Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Yaşam Çocuk Masallar Esra Şaşmaz ile Masal Zamanı: Fareler Ülkesi

        Hasat kötü gitti ve fareler kışlık depolarını dolduracak kadar tane toplayamadılar. Sonunda farelerden biri en şık kılığına büründü ve yardım istemek üzere kralı görmeye gitti.

        Kral bir farenin kendisini görmek istediğini duyunca çok eğlendi ve farenin taht salonuna getirilmesini emretti.

        Ülkenin geleneğine göre gelen konuk krala mutlaka ipek bir eşarp verirdi. Fare de krala büyük bir ciddiyetle küçük bir ipek iplik sundu.

        "Teşekkür ederim fare kardeş" dedi kral.

        "Sana nasıl yardımcı olabilirim?"

        "Efendimiz" dedi fare.

        "Bu yıl hasat çok kötü oldu. Fareler de kış için yeterince besin bulamadı. Eğer bize biraz tahıl tanesi borç verirseniz bir sonraki hasatta size geri öderiz."

        REKLAM

        "İhtiyacınız olan ne kadar?" diye sordu kral.

        "Büyük ambarlarınızdan biri yeterli olur" diye karşılık verdi fare.

        "Ama nasıl taşıyacaksınız?"

        "Siz onu bize bırakın." dedi fare.

        "Eğer bize taneleri verirseniz biz taşırız."

        Kral küçük farenin cesaretine hayran oldu.

        Muhafızlarına arpayla dolu büyük bir ambarın kapılarını açmasını emretti. O gece fare, ülkedeki bütün diğer fareleri yardıma çağırdı.

        Yüzlercesi, binlercesi geldiler ve her biri taşıyabileceği kadar arpayı ambardan alıp ağzında, sırtında, ya da kuyruğuna sararak taşıdı.

        Sabahleyin, kral ambarda tek bir arpa tanesinin bile kalmadığını öğrenince çok etkilendi.

        Kral'ın iyiliği sayesinde fareler bütün kış yiyebilecekleri kadar yemeğe kavuştular.

        Ertesi hasatta kralın ambarını söz verdikleri gibi arpayla doldurarak borçlarını ödediler.

        "Akıllı oldukları kadar sözlerine de sadık oldukları anlaşılıyor." dedi kral.

        Bir kaç ay sonra komşu ülkenin kralı farelerin ülkesine savaş açtı. Güçlü ordusunu iki ülke arasındaki sınırı oluşturan nehre kadar getirdi ve işgale hazırlandı.

        REKLAM

        Fare bir kere daha saraya geldi. Kral çok sıkıntılı görünüyordu.

        "Efendimiz" dedi fare.

        "Geçen defa buraya geldiğimde halkıma büyük bir iyilik yaptınız. Şimdi de size düşmanınızı yenmek için yardım önermeye geldim."

        Dertleri büyük olmasına rağmen kral gülümsedi. Küçük fareyi avcuna aldı.

        "Teşekkür ederim fare kardeş." dedi.

        "Ama nasıl yardım edebilirsiniz ki? Komşumuzun ordusu bizimkinin on katı."

        "Geçen defa bir ambar dolusu arpayı taşıyabileceğimizden ve borcumuzu ödeyebileceğimizden kuşku duymuştunuz." dedi fare.

        "Ama ikisini de yaptık. Bize yine güvenirseniz işgal ordusundan kurtulmamızı sağlamaya söz veriyorum."

        Kral farelere güvenebileceğini öğrenmişti. Öneriyi kabul etti.

        "Bu zor görev için neye ihtiyacınız var?" diye sordu.

        "Gübreden yapılmış yüz bin topak" dedi fare.

        "Hepsini nehrin kıyısına dizeceğiz."

        Kral bu istek karşısında şaşırdı. Ama hemen yapılmasını emretti. Ertesi akşam ülkenin bütün fareleri nehir kıyısında toplandılar. Gübre topaklarını suya koydular ve tıpkı sal gibi üstüne çıktılar. Sonra da nehir kıyısından açılarak öbür kıyıya doğru ilerlemeye başladılar.

        REKLAM

        Düşman askerlerinin kimi çadırlarda, kimileri de açık havada yanlarında silahlarıyla uyuyordu. Fareler sessizce kampa yayıldılar.

        Ne bulabilirlerse kemirmeye başladılar. Kimisi askerlerin yaylarını ve silahlarının kayışını kemirdi, diğerleri giysilerini ve saç örgülerini dişledi, bazıları çadırları ve tahıl çuvallarını kemirerek her şeyi parçaladılar.

        Sonra kamptakiler uyanmadan çıt çıkarmaksızın geri döndüler. Nehrin karşı kıyısına geçtiler. Ertesi sabah düşman askerleri uyandığında giysilerinin paramparça, saç örgülerinin kesilmiş, çadırlarının ve silahlarının mahvolmuş olduğunu gördüler.

        Herkes birbirini suçlamaya başlayınca büyük bir kavga çıktı. Tam o sırada fareler ülkesinin adamlarına dev bir savaş borusunu çalmalarını emretti.

        Düşman cephesi birdenbire saldırıya uğradığını düşündü. Askerler kendilerini savunamayacak kadar düzensiz bir haldeydi.

        Hiçbir şey yapamadan dönüp panik içinde kaçmaya başladılar. Kral farelere teşekkür etti.

        REKLAM

        "Bütün ülke sizin cesaretiniz karşısında minnet duyuyor." dedi.

        "Bu hizmetinizi nasıl ödeyebilirim?"

        "Biz fareler iki önemli tehlikeyle karşı karşıyayız." dedi fare.

        "Yuvalarımızın çoğu nehre yakın. Su taştığında evlerimizi basıyor. Eğer nehir kıyısı boyunca bir baraj yaptırırsanız güvende oluruz."

        Kral bunu kabul etti. "Peki ikinci tehlike nedir?" diye sordu.

        "Kediler" dedi fare. "Elbette." kral güldü.

        "Bugünden itibaren krallığımda kimsenin kedi beslemesine izin vermeyeceğim."

        Böylece fareler tehlikeden uzak korkusuzca yaşamak üzere evlerine döndüler. Ardından kral nehrin öte yanına düşman ülkenin kralına bir mesaj iletmek üzere bir ulak gönderdi.

        "Bugün sizi yenen sadece farelerimdi" dedi. "Ama yeniden işgal etmeye kalkarsanız köpeklerimi yollayacağım. Eğer onlar yetmezse ülkemin vahşi hayvanlarını göndereceğim."

        Diğer ülkenin kralı bu sözleri duyunca korkudan titredi. Eğer bu ülkenin fareleri bile bu kadar korkutucuysa o halde hemen bir barış anlaşması imzalamalıyız dedi ve hemen harekete geçti.

        REKLAM
        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ