Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Kadınlar sağlıkta da şiddetten kaçamıyor 
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Cinsel Sağlık&Üreme Sağlığı Hakları Platformu’nun (CİSÜ) eğitim ve saha çalışmalarından aktardığı bilgiye göre, eşleri izin vermediği için jinekolojik kontrol ve tarama testlerine gidemeyen kadınlar, birçok kanser türünde erken teşhis şansını kaybediyor. CİSÜ Platformu Proje Koordinatörü Yonca Cingöz, “Cinsel sağlığa erişim hakkının engellenmesi bir şiddet aracı ve biçimidir” dedi.

        ŞİDDETE MARUZ BIRAKILAN KADINLAR SİGORTALI SAYILIYOR

        Kadınların şiddete maruz bırakıldığında çoğunlukla ilk olarak sağlık kuruluşlarına başvurduğunu aktaran Cingöz, vaka ile ilgilenen sağlık personelinin suç duyurusunda bulunması ve savcılığa yönlendirmesi gerektiğini ancak toplumsal cinsiyet eşitliği ve ev içi şiddete karşı farkındalığı olmayan hekimler dahil birçok saha çalışanının ‘Çocukların var, yuvan yıkılmasın’ gibi şiddeti meşrulaştıran önerilerde bulunduğunu ifade etti.

        Cingöz, “6284 Sayılı Yasa ile tedbir kararı süresi boyunca kadınlar sigortalı sayılıyor. Ama bu hak bilinmiyor. Şiddete maruz bırakılan kadınlar için bu hizmetin sağlanması önemlidir” dedi.

        REKLAM

        EŞLERİ İZİN VERMEDİĞİ İÇİN KONTROLE GİDEMİYORLAR

        Eşleri ve akrabaları tarafından gereksiz görüldüğü için kadınlar çoğunlukla doktor kontrollerine gidemiyor ve erken teşhis şansını kaybediyor. Rahim ağzı kanseri, meme kanseri gibi birçok kanser türü için taramalar yapılması gerekiyor ancak kadınların çoğunlukla ancak sağlık sorunları ağırlaşınca sağlık kuruluşuna gitmesine izin veriliyor, sonuçta sakatlık veya ölümlerle karşılaşılıyor. Erken aşamada fark edilen rahim ağzı kanseri, daha düşük maliyetle tedavi şansını yakalarken geç fark edilen durumlarda ise tedavi çok daha yüksek maliyetli.

        JİNEKOLOJİK HİZMETLER YENİDEN DÜZENLENMELİ

        Kadınların ve kilit grupların jinekolojik şiddet biçimlerine maruz bırakılmaması için hizmet sunum koşulları ve sağlık çalışanlarının tutumlarının toplumsal cinsiyet eşitliği çerçevesinde gözden geçirilmesinin ve farkındalığın artırılmasının önemine dikkat çeken Cingöz, “Jinekolojik hizmetlerde kilit grupların ihtiyaçlarına yönelik düzenlemeler yapılmalı. Jinekolojik masa tasarımlarının engellilere uygun hale getirilmesinden, kanser taramalarında oral ve anal tarama tekniklerinin kullanılmaya başlanmasına kadar pek çok uygulama geliştirilebilir. Jinekoloji muayenelerinde hasta haklarını yok sayan cinsiyetçi ve ayrımcı yaklaşım ve uygulamaları ortadan kaldırmaya yönelik; sağlık hizmet sunuculara cinsellik ve deontoloji (etik, sınırlar, haklar) konusunda çağdaş bir eğitim verilmeli” dedi.

        BEKAR KADINLARA YÖNELİK YARGILAYICI BİR TURUM VAR

        Çok doğum yapan kadınların yaşlanmayla birlikte SGK nezdinde sağlık giderlerinin artışa geçtiğine değinen Cingöz, mevzuatta olmamasına ve hukuksuz olmasına rağmen hekimlerin spiral taktırmak isteyen kadınlardan eş onayı istediğine dikkat çekti.

        Cingöz, şunları söyledi: “Evli olmayan kadınlarla ilgili tarama sorularının ve cinsel sağlıkla ilgili soruların sorulmaması ve bilgilerin verilmemesi yaygın ve sorunlu bir tavır… Yaygın yargılayıcı/zorlayıcı tutumlardan biri de muayene sırasında, ‘Bakire misin veya evli misin?’ gibi kadınların özel hayatının mahremiyetini ihlal eden ahlakçı sorular sorulması. Sıklıkla aktif cinsel yaşamla ilgili utandıran, muayene olmayı isterken sanki olmaması gerekir gibi hissettiren tavırlarda bulunuluyor. Çoğu hastanede servisin adı jinekoloji ya da ‘kadın hastalıkları’ değil, ‘kadın doğum’. Bu adlandırmanın kendisi bir yere işaret ediyor. Rutin kontrollerde çoğu kadın, hele ki medeni durumu ‘evli’ ise gebelik ısrarıyla karşılaşıyor. Kendilerine yumurta dondurma seçeneğini sunan doktor sayısı ise oldukça az.”

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ