Suriye’de Yeni Dönem: 14 Yıllık Savaşın Ardından Ekonomik Yeniden İnşa
Beşar Esad rejiminin devrilmesiyle 14 yıl süren savaşın bıraktığı ağır yıkımla yüzleşen Suriye, altyapısı çökmüş bir ekonomi, %90'a ulaşan yoksulluk ve tarihin en büyük para birimi krizlerinden biriyle yeniden toparlanma mücadelesi veriyor. ABD'nin Sezar Yasası yaptırımlarını kaldırmaya hazırlanması, IMF ve Dünya Bankası ile 20 yıl sonra yeniden başlayan temaslar, 216 milyar doları aşan yeniden inşa maliyeti ve büyük yatırım ihtiyacı; ülkeyi "Vietnam modeli" gibi kalkınma stratejilerine yöneltiyor. Yeni yönetim enerji reformundan vergi muafiyetlerine, uluslararası sermaye girişinden yapısal dönüşümlere kadar geniş kapsamlı bir planla savaşın ekonomik mirasını geride bırakmaya çalışıyor.
Beşar Esad rejiminin düşmesinin ardından Suriye, 2011’de başlayan Suriye Devrimi’nden bu yana yaklaşık 14 yıl süren savaşın yarattığı yıkımın etkilerinden kurtulmak ve ekonomik toparlanma sürecine girmek için yeniden inşa adımlarını başlattı.
Ülkenin altyapısını tamamen tahrip eden savaşın öncesinde bile Suriye, Esad ailesinin yönetimi nedeniyle ciddi ekonomik krizlerle mücadele ediyordu. 1971’den 2000’e kadar ülkeyi yöneten baba Hafız Esad’ın ardından Aralık 2024’e kadar iktidarda kalan oğlu Beşar Esad yönetiminde ekonomi derin bir çöküş yaşadı.
Suriye halkı, ülke kaynaklarını tüketen baskıcı bir yönetim altında yaşadı ve bu yönetim ülkeyi birçok krize sürükledi. Sonuçta patlak veren savaş, nüfusun yaklaşık %90’ının yoksulluk sınırının altına düşmesine ve milyonlarca insanın ülke içinde ve dışında yerinden edilmesine yol açtı.
Savaşın Ekonomik Mirası
Savaşın başlamasıyla birlikte Suriye ağır ekonomik yaptırımlara maruz kaldı. Bu yaptırımların etkisiyle ekonomi hızla daraldı, üretim faaliyetleri çöktü, sanayi tesislerinin büyük bölümü yok oldu ve tarım alanlarında ciddi kayıplar yaşandı.
Suriye Lirasının Çöküşü
Suriye lirası tarihte görülmemiş bir değer kaybı yaşadı. 2011’de 1 ABD doları 50 Suriye lirası iken, Esad’ın düşüşü sırasında kur 15 bin liraya kadar çıktı. Sonrasında kısmi bir toparlanmayla dolar kuru bugün yaklaşık 11 bin lira seviyesinde.
Yerel para biriminin çökmesiyle birlikte mal ve hizmet fiyatları aşırı arttı. Tüketici enflasyonu yaklaşık %140’a ulaştı. Devletin sosyal destek sistemi çöktü ve artık Suriyeli ailelerin ekonomik yıkım karşısında dayanma imkânı kalmadı.
Esad, geçen yıl ülkeyi terk ederken Merkez Bankası rezervi sadece 200 milyon dolara düşmüş, ülkenin elinde bulunan altın stoku ise 26 tonla sınırlı kalmıştı.
Petrol Üretimi Dibe Vurdu
Esad rejiminin ardında bıraktığı diğer ağır tablo ise yatırımların çökmesi oldu. Kamusal yatırımlar durdu, özel sektör sermayesi tamamen ülkeden çekildi ve ekonomi büyük ölçüde durma noktasına geldi.
Savaş öncesi günde 380 bin varil petrol üreten Suriye, bugün çatışmalar nedeniyle sadece 90 bin varilin altında üretim yapabiliyor. Bu düşüş, ister rejimin kontrol ettiği bölgelerde ister kontrol dışı alanlarda olsun, ülke bütçesine devasa bir yük bindirdi.
Aşırı Yoksulluk
Veriler, Suriye’de savaş öncesinde “aşırı yoksulluk” seviyesinin görülmediğini, fakat savaş sonrasında bütün yoksulluk türlerinde keskin bir artış yaşandığını gösteriyor. Bugün Suriye halkının %90’ı yoksulluk sınırının altında.
Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın (UNDP) verilerine göre, Suriye GSYH’si savaş öncesine göre %85 oranında daraldı. Başka bir ifadeyle Suriye ekonomisi, savaş öncesi büyüklüğünün sadece %15’ine gerilemiş durumda.
Bu nedenle yeniden inşa, mevcut Suriye hükümetinin en öncelikli hedefi haline geldi. Özellikle ABD’nin uyguladığı “Sezar Yasası” yaptırımlarının kaldırılması sürecinin Kongre’de son aşamaya geldiğinin açıklanması büyük önem taşıyor.
“Kalkınma İçin Bir Mucize”
Suriye Merkez Bankası Başkanı Abdulkadir Hasriyye, yaptırımların kaldırılmasını “mucize” olarak nitelendiriyor. Hasriyye, geçtiğimiz Perşembe günü yaptığı açıklamada ABD Kongresi’nin çok yakında Sezar Yasası’nı kaldırma kararı alacağını söyledi.
IMF ile Yeniden Temas
Suriye, eski rejim döneminde uluslararası finans kurumlarıyla ilişkileri kesmişti. Ancak Nisan ayından itibaren Şam yönetimi IMF ve Dünya Bankası ile yeniden işbirliği başlattı. Amaç, para politikasının yeniden kurulması, ulusal para biriminin istikrarı ve mali disiplin.
IMF, Kasım ortasında yaptığı açıklamada Suriye ile uygun bir para politikası çerçevesi oluşturmak üzere görüşmelere başladığını duyurdu:
“Düşük ve istikrarlı enflasyon için uygun politika çerçevesi üzerinde çalışıyoruz.”
IMF heyeti, Şam ziyareti sonrası yayımladığı değerlendirmede, mevcut ağır kısıtlamalara rağmen Suriye’nin bütçe ve para politikasında oldukça “sıkı” bir duruş sergilediğini ve ekonomide “toparlanma işaretleri” görüldüğünü açıkladı.
Hasriyye ise, IMF ile görüşmelerin para politikası, finansal istikrar, kamu maliyesi ve diğer alanları kapsadığını vurguladı:
“IMF bazı girişimlerde bizimle birlikte çalışacak ve teknik destek sunacak. Henüz resmi bir program yok.”
FATF ve Gri Liste
Suriye Finansal Analistler Derneği üyesi Firas Haddad’a göre, IMF ve Dünya Bankası ile 20 yıl sonra yeniden masaya dönmek, ülke ekonomisi açısından kritik bir kırılma noktası:
“Suriye, FATF’ın kara para aklama standartlarına uyum sağlamak ve gri listeden çıkmak için çalışıyor.”
Haddad’a göre gri listeden çıkış, yabancı yatırımlar açısından pozitif bir ivme yaratacak.
Bununla birlikte güvenlik, yatırımcı açısından hâlâ temel belirleyici:
“Hiçbir yabancı sermaye, iç güvenlik veya sınır güvenliği sorunlarının yaşandığı bir ülkeye yatırım yapmak istemez.”
Dünya Bankası: 216 Milyar Dolarlık Yara
IMF ile işbirliğinin yanında, Şam yönetimi Dünya Bankası ile kamu maliyesi reformu için ortak proje başlattı. Proje, mali şeffaflığın artırılması, iç ve dış denetim mekanizmalarının güçlendirilmesi, kamu kaynaklarının etkin kullanımı ve kurumsal kapasitenin artırılmasını içeriyor.
Dünya Bankası’nın son tahminine göre, 2011–2024 dönemi arasındaki yeniden inşa maliyeti 216 milyar dolar.
Sadece fiziksel altyapıdaki doğrudan maddi zarar 108 milyar dolar.
Bunun 52 milyar doları altyapı, geri kalanı konut ve kamu yapılarından oluşuyor.
Genel yeniden inşa maliyetinin 140–345 milyar dolar arasında değişeceği tahmin ediliyor. En “ihtiyatlı” senaryo bile 216 milyar dolar.
Bu rakam, Suriye’nin 2024 GSYH’sinin 10 katı.
Yatırım Hamlesi
Yeni hükümet kurulduktan sonra hem yabancı sermaye hem de yerel özel sektörün güvenini yeniden kazanmak üzere kapsamlı bir yatırım paketi hazırladı.
Vergi muafiyetleri, ham madde ithalatı kısıtlamalarının kaldırılması, sanayiye enerji desteği ve yatırım kolaylıkları bu paketin ana maddeleri.
Bu adımların ardından 2025’in ilk dokuz ayında Suriye’de 11.170 şirket kuruldu.
Aralık 2024’ten bu yana 50 yabancı şirket şubesi ve 40 yabancı temsilcilik açıldı.
Haddad’a göre Suriye, uzun savaş yılları nedeniyle devasa bir yatırım ihtiyacı içinde:
“Son dönemde önemli yatırım anlaşmaları imzalandı. Ekonomik reformlar tamamlandıkça yeni yatırımlar açıklanacak.”
Enerji Stratejisi: Tek Bakanlık
Hükümet, yeniden inşada enerji sektörünü öncelikli hedef olarak belirledi. Sanayi üretimini kesintiye uğratan uzun süreli elektrik kesintilerinin yatırım maliyetini artırması üzerine köklü bir reform yapıldı.
Eylül ayında Devlet Başkanı Ahmed Şeria, Enerji Bakanlığı adlı yeni bir bakanlık kurulmasına karar verdi. Bu bakanlık, daha önce ayrı olan petrol ve madenler, elektrik ve su kaynakları portföyünü tek çatı altında topladı.
Bakanlığın ilk kararları:
* sanayi elektriğinde fiyat indirimleri,
* fabrika borçlarına ilişkin ceza ve gecikme affı,
* uluslararası şirketlerle 7 milyar dolarlık enerji anlaşması.
Dünya Bankası da 146 milyon dolarlık hibe sağlayarak elektrik altyapısının iyileştirilmesine destek verdi.
Hükümet ayrıca petrol ve gaz sahalarının geliştirilmesi ve yeni keşifler için uluslararası enerji şirketleriyle görüşmelere başladı.
Yıkımdan Kalkınmaya: Vietnam Modeli
Suriye, yeniden inşa sürecinde daha önce savaş ve bölünme yaşamış ülkelerin deneyimlerini inceliyor. Bunlardan en dikkat çekeni Vietnam modeli.
Vietnam, 1945–1975 arasında Fransız işgali ve ardından ABD ile uzun bir savaş yaşadı.
Ekonomisi çöküş noktasına geldi.
1986’da başlatılan Doi Moi reformlarıyla ülke, kamu yönetiminden eğitime, sağlıktan üretime kadar her alanda dijitalleşme ve sanayi gelişimi odaklı bir dönüşüm başlattı.
Bugün Vietnam, dünyanın en önemli üretim merkezlerinden biri ve Asya’nın en hızlı büyüyen ekonomileri arasında