Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Spor Futbol Süper Lig Beşiktaş Fenerbahçe-Beşiktaş yazar yorumları - Fenerbahçe Haberleri

        HALİL ÖZER | ''Kocaman orta alan''

        Kocaman orta alan Abdullah Avcı, Fenerbahçe’yi yendikten sonra bir sohbette şöyle demişti: “Bu galibiyet bizim için çok önemli. Çünkü Kadıköy’de maç kazanmak dünyanın en zor işlerinden birisi. Bunu herkes yapamaz.” Gerçekten de öyle. Ben bu sözü muhabirlik dönemimde de çok duymuştum. Fenerbahçe seyircisi istediği zaman rakip üzerinde en ağır baskıyı kurabilen ve adeta sahada futbolcularla birlikte oynayabilen seyirci. Bu baskıyı kaldırabilmek çok zor. “Ben etkilenmem” diyen her futbolcu, Kadıköy’den sonra birkaç gün kendine gelemiyor. Ama şu gerçek var: Fenerbahçe takımı, bu sezon oynadığı en mücadeleci ve futbol adına en pozitif etki yaratan oyunu sergiledi. Özellikle ilk 20 dakikada Beşiktaş gibi kadrosunda yaratıcı isimler dolu olan bir takımı orta alanda çaresiz durumlara düşürdü.

        Ozan, Mehmet Ekici, De Souza, Giuliano ve Valbuena; hiç beklenmedik şekilde baskılı ve dikine oynadı. Rakibinin gücünü ve etkili oyuncularını düşünerek top kaybetmemeye çalıştı. Maç boyunca sadece bir kere hata yaptılar, onda da Neto kırmızı kart gördü. Ben Mehmet Ekici’yi gerçekten çok beğendim. Ve Trabzonspor’un neden onu Fenerbahçe’ye göndermek istemediği net olarak belli oldu. Fenerbahçe’nin bu etkili, kavgacı ve sinir bozan oyun planına Beşiktaş hiçbir karşılık veremedi. Aksine her geçen dakika sinirlerini bozdu. Kontrolü kaybetti. Dolayısıyla her Fenerbahçe maçında olduğu gibi Şenol Güneş bir kez daha öfkesinin ya da geçmişte kalan birikimlerinin kurbanı oldu.

        Onun bu hali, zaten gerilen takımının tüm düzenini bozdu. Şenol hocanın Fenerbahçe maçları öncesi mutlaka öfke kontrolü yaptırması artık şart oldu. Ama şu var. Her ne kadar Fenerbahçe orta alanının müthiş oyunu Beşiktaş’ın dengesini bozsa da Talisca, Babel, Quaresma ve hatta Atiba normal grafiklerinin çok altında bir görüntü çizdiler. Sadece Oğuzhan ara sıra gözüktü o kadar. Beşiktaş belki hakemi suçlayacaktır, haklı da olabilir ama kesinlikle kendi hayrı için aynaya da bakmalı. Quaresma ise kendini dokunulmaz sanarken en sonunda patladı ve takımını yaktı. Bence yenilginin baş mimarı oldu.

        AYKUT KOCAMAN

        Eleştirdiğimiz zaman asıp kesiyoruz. Ama iyi olduğu zamanda hakkını vermek gerekir. Aykut hocanın uzun zamandır takımını bu kadar iyi hazırladığını görmemiştim. İlk 20 dakika muhteşem bir Fenerbahçe vardı. Geri kalanlarda ise hoca kulübeden iyi idare etti. Şenol hocayı nakavt etti. Kadro mühendisliği ise neredeyse kusursuzdu. Kocaman bir tebrik hocanın hakkı.

        SERDAR ALİ ÇELİKLER | ''Yabancı hakem şart oğlu şart''

        Birinci penaltı: Medel’in Janssen’e elleriyle müdahalesi var. Türkiye’de futbolu bilen herkes ama herkes şunda hemfikir: Evet, Medel’in müdahalesi var ama aynı pozisyonu Beşiktaş lehine vermez. Bu pozisyonun aynısı Vodafone Park’ta olsa yine vermez. İkinci penaltı: “El açık olursa çarpma olsa bile ver” denildi. Tamam ama elle müdahale etme isteği olmayan, açık olan eline hasbelkader çarpan top nedeniyle penaltıya sebep olan Atiba’ya 2. sarı karta gerek yoktu. Yine Türkiye’de herkes biliyor ki Atiba’yı atmasa İsmail’i de atmazdı. Şenol Güneş’in atılmasına neden olan faul: Valbuena ile Pepe arasındaki pozisyonda faul kesin olarak yok. Şenol Hoca çıldırdı sonra da tribüne gönderildi.

        ''O PENALTIYI BEŞİKTAŞ'A HAYATTA VERMEZDİ''

        Hakemin sadece Q7’ye gösterdiği 2 sarı kart doğruydu. Eğer Quaresma’yı atmamış olsa Neto’yu da atamazdı.. Ve en önemlisi; durum 1-0 iken Cenk’e HAK’ın yaptığı net penaltıyı vermedi. Ali Palabıyık maçın önüne geçti. Yardımcısı da Negredo’nun golünü hiç etti. İşte Türk hakemliği bu! Eyyam, sahaya ve duruma göre kararlar. Biz futbol yerine hakem konuşmak istemiyorsak artık yabancı hakem getirmeyi düşünmeliyiz. Maça gelirsek F.Bahçe ilk yarıda istediğini yaptı. Arkada iyi beklediler, istekle telaşı karıştırmadan baskıya gittiler ilk atakta devşirme sağ bek Medel’in zaafından yararlanma taktiği tuttu ve penaltı böyle geldi. Sonra Ozan ile aynı bölgeden net bir pozisyon daha yakaladılar. Bu dönemde OJE muhteşem işler yaptı. Ozan-Josef-Ekici'den oluşanOJE F.Bahçe’yi güzelleştirdi. Ekici 2 kere 50 metre top taşıdı ve pozisyon üretmeye çalıştı.

        Quaresma da atılınca her şey F.Bahçe’nin lehine gelişiyordu ki Neto’nun da atılması oyun dengesini getirdi. Kocaman Topal’ı ön stopere Josef’i stopere attı. Bu devrede F.Bahçe çok bekledi ve hiç çıkamadı. Alper daha erken girmeli, Giuliano çıkmalıydı diye düşünüyoruz. Bu dönemde Kameni skoru tuttu, Palabıyık da net penaltıyı vermeyince Beşiktaş’ın en kötüsü Atiba’nın kendi hatası ile başlayan pozisyonda penaltıya sebebiyet verince maç aslında o anda bitti. Akabindeki gol son 7-8 dakikayı kakafoniye döndürdü. Sonuç olarak Beşiktaş bu maçtan kenetlenme ile çıkacaktır. Her Beşiktaşlı mağlubiyeti Palabıyık’a yükleyecek ve oyuncularını kucaklayacaktır. F.Bahçe ise bu galibiyet ile lige döndü. F.Bahçeliler bu kritik sonuçla tribüne daha çok gelecektir. Kocaman’ın Başakşehir maçından bu yana oynattığı 3’lü orta alan Alanya maçında Dirar’ın sakatlanması ile idealini buldu. Ekici-Ozan-Josef üçlüsü ile en önde Janssen artık bu takımı taşıyacak omurgadır.

        REKLAM

        JOSEF DE SOUZA

        Her derbide olduğu gibi dün de çok iyiydi. Orta alanda da stoperde de...

        ALİ PALABIYIK

        Beşiktaşlılar haklı olarak onu bir daha görmek istemeyeceklerdir.

        FAİK ÇETİNER | ''Maç değil korku filmi''

        Maç değil macera filmi F.Bahçe zirveye ortak olmak için kazanmak, Beşiktaş da en azından kaybetmemek istiyordu. Kadıköy’de F.Bahçe karşısına 5 puan farklı çıkmak Beşiktaş adına elbette ki avantajdı. İlk bölümde Siyah-Beyazlılar maça geriye yaslanarak başladılar. Hedef kontrollü oyun ve kontrataklardı. Aykut Kocaman, kazanılması gereken maçta Mehmet Ekici’yi ilk defa banko sahaya sürmüştü. Mehmet Ekici, 45 dakika kaldığı oyunda hem ofansif hem de defansif yönde etkili oldu. Ligin ortalarına gelmiş, hala bir sağ bek bulamamış Şenol Hoca ise bu gröeve Medel’i atamıştı. İlk yarıda F.Bahçe 3 tehlikeli atağı da Medel’in kanadından gerçekleştirdi, birinde de penaltı kazandı.

        REKLAM

        Medel’in Janssen’e yaptığı faul tam amatör işiydi. Giuliano’nun penaltısıyla öne geçen F.Bahçe üzerinden stresi de attı. Yenik duruma düşen Beşiktaş da ofansif oyuna yöneldi. Kadıköy’de protesto yağmuruna tutulan Caner, oyuna çok fazla konsantre olamadı. Babel’in aldığı her topu kaybedişi, F.Bahçe’ye ani atak fırsatları yarattı. F.Bahçe önde giderken Quaresma, iki sarı kartlık hareket yaptı. Hem de rakip alanda. Affedilir gibi değil! Kırmızıyı gördü ve rahatladı. F.Bahçe öndeydi ve rakip 10 kişi kalmıştı. Avantajlar ev sahibindeydi. Biz bunları düşünürken Neto, gole giden Cenk’i düşürünce bariz gol şansı yorumundan bariz gol şansı durumundan kızardı. Sahaya da sayısal eşitlik geldi.

        İkinci yarıda Kocaman, Mehmet Ekici’yi dışarı alıp Mehmet Topal’la başladı. Şenol Güneş’in ilk hamlesi de oyun başladıktan sonra oldu. Silik Talisca’yı dışarı alıp Negredo’yu sahaya sürdü. Bu yarıda Giuliano ve Valbuena’nın etkisiz kalışıyla orta alan üstünlüğünü ele geçiren Beşiktaş daha çok pozisyon üretmeye başladı. Neto’nun olmayışıyla defansta sıkıntılar yaşayan F.Bahçe’de Isla, Hasan Ali ve Josef müthiş mücadelelerle açıkları kapatıyorlardı. Kocaman’ın Valbuena-Alper Potuk değişikliğiyle F:Bahçe de pozisyon bulmaya başladı. Sonra ikinci penaltı geldi. Atiba atıldı, “Maç bitti” dedik. Babel’in golü geldi, “Ne oluyor?” dedik. İsmail Köybaşı atıldı, maç adeta macera filmine döndü! Ve film F.Bahçe için mutlu sonla bitti. Bize dünkü müthiş derbiyi izlettiren iki takıma da teşekkürler. F.Bahçe’ye de zirve yarışına yeniden “Hoş geldin” diyelim.

        REKLAM

        ISLA VE JANSSEN

        Dünkü oyunun öne çıkan isimleriydi. Biri defansta biri ofansta çok iyi mücadele edip galibiyette önemli rol oynadılar. Kısacası doğru yabancı transferler olduklarını gösterdiler.

        QUARESMA

        Tamam, taraftarın sevgilisisin. İyi oyuncusun. Ama böylesine önemli bir maçta alakasız iki kart görüp takımını 10 kişi bırakıyorsun. Ben olsam seni artık biraz kulübeye çekerim. Bize dünkü müthiş derbiyi izlettiren iki takıma da teşekkürler.

        UMUR TALU | ''Kontrolsüz Gary Medel, Kontrollü Ali Bedel''

        Kontrolsüz Gary Medel, kontrollü Ali Bedel! Sinir krizli, kalp krizli deli maça, Beşiktaş yedek kulübesi gülerek, Fenerbahçe kulübesi somurtarak başladı. Beşiktaş 2,5 dakika ev sahibi gibiydi. Sonra ev sahibi ortaya çıktı. Savunmasını ileri çıkarıp çoğaldı. Üç korneri buldu, belli penaltı da gelecekti. 13. dakika iki takımın 6 korneri olmuştu. Fenerbahçe ağır basıyordu. Orta sahada kalabalıktı. Hakem o üstünlüğü teslim etti! Kontrolsüz Gary Medel, kontrollü Ali Bedel! Maç sık sık Ali Pala’nın çiftliği formatını aldı. Bir hakem maçtan önce maçın önüne çıkmışsa, iyi niyetli bile olsa maçın üstüne çıkar! HHH Sezar’ın hakkı Kocaman’a: Fenerbahçe Beşiktaş’ın yolunu tıkamakta mahirdi.

        Beşiktaş ise Kadıköy’de yolunu bir türlü bulamamakta! Quaresma o yüzden gerildi, yay oldu. Hakemin oku hazırdı. En iyi zamanında dahi Beşiktaş’ın Kadıköy stresi, travması, eksik kalma kararlılığı inanılır gibi değil. Cenk o stresi kıracak çalımı attığında, Neto çelmeyi atıp sahadaki Portekizliler’i daha da azalttı. Hakem o kırmızı kartla nefes aldı! 60’ıncı dakika, Negredo’nun girmesiyle Beşiktaş’ın 5’te birinin santrfor olduğu an. O andan itibaren üstünlüğü ele alır gibi oldu Beşiktaş. Tek kaleye döndürdü bir süre. Cenk kafayı vurduğunda, Volkan Demirel haftaya da yedeğe çıktı! Ali Bey, bu kez Şenol Güneş’i yakaladı. Medel’in kırmızılık hareketini kaçırdı. Ceza sahasında Hasan Ali’nin Cenk’in aşiline basışını da... Artık kaçırıyor mu, bazı şeyleri görmek, bazılarını görmemek mi istiyor, o kendi vicdanı! Beşiktaşlı İsmail, Fenerbahçe’ye, Fenerbahçeli Lens, Beşiktaş’a girdiğinde...

        Ozan Tufan olağanüstü kişisel tarihine, anormal bir golü kaçırma becerisi de ekledi. Hakem maçın yıldızı olmakta kararlıydı; az önce elle oynayan Janssen’e göstermediği kartı Atiba’ya penaltıyla göstererek! Bir de Negredo’yu ofsaytta görerek! Fenerbahçe maçı bir adım önde hak etti; hakem o adımı 9.15’le adımladı! Babel ile Tolgay dövüşecek hale gelmişse, belli ki Beşiktaş da Kadıköy’e sinirli gelmiş zaten! HHH Çamurdan fırlayan, çamura uçan kalecileri, çamurdan ağırlaşmış krampon ve tozlukları, rengi görünmeyen formaları severek büyümüşseniz, önce futbolu seviyorsunuz. Biz ona “Hatice” diyelim. Neticeyi de elbet çok severdik ama biz Hatice’yi karşılıksız severek büyümüşüz.

        O yüzden o Kara Sevdamız içine, bizimkisi dışında, başka başka renklerden takımların muhteşem oyunları, harika oyuncuları da sızardı. Hatice tek kostümle yetinemeyecek kadar büyük bir futbol aşkıydı. O yüzden o kuşaklar, boylarını aşsa da bir sürü başka hayal de kurdular. Büyük hikayeler için kuşak kuşak, neticesiz Haticelere sarıldılar. Futbolu nasıl seviyorsan, hayatı, bir kadını, bir erkeği, hayallerini, bir şarkıyı, bir filmi de öyle sevmişsindir. Sevgi zannettiğin şeyin çoğu zaman nefretlerle bezenmesi işte! Futbolu seviyorsan, ulan futbol oynayan ve seven başkalarından nasıl nefret edersin!

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ