Haşr Suresi okunuşu ve anlamı: Haşr Suresi Arapça yazılışı, Türkçe anlamı, meali, tefsiri ve okunuşu
Haşr Suresi, Medine döneminde inmiştir. Tamamı 24 ayettir. Haşr, toplamak demektir. Surede başlıca, Medine'de yaşamakta olan ve Hz. Peygamberle yaptıkları antlaşmaya ihanet ederek İslam toplumunu ortadan kaldırmak üzere Mekkeli müşriklerle ittifak yapan Nadiroğulları'nın Medine'den topluca sürülmesi hadisesi ile Yahudilerle antlaşma yapan münafıklar konu edilmektedir. Haşr Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı, yazılışı, meali, fazileti, tefsiri ve diğer merak edilenler içeriğimizde yer alıyor.
Haşr Suresi, İslam dini için önem taşıyan dualar arasındadır. Haşr Suresi, Kur'an'ın 59. suresidir. Sure, 24 ayetten oluşur. Medine’de indirildiğine inanılmaktadır. Haşr Suresi'nde, Allah’ın yüceliğinden, kamu mallarını sosyal adaleti ve refahı yaygınlaştırma yönünde kullanılması gereğinden, Müslümanların birbirine karşı kin tutamayacağından, münafıklarla Yahudilerin ilişkilerinden, Kur’an’da verilen misallerden insanların ibret alması gerektiğinden bahsedilir. Haşr Suresi Arapça okunuşu, Türkçe anlamı ve yazılışı hakkında bilgi sahibi olmak için doğru yerdesiniz. Bu sureyi ezberinizden bilmiyorsanız önce okumalı, daha sonra tekrar etmelisiniz. İşte, Haşr Suresi Türkçe - Arapça okunuşu, anlamı, Diyanet meali, tefsiri, fazileti ve yazılışı...
Haşr Suresi Arapça Okunuşu
Bismillahirrahmanirrahim.
1. Sebbeha lillahi ma fis semavati ve ma fil ard(ardı), ve huvel azizul hakim(hakimu).
2. Huvellezi ahracellezine keferu min ehlil kitabi min diyarihim li evvelil haşri, ma zanentum en yahrucu ve zannu ennehum maniatuhum husunuhum minallahi fe etahumullahu min haysu lem yahtesibu ve kazefe fi kulubihimur ru'be yuhribune buyutehum bi eydihim ve eydil mu'minine fa'tebiru ya ulil ebsar(ebsari).
3. Ve lev la en keteballahu aleyhimul celae le azzebehum fid dunya, ve lehum fil ahırati azabun nar(nari).
4. Zalike bi ennehum şakkullahe ve resulehu, ve men yuşakkıllahe fe innallahe şedidul ikab(ikabi).
5. Ma kata'tum min linetin ev teraktumuha kaimeten ala usuliha fe bi iznillahi ve li yuhziyel fasikin(fasikine).
6. Ve ma efaallahu ala resulihi minhum fe ma evceftum aleyhi min haylin ve la rikabin ve lakinnallahe yusallitu rusulehu ala men yeşau, vallahu ala kulli şey'in kadir(kadirun).
7. Ma efaallahu ala resulihi min ehlil kura fe lillahi ve lir resuli ve li zil kurba vel yetama vel mesakini vebnis sebili key la yekune duleten beynel agniyai minkum, ve ma atakumur resulu fe huzuhu ve ma nehakum anhu fentehu, vettekullah(vettekullahe), innallahe şedidul ikab(ikabi).
8. Lil fukarail muhacirinellezine uhricu min diyarihim ve emvalihim yebtegune fadlen minallahi ve rıdvanen ve yansurunallahe ve resulehu, ulaike humus sadikun(sadikune).
9. Vellezine tebevveud dare vel imane min kablihim yuhıbbune men hacera ileyhim ve la yecidune fi sudurihim haceten mimma utu ve yu'sirune ala enfusihim ve lev kane bihim hasasatun, ve men yuka şuhha nefsihi fe ulaike humul muflihun(muflihune).
10. Vellezine cau min ba'dihim yekulune rabbenagfir lena ve li ihvaninallezine sebekuna bil imani ve la tec'al fi kulubina gıllen lillezine amenu rabbena inneke raufun rahim(rahimun).
11. E lem tera ilallezine nafeku yekulune li ihvanihimullezine keferu min ehlil kitabi le in uhrictum le nahrucenne meakum ve la nutiu fi kum ehaden ebeden ve in kutiltum le nensurannekum, vallahu yeşhedu innehum le kazibun(kazibune).
12. Le in uhricu la yahrucune meahum ve le in kutılu la yansurunehum ve le in nasaruhum le yuvellunnel edbar(edbare), summe la yunsarun(yunsarune).
13. Le entum eşeddu rahbeten fi sudurihim minallahi, zalike bi ennehum kavmun la yefkahun(yefkahune).
14. La yukatilunekum cemian illa fi kuran muhassanetin ev min verai cudur(cudurin), be'suhum beynehum şedid(şedidun), tahsebuhum cemian ve kulubuhum şetta, zalike bi ennehum kavmun la ya'kılun(ya'kılune).
15. Ke meselillezine min kablihim kariben zaku vebale emrihim ve lehum azabun elim(elimun).
16. Ke meseliş şeytani iz kale lil insanikfur, fe lemma kefera kale inni beriun minke inni ehafullahe rabbel alemin(alemine).
17. Fe kane akıbetehuma ennehuma fin nari halideyni fiha, ve zalike cezauz zalimin(zalimine).
18. Ya eyyuhallezine amenuttekullahe veltenzur nefsun ma kaddemet li gadin, vettekullahe, innallahe habirun bi ma ta'melun(ta'melune).
19. Ve la tekunu kellezine nesullahe fe ensahum enfusehum, ulaike humul fasikun(fasikune).
20. La yestevi ashabun nari ve ashabul cenneti, ashabul cenneti humul faizun(faizune).
21. Lev enzelna hazal kur'ane ala cebelin le raeytehu haşian mutesaddian min haşyetillah(haşyetillahi), ve tilkel emsalu nadribuha lin nasi leallehum yetefekkerun(yetefekkerune).
22. Huvallahullezi la ilahe illa huve, alimul gaybi veş şehadeti, huver rahmanur rahim(rahimu).
23. Huvallahullezi la ilahe illa huve, el melikul kuddusus selamul mu'minul muheyminul azizul cebbarul mutekebbir(mutekebbiru), subhanallahi amma yuşrikun(yuşrikune).
24. Huvallahul halikul bariul musavviru lehul esmaul husna, yusebbihu lehu ma fis semavati vel ard(ardı) ve huvel azizul hakim(hakimu).
Haşr Suresi Türkçe Anlamı
Rahman ve Rahim olan Allah'ın ismiyle.
1. Göklerdeki ve yerdeki her şey Allah'ı tespih etmektedir. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
2. O, kitap ehlinden inkar edenleri ilk toplu sürgünde yurtlarından çıkarandır. Siz onların çıkacaklarını sanmamıştınız. Onlar da kalelerinin, kendilerini Allah'tan koruyacağını sanmışlardı. Ama Allah'ın emri onlara ummadıkları yerden geldi. O, yüreklerine korku düşürdü. Öyle ki, evlerini hem kendi elleriyle, hem de müminlerin elleriyle yıkıyorlardı. Ey basiret sahipleri, ibret alın.
3. Eğer Allah, onlar hakkında sürülmeye hükmetmemiş olsaydı, muhakkak kendilerine dünyada azap edecekti. Ahirette ise, onlar için cehennem azabı vardır.
4. Bu, onların Allah'a ve Resulüne karşı gelmeleri sebebiyledir. Kim Allah'a karşı gelirse bilsin ki, Allah'ın azabı şiddetlidir.
5. (Savaş gereği,) hurma ağaçlarından her neyi kestiniz, yahut (kesmeyip) kökleri üzerinde dikili bıraktınızsa hep Allah'ın izniyledir. Bu da fasıkları rezil etmesi içindir.
6. Onların mallarından Allah'ın, savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar için siz, at ya da deve koşturmuş değilsiniz. Fakat Allah, peygamberlerini, dilediği kimselerin üzerine salıp onlara üstün kılar. Allah'ın her şeye hakkıyla gücü yeter.
7. Allah'ın, (fethedilen) memleketlerin ahalisinden savaşılmaksızın peygamberine kazandırdığı mallar; Allah'a, peygambere, onun yakınlarına, yetimlere, yoksullara ve yolda kalmışlara aittir. O mallar, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşan bir servet (ve güç) haline gelmesin diye (Allah böyle hükmetmiştir). Peygamber size ne verdiyse onu alın, neyi de size yasak ettiyse ondan vazgeçin. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah'ın azabı çetindir.
8. Bu mallar özellikle, Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ararken ve Allah'ın dinine ve peygamberine yardım ederken yurtlarından ve mallarından uzaklaştırılan fakir muhacirlerindir. İşte onlar doğru kimselerin ta kendileridir.
9. Onlardan (muhacirlerden) önce o yurda (Medine'ye) yerleşmiş ve imanı da gönüllerine yerleştirmiş olanlar, hicret edenleri severler. Onlara verilenlerden dolayı içlerinde bir rahatsızlık duymazlar. Kendileri son derece ihtiyaç içinde bulunsalar bile onları kendilerine tercih ederler. Kim nefsinin cimriliğinden, hırsından korunursa, işte onlar kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
10. Onlardan sonra gelenler ise şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla. Kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin tutturma! Ey Rabbimiz! Şüphesiz sen çok esirgeyicisin, çok merhametlisin."
11. Kitap ehlinden o inkar eden kardeşlerine, "Yemin ederiz ki, siz (Medine'den) çıkarılırsanız, muhakkak biz de sizinle beraber çıkarız. Sizin hakkınızda asla kimseye boyun eğmeyiz. Eğer size karşı savaşılırsa, size mutlaka yardım ederiz" diyerek münafıklık yapanlara bakmaz mısın? Halbuki Allah onların kesinlikle yalancı olduklarına şahitlik eder.
12. Andolsun, eğer (kardeşleri Medine'den) çıkarılırsa, onlarla beraber çıkmazlar. Kendilerine karşı savaşılırsa, onlara yardım etmezler. Yardım edecek olsalar bile andolsun mutlaka arkalarını dönüp kaçarlar, sonra kendilerine de yardım edilmez.
13. Onların kalplerinde size karşı duydukları korku, Allah'a karşı duydukları korkudan daha baskındır. Bu, onların anlamaz bir toplum olmaları sebebiyledir.
14. Onlar müstahkem kaleler içinde veya duvarlar arkasında olmadan sizinle toplu halde savaşmazlar. Kendi aralarındaki çekişmeleri şiddetlidir. Sen onları toplu sanırsın. Halbuki kalpleri darmadağınıktır. Bu, onların akılları ermez bir topluluk olmalarındandır.
15. Onların durumu, kendilerinden az öncekilerin (Mekkeli müşriklerin) durumu gibidir. Onlar (Bedir'de) yaptıklarının cezasını tatmışlardır. Onlara (Ahirette de) elem dolu bir azap vardır.
16. Münafıkların durumu ise tıpkı şeytanın durumu gibidir. Çünkü şeytan insana, "İnkar et" der; insan inkar edince de, "Şüphesiz ben senden uzağım. Çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım" der.
17. Nihayet ikisinin de (azdıranın da azanın da) akıbeti, ebediyen ateşte kalmaları olmuştur. İşte zalimlerin cezası budur.
18. Ey iman edenler! Allah'a karşı gelmekten sakının ve herkes, yarın için önceden ne göndermiş olduğuna baksın. Allah'a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz Allah, yaptıklarınızdan hakkıyla haberdardır.
19. Allah'ı unutan ve bu yüzden Allah'ın da kendilerine kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın. İşte onlar fasık kimselerin ta kendileridir.
20. Cehennemliklerle cennetlikler bir olmaz. Cennetlikler kurtuluşa erenlerin ta kendileridir.
21. Eğer biz, bu Kur'an'ı bir dağa indirseydik, elbette sen onu Allah korkusundan başını eğerek parça parça olmuş görürdün. İşte misaller! Biz onları insanlara düşünsünler diye veriyoruz.
22. O, kendisinden başka hiçbir ilah olmayan Allah'tır. Gaybı da görünen alemi de bilendir. O, Rahman’dır, Rahim’dir.
23. O, kendisinden başka hiçbir ilah bulunmayan Allah'tır. O, mülkün gerçek sahibi, kutsal (her türlü eksiklikten uzak), barış ve esenliğin kaynağı, güvenlik veren, gözetip koruyan, mutlak güç sahibi, düzeltip ıslah eden ve dilediğini yaptıran ve büyüklükte eşsiz olan Allah'tır. Allah, onların ortak koştuklarından uzaktır.
24. O, yaratan, yoktan var eden, şekil veren Allah'tır. Güzel isimler O'nundur. Göklerdeki ve yerdeki her şey O'nu tesbih eder. O, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.
Haşr Suresi Konusu
Özellikle surenin ilk ayeti ile son üç ayetinde, bütün varlıkların Allah’ı eksikliklerden tenzih ettiği, O’nun birliği, yüceliği, ilminin sınırsızlığı, rahmet ve şefkatinin enginliği, irade ve gücünün mutlaklığı, eşsiz yaratıcı olduğu belirtilerek kalplere tevhit inancının, Allah sevgisi ve saygısının yerleştirilmesi hedeflenmektedir. 2-10. ayetlerde antlaşmalarını bozan bir Yahudi kabilesinin başına gelen sürgün felaketi örnek gösterilip bundan ibret alınması istenmekte ve Müslümanlara toplum olarak elde edilen imkanların paylaştırılması konusunda yol gösterilip ideal mümin tipiyle ilgili tasvirler yapılmaktadır. 11-17. ayetlerde Müslüman göründükleri halde ahitlerini bozan Ehl-i kitap’la gizli ilişkiler kurarak türlü entrikalar çeviren münafıkların ve yandaşlarının bazı zaaflarına değinilerek Müslümanlar hem bu tür davranışlardan sakındırılmakta hem de kendilerine moral verilmektedir. Müteakip ayetlerde her insanın yapması gereken nefis muhasebesinin ve ebedi hayat için hazırlıklı olunmasının önemine ve sonuçlarına dikkat çekilmekte; Kur’an’a muhatap olmanın ne büyük şeref olduğunu ama aynı zamanda ne büyük sorumluluk getirdiğini hatırlatan bir örnek verilmektedir (İngiliz şarkiyatçısı Richard Bell’in Haşr suresiyle ilgili bir makalesinde suredeki ayetlerin tertibiyle ilgili olarak ileri sürdüğü görüşün eleştirisi için bk. Emin Işık, “Haşr Suresi”, DİA, XVI, 426).
Haşr Suresi Nuzül
Mushaftaki sıralamada elli dokuzuncu, iniş sırasına göre yüz birinci suredir. Beyyine suresinden sonra, Nur suresinden önce Medine’de nazil olmuştur. Derveze, surenin iniş sırası hakkında şöyle bir tespit yapmaktadır: Tefsir ve siyer müelliflerinin bu surede sözü edilen Yahudi kabilesinin Beni Nadir olduğu ve bu topluluğun 1-4. ayetlerde değinilen Medine’den çıkarılması olayının Uhud Savaşı’ndan beş ay kadar sonra meydana geldiği hususunda görüş birliği içinde oldukları dikkate alınırsa, bunu Uhud Savaşı’ndan söz eden Al-i İmran suresinden sonraki sıraya yerleştirmek uygun olur. Surelerin iniş sırasına dair rivayetlerde, Hudeybiye Antlaşması’yla ilgili bazı olaylara işaret eden Mümtehine suresi ile bu surenin adının karıştırılmış olması muhtemeldir, dolayısıyla belirtilen sıralamada bu iki surenin yer değiştirmesi gerekir (VIII, 207-208).
Haşr Suresi Tefsiri (Kur’an Yolu)
Tesbih terimi kısaca, bir yandan “şuurlu varlıkların iradi olarak Allah Teala’nın her türlü noksanlıktan uzak olduğunu söz ve davranışlarla ortaya koymaları” diğer yandan da “evrendeki bütün varlıkların ilahi yasalara zorunlu olarak boyun eğip O’nun hükümranlığını itiraf etmeleri” anlamına gelir (ayrıca bk. İsra 17/44).
Haşr Suresi Kaç Ayet?
Haşr Suresi 24 ayetten oluşmaktadır.
Haşr Suresi Kaçıncı Sayfa ve Cüzde Yer Alıyor?
Haşr Suresi, Kur’an-ı Kerim’de 544. Sayfada başlayıp 547. Sayfada biter ve 28. Cüzde yer alır.
Haşr Ne Demek?
Haşr kelimesi “toplamak” anlamına gelmektedir.
Haşr Suresi Abdestsiz Okunur Mu?
Vakıa suresi, 79. ayette “Temizlenmiş olanlardan başkası ona el süremez.” şeklinde emredilir. Bu nedenle, cünüp olan ya da abdestsiz birisinin Kur’an-ı Kerim’e el süremeyeceği gibi herhangi bir ayeti de okuyamaz.
Özetle, abdesti olmayan birisi, Kur’an-ı Kerim’e el dokundurmadan ezberinden bildiği ayet ve sureleri okuyabilir. Bu caizdir; ancak abdestsiz olan birisi Kur’an’a dokunarak Haşr suresini okuyamaz. Ayet el-Kürsi, Fatiha ve İhlas gibi ayet ve sureleri okumak isteyen kimse, bunları dua niyetiyle okursa caizdir. (Elmalılı Hamdi YAZAR, Tefsir, Vakıa 79. ayet in izahı; Celal Yıldırım, İslam fıkhı, IV/157)
Keza, başörtüsü olmadan da Haşr suresi okunabilir; ancak Kur'an'a saygıdan dolayı başörtülü olunması tavsiye edilmektedir.
Haşr Suresi Adetliyken Okunur Mu?
Haşr suresinin adetliyken Kur'an-ı Kerim'den ya da ezberden okunması caiz olmamaktadır.
EZBERLEMENİZ İÇİN DİĞER DUALAR VE SURELER