Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Ankara Son dakika haberler... İsmail Hakkı Karadayı, 28 Şubat'ı nasıl anlatmıştı?

        Türkiye siyasi tarihine post-modern darbe olarak geçen 28 Şubat süreci 1995 genel seçimlerinde Refah Partisi’nin birinci parti çıkmasıyla başladı. 1996 yılında kurulan DYP-ANAP hükümeti güvenoyu alamayınca RP-DYP hükümeti kurulmuş Necmettin Erbakan başbakan olmuştu.

        Ancak hem bu hükümetin kurulmaması için hem de hükümet kurulduktan sonraki süreçte Türk Silahlı Kuvvetleri’nin o dönemdeki komuta kademesi ve Genelkurmay Başkanı Karadayı’nın etkin rol oynadığı, ‘laiklik kaygısı’ temeline oturtulan 28

        Şubat süreci yaşandı.

        Komutanların uyarı niteliğinde demeçler verdiği, Genelkurmay’da brifinglerin verildiği günlerde, Sincan’da 30 Ocak’ta tankların geçit yapması gibi olaylar da yaşandı.

         İsmail Hakkı Karadayı yaşamını yitirdi
        İsmail Hakkı Karadayı yaşamını yitirdi Haberi Görüntüle

        28 ŞUBAT’TA NE OLDU?

        28 Şubat 1997’de yapılan tarihi MGK toplantısı 9 saat sürdü. Laikliğin, Türkiye'de demokrasi ve hukukun teminatı olduğu vurgulandı. MGK'nın tavsiye kararları hükûmete bildirildi. İrticayla mücadelede için bir dizi tavsiye kararı alındı. Kararda hükümetten, laiklik için yasaların uygulanması istendi, tavsiye kararlarına göre; tarikatlara bağlı okullar denetlenmeli ve MEB'e devredilmeli, 8 yıllık kesintisiz eğitime geçilmeli, Kuran kursları denetlenmeli, Tevhid-i Tedrisat uygulanmalı, tarikatlar

        kapatılmalı, irtica nedeniyle ordudan atılanları savunan ve orduyu din düşmanıymış gibi gösteren medya kontrol altına alınmalı, kıyafet kanununa uygun hareket edilmeli, kurban derileri derneklere verilmemeli, Atatürk aleyhindeki eylemler cezalandırılmalıydı.

        Dönemin başbakanı Erbakan, kararlar yumuşatılmazsa imzalamayacağını söyledi. Ancak süreç 18 Haziran’da dönüşümlü başbakanlık için Tansu Çiller’in başbakan olması amacıyla Erbakan’ın istifasıyla sonuçlandı. Bu kez de cumhurbaşkanı Demirel hükümeti kurma görevini Çiller’e değil, Mesut Yılmaz’a verdi. Bu süreçte TSK’nın komuta kademesi ve Karadayı’nın rolü,

        15 sene sonra mecliste kurulan Darbeleri Araştırma Komisyonu’nda masaya yatırıldı. Komisyona bilgi veren siyasetçiler o dönemde birkaç isimle birlikte, Karadayı’nın rolüne de işaret etti.

        Komisyon raporundan bazı bölümlere bu ifadeler şöyle yansıdı:

        YILMAZ’A ‘HÜKÜMETTEN VAZGEÇ’ BASKISI

        "Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı ve Jandarma Genel Komutanı Teoman Koman’ın TBMM Başkanı Mustafa Kalemli vasıtasıyla ANAP Genel Başkanı Mesut Yılmaz’a RP ile koalisyon kurma niyetinden vazgeçmesi konusunda telkinde bulundukları öne sürülmüştür. Komisyonumuzca 21.06.2012 tarihinde görüşlerine başvurulan eski TBMM Başkanı Mustafa Kalemli, bu

        dönemde MHP Genel Başkanı merhum Türkeş’in kendisini ziyaret ederek, 'RP’nin içinde olacağı bir hükümetin kurulması halinde ülkede çok kötü şeylerin olacağını ifade ettiğini', dönemin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı’nın ise GATA’ya yaptığı bir ziyaret esnasında, kendisinden RP’nin içinde yer alacağı bir koalisyona engel olmasını talep ettiğini belirtmiştir.

        O dönem Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan Şevket Kazan, 2.11.2012 tarihinde Komisyonumuza yaptığı açıklamada, dönemin Genelkurmay Başkanının, ANAP ile RP arasında koalisyon hükümetinin kurulmaması için, müdahalede bulunduğunu öne sürmüştür.”

        KARADAYI NE DEDİ?

        Komisyona Karadayı da bilgi verdi. Hakkındaki suçlamalarla ilgili konuştu. Yasalar içinde hareket ettiklerini anlattı. Sincan’da tankların geçişinden haberdar olmadığını söyledi. Ancak post-modern darbe ifadesine itirazı vardı. Komisyon raporuna bu bölüm şöyle yansıdı: “Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, 25 Haziran 2012 tarihinde Komisyonumuza şunları

        söylemiştir: 'Postmodern darbe ifadesini kullanan fevkalade aptalca bir ifade kullanmıştır. Hani bazı insanlar vardır, ileri çıkmak, önde görünmek şeyi… Bunu kim çıkarttı, nereden çıkarttılar hâlâ hayıflanırım ve üzülürüm...”

        ÖLMEDEN ÖNCE AKLANMAK İSTEDİ

        Bu arada Karadayı 103 sanıklı 28 Şubat davasında müebbet hapis cezasına çarptırıldıktan ve hastalık ile yaşlılık nedeniyle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldıktan sonra avukatına ‘ölmeden önce aklanmak istediğini, darbeci olarak anılmak istemediğini’ söyledi. Kanser nedeniyle hastaneye yatırıldığı günlerde, temyiz davası devam eden Karadayı istinaf mahkemesi’nde davasının öne alınmasını istemişti.

        Karadayı’nın, avukatına talimat verirken, “Bana ve arkadaşlarıma yönelik bu haksız suçlama, çok ağrıma gidiyor. Biz kesinlikle hukukun içinde kaldık. Darbe yapmak aklımızın ucundan bile geçmedi. Hükümet, parlamentoda değişti. Biz de emekli olup şanlı geçmişimizi yanımızda taşıyıp evimize çekildik. 28 Şubat’ta hiçbir şekilde darbe olmamıştır” dediği basına yansımıştı.

        CENAZESİ SULTAN 2.ABDÜLHAMİD HAN EĞİTİM VE ARAŞTIRMA HASTANESİ'NE GÖTÜRÜLDÜ

        Öte yandan İsmail Hakkı Karadayı'nın bayramın birinci günü yüksek ateş ve enfeksiyon nedeniyle Kadıköy Florence Nightingale Hastanesine kaldırıldığı öğrenildi.

        Kanser tedavisi gördüğü öğrenilen Karadayı'nın saat 11.30'da çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği bildirildi. Karadayı'nın cenazesi daha sonra İstanbul Sultan 2. Abdülhamid Han Eğitim ve Araştırma Hastanesi morguna götürüldü.

        Karadayı’nın çoklu organ yetmezliği nedeniyle hayatını kaybettiği Kadıköy Florence Nightingale Hastanesi de yazılı basın açıklaması yaptı.

        Açıklamada "Eski Genel Kurmay Başkanımız Kadıköy Florence Nightingale Hastanesinde multipl organ yetmezliği ve septisemi nedeniyle hayatını kaybetti. Karadayı bir süredir Metastatik Kanser nedeniyle kemoterapi tedavisi görüyordu. Son hafta terminal dönemde yoğun bakımda tedavisi devam eden Karadayı bugün saat 11.45’te vefat etti" denildi.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ