Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin

        Erhan Yazıcıoğlu, 15 Temmuz gecesi erken yattığını, çocuklarının konuşmaları üzerine uyandığını, çocuklarının kendisine darbe olduğunu söylediğini anlattı.

        Söylenenlere inanamadığını dile getiren Yazıcıoğlu, şöyle devam etti:

        "Rüya zannettim, gerçekten inanamadım. Çünkü 21. yüzyıldayız, Türkiye'm gelişiyor, ilerliyor. Belirli bir huzur yakalanmış, güçlü bir devlet, büyük onay almış bir hükümet var. 'Bu rahatlıktan, neden rahatsız olduk?' diye düşünürken televizyonu açtım ve gözyaşları içinde tankın içinden ateş edilirken, iki genç arkadaşın yere düştüğünü izledim ve gerçekten çok bozuldum."

        Yazıcıoğlu, daima sanatı halkla, siyasetle birleştirmeye, birlikte düşünmeye çalışan sanatçı olduğunu ifade ederek, darbe girişimi sırasında da bunları düşündüğünü kaydetti. İki genç kız babası olduğuna dikkati çeken Yazıcıoğlu, şunları söyledi:

        "Gençleri yetiştirmeye çalışan bir hoca olarak, bir anda ülkesini yok sayıp, ülkesini terk eden, adını ne koymak lazım namussuz mu soysuz mu bilmiyorum, o tip insanların göz bebeğimiz ordunun içine sızıp, kandırılabilecek, tavlanabilecek gençlerini ve bir takım tamahkar subaylarını kafalamasını sorguladım. Bence bu yüzde biri bile geçmiyor. Zaten darbecik oluşundan da çok belli."

        Yazıcıoğlu, ihtirasın yaşının olmadığına kanaat getirdiğini dile getirerek, " O gece, insanların yaşı 75-80 de olsa ihtiraslarına kurban gidebileceğini, kişisel menfaat ve kişisel kinleri uğruna ülkeyi yok etmeye çalışabileceklerini gördüm." diye konuştu.

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın darbe girişimi sırasında inanılmaz bir strateji ile darbeye karşı çıktığı yorumunu yapan Yazıcıoğlu, şunları aktardı:

        "Şehir Tiyatroları'nda genel sanat yönetmenliği görevim sırasında bize yüz vermediği için kırgınım Tayyip Bey’e. Çünkü birkaç kere karşılaştım 'Beş dakika istiyorum' dedim ama haklı olarak, arkasından bir sürü insan gittiği için 'Hiç vaktim yok' dedi. Bu kırgınlığıma rağmen, çok güzel bir strateji ile halkın sokağa çıkmasını istediğini gördüm. Dedim ki 'Ne yapmak istiyor, en büyük gücü kullanıyor'. En büyük güç halk. Yalnız halk bu darbeciyi durdurabilirdi ve başarılı oldu. 'Çıkın' deyişi güven ve de gerçekten tek çare gibi geldi bana da."

        Yazıcıoğlu, başarısız darbe girişiminde hayatını kaybedenler için çok üzüldüğünü söyleyerek, "Erol Olçak Bey’i de tanırdım üstelik. Böylesine acılar yaşanırken, halkın duruşu, o tankın altına yatan çocukların görüntüsü. Ben de bir akrobat gibi oldum, bana da gençlik falan geldi. 'Acaba ben de yapabilir miyim, ben de bu cesareti gösterebilir miyim' diye düşündüm. Çünkü benim aileme ve milletime dokunan her yılanın başını bu yaşta da olsa ezerim." ifadelerini kullandı.

        "HALKI DOĞRU YÖNLENDİRENLERİ KARALAMAK İSYENLER OLDU"

        Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkı sokağa çağırmasının doğru bir hamle olduğuna vurgu yapan Yazıcıoğlu, şu değerlendirmede bulundu:

        "O gece yaşananlar için 'çakma' ya da 'tiyatro' gibi lafları edenleri de kınıyorum. Halkı doğru yönlendirenleri karalamak isteyenler oldu. Belki de sadece halkın değil, halkı karalamaya çalışanların bir çaresizliğiydi. Hala tiyatro kavramını politikanın içine monte edip, 'Burada tiyatro yapma', 'Bu bir tiyatro' demeleri de hoşuma gitmiyor. Tiyatrocuların, 'tiyatro' demeleri hiç hoşuma gitmiyor. Tiyatro ayrı bir kavramdır, tiyatroyu bu tip kavramlar ile karıştırmamak lazım. Tiyatro kutsal bir sanattır, kirletmeyin tiyatroyu."

        Yazıcıoğlu, tiyatroyu aşağılayan söylemleri tiyatroya emek vermiş insanlardan duymanın çok daha üzücü olduğunu belirterek, tiyatrocuların geçimini halkın kendilerini izlemesiyle sağladıklarını hatırlattı.

        "Artık herkesi oyuncu yaptılar, aktör yaptılar" diyen Yazıcıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

        "Biz zaman zaman eleştiriyoruz, mankenden oyuncu oluyor diye. Devam ediyorsa emek veriyorsa evet bu oyuncudur artık, oradan ekmek yiyorsa yani. Ama halk oyuncu olamaz. Yöneten kim olursa olsun, yönetmen ne kadar başarılı olursa olsun, halktan oyuncu çıkmaz. Bizim Türk halkı çok cerbezelidir. Bir anda gaza gelir, duygularıyla hareket eder. Hata olmaz mı, zaman zaman hata da olur. Ben de ani sinirlenen bir insanımdır. Hatalarımı da gördüm gençliğimde. Ama bir değil, iki değil üç değil, milyonlar sokağa döküldü."

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ