Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Dünya Son Dakika! Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı kayıp: Şimdi ne olacak?
        .png
        .png

        Washington Post yazarı Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra ortadan kaybolmasının yankıları sürüyor.

        Reuters ve Wall Street Journal, Türk yetkililere dayandırdığı haberlerinde soruşturmayı yürüten yetkililerin Kaşıkçı'nın konsolosluk binasında öldürüldüğüne inandıkları bilgisini paylaşırken Ankara, konuyu 'en üst düzeyde' takip ediyor.

        Son olarak Suudi Arabistan'ın Ankara Büyükelçisi ikinci kez Dışişleri Bakanlığı'na çağrılırken, İstanbul'daki konsolosluk binasında polis araması yapılması için Suudi Arabistan'dan izin istendi.

        Daha önce Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu, kapılarını Reuters haber ajansına açarak Kaşıkçı'nın binada tutulduğu haberlerini yalanlamıştı. Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman da yaptığı açıklamayla iddiaları yalanlamış ve Türkiye hükümetine başkonsolosluğu arama izni vermeye hazır olduklarını söylemişti.

        Bloomberg'e konuşan Veliaht Prens, "Girmelerine ve aramalarına ve istediklerini yapmalarına izin vereceğiz. Saklayacak bir şeyimiz yok. Anladığım kadarıyla içeriye girdi ve birkaç dakika ya da bir saat sonra dışarı çıktı. Emin değilim." ifadelerini kullanmıştı.

        Peki Türkiye'nin, Cemal Kaşıkçı'nın Suudi Arabistan İstanbul Başkonsolosluğu'na girdikten sonra ortadan kaybolmasıyla ilgili olarak ne gibi adımlar atabilir? Uluslararası hukuka göre, Riyad yönetiminin izni olmasa da konsolosluk binasına girebilir mi? Başkonsolos ve konsolosluk görevlileri hakkında herhangi bir şüphe durumunda soruşturma yürütülebilir mi?

        Bu soruları ve konuyla ilgili hukuki süreci ceza hukukçusu Prof. Dr. Ersan Şen ile konuştuk.

        "SORUŞTURMAYI HABER AJANSLARI YÜRÜTEMEZ"

        Cemal Kaşıkçı konusunda Türkiye'yi nasıl bir süreç bekliyor? Türkiye hangi koşullarda konsolosluk binasına girerek Kaşıkçı hakkındaki iddiaları araştırabilir?

        Prof. Dr. Ersan Şen: Bu andan sonra atılacak iki adım var. Burası bir elçilik binası değil, konsolosluk binası. Yani burası, Türkiye'de bulunan Suudi Arabistan vatandaşlarının iş ve işlemlerinin noter gibi takip yeri. Ama 1963 Viyana Konvansiyonu ile konsolosluk binalarına da elçilik binaları gibi dokunulmazlık verildi. Türkiye Cumhuriyeti bu binaya iki koşulda girebilir. Bir, bu binada ya yangın çıkacak, deprem olacak. O durumda Türkiye Cumhuriyeti örtülü olarak bu binaya girme yetkisine sahip olur. Veya bu konuda başkonsolosun veya başkonsolosun yetkili kıldığı birisinin veya Suudi Arabistan baş yöneticisinin veya Dışişleri Bakanı'nın yazılı izni gerekiyor binaya girebilmek için. Bu davet olursa o binaya Türkiye Cumhuriyeti girebilir. Onun dışında haber ajansını çağırıyor Suudi Arabistan. Onlar bizi bağlamaz. Bu soruşturma haber ajanslarının yürüteceği bir soruşturma değil. Türkiye Cumhuriyeti bunu yürütecek.

        Dünya basınında çok ağır ithamlar var. Burada Suudi Arabistan'ın yapması gereken diplomatik kriz tırmanmadan, konsolosluğun kapılarını Türkiye Cumhuriyeti'ne açmak. Eğer izin verilirse, burada kriminal inceleme yapılacak. Bu şahısla ilgili bir bilgi, bulgu, iz, eser var mı ona bakılacak. Eğer ölmüşse ceset, cesede ulaşılamıyorsa cesetle ilgili bir takım numunelere ulaşmanız gerekiyor. Çünkü bu maddi gerçeğe ulaşmanız gerekiyor. Önemli olan bu şahsın hayatı.

        "BAŞKONSOLOS DAHİL GÖZALTINA ALINABİLİR"

        Eğer Suudi Arabistan, konsoslosluk binası için arama izni vermezse, Türkiye soruşturmayı devam ettirmek için ne gibi adımlar atabilir?

        Prof. Dr. Ersan Şen: Eğer Suudi Arabistan arama izni vermiyorsa, kapıya barikatları kuracaksınız, giriş çıkışa kapatacaksınız ve gözaltılar başlayacak. Başkonsolos dahil gözaltına alınabilir. Ancak bu iki ülke ilişkileri açısından sürdürülebilir değil. Çünkü misilleme gelecek Suudi Arabistan'dan. Bu tabi iki ülkenin ilişkilerini kesmesine kadar gidebilir. İki ülkenin zaten gerilmiş olan ilişkileri daha da gerilmeden, başsavcılığın orada arama yapılmasına izin verilmesi lazım. Viyana Konvansiyonu'nun 31. maddesine göre, konsolosluk binaları dokunulmaz, yazılı izin olmadan giremezsiniz. Oraya uluslararası hukuka karşı olarak girerseniz bunun karşılığını görürsünüz.

        41. maddeye göre ise, ağır bir suç iddiası olduğu için, konsolosluk görevlileri eğer şüphe varsa yakalama, gözaltına alma hatta tutuklama gibi yöntemler mevcut. Ümit ederim iş bu aşamalara gelmez. Ancak izin alınamazsa Türkiye Cumhuriyeti buraya girmemeli. Uluslararası sözleşme dikkate alınmalı. Burası büyükelçilik binası olsaydı, elçiye birşey yapamazsın. Ama burası konsolosluk binası ve Arabistan toprağı değil, Türk toprağı. Ağır bir suç işlendiği iddiası varsa, sen şüpheye ulaştıysan yargılama yetkisi sende artık. Eğer elçi olsaydı da 'istenmeyen kişi' ilan edecektin. Bu nedenle zaten ABD konsolosluğunda çalışan Türk irtibat yetkilisi tutuklanabildi. Konsolosluk ve elçiliği birbirinden ayırmak lazım.

        "DİP BUCAK ARAMA YAPILMALI"

        Ümit ederim şahsa canlı bir şekilde ulaşılır. Kaybolduğu iddia edilen yer ilginç bir yer. Bir insanın girip kaybolmaması gereken bir yer neresi derseniz, hükümet binaları, konsolosluklar, büyükelçilikler derim. Oraya devlete güvenerek giriyorsun. Oraya girilip dip bucak arama yapılması lazım. Tabi bunları bilemem ama deliller de karartılmış olabilir. Ama şu an sadece iddia var. Aramaya savcı, kolluk, başkonsolos ve başkonsolosluk avukatı katılabilir. Onun dışında da oraya basın giremez. Soruşturma gizli yürütülmek zorunda. Gündüz bir saat belirlenecek, konsolosluğa giriş çıkışlar kapatılacak ve arama o şekilde yapılacak.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ