Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Yargı Malatya'daki kalkışma davasında beşinci gün

        Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimiyle ilgili tutuklanan aralarında dönemin 2’nci Ordu Komutanı Adem Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Avni Angun'un da bulunduğu 76 sanığın yargılandığı davanın 5’inci duruşması görüldü.

        Malatya’daki Kalkışma Davası’nda dönemin 2’nci Ordu Komutanı Huduti, 2’nci Ordu Kurmay Başkanı Angun, 7’nci Ana Jet Üs Komutanı Emin Ayık, 2’nci Ordu Harekat Destek Yarbaşkanı Zeki Karataş, 2’nci Ordu İdari Kurmay Yarbaşkanı Mustafa Serdar Sevgili, meslekten ihraç edilen 2’nci Ordu'da görevli Ersin Yıldırım ile subay, astsubayların da bulunduğu 28'i tutuklu 76 sanık için duruşmanın yapıldığı Yakınca Spor Salonu çevresinde yoğun güvenlik önlemi alındı.

        Jandarmanın öncü araçları eşliğinde saat 9’da cezaevi araçlarıyla spor salonuna kelepçeli getirilen Huduti, Angun ve Ayık ile 10 sanık, jandarma eşliğinde salona alındı. Diğer tutuklular ise SEGBİS üzerinden duruşmaya bağlandı.

        BİNBAŞI KUZUCU:DARBE GİRİŞİMDE BULUNMUŞ OLSAYDIM, İKİ KEZ ELLERİM KELEPÇELENMEZDİ

        Malatya Darbe girişimi davasında tutuksuz olarak yargılanan ve halen görevini sürdürmekte olan 2. Ordu Karargah Destek Bölüğü Komutan Binbaşı Bülent Kuzucu, darbe girişimi günü 2. Ordu Komutanlığı komuta katında yaklaşık 8 saat kelepçeli kaldığını iddia etti.

        Olay gününü anlatan Binbaşı Kuzucu, “Kışlada bomba tehdidi olduğu söylendi. Yarbay Suat Özocak ile telefonda görüştüm. O da bana kışladaki durumdan haber olduğunu ve kışlaya gideceğini beni de alabileceğini söyledi. Beni almasına gerek olmadığını söyledim. Kendi arabamla kışlaya gitmek için evimden ayrıldım. Suat Yarbay ile konuştum kışlaya kendisini almadıklarını ve gitmeme gerek olmadığını söyledi. Bomba tehdidi varsa gidip bakmamın faydası olacağını söyledim. 2 Nolu nizamiyeye uzaktan baktım Harun Yüzbaşıyı aradım ve bana 1975-1976'daki olayların olduğunu söyledi. Ne olduğunu sordum, 1 nolu nizamiyeye gelmemi, normal vatandaş gibi düz geçip gitmemi söyledi. Değişik şeyler olduğunu, darbe tarzı şeyler olduğunu söylediler bana inandırıcı gelmedi. Böyle bir girişimin olmayacağını düşündüğüm için arkadaşlarımla buluştum. Haberleri izledik 21.05'te bir kısmına yetişebildim Başbakan'ın küçük bir grubun kalkışmasıdır diye haberdar oldum. Whatsapp grubuna ‘karargah destek grubunun emrinden kimse çıkmayacak’ diye mesaj attı. Muhafız bölüğü ve karargah bölüğü silahlıklarını kontrol ederek, silah yoklaması yaptım. Bunu not ettim. Bazı silahların eksik olduğunu gördüm” ifadelerini ileri sürdü.

        Binbaşı Bülent Kuzucu şunları söyledi:

        "00.30 sularında komuta kadına çıktığımda Kurmay Başkanı Avni Angun, Albay Bahadır Erdemli’ye, ‘Adamını oradan çek” diyerek, nizamiyedeki görevlendirilen Yüzbaşı Kemal Keskin’in çekilmesini istedi, Bahadır Erdemli ise bu esnada Kurmay Başkanına silah çekti. Ardından Bahadır Erdemli ‘Tutuklayın bunları’ diyerek bir komut verdi. Ben ellerim yukarı iken, ordu komutanı emir subayı Suat Kaya gelerek silahımı aldı. Daha sonra Bahadır Erdemli, beni ve Suat Yarbayı kelepçeledi. Emir subayı Sedat Kaya, silahı ordu komutanına vereceğini söyledi. Bahadır Erdemli telefonla konuşurken, ‘Uçağın hazırlanması lazım, Komutanı Ankara’ya gitmesi lazım’ şeklinde ifadeleri kullandı. 02.30 sularında karargah katında getirilen sandalyelere oturtulduk. Bahadır Erdemli beni önce 00.40 sularında Suat Özocak ile birlikte kelepçeledi. Koruma astsubay koruma astsuyından aldığı bıçakla yaklaşık 2, 3 dakika sonra yeniden söktü ve buradan ayrılmamızı söyledi. Zeki Karataş, saat 04.00’den sonra karagaha yedek şarjör ile geldi. Saat 04.00 sularında Bahadır Erdemli, silahlı olarak ordu komutanın odasına girmek isterken, elinden silah alındı. Bahadır Erdemli, ordu komutanını odasına silahsız olarak girdikten sonra çıkıp gelip benim ve Suat Yarbay’ın elini Bahadır Erdemli, ve ordu komutanı koruma astsubayı Hacı Eyüp Özcan benim elimi bağladı. İkinci defa saat 04.00 sularında kelepçelendim. Beni kelepçeleye Hacı Eyüp Özcan’dı. Saat 04.00’den saat 12.30’a kadar kelepçeliydim. Bu süre içinde Eyüp Kök’ün odasında kaldım. Saat 04.00’den itibaren 09.30-10.00’a kadar silah sesi duydum. Bir ara Suat Özoçak Yarbay ile helalleştik. Eğer darbe girişimde bulunmuş olsaydım, iki kez ellerim kelepçelenmezdi. Karargahta Suat Özocak ve kurmay başkanından aldığım emirleri yerine getirdim. Bana verilen emirleri uyguladım, uyguladığım emirlerin darbeyi önleyecek emirler olduğunu düşünüyorum. Kışlaya gidişi amacım askerlerimi ve silahları emniyet altına almaktı. Darbecilerle hareket etsem silahların kilitlenmesini, askerlerin koğuşa gitmesini emretmezdim. Darbecilerle hareket etmedim."

        ÜSTEĞMEN HÜSEYİN ÇAKICI: YÜZBAŞI KEMAL KESKİN, VALİYE SİLAH ÇEKTİ

        Darbe girişimi döneminde 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı olarak ile Piyade Üsteğmen rütbesi ile görev yapan Hüseyin Çakıcı, darbe girişimi günü nizamiye önüne gelen Malatya Valisi Mustafa Toprak’a Yüzbaşı Kemal Keskin tarafından silah çekildiğini ve valinin ise geri çekildiğini söyledi.

        Dönemin 2. Ordu Komutanlığı Karargah Destek Grubu Emniyet ve Muhafız Bölüğü Uçak Savar Takım Komutanı Piyade Üsteğmen Hüseyin Çakıcı, darbe girişimi günü kışlada nöbetçi olduğunu ifade etti.

        Nizamiyede denetlemelerde bulunurken tutuklu sanıklardan yüzbaşı Kemal Keskin'i gördüğünü kendisine 'Sen kimsin gel buraya' dediğini aktaran Çakıcı, savunmasını şöyle sürdürdü:

        "Ben de 'Ben nöbetçi subayım' dedim. Tabancamı istedi. Kendisinin ordu komutanının emriyle nizamiyede görevli olduğunu söyledi. Kendisinin ordu komutanlığının emri ile nizamiyede görevli olduğunu söyledi. Kemal yüzbaşı tatbikat var diyince rahatladım. Haberleri görmedim. Bir ara ‘TSK yönetime el koydu, kışlanın güvenliğini ben üstlendim’ dediğini duydum Kemal Keskin'in. Vali bey içeri gireceğini ve ordu komutanını göreceğini söyledi. Yanında da 15 sivil vardı. Fakat Kemal Keskin, askerlere emir vererek, mevzi aldırdı. Vali bey geri çekildi. Kemal Keskin, ‘Komutanımızı almaya gelmişler, komutanımızı vermeyeceğiz’ dedi. Kobra araçlarından birisinden havaya ateş açıldı. Kemal Keskin ise kobranın lastiklerine ateş açtı. İkinci kobra içeri girmeye çalışırken, kemal keskin ise emir vererek ateş açılması emrini verdi ve tüm erler ateş açtı, ben ise havaya ateş açtım. Gece olduğu için tam göremedim, jandarma önce havaya ateş açtı, sonra Yüzbaşı Kemal Keskin jandarma aracına ateş açtı ve askerler ateş açtırdı. Daha sonra ise nizamiyenin aydınlatılmasını sağlayan lambalara ateş açtırdı."

        Çakıcı, savunmasını şöyle tamamladı:

        "Kemal Keskin benim adımı kullanarak askerleri çağırmıştır. Erler ifadelerinde bunu belirtmiştir. Saat 04.00'e kadar gördüğüm bütün mehmetçileri AMM de toplamaya çalıştım. Mehmetçikleri teslim etmek için fırsat kolluyordum. Daha sonra İbrahim Dede iştima almamız için bağırıyordu. Benim ismimi kullanarak askerleri çağırmışlar. Bir grup Mehmetçik nizamiyeye gelirken durdurdum. 'Burada ne işiniz var' diyince benim çağırdığım cevabını verdiğini verdiler. Ben o gün ateş emri vermedim. Ateş etmedim."

        ASTSUBAY HACI EYYİP ÖZCAN: HUDUTİ'NİN EMİR SUBAYININ EMİRLERİYLE HAREKET ETTİM

        Tutuklu yargılanan dönemin 2. Ordu Komutanı Adem Huduti'nin Koruma Astsubayı Hacı Eyyip Özcan da 15 Temmuz'da Huduti'nin Emir Subayı eski Binbaşı Sedat Kaya'nın emirleri doğrultusunda hareket ettiğini söyledi.

        Şüpheli darbecilerin teslim olana kadar komutanın güvenliğini sağladıklarını aktaran Özcan, savunmasına şöyle devam etti:

        "Bütün gece boyunca silahlı bir çatışmanın olmasını engelleyip, ordu komutanımızı koruyarak, görevimi layıkıyla yapmış olmanın verdiği huzurla karşınızdayım. Hiçbir tarikat ve cemaate üye olmadım. Dershanelerine gitmedim, Bankasya'ya adım atmadım, bağışta bulunmadım. 16 Temmuz'da darbecileri ben teslim ettim. Gece boyunca ben sürekli kameraların önündeydim. Sabahleyin kameraların yönlerinin değiştirildiğini fark ettim. Şüpheli darbecileri aldık ve polise teslim ettik. Kameraların istikametlerini değiştirmedim, düzletmeye çalıştım. Kimin darbeci kimin FETÖ üyesi olduğunu ben nereden bileyim. Adem Huduti 'kesinlikle silah kullanmayacaksınız' diye emir verdi, ben de emirler doğrultusunda hareket ettim. Müdahale etmem emredilseydi, gözümü kırpmadan yapardım."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ