gelmiş gibi hissettiriyorlar. Hiçbir şakayı da kaçırmadılar. Çok konsantreler, hemen yakalıyorlar.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ