Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Canan Arıtman Balçiçek Pamir'e konuştu

        birine Ermeni demek hakaret olacak. Ben faşist değilim, o cümleyi ayrımcılık için söylemedim. Lafımın da arkasındayım. Ermenilerden özür dileyenler vatan hainidir, cezalandırılmaları lazım.

        BALÇİÇEK PAMİR'İN RÖPORTAJI - GAZETE HABERTÜRK

        CANAN Arıtman CHP’nin sivri dilli İzmir milletvekili, gündemden asla düşmeyen, yaptığı çıkışlarla çokça tepki çeken, kendi deyimiyle bir Amazon. Arıtman ile İzmir’deki evinde buluştuk. Çevredeki yapılaşmaya inat iki katlı güzel evini korumaya çalışan Arıtman, “Duruşunu, tavrını asla değiştirmeyenlerdenim” diyor ve ekliyor “Hayatımda pişman olacağım hiçbir şey yapmadım.” Arıtman, “Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün anne tarafında

        Ermeniler var” imasının da arkasında. Konuyla ilgili dava Çarşamba günü başlıyor. Arıtman her ne kadar kendini iyi anlatamadığından şikayetçi olsa da, verdiği cevaplarda önceki söyleminden geri durmuyor. “İyi eş, iyi anne, iyi bir cerrah, iyi bir Antakya geliniyim” diyor. Öyle olduğuna kuşkum yok ama ne

        yalan söyleyeyim, o konuşurken bir ara dalıyorum, hep iyi olmak zorunda kalmak insanın üstünde nasıl bir baskı yaratır diye.

        Ardından beni ürküten bir itiraf geliyor, “En son 10 yıl önce ağladım.” Arıtman ile uzun söyleştik. Doktorluk ve annelik bölümü çarşamba gününe, köşeme kaldı.

        Yaptığınız hiçbir şeyden geri adım atmıyorsunuz. Partiniz arkanızda durmasa bile...

        Evet. Ben biraz da farklı bir politikacı örneği vermek istiyorum; sözünün arkasında duran, yürekli, doğru bildiğini söyleyen, savunan, onun mücadelesini veren. Siyasetçilerin çoğu böyle olsa Türkiye bir başka yerde olur diye düşünüyorum..

        Gelelim Cumhurbaşkanı ile aranızdaki tartışmaya.

        Bana bir medya linçi uygulandı. Ama umurumda bile olmadı. Üstelik yazılmaması gereken “Off the record” denilen bölüm yazıldığı için provokasyon yaratıldı. Üstelik o konuşmanın ne şahidi var ne de ortada teyp var. Yani yalanlayabilirdim ama ben yine de dediğimin arkasında durdum. Ben yalan söyleyemem, demedim diyemem.

        HİÇ PİŞMAN OLMADIM

        Ne dediniz hatırlayalım, “Siz Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün anne tarafına bakın bakalım kim bilir neler çıkar.” Ermeni olduklarına dair bir ima yapıyorsunuz. Eve gelince pişman oldunuz mu peki?

        Hayatım boyunca pişmanlık duyabileceğim hiçbir şey yapmadım..

        Bu cümleden pişman olmadınız mı yani?

        Hayır, aslında çok da konuşmak istemiyorum.

        Çarşamba günü mahkememiz var. Ne diyeceksiniz mahkemede? Ben söylemedim mi diyeceksiniz?

        Tabii ki öyle demeyeceğim. Sözünün eri bir insanım, ağzımdan çıkan sözü daima sahiplenirim, geri adım atmam hiçbir şekilde.

        “Beni dava etmesinler mahcup olurlar, ben de boşu boşuna böyle laf etmiyorum, elimde cephanem var” dediniz. Anne tarafının soyunu mu ortaya dökeceksiniz yani?

        Hiç oraya girmem, o konuda konuşmam. Olay zaten büyük bir mahcubiyete yol açmıştır. Ben hiçbir şekilde etnik ayrımcılık yapmadım.

        ERMENİ HAKARET DEĞİL

        Siz faşist misiniz Canan Hanım?

        Hayır, kesinlikle değilim, olmam da mümkün değil. Bir kere bir hekim ailede yetiştim, hekim olarak yetiştirildim bu size bir bakış açısı, bir dünya görüşü bir yaşam biçimi olarak yerleşir. İnsanı önce insan gibi görürüz. Benim en yakın arkadaşlarım arasında Rum, İtalyan, Musevi ve Ermeniler vardır.

        O zaman niye o cümleyi kullandınız? Maksadınız neydi?

        Bu ülkede birilerine Ermeni demek hakaret midir? Değildir. Ama Cumhurbaşkanı mahcup oldu, kalktı bana dava açtı. “Aileme ve şahsiyet ve şerefime saldırdılar” dedi. Ne yaptım ki? Hakaret mi ettim? Ben onun yerinde olsaydım, böyle bir cevap vermezdim. Ben Türküm Kürdüm, Lazım, Ermeniyim, Çerkezim deseydi keşke.

        Öyle bir açıklama yapsaydı siz utanır mıydınız kendi cümlenizden?

        Ben utanılacak bir şey söylemedim ki. Ben orada Cumhurbaşkanı’nın “Türk milleti Ermeni soykırımı yapmıştır” diye imza toplayanları desteklemesini eleştirdim.

        Cumhurbaşkanı Ermenistan’a gitti diye mi rahatsız oldunuz?

        Tabii, Ermenistan, Ermeni diasporası tüm dünyada Türk milletinin soykırım suçu işlediği konusunda kampanyalar yapıyorlar, bütün parlamentolardan dünyada 30’dan fazla parlamentoda bu karar çıktı, bu tür karar çıkartıp yasal düzenlemeler yapılmasına neden oluyorlar, yani soykırım suçu bence en ağır insanlık suçudur. Bunu bize yüklemeye çalışıyorlar.

        'ÖZÜRCÜLER' HAİNDİR, CEZA ALMALIDIR

        Tek cümleyle, “Özür dileme kampanyası” hakkında ne düşünüyorsunuz?

        Bunun bu ülkeye ihanet olduğunu düşünüyorum. Ağır ama bunu söyleyeceğim

        çünkü Türk Milleti böyle bir suç işlememiştir, bizim atalarımız böyle bir suç işlemedi. Dedik ki ‘bütün arşivlerimizi açtık buyurun gelin.’

        “Biz de suçluysak?” diye düşünmedinizmi?

        Hayır çünkü öyle olmadığını çok iyi biliyorum. Çok eminim.

        Siz hayatınızda hiç kimseden özür diledinizmi?

        Tabii ki dilerim, insanız hata yapabiliriz.

        Mesela? Çok büyük bir hatanızı hatırlıyor musunuz?

        Ben çok olduğum gibi bir insanım. Çok açık yürekli bir insanımyani hata yaparsam yanlış yaparsam rahatlıkla özür dilerim. Özür dilemek de bir erdemdir

        Ermenilerden özür diliyorum diyenler “Evet soykırım yapılmıştır”mı diyor?

        Kimseyi aldatmaya kalkmasınlar. Oradaki, büyük felaket, sözünün ne anlama geldiğini hepimiz biliyoruz. Önce onlar özür dileyecek ardından uluslararası boyuta taşınacak. Zaten zordayız, daha zor duruma sokacaklar bizi.

        Peki haklarında dava açılmasına nasıl bakıyorsunuz?

        Orada artık bir düşünce yoktur, eylem vardır. Herkes kendi ailesi için her şeyi söyleyebilir ama çıkıp da herkesin atasına laf edemez.

        Yani cezalandırılmaları mı lazım? Hakikaten böyle mi düşünüyorsunuz?

        Tabii öyle düşünüyorum. Ortada bir düşünce değil eylem vardır. Gelecek nesillerimizi en ağır insanlık suçuyla damgalamak istiyorlar. Ayrıca ben bu açıklamayı yaptıktan sonra, herkes benim lafıma geldi.

        Kim sizin lafınıza geldi?

        Meclis Başkanı’ndan barolara, TSK’dan Başbakan’a kadar herkes bu kampanyayı kınadı.

        Sadece sizin için kafatasçı, faşist diye yazıldı.

        Demekle olmaz ki yani. Olmaz!

        Mecliste hep yalnız kalıyorsunuz. Kendi partiniz bile söylediklerinizi desteklemiyor. En son Cumhurbaşkanı’yla tartışmanızda partinizden size

        konuşma yasağı gelmedi mi?

        Hayır konuşma yasağı gelmedi. Canlı yayınlara çıkmak izne tabidir, benimle birlikte birçok milletvekiline uyarı geldi o kadar.

        Baykal'dan uyardı mı?

        Bunu ona sorun.

        Sizi savunduğunu hatırlamıyorum.

        Genel Başkanım benim yaptığım her şeyi tasvip edecek diye bir kaide yoktur

        ama yani aksi de yoktur, ona da dikkatinizi çekerim...

        Sizce “Asıl Cumhurbaşkanı’nın anne tarafına bakın” cümleniz Türkiye’de yaşayan Ermenileri rencide etti mi?

        Benim söylemim rencide etmedi ama Cumhurbaşkanı’nın ben hakarete uğradım diye dava açması etti. Benim bir yığın Ermeni arkadaşım “Biz seni anladık ama ona kırıldık” dediler. Düşünsenize davayı

        kazanırsa, Türkiye’de birine ailende Ermeni var demek hakaret olacak.

        "TRT Şeş’e karşıyım başa çıkamayacağız"

        Siz oturuyorsunuz Emine Erdoğan’a “Kıyafetin beni rencide ediyor” diye mektup yazıyorsunuz sonra partiniz çarşaf açılımı yapıyor. Ne düşünüyorsunuz bu konuda?

        Bakın Genel Başkan önüne gelen o kadına rozet takmasaydı onu refüze etseydi en başta ben üzülürdüm. Çarşaf açılımı falan yoktur CHP’de. Herkes özel hayatında ne istiyorsa giysin. Ama laik bir ülkede kamu görevinde türban veya dini simgeler olmamalı. Herkes istediği dili konuşur, devletin dili Türkçe’dir.

        O yüzden mi TRT ŞEŞ’e karşısınız?

        Evet.

        Ne zararı var o kanalın?

        Başa çıkılamaz, bugün siz Kürtçe televizyon açarsınız yarın Arapça, lazca yani…

        Olsun. Niye rahatsız oluyorsunuz?

        Bu başa çıkılacak bir şey değil. Üstelik biz bu kadar zengin bir devlet değiliz.

        İtirazınız maddi anlamda yani.

        Hayır, tabii ki değil. Bizim bu ülkede millet olmamız lazım, çok dillilikle bu olmaz. Bu ülkede dincilik de böyle yapılıyor. Bizi millet olmaktan

        ümmet olmaya dönüştürmek istiyorlar. Bir milleti parçalayamazsınız ama ümmet dağılabilir. Abdullah Gül ne demişti Cumhurbaşkanı olmadan önce? Her yere “Ne mutlu Türküm yaza yaza ülke ilkelleştirildi.” Yani bundan rahatsız olan bir dünya görüşü var. Dincilik pompalanıyor.

        Diyarbakır seçimlerinde CHP’nin adı bile yok neredeyse. Niye yok peki?

        Şimdi ben size başka bir şey sormak isterim CHP’yi bırakın, Devlet ne kadar var orada? Başbakan bile koruma ordusuyla gidiyor. Öyle mitingi herkes yapar.

        "CHP baraj altında kalınca ağlamıştım"

        Meclis’te bir Kamer Genç var, bir de Canan Arıtman deniliyor. Kolay sinirlenir misiniz?

        Ben cerrahım, çok zor sinirlenirim. Aslında duygusalım ama kendimi iyi kontrol ederim.

        En son ne zaman ağladınız?

        Hayatımda çok az ağladım. En son ağladığımda, CHP 1999’da, baraj altında kalmıştı, parlamento dışında kaldı. Meclis’te CHP’nin tabelasını sökerlerken hüngür hüngür ağladım. CHP’siz bir Meclis’i düşünemedim.

        10 yıldır hiç ağlamadınız mı hakikaten?

        Hayır.

        Hayatınızda en mutlu olacağınız gün Baykal’ın başbakan olduğu gün mü olacak?

        Evet, kesinlikle çok mutlu olurum.

        Gözleriniz dolar mı tekrar?

        Mutluluktan mı? Olabilir ama ona ağlama denmez. Baykal Başbakan olduğunda Türkiye kendini artık güvende hissedebilir, iyi uyuyabilir.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ