Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem İstanbul Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp ile Dr. Sinan Genim Kanal İstanbul projesini Habertürk'te tartıştı

        Mimar Dr. Sinan Gemin ile mimar ve kent bilimci Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp, Habertürk'te Kanal İstanbul'u tartıştı. Dr. Sinan Gemin, Kanal İstanbul projesinin Türkiye için prestij olacağını söylerken, "Projeyi külliyen reddetmek yerine olumsuz yönlerini" ortaya koymanın daha mantıklı olacağını söyledi. Prof. Dr. Ahmet Vefik Alp ise, Kanal İstanbul'la ilgili çekincelerini ortaya koyarken "Sonuçta tartışılıp yapılabilir ancak şimdi zamanı değildir" dedi.

        İşte konunun uzmanlarının Kanal İstanbul'la ilgili olarak Habertürk'te yaptığı konuşmalar:

        DR.SİNAN GENİM: Bu tür çok meselede ifratla tefrit arasında gidip geliyoruz. Niye aklı selim sahibi insanlar bu işin ortasına bazı önerilerde bulunmazlar. Tereddütleri korku üzerine inşa ederek bu tür şeylere karşı çıkılmasını doğru bulmuyorum. Deprem olur vs. Bugün bütün dünyada deprem için alınacak önlemler var. Mesele şu ki, biz geçmişte de bu tür deneyimler yaşamışız. Bazı meseleler bu tür olumsuz müdahalelerle devlet sıkışmış. Sokollu Mehmet Paşa döneminde Sakarya Nehri, Sapanca Gölü, İzmit Körfezi gündeme gelir, boğaza alternatif olarak bir su yolu. Roma döneminde böyle bir geçiş olduğu söyleniyor. Suveyş Kanalı için teşebbüse geçilir Kanunu devrinde. Devrin şartları olanak vermez. Niyet okumayla bu iş ne derece yapılabilir? Devlet, merkezi hükümet yöneticileri böyle bir şey yapmaya niyet ettikleri zaman aykırı sesler çıkarabilir. Stratejik açıdan baktığınız zaman bunun gerisinde Bulgaristan, Romanya, Ukrayna, Rusya var. Don-Dinyeper üzerinden denize açııyor. Dünyada pekçok kanal yapılıyor. Ren nehri Sen'e bağlanıyor. Bir alternatif yaratmak açısından gelecekte ihtiyaç var. Ben uçakla inerken bakıyorum Karadeniz Kilyos açıklarında, Kumkapı açıklarında boğazdan geçmek için bekliyor. Ormanlar İstanbul'un odun ihtiyacını karşılamak için yapılmış bir dönem. Orada yüzyıllık endemik, çok özel bir ağaç türü yoktur. Meşe, gürgen gibi İstanbul'a odun, odun kömürü sağlamak için yapılmış orman alanları. Raporda deniliyor ki 7 köprü, 2 karayolu, 2 tünel yapılacak. Üç köprünün Türkiye'ye maliyeti inanılmaz. Bir meselenin 'yaparım' ile 'yaptırmam' arasına sıkışması hem ülkenin hem de kişisel olarak bizim aleyhimizde. 'Şu yanlıştır' demek yerine 'külliyen yaptırmak' demek doğru değil.

        "BURAYA YENİ NÜFUS GELECEK! YENİ NÜFUSA KARŞIYIM"

        PROF. DR. AHMET VEFİK ALP: 94'de İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı'na aday olduğumda ekran karşısında ilk defa panolarla ben çıktım. Hiç seçilemedim, muhtar bile olamadım diyorum ama onu ilk başlatan benim. Benden sonra ekranlara panolarla konuşmalar başladı. Kanalistanbul Projesi büyük proje. Hepimiz biliyoruz ki, sayın Cumhurbaşkanımızın başını çektiği bir fikir. Cumhurbaşkanımız da bu tip iz bırakan projeleri seviyor. Bu yönde de birçok projeyi İstanbul'a derc etti. Taksim Camii,Atatürk Kültür Merkezi yapılıyor. Üçüncü köprümüz, Çamlıca Camii, Çamlıca'daki anten, çevreyi görsel olarak etkileyen projeler. Ben proje adamıyım. Aynı Cumhurbaşkınımız gibi büyük projeler adamıyım. Kanalistanbul'da maalesef duruyorum, burada sıkıntı var. Çok yönlü bir sıkıntılar silsilesi var. Bir kere ben ve benim gibi düşünenler, Boğaz'da birçok tanker çarpıştı, fakat Boğaz trafiği şimdi tek yöne indi. Son Indepentende kazasından sonra. Boğaziçi'nin en dar yerinde 600 metre genişlik var. Burada kapasite atmadı. Gemi geçişi artmadı, aynı kaldı. Bunun korkulacak bir tehlike arzetmediğini düşünüyorum. Tehlike her yerde var. Montrö Anlaşması gibi hususlar da var. Bu kanal yapılırsa diğer gemilerin oradan getirme zorunluluğunu getiremeyeceğimizi biliyoruz. Kanalistanbul şu anda çok geniş tartışılıyor. Karadeniz'e pipelineyi koysak ve Saros Körfezi'nde boşaltsak. Çarpışma, yangın gibi risklerin minimize edilmesi açısından. Kanal yapılmasın demiyorum ama Kuveyt'ten Akdeniz'e pipeline'ler var. Ülkelerde o limanlara petrol getirilir, gemiler Saros Körfezi'nden alabilir. En ciddi argüman Boğaz'ın petrol tankerlerinden olan riskini azaltmak. Ona karşı alternatifleri oluşturdum. Deprem riski evet var. Arazinin yarılmasıyla orada bir zaafiyet alanının oluşacağını, depremin burada Richter ölçeğine göre 9-10 şekilde hissedileceğini iddia ediyorum. İstanbul'a 1 kişilik nüfus getirilmesini karşı buluyorum. İstanbul korku şehri haline geldi. Ekimenopolis dediğimiz suyu, yeşili olmayan yaşamın ızdırap ve kabus olduğu şehirler. İstanbul buraya aday. Şimdi 2-3 milyon korniş şehirler planlanıyor. Keşke 'Biz İstanbul'un özürlü bölgelerini temizleyeceğiz, orman yapacağız, temizleyeceğiz' deseler, o açıdan karşı çıkmam. Ama öyle olacağını ümit etmiyorum. Buraya yeni nüfus gelecek. Yeni nüfusa karşıyım. Çevre bilimcilerin sürekli öne sürdüğü buradan çıkacak 1,5 milyar metreküple Marmara'ya ada yapılacak. Bu suni adalar depremde yok olmaya mahkum. Suyla ilgili sıkıntılar var. En kritik sıkıntı orada. Karadeniz pis bir su, tuzu az. Tuna Nehri, Avrupa'nın lağımı, kanalizasyon, bütün pisliğini Karadeniz'e akıtıyor. Marmara ölmek üzereye aday ama temiz. Benim gençliğimde Fenerbahçe burnundan sepetlerle ıstakoz çıkarılırdı. Karedeniz 30 cm. Marmara'dan yüksek. Bütün o pisliğin Marmara'ya akacağı düşünülüyor. Maddi konulara girmeyeceğim bu aşamada. Bir başka boyut var. H2 S, hidrojen sülfür. En büyük zehir. Çürük yumurta gibi kokar, anında öldürür. Karadeniz'in suyunun 100 metre altında H2 S depoludur. Bu H2 S doğru kullanılırsa enerji kaynağı. Su bütçesi diyor bilim adamları. İyi kontrol edilemezse riskler var. H2 S dengelerden dolayı 100-150 metre suyu aşıph atmosfere karışırsa sadece Türkiye değil Karadeniz'e kıyıları olan ülkelerde büyük çevre felaketi olacağına dair iddialar var.

        "ANKARA'NIN HAZIRLADIĞI PROJE GÖRSELLERİNDE HATALAR VAR"

        GEMİN: Bu proje açıklandığı zaman Bayındırlık Bakanlığı bir dizi görsel yayınladı, gökdelenler, köprüler falan. Böyle bir şeyi yaparken spekülasyona neden olacak durumlar olur. Panama kanalında, Süveyş kanalında bir tek gökdelen yok. Ankara'nın İstanbul için hazırladığı her projede buna benzer hatalar var. Karadeniz ile Marmara Boğaziçi ile zaten bağlı. Böyle bir şey Boğaziçi'nde var.

        ALP: Boğaz'ın derinliği 60-70 metredir. Açılacak kanalın 25. Boğaz'ın genişliği en düşük yerde 600, 3 bine kadar giden yerler var. Kanalın 300 civarında. Geçiş dağıldıkça debi güçleniyor, hız artıyor. Tabii Boğaz birçok özel doğa olayı. Alttan tuzlu su Karadeniz'e gidiyor, üstten Karadeniz'in tuzsuz suyu Marmara'ya. Hiçbir yerde görülmemiş doğa olayı var. Yıllarca oluşmuş bir denge var, debi çok daha yavaş akıyor. Kanalda dar bir yerden çok hızlı akacak, Tuna nehrinin pislikleri aşağı inecek şeklinde iddialar var. Bu tür risklere gerek var mı?

        REKLAM

        "BURADA İSKANA AÇILACAK YERLERİN TOPLUMA MALEDİLMESİ GEREKİR"

        GEMİN: Bu söylediklerin hepsi niyet okumak. Bu bana negatif bir öneri gibi gelmiyor. Biri diyor ki, çevresindeki hızından dolayı arazide göçükler olabilir. Burada müşterek karara varmamız lazım. Neleri yapmamız lazım, neleri yapmamız lazım. Burada herkes 15-20 yıldır 'arazim değerlendirecek' diye spekülasyon peşinde. Burada yeni iskana açılacak alanlarda şerefiye üolarak değer artışın topluma maledilmesi gerekir. Türkiye'nin geleceği açısından bazı faydalar doğuracaksa. Bu işi yapacak olan insanlar teknik alanlar gerek müteahhitler büyük bir deneyim kazanacak. Hollanda denizden doldurarak tarım alanı kazanıyor. Müteahhitlik başarısı olarak ülkenin prestiji olacak, deneyim sahibi olacağız. Hükümet, devlet her zaman böyle olmuştur. Devletin yapmaya niyet ettiği bi iş mutlaka yapılıyor. Havalanı için de aynı oldu ama yapıldı. Böyle bir şeyi yüzyıllar önce imparatorluk düşünmüştü. Getireceği, götüreceği nedir? Nerede nasıl ted bir almamız lazım. Projenin çevresi yerleşime açılacak mı, maliyeti ne olur? Burada spekülatif niyet okumaların değil aklın hakimiyetiyle çözüm üretmek gerekir. Bir şeye negatif yönünden bakıyorsanız bilimsel olarak destekleyeceği tezleri oluşturursunuz. Ben 99 depremi sonrasında deprem uzmanlarına olan inancım belirli ölçüde örseledi. Kimi halter kaldırdı vs. Deprem bu coğrafya için kaçınılması mümkün olmayan bir şey.Bunu insanları korkutup, yaşamlarını karartmaya çalışan insanlardan rahatsız oluyorum. Petrol istasyonlarını gördüm. En küçük kazada o liman yok olacaktır. Fransa'ya petrolü gönderecekseniz gemi taşımacılığı daha uygundur.

        "ŞU ANDA BU PROJEYE İSTANBUL VE TÜRKİYE HAZIR DEĞİL"

        ALP: İstanbul'un ve Türkiye'nin bu kadar sorunu varken, başta deprem olmak üzere. Zamanı mı şimdi? Sürdürülebilirlik diye bir laf dolaşıyor. Sürdürülebilir olsun. Bu proje sürdürülebilir mi? Bu Hollanda'nın eski kadın Başbakanı tarafından ortaya atılmış. Diyor ki, 'Bugünün ihtiyaçlarını gelecek zamanların kaynaklarından kullanma. Bugünün ihtiyaçlarını başkalarının kaynaklarından karşılama' diyor. Gidip görmedim ama bir iddia var. 'Melen Barajı çatladı' diyorlar. İstanbul, Trakya'nın sularını çalıyor. Bu kanal kazılınca sıfır kodundan 25 metre, bir de onun altında var. Böyle yarınca zemin suları birbirine giriyor. Biz bir binanın bodrumu su alıyorsa, kuyu yapıyoruz yanına, su oraya boşaldığı için doluyor, bodruma su gitmiyor. Burayı kazınca bütün su kaybolacak. Istranca dağlarından takviye edilmesi gereken İstanbul suyunu da kesmiş oluyoruz. Fazla nüfusa karşıyım. Başka iddialar da var. Şu an Türkiye, İstanbul bu projeye hazır değil. Bir deprem olursa İstanbul'da ne olacağını tartışırken.

        "DÜNYA NÜFUSU KENTLERDE TOPLANACAK, BİZİM YENİ ŞEHİRLER OLUŞTURMAMIZ LAZIM"

        GEMİN: Evet İstanbul deprem bölgesidir. Sultanahmet meydanında 420 tarihinde dikilen bir taş var. Taban alanı 4'e 4'tür. 1600 senedir duruyor. Deprem öldürmez, yapılan yanlış bina öldürür. Bazı yerlerde elime alıyorum betonu, sıkıyorum su çıkıyor. Bunun bedelini bu kaçak inşaatları yapanlara, göz yumanlar ödemesi lazım. Dünya nüfusunun yüzde 95'i şehirlerde toplanacak. Bizim yeni şehirler oluşturmamız lazım. Mevcut şehirlerin nüfusların böyle oluşması yerine alternatif şehirler oluşturmamız lazım. Çünkü Almanya, Fransa, İngiltere bizden on kat daha yüksek ama yemyeşil. Bizde açın haritayı yeşil gördüğünüz yer iskana açılmış yer. a

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ