Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Amerika 'Başkan'ın Adamları': Obama'nın Zor Seçimi

        DIŞ HABERLER SERVİSİ / Ceyda KARAN

        Amerika’da başkan olmak hakikaten ‘zor zanaat’. Ülkeyi yönetmek için istediğiniz ekibi bile kuramayabiliyorsunuz. 6 Kasım’da ikinci kez seçilen Barack Obama, 20 Ocak’taki yemin töreni öncesinde bir yandan ‘bütçe uçurumu’ belasını savuşturmak için Cumhuriyetçilerle sıkı pazarlığa girişirken, diğer yandan yeni kabinesini oluşturma çabasında. Ve gönlünden geçen bakanları rahat rahat atayamamakta... İki kilit görev için, yani dışişleri ve savunma bakanlıkları için gönlünden ilk geçen iki isimden birinden vazgeçmek durumunda kaldı. İkincisinden vazgeçmesi için de büyük baskı altında. İkisinin müsebbibi de iki seçimi yitirmiş Cumhuriyetçi sağ…

        RICE GİTTİ, SIRA HAGEL'DE...

        Şimdilik kesinleşen, John Kerry. Obama’nın dışişleri bakanlığı için gönlünde yatan ABD’nin BM’deki diplomatı ‘insani müdahalecilik’ şampiyonu, ‘ilkeli’ ve ‘kariyerist’ diye anılan Susan Rice’dı. Lakin Rice, 11 Eylül’de Libya/Bingazi’deki diplomatik misyona yönelik saldırının izahatını çarpıtmakla suçlanıp Senato’daki Cumhuriyetçiler tarfından feci yıpratılmış ve adaylığını çekmek zorunda bırakılmıştı. Böylece Senato Dış ilişkiler Komitesi’nin başkanlığını yürüten ve Cumhuriyetçilerle iyi geçinen Kerry’nin yolu açıldı. Senato onayı çantada keklik. Sırada Pentagon var. Bu kez de Obama’nın ‘gönlünden geçen ilk isim’ sözünü sakınmayan ve bağımsız kimliğiyle nam salmış eski Senatör Chuck Hagel. Ancak Cumuriyetçi sağ isyan bayrağı açmış durumda.

        HAGEL: 'CESUR VE BAĞIMSIZ'

        Hagel’ı ve dış politika çıkışlarını Bush yönetiminin ilk yıllarından bu yana ilgiyle izliyorum. 66 yaşındaki eski Nebraska senatörü, George W. Bush’a ilk yıllarından itibaren dert olmuştu. Misal, Afganistan meselesinden sıyrılabilmek için İran’la ‘işbirliği’ salık vermişti. Sonra Tahran, Japonya’daki toplantıda Afganistan’a mali yardım için kesenin ağzını açtığında muhtemel ki bir o şaşırmamıştı. Washington’da Irak savaşının davulları çalarken, o, 2002’de Irak’ın kitle imha silahlarına dair CIA’nın hiçbir kanıtı bulunmadığını söylemeye cesaret etmişti. Demokratların ‘gık’ demeye korktuğu bir dönemde Irak savaşının adam gibi tartışılmasını savunmuş “Bence ABD’nin tek taraflı olarak Irak’ın üzerine gitmesi akılsızca ve tehlikeli. Temel sorum şu: ‘Ya sonra ne olur’” deyivermişti.

        "BİRLEŞİK DEVLETLER SENATÖRÜYÜM, İSRAİL SENATÖRÜ DEĞİL"

        Elbette işgal sonrasında Bush’un Irak savaşını yönetme biçimini yerden yere vuran O’ydu. İsrail konusunda “Ben Birleşik Devletler’in bir senatörüyüm, İsrail’in senatörü değil” deme cüretini gösteren de öyle... 2008’de Cumhuriyetçilerin ciddi ciddi başkan yardımcısı adayı yaptığı Sarah Palin’in cehaletini haykırmış ve nihayet Cumhuriyetçi safları terk etmişti. 2009’da da senatörlüğü bıraktı. Ancak Vietnam gazisi ve iki Mor Kalp madalyalı Hagel, ABD’deki önde gelen İran uzmanlarından Trita Parsi’nin belirttiği üzere ‘hiç de pasifist’ filan değil. Kendisine itirazlar, ‘Amerika’nın tetiği fazla hızlı çekmekten mustarip olduğu yıllardan sonra, tetiği hızlı çekemeyecek bir isim’ görülmesinden. Zira eğer savunma bakanlığına getirilecek olursa, Irak’taki ‘stratejik hatanın’ ardından İran’la bir başka ‘stratejik hataya’ düşülmesin diye uğraşacağı aşikar. Aslına bakarsanız o, realist gelenekten gelme bir Cumhuriyetçi.

        HAGEL'A KARŞI BİR KADIN

        Ancak bu gelenek Amerika’da kimilerine kafi gelmiyor. Cumhuriyetçi sağ atanmasına karşı seferber oldu. Onu anti-Semitik bile itham eden eksik değil. Ve yerine ‘ilgi çekici’ bir isim bile bulundu. Savunma Bakanlığı sırasında Robert Gates’in yardımcılığını yürütmüş ve Pentagon’un en üst düzeydeki nadir kadın yöneticilerinden Michele Flournoy.

        PENTAGON'A İLK KADIN ŞEF OLUR MU?

        50 yaşındaki Flournoy, Obama güvenlik ekibinden. 2012 seçim yılını Cumhuriyetçilerin Obama’ya ulusal güvenlik konusundaki saldırılarını savuşturmakla geçirdi. Romney, Obama’yı İran konusuda çok zayıf olmakla suçladığında yahut Irak politikasını eleştirdiğinde televizyonlarda boy gösterdi. Yani Cumhuriyetçiler ondan da çok hazzedecek değil fakat Hagel’dan kurtulmak için cazip bir isim. Romney’nin dış politika danışmanı Dan Senor, Bill Kristol, Paul Wolfowitz gibi isimler Flournoy’un baş destekçileri olup çıktı. Amerikan medyasına bakılırsa ismini de biraz zor telaffuz edenler eksik değil. Flournoy, 2007’de kurulan ‘Yeni Amerikan Güvenliği için Merkez’ isimli düşünce kuruluşunun kurucularından. Irak’tan çekilme planlarında tuzu olan, son olarak da Afganistan’dan 2014’te çekilme planlarını şekillendiren isimlerden. Amerika’da savunma alanında saygın biri. Destekçiler, Hillary Clinton’ın kadın dışişleri bakanı olarak boşluğunda, Pentagon gibi bir kuruma bir kadının getirilmesinin cazibesini kullanmayı ihmal etmiyorlar. ‘Yeter ki Hagel olmasın’... Ancak Obama eğer Flournoy’u atamak zorunda kalırsa anlaşılan bu ağır bir yenilgi olacak.

        KERRY'YE GELİNCE...

        Amerika’nın dört yıl boyunca en üst düzey diplomatı olacak John Kerry’ye gelince… Obama’ya çok yakın bir isim. Sadece 6 Kasım’daki başkanlık seçimi öncesinde Cumhuriyetçi rakibi Mitt Romney ile her televizyon tartışmasına onunla hazırlandığı için değil. İşin aslı 69 yaşındaki emektar siyasetçi, Obama’nın 2004’te ulusal sahneye çıkmasının mimarlarından. Obama’nın Boston’daki Demokratik Parti Kongresi’nde dikkatleri üzerinde toplayan konuşmayı yapmasının ve dolayısıyla 2008 yılında başkanlığının yolunun açılmasının müsebbibi. İsteseydi muhtemelen ilk dönemde de koltuğu alırdı lakin anlaşılan Clinton’dan sonra sırasını bekledi. Dört yıl boyunca da Senato Dış İlişkiler Komitesi başkanı olarak Obama dış politikasının ‘gayrı resmi’ icracısı oldu. En kritik kriz anlarında Afganistan, Pakistan’a gidip gelen oydu. 2009-2011 yıllarında Şam’da defalarca Beşar Esad’la İsrail ile barışın pazarlığını yürüten de...

        YALE, 'KURUKAFA VE KEMİKLER'

        Zengin bir aileden gelen John Kerry, bir diplomatın oğlu. Annesi Rosemary, Forbes ailesine mensup. Avrupalı kraliyet aileleriyle ve dört Amerikan başkanıyla uzaktan akraba. George W. Bush’un da uzaktan kuzenlerinden. Heinz ailesinin mirasçılarından olan eşiyle birlikte servetleri 1 milyar dolarla ifade ediliyor. Onun için Senato’nun ‘en zengini’ deniliyor. Kerr, Yale mezunu. 1966 sınıfından. şu meşhur ‘Kurukafa ve Kemikler’in üyesi. Hani Bush yıllarında Türkiye’de de çok sık bahsedilen... Bir Vietnam gazisi olarak 1970’li yıllarda savaş sırasında işlenen suçları, yolsuz ve feci bir dikta rejiminin nasıl olup da desteklenebildiğine dair ifşaatları dikkate şayan. Ancak Amerika’da o vakitler hakim olan savaş karşıtı progresive hareketten de değil. Yale’in Siyasi Birliği’nin başkanlığını yürütmüş, Kennedy ailesinin kanatları altında siyasete atılmış, ömrünü başkan olmaya adamış biri. 1980’li yıllarda girdiği senatoda etkinliğiyle ünlü. İlk başkanlık denemesi 1992’de başarısızlığa uğruyor. Hepimizin iyi bildiği 2004’te ikinci girişimi ise malum, uzaktan kuzeni Bush karşısında gömüldü. İsrail’le ilişkileri son derece iyi. Atanmasına en fazla sevinen de İsrail oldu zaten. Büyükbabası Yahudi kökenli. Erkek kardeşi Cameron Kerry, bir Yahudi ile evlenmeden önce Yahudiliğe geçmiş.

        'ILIMLI, PRAGMATİK, REALİST'...

        Kerry son tahlilde ılımlı, pragmatik, realist. Amerikan ordusunun modernize edilip küresel düzeyde konumunun güçlendirilmesi, sıkı anti-terör politikaları ve füze savunma sisteminin destekçisi, nükleer silahlarda START düzeyinin altına inilmemesinden yana, Rus/Çin ilişkilerine temkinli bakışı var. Genel kanaat o ki, Kerry’nin, Clinton’dan farkı, tarzı. Yani Amerika’nın küresel düzeyde belirleyiciliğini sürdürebilme mücadelesinde Obama’nın ve Washington’da uzlaşılan dış politik çerçevenin dışına çıkacak biri değil.

        HILLARY'NİN 2016 ARZUSU

        Hillary Clinton’a dair de birkaç kelam. Clinton, dışişlerine veda ederken, eşinin başkanlığının sonunda first lady’liği biterken yaptığını yapıyor. 2016’da olası başkan adaylığı için ser verip sır vermez görünüyor. Lakin Amerika’nın ilk kadın başkanı olma arzusundan kolay kolay vazgeçeceğini sanmamak lazım.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ