Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Politika Kılıçdaroğlu: Kavga iki ülkeye de zarar verir, ele ele verip Suriye sorunu çözülmeli

        HABERTURK.COM

        CHP Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Parti Meclisi toplantısı açılışında gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu, "Rusya ile köklü ilişkilerimiz var. Biz nasıl kendi ülke yöneticilerimize sağduyu öneriyorsak, Rusya yöneticilerine de sağduyu öneriyoruz. Kin, öfkeyle ilişki yürütülmez. İki ülke de özeleştirisini yapmalı. Kavga iki ülkeye de zarar verir. Türkiye'nin de Rusya'nın da savaşa tahammülü yoktur" dedi.

        CHP lideri Kılıçdaroğlu, CHP Parti Meclisi açılışı öncesi gündemi değerlendirdi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamaları özetle şöyle:

        "MEKTUP GÖNDERMİŞTİM"

        "Türkiye'nin dış politikasının yanlışlığından hep söz ettik. 24 Ağustos 2012, bu tarihi hepinizin bilmesini isterim. Dönemin başbakanına Suriye konusunda bir mektup gönderdim. Bu mektupta çözümümüz de var. Suriye'de nasıl bir politika izlememiz gerektiği burada anlatılmıştı.

        Bu mektubun bir cümlesini okuyorum. 'Suriye'deki şiddet ve çatışmaların durdurulmaması halinde bölgesel itirafın engellenememesi olacaktır.' Maalesef öngörümüz gerçekleşti.

        Biz hükümette değiliz. Bakanlarımız yok. Ama aklımızı kullanıyoruz. Siz ülkeyi yönetiyorsunuz, bırakın Ortadoğu, dünya, Türkiye gerçeğini, Suriye gerçeğini bile bilmiyorsunuz. Bu mektupta Suriye'deki çözüm önerisi, yol haritası var. Türkiye'de toplanacak Suriye konferansının hangi gündemle konuşulacağı burada yazılı.

        Neden bunu gönderdik, ülkemizin çıkarları için gönderdik. 'Yanlış yapıyorsunuz' dedik. 'Hayır' dediler, 'En iyisini biz biliriz' dediler.

        "BİZ NE SÖYLÜYORUZ, ONLAR NE SÖYLÜYOR"

        Ben bu mektubu gönderdim, arkasından dönemin başbakanı Suriye mektubumuzu eleştirdi ve kendi yapacaklarını sıraladı.

        Erdoğan konuşuyor: 'CHP yarın Şam'a gidecek yüz bulamayacak. Biz inşallah Şam'a gidip oradaki kardeşlerimle buluşacağız. İnşallah Emevi Camisi'nden namazımı kılacağız, kardeşliğimiz için özgürce dua edeceğiz.' Bu başka ülke toprakları için kullanılan cümleler. Biz ne söylüyoruz, onlar ne söylüyor.

        Bizim dediklerimize uymadılar. Kendi dediklerini yaptılar. Şam'a gittik mi, ne oldu; 2,5 milyon Suriyeli geldi Türkiye'ye. Nasıl bir öngörüdür, nasıl bir devlet yönetimidir? Bu tabloyu aklı olan her yurttaşımın değerlendirmesini isterim.

        Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırmak zorunda kaldık. İlkelere, hedeflere bakın. Musul Başkonsolosluğumuz basıldı. IŞİD'e terör örgütü demekten korkuyorlar. Şu devlet yönetimi, ilkelere bakın. Niğde'de, Suruç'ta, Ankara'da terör estirdiler. Biz boşuna mı diyorduk, Ortadoğu batağına sokmayın diye. Bir devlet, ülke böyle mi yönetilir? Kişisel hırslarla bir ülke mi yöneteceksiniz siz?

        MİT TIR'LARI

        TIR'larla silah gönderdiler. Göndermeyin, "Müslümanı Müslüman'a kırdırırsınız" dedik. "İnsani yardım gönderiyoruz" dediler; videolar, belgeler çıktı silah göndermişler.

        Sayın Davutoğlu, Rus uçağının düşürülmesi üzerine "MİT TIR'larını durduran bundan sorumludur" diyor. Devlet yönetiminde yalan söylemek var mıdır? O yalanlar söylerken hiç mi vicdanınız sızlamadı. Aynı kabineden bir bakan: "Burada bizi izleyenlerin huzurunda yemin ediyorum" diyor Türkeş. "Vallahi, billahi o silahlar Türkmenlere gitmiyordu." Bilerek, iddia ile söylüyor.

        O silahlar nereye gitti, cevabını bilmek istiyoruz. Suriye'de demokrasi yok. Sen kendi ülkene demokrasi mi getirdin de Suriye'yle ilgileniyorsun?

        SURİYE'NİN BİLANÇOSU

        Maliyeti ne oldu? Suriye'de ölen insan sayısı 250 bin kişi iç savaşta hayatını kaybetti. 63 bini sivil, 10 bini çocuk, 7 bini kadın. Kadınlara bu masum insanlara, çocuklara yazık günah değil mi? Kimin elleri kanlı? Kim ortaya koydu bu tabloyu?

        Suriye'de kim var? ABD, Rusya, Fransa, artık BM kararıyla isteyen herkes oraya gidebilecek. Türkiye nerede? Biz zamanında dedik ki, Suriye konferansı toplayalım. Bunu ne için söyledik, kendi ülkemizin çıkarları için söyledik. Kendi insanımız, bölgemiz, ülkemiz çıkarları için. "Hayır" dediler. Rusya aynı öneriyi yaptılar, bizimkiler Cenevre'ye koşa koşa gitti. Çünkü iplerin elinizden çıktığını gördünüz.

        "EN BÜYÜK ZARARI TÜRKMENLER GÖRDÜ"

        Türkiye'nin Suriye politikası tamamen çökmüştür. Suriye'nin fedaratif bir yapıya doğru koşmaktadır. Esad'sız bir çözüm tamamen çökmüştür. Bu süreçte en büyük zararı oradaki Türkmenler gördü.

        Türkmenlerin kendi kontolünde olduğu sadece Bayır bölgesi var. 3-3,5 milyon Türkmen'den bahsediyoruz. Yazık, günah değil mi?

        Suriye politikasındaki yanlışlıklar zinciri devam ediyor. Türkiye güçlü, büyük ülkedir, kendi sınırları ihlaline izin vermez. Kendi çıkarlarını korumalıdır. Bir başka ülke "Türkiye bir şey yapmaz" diye topraklarımız ihlal etmemelidir. Rusya ile köklü ilişkilerimiz var. Biz nasıl kendi ülke yöneticilerimize sağduyu öneriyorsak, Rusya yöneticilerine de sağduyu öneriyoruz. Kin, öfkeyle ilişki yürütülmez. İki ülke de özeleştirisini yapmalı. Kavga iki ülkeye de zarar verir. Türkiye'nin de Rusya'nın da savaşa tahammülü yoktur.

        Fransa'ya, Belçika, Almaya, Türkiye'ye bakın, Ortadoğu'dan ortaya çıkan terörle korkunun egemen olduğu sürece evriliyor. Daha tutarlı olmamız gerekir.

        "TUTARSIZ AÇIKLAMALAR"

        Devlet yönetiminde bilim ve akıl gerekir ama aynı zamanda tutarlılık da gerekir. İki başlı devlet yönetimi olmaz.

        Düşen bir uçak hakkında arka arkaya tutarsız açıklamalar yapılıyor. Nereden; Kaçak Saray'dan yapılıyor. Bir açıklama yapıyorsun 10 dakika sonra onu düzeltiyorsun. Bekle bir. "Her şeye maydonoz olan kişi Cumhurbaşkanlığı yapamaz" demiştim, olmamalı. Açıklama yapıyorsunuz, 10 dakika sonra düzeltiyorsunuz, neden?

        Türkiye'nin iyi yönetilmediğini tüm dünya biliyor. Vatandaşlarımız da bilmeli.

        Bölgede taraf olan devletlerin sağduyu ile hareket etmesi konusunda duyarlılığımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz. Ülkelerin barışması, kaynaşması, dünyaya barışın gelmesi için çok önemlidir.

        Suriye'de geldiğimiz nokta, herkesin kazandığı ama Türkiye'nin kaybettiği bir noktadır. En ağır bedeli de Suriye'deki Türkmen kardeşlerimiz ödüyor.

        En büyük endişem Suriye sorunun çözümünde PYD masaya oturacak, Türkmenler de acaba masaya oturacak mı? Geldiğimiz trajik noktayı kamuoyuna sunma açısından.

        Bu tabloyu kim yarattı? Sınırımız ihlal etti diye, Rusya'nın uçağını düşürdük, peki bu tabloyu kim yarattı? Türkiye'yi Ortadoğu bataklığına sürükleyen kim, IŞİD terörünü Türkiye'ye ithal eden kim? Her vatandaş vicdanına sorsun. Oluk oluk Müslüman kanı akıyor Ortadoğu'da. Mezhep endeksli, kimlik endeksli politikanın Türkiye'yi getirdiği nokta budur. Biz o politikalardan ayrışmıştık, şimdi o politikaların parçası haline geldik. Türkiye büyük ülkedir, hiç kimse umutsuzluğa kapılmasın."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ