Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Polemik "İlker Başbuğ zaten tutukluydu" - Fatih Altaylı, habertürk tv, gazete habertürk, ilker başbuğ, Didem Yılmaz

        HABERTURK.COM

        Habertürk TV'de Gün Ortası programında Didem Yılmaz'a konuşan Gazete Habertürk Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'un tutuklanmasıyla ilgili çarpıcı açıklamalar yaptı. "İlker Başbuğ zaten tutukluydu" diyen Altaylı, "Ben, emrindeki askerler darbeye teşebbüs suçlamasıyla tutuklanmış olan İlker Başbuğ'un yerinde olsaydım, mahkemeye 'Beni de tutuklayın' çağrısında bulunurdum" şeklinde konuştu.

        İşte Fatih Altaylı'nın çarpıcı yorumları:

        "İLKER BAŞBUĞ ZATEN TUTUKLUYDU"

        İlker Başbuğ'un tutuklanması büyük bir şaşkınlıkla karşılandı çoğu kesim tarafından. İlker Başbuğ aslında tutukluydu ama farkında değildi. İçeri atmamışlardı daha. TSK müthiş bir hiyerarşi içerisinde hareket eden bir kurum. Genelkurmay Başkanı'nın altında bu olayla ilgili olarak suçlanan kim varsa hepsi tutukluydu,

        bir tek İlker Başbuğ tutuklu değildi. İlker Başbuğ'un tutuklanmaması için şöyle bir şey olması gerekirdi. Bu kişileri İlker Başbuğ'un ihbar etmiş olması gerekirdi. Yani İlker Başbuğ eğer gidip savcıya; 'benim altımdakiler bir darbe veya hükümeti yıpratma planı içerisindeler. Ben bunlara engel olmaya çalışıyorum ama yargının da haberi olsun' demiş olsaydı, Başbuğ bugün ihbarcı kimliğiyle bu soruşturmanın dışında kalırdı. İhbarı yapan o olmadığına göre; bu kişilere isnad edilen suçlarla genelkurmay başkanı olarak mücadele etmediğine göre hatta diğer tutuklu sanıkların ifadesine göre bu emirleri verenin kendisi olduğuna göre zaten bu kişiler tutuklandığı anda İlker Başbuğ'un da tutuklanması gerekirdi. Yanlış anlamayın; tutuklamalar haklı ya da haksız demiyorum. Ben İlker Paşa'nın yerinde olsaydım bütün silah arkadaşlarım ve benim emrim dahilindeki herkes tutuklandığında mahkemeye 'Beni de tutuklayın' diye giderdim.

        "TUTUKLU YARGILAMAK YANLIŞ"

        Benim burada bazı itirazlarım var. Birincisi tutuklu yargılama şart mıdır? 65-70 yaşında adamlar, bütün deliller toplanmış, olayın üstünden seneler geçmiş, artık o makamlarda değiller ve delil karartma imkanları yok. İkincisi benim beklediğim şuydu. Sanki tutuklanma kararını mahkemeye bırakacaklardı ama savcı tutuklama istedi.

        "BU BİR GÖREV SUÇUDUR. AYM'DE YARGILANMALI"

        Bir itirazım daha var. Ben bu yargılamanın Anayasa Mahkemesi'nde görülmesi gerektiğini düşünüyorum. Görev suçu değil deniyor. Bir genelkurmay başkanı nasıl bir görev suçu işleyebilir ki? Bunu işler işte. Şöyle olsa anlardım. İlker Başbuğ ya da başka kim varsa darbecilikle suçlanan, akşam iş çıkışında gizli yerlerde sivillerle toplanıp dışarıda bir yerlerde faaliyet gösterselerdi derdik ki; bu görev suçu değil. Ama bu görevinin başında, hiyerarşik yapı içerisinde, emir komuta zinciri dahilinde hükümeti iş yapamaz hale getirme teşebbüsü... Bu çok açık şekilde görev suçudur.

        Eğer bu görevlerde olmasalardı bu faaliyetlerde bulunamazlardı. Kendilerince yapmış oldukları bir görev tanımı içerisinde bu faaliyetlerde bulundukları için bence özel yetkili mahkemelerde yargılanmaları doğru değildir. Ama ben hukukçu değilim, mantıkçıyım. Mantıklı düşündüğümde bu sonuca varıyorum.

        "TERÖR ÖRGÜTÜ TANIMI YANLIŞ"

        Terör örgütü cümlesine benim itirazım var. Çünkü bu bir terör suçu değil. Bu görevi suistimal suçu, darbeye teşebbüs suçu vs. her türlü suç diyebilirsiniz ama siz TSK'nın hiyerarşik yapısı içinde yapılmış bir işe terör suçu diyemezsiniz. Kanun dışı bile olsa... Her kanun dışı olan terör suçu mudur? Terör suçu olması için başka unsurlar lazım. Ama şu da bir gerçek ki; terör suçu kapsamı Türkiye'de o kadar genişletildi ki... Burada ironik bir durum da var. Bu suçun kapsamının bu kadar genişletilmesinin sebebi bugün bu suçla suçlanan Türk Silahlı Kuvvetleri'dir. Çünkü bu yasa hazırlanırken TSK mensubu komutanlar, genelkurmayın adli müşavirleri Meclis üzerinmde çok ciddi baskı kurdular. Burada herkesin alması gereken bir ders var. Siz eğer güçlü olduğunuz dönemde

        hukuku hukuk olmaktan çıkarırsanız, yarın güç zaafiyetine uğradığınız anda hukuk olmaktan çıkardığınız hukuk gelir sizin başınıza patlar. Askerlerin ve sivillerin buradan bu dersi alması lazım. Bu kadar geniş kapsamlı bir terör kanununu askerler istedi, bugün kendileri bence terörist olmadıkları halde o suçun kapsamına girdiler. Darbecilik başka bir şeydir, terörsit olmak başka bir şeydir. TSK'ya ve komutanlarına terörist demek o kuruma ağır bir eleştiridir. Darbecidir. Zaten geçmişinde var ve inkar etmiyorlar.

        "TÜRKİYE'DE DEMOKRASİ GELENEĞİ YAVAŞ YAVAŞ OLUŞUYOR"

        Bin senedir TSK'ya Kuleli Askeri Lisesi'nden giren bir çocuk, emekli oluncaya kadar bu kültürle büyüdü. 'Devlet bizimdir, devleti yönetme hakkı bizdedir, aptal siviller hata yapar biz toparlarız' mantığıyla yetiştiler. O yüzden bu insanların şimdi suçlu olduklarını kavramaları, 'Ben ne yaptım' şeklinde kendilerini sorgulamalarıyla olacak.

        O kültür içerisinde vazife diye bildikleri bir şeyi yapıyorlar. Onlar darbe yaptıklarını değil rejimi koruduklarını düşünüyorlar. Darbecilik anlayışı Türkiye'nin boynunda 50 senedir duran ciddi bir hata. Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bin yıllık geleneğini kolay kolay üzerinden atabileceğine inanmıyorum. Yavaş yavaş değişecek. Bakıyorsunuz zaten; 10 senedir konuşuluyor ama bir şey yapmıyorlar. Bu olumlu bir gelişme ama bunun düşünceden de silinmesi lazım.

        Sadece Türkiye'de değil Avrupa'da da böyle oluyor. Yunanistan'da da darbe konuşulmadı mı? Ekonomik krizde silahlı kuvvetlerin darbe yapılacağı konuşuldu. Ve bu ülke Avrupa medeniyetinin beşiği, kuruluş noktası olarak biliniyor. Darbe olmasın diye generalleri görevden almak zorunda kaldılar. Her ülkede askerlerin kendilerine

        biçtiği bu tür roller var. Bu rollerin yanlışlığı Türkiye'de giderek daha iyi anlaşılıyor. 10 senedir bu kadar darbe konuşulmasına rağmen, bu kadar faaliyetler olmasına rağmen darbe olmamış olması TSK'nın yavaş yavaş bu düşünceden değilse bile bu düşünceyi eyleme geçirmekten uzaklaştığını gösteren olumlu bir noktadır.

        Çünkü Türkiye'de darbe yapmak o kadar da atla deve bir iş değil asker açısından baktığınız zaman. Türkiye'de demokrasi geleneği oluştuğunu söylemek mümkün.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ