Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Habertürk yazarları 100 günlük planı değerlendirdi

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Beştepe Millet Kültür ve Kongre Merkezi'nde, "Cumhurbaşkanlığı 100 Günlük İcraat Programı" tanıtım toplantısında kabinesinin eylem planını açıkladı. Erdoğan'ın açıkladığı eylem planı ile ilgili Habertürk yazarlarının değerlendirmeleri:

        NAGEHAN ALÇI: 100 GÜNLÜK EYLEM PLANININ ŞİFRELERİ

        Başkan Tayyip Erdoğan 100 günlük eylem planını 1,5 saati aşan bir konuşma ile açıkladı. Kabineyi arkasında toplamıştı Erdoğan. Önce tarihi bir perspektifle yeni sürece nereden gelindiğini özetledi. ‘Tarihi dönüşümü tamamen demokratik sistem içinde gerçekleştirdik’ cümlesi önemliydi.

        Kısa vade yani 100 günde yapacaklarını detaylı olarak, bakanlıkların ilgilendiği konulara göre anlattı. Orta vadeli hedefleri ağustos sonu, 2019 ve 2023 uzun vadeli hedefleri ise kasımda açıklayacaklarını ilan etti.

        Kısaca dikkatimi çekenleri şöyle sıralayabilirim:

        100 günde toplam 1000 projenin gerçekleşmesi hedefleniyor. Bunların 400’ü bugünkü kitapçıkta yer alıyor ve Başkan Erdoğan da konuşmasında birçoğuna değindi.

        REKLAM

        Genel itibarıyla e-devlet ve otomasyon koordinasyonuna hız ve daha büyük önem verilecek gibi görünüyor. Bu konuda bu güne kadar arka plandaki en önemli isim Fuat Oktay olmuştu. Artık Başkan Yardımcısı olarak süreçleri ön planda yönetiyor.

        Erdoğan’ın açıkladığı projelerin birçoğu Ak Parti’nin kalkınmacı yönüne işaret ediyor. Sosyal devleti güçlendirmek, dar gelirlilere yönelik satışı başlanacak konut projeleri, emeklilere bayram öncesi ödenecek ikramiye vs. AK Parti’yi bunca yıl iktidarda tutan başarı sebeplerinin en önemlilerinden biri dar gelirlilere yönelik kapsamlı projeler geliştirmesi. 100 günlük eylem planında da bunun izleri barizdi.

        Adalet Bakanlığı ile ilgili yapılan adalet binaları ve personel sayısı artımı gibi gelişmeleri sıralayıp, FETÖ tehdidine işaret etmesi ve “O alanda hala yapılacak işler var” demesi adalet konusundaki rahatsızlığı gördüğü ve yargıda değişimin gerekliliğine inandığını teyit ediyordu.

        Başkan Erdoğan Kanal İstanbul ile ilgili son derece somut konuştu ve tarih verdi. Çevre düzeni ve imar planını onaya sunacaklarını söyledi. 22 milyon metrekare arazi TOKİ’ye devredilecek. İstanbul’da 2 yeni ve dev yerleşim alanı doğacak. Bu dikkatle takip edilmesi gereken dev bir proje.

        REKLAM

        Millet bahçeleri ile ilgili de detay verdi. 5’inin 100 günde tamamlanacağını, Atatürk Havalimanı’nın da 29 Ekim’de 3. Havalimanına taşınıp, adım adım oradaki Millet Bahçesinin inşa edileceğini söyledi. Bu çok önemli zira halen o alanda park yerine inşaat yapılacağı söylentileri ağır basıyordu.

        Erdoğan’ın dövize yönelik çağrısı konuşmasının en dikkat çekici noktalarından biri. Yastık altında dolar, euro tutmayın diyerek bir kez daha yükselen dövize karşı TL’ye dönme çağrısı yaptı.

        Gaziosmanpaşa’daki Rami Kışlası’nın kütüphane, Kuleli Askeri Lisesi’nin müze olacağını ilan etmesi de dikkat çekiciydi.

        Sağlıkta yapılanları ve hedefleri sıraladı. Bunlar içinde obezite ile mücadeleye ağırlık vereceğini söylemesi önemli. Öte yandan sağlık hizmetleri anonim şirketi diyerek yeni bir oluşuma dikkat çekti. Bunun tam olarak neleri kapsayacağını netleştirmek gerek. Ben her zamana devletin küçülmesi ve kendi organizasyonu dışındaki işlerden çekilmesini savunan bir liberal demokrat olarak devletin sağlık araç, gereç ve ilaç tedarikçisi olmasına sıcak bakamam.

        Turizm ile ilgili ise önce şimdiye kadarki çalışmalarla ilgili serzenişte bulundu sonra da sektörden gelen bakana duyduğu umudu dile getirdi. Ben Çin’in pazar payını genişletme projesini önemsedim. Çin dev bir pazar. Oradan turist getirmek ciddi bir hareketlilik sağlar.

        Kısacası Başkan Erdoğan’ın yaklaşık 3 hafta içinde somutlaştırdığı 100 gün eylem planı, ekonominin zor bir süreçten geçtiği, Türkiye’nin sıkıştırılmaya çalışıldığı bir süreçte, heyecan yaratmak, ekonomiyi canlandırmak ve kalkınmayı yükseltmeyi hedefliyor.

        ***

        ABDURRAHMAN YILDIRIM: DÖVİZİN YASTIK ALTINDAN ÇIKMASI NEYE BAĞLI?

        Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan yeni hükümetin 100 günlük eylem planını açıklarken yastık altındaki döviz ve altınların çıkarılıp, TL’ye çevrilmesi çağrısında bulundu. Yerli ve milli duruşun bu yolla güçlendirilmesini isteyen Erdoğan “Hesabınızı geleceğin güçlü ve büyük Türkiye'si üzerine yapın” diyerek şunları söyledi:

        “Yastık altındaki dövizleri, altınları çıkartın, getirin bunları TL’ye dönüştürün. Yerli ve milli duruşunuzu gösterin. 2009 yılında aynısını yaptık. Ekonomiyle ilgili yapılan karalamalara aldırmayın, önümüze konan güçlüklerin hepsini aştık, aşıyoruz ve aşacağız.”

        KAZANÇ VARSA NİYE OLMASIN?

        Doların 5.10’u gördüğü ve son bir yılda yüzde TL karşısında yüzde 35 arttığı bir günde bu çağrının taraftar bulması zor görülebilir. Çünkü insanlar kazanacakları tarafa gider. Kaybetmeyi istemezler. Zaten bu varlıklar yastık altındaysa daha bir ürkek, tehlikelere karşı hassas ve aşırı tedbirli demektir. Yastık altından çıkacak, finansal sisteme gelecek, dolayısıyla kayıt altına da girmiş olacak ve bununla da kalmayacak, TL’ye dönecek. Bütün bu riskleri karşılayacak bir getiri görmesi gerekir ki, TL’ye dönülsün.

        NE GETİRİ ELDE EDECEK ?

        -Hazine tahvili alırsa yüzde 20, mevduat yaparsa yüzde 17 getirisi olacak. Enflasyon ise yüzde 15’te. Önümüzdeki bir yılda enflasyon düşecekse TL’ye yatırım kazandıracak. Hatta iyi kazandıracak. Diyelim ki, dün Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın belirttiği gibi, enflasyon gelecek yıl tek haneye indi, bu durumda yıllık kazanç yüzde 8 demektir.

        -Ancak olayın bir de döviz ve altın tarafı var. Döviz ve altının da bir yılda yüzde 10’u aşmaması gerekir ki, dövizden TL’ye geçişin bir getirisi olsun. Döviz TL’ye göre yüzde 10 artarsa reel faiz geliri silinir.

        YÜKSEK DOLAR SATIŞ İÇİN FIRSAT

        -ABD ile krizin yaşandığı bir dönemde dolar 4.77 TL’den bir haftada 5.11 TL’ye çıktı. 7 iş gününde yüzde 7 arttı. Bugüne bakarsak doları bozdurmaya korkarız ama biraz daha vadeyi uzatırsak, çok kısa vadenin dışına çıkarsak, kurun çıktığı yüksek düzeyler doları bozdurmak için iyi bir fırsat sunuyor. Tabi ki kısa vadede ABD ile krizin aşılması halinde ve Türkiye’nin geleceğine güvenmek şartıyla.

        DÜŞÜK ENFLASYON ŞART

        -Cumhurbaşkanı’nın söylediği de bu.

        Bu söylemi yapan en yetkili kişiden enflasyonla çok kararlı mücadele yürütmesi beklenir. Çünkü, TL’de kalıcı ve sağlıklı değer kazanmanın yolu, düşük tek haneli enflasyondan geçiyor. Böyle bir ortam sağlandığında ve kalıcı hale geldiğinde, TL değer kaybı sürecinden kurtulur. Değerini koruyan hatta değerlenen bir paraya da herkes yatırım yapar. Dövize yatırım yapmasının gerekçesi kalmaz.

        -Çünkü biliyoruz ki, uzun yıllar yüksek ve oynak enflasyon karşısında para ve tasarruflar değerini korusun diye dövize sığınıldı. Siz enflasyonu düşürdüğünüzde enflasyondan korunma ihtiyacını da ortadan kaldırıyorsunuz. TL ile kazanıp TL ile harcayan insanlar o zaman tasarrufunu da aynı parayla yapar. Niye dövize yönelsin ki?

        -23 Temmuz’da biz de kurun orta vadede gerileyebileceği, yükselen faiz oranlarının da etkisiyle dövizden TL’ye geçişin kazandırabileceği tahmininde bulunmuştuk. ABD ile yaşanan kriz böyle bir eğilimi kısa vadeli olarak kesintiye uğrattı. Krizin aşılması halinde aynı durum geçerli.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ