Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Özel Röportajlar Ünlü erkek berberi Şükrü Dudu Habertürk'e konuştu

        “AH bir zengin olsam”, “Çalışmadan zengin olsam”, “Hem zengin hem ünlü olsam”, “Çok param olsa” gibi sözleri artık günümüzde herkesten duyuyoruz. Bizim HT Magazin servisine gelip çalışmak isteyen biri 3 gün sonra, “Ben bu şekilde çalışamam” deyip pes ediyor. Öyle ki artık herkes, her şeyi hemen istiyor. Ama çalışmadan, istemeden, inanmadan olmaz. Bunun en canlı örneği ise erkek berberi Şükrü Dudu. “Hayata Makas Atmak” isimli bir kitap yazdı. Doğduğu andan itibaren geldiği zorlu yolu anlattı. Zorlu Center’da “Şükrü Dudu Barber’s Club”de buluşup konuştuk. Buyurun okuyun. İyi pazarlar...

        REKLAM

        - Hiç yan gelip yatmamışsınız, hep çalışmışsınız, ama şansınız da size çok yardım etmiş.

        Evet etti ama çalışmazsanız şans olmaz. En büyük şans çalışmak, sevmek. Zaten oradan sonra diğerlerin şansının devamlılığı geliyor. Çok iyi insanlarla tanıştım. Eşim beni çok destekledi. Çocuklarım çok iyi oldular. Ortaklarım çok iyiydi. Ama şans bence çalışandan yana. Çalışmayıp evde oturursanız şans ayağınıza gelmez.

        - Çok hırsınız var mıydı?

        Hayır, hiç çok hırslı olmadım. Sadece işimi çok iyi yapmak, başarılı olmak, herkese örnek olmak istedim. Askerden geldiğim gün yurtdışına gidecektim ama ülkemde iyi olmak istedim. Köyden çıkıp geldiğimde de amacım kendi memleketimde iyi olmaktı. Bunları hep hayal ederek yaptım. Hayallerinizin olmasını istiyorsanız önce hayalinizin gerçekleşeceğine kendiniz emin olmanız gerekiyor.

        - Klasik erkek kuaförünü değiştiriyorsunuz.

        REKLAM

        Herkesin hiçbir şeyi olmayabilir ama bir berberi vardır. Ben kendimce bizim işi üniversite gibi görüyorum. Dünyanın peşinde olduğu insanların saçını kesiyorum düşünebiliyor musunuz? İnsanların peşinde koştuğu insanla oturup kalkıyorum, saçını kesiyorum, onları takip ediyorum, onlardan çok şey öğreniyorum.

        - Ve siz kendi bilginizi de birleştirip erkek kuaförünü farklı bir yöne doğru götürüyorsunuz.

        İyi bir salona gitmek erkekler için de çok önemli artık. Erkeğin makyajı, duruşu, tipi her şeyi saçıdır. Saçına herkes çok önem veriyor. Ve benim müşterilerimle özel bir bağım oldu. Örneğin, Ömer Sabancı beni ailesinden daha çok görüyor. Amcası, dayısı, halasını ayda yılda bir görüyor ama beni her hafta görüyor.

        - Biz kadınların durumunu siz erkeklere çevirdiniz.

        Aynen öyle. Eskiden sadece kadın kuaförleri konuşulurdu ama şimdi artık erkeklerin de berbere nereye gittiği, bakımlı olup olmadığı konuşuluyor.

        - Kitapta bence en önemli bölüm, “Oldum dediğin anda bitersin” bölümü. Ben de her zaman aynı şeyi yazıyor ve söylüyorum.

        REKLAM

        Her işte bu böyle. 46 yaşındayım daha 18.00’de işten çıkmadım. 09.00’da işimin başındayım. 3 gün tatil yapıyorum. Nerede eğitim var, nerede değişik bir şey var hep takip ediyorum.

        - Bir dönem “Kuaförüm” demeye utanırdı insanlar.

        Evet şimdi gururla söylüyoruz. Bizim salonumuz yurtdışında ödül aldı. 84 ülkede arasında bizim dükkân birinci oldu.

        - Başka bir şey olmak istemediniz mi?

        Golcü olmayı çok isterdim. Ama işimi seviyorum. İyi bir yerdeyim. “Daha ne yapabilirim” diye düşünüyorum. Bizim işte daha ne kadar ileriye gidebiliriz diye düşünüyorum.

        - Kadın kuaförü olur muydunuz?

        Olurdum ama istemedim. Doğduğum zaman “Erkek berberinin çocuğu” olarak doğduğum için öyle devam etmek istedim. Sonradan değiştirmek istemedim.

        ‘TRUMP’IN SAÇINI KESMEK İSTERİM’

        - Ömer Sabancı’nın size önemli bir katkısı var.

        Hem de çok. Nikâh şahidim. Kendi akrabamdan daha yakın. Her şeyi çok rahat konuşuruz.

        - Hakan Ateş de öyle.

        Denizbank Genel Müdürü Hakan Ateş’i ilk tıraş ettiğimde 16 yaşındaydım. Şu an 46 yaşındayım. Düşünebiliyor musunuz? Aile oluyorsunuz.

        - Çok önemli isimler geliyor size? Ama “Keşke saçını kessem” dediğiniz biri var mı?

        Donald Trump’ın saçını kesmeyi çok isterim. İsteyip de tıraş edemediğim hiç kimse yok şimdiye kadar. İstanbul’a ilk geldiğimde ortağım Vehbi Bey tıraş ediyordu herkesi. Turgay Ciner’i de kendisi tıraş ediyordu. Ben hep hayal ediyordum. Turgay Bey’i tıraş etmek istiyordum. Askerden yeni gelmişim. Hiç tatil yapmazdım. Geç çıkardım, erken gelirdim. Turgay Bey’i yakaladım Vehbi Bey tatildeyken. Ve artık benim müşterim. Böyle örnek çok.

        ‘ÖNCE FUTBOL SONRA SİYASET VE MAGAZİN’

        - Erkekler şu ara ne istiyor?

        Şu ara en moda Instagram’dan fotoğraf getirmek. Erkekler ellerinde bir fotoğrafla gelip “Bu saçı istiyorum” diyor.

        - E adam kel ise.

        Kel olan adama mutlaka ektirin diyorum. Erkeğin saçı olması çok önemli.

        - Kelliği yakışan kişi yok mu?

        Var desem yalan olur. Saçı olmayan ektirsin. İmkân var artık. Kadınlar nasıl her gün bir şey yapıyor. Erkekler de yaptırsın.

        - Erkekler de artık kadınlardan daha meraklı bu konulara.

        Şimdi oldular. Çok da iyi oldu. Kadınlar sürekli estetik yaptırıyor, kendine bakıyor. Erkek de baksın.

        - Erkeklerin saçlarıyla en büyük derdi nedir?

        Dökülme derdi, ne olacak. Dökülmesinden çok mutsuzlar. Ve beyazlamasından.

        - Erkekler kuaförde ne konuşuyor?

        Her şey. Futbol birinci tercih. İkinci mevzu siyaset ve sonrasında magazin.

        - Erkekler ailesinden, sevgilisinden dertleniyor ya da yaşadıklarını anlatıyor mu kuaförde?

        Aslında buraya gelinmesinin nedeni de bu, sırdaşız biz. Ben bana gelen herkesin her şeyini biliyorum. Ama burada olmamın nedeni de bu zaten.

        - Erkekler kadınlardan daha mı çok dedikodu yapıyor?

        Dedikoduyu herkes sever. Erkekler de güzel yapar. Bizim buradaki müşteri sadakatimizin, beraberliğimizin, yıllara dayalı olan birlikteliğimizin ana kaynağı o zaten. Burada olan burada kalır. Buraya gelir, burada deşarj olur.

        ‘HER ŞEYİN YANITINI BU KİTAPTA VERDİM’

        - Habertürk’te röportajlar da yapıyorsunuz? Kendinize ne sorarsınız?

        Zor bir soru. Hiç düşünmedim. Ama bana en çok sorulan “Nasıl oldu?” oluyor. Ben de işte her şeyin yanıtını bu kitapta verdim. Mümin Sekman “Hadi” demese bu kadar hızlanmazdı. Ve Nazenin Tokuşoğlu da editörlüğümü yaptı.

        - Devam edecek mi röportajlar?

        Şimdi değil ama ileride evet. Hoşuma gitti, müşterilerimi daha iyi tanıdım.

        - Bir gazeteci olarak değil, arkadaş olarak sohbet ediyorsunuz.

        Evet, hiç sıkıştırmam. Sadece sohbet ederim.

        - Müşterilerinizin sırrını bir gün yazar ya da anlatır mısınız?

        Hayır yazmam. Bütün sırlar benimle mezara gider. Çünkü o mutluluğumuz, sohbetimiz, dostluğumuz. O insanlar ailem benim. Onların hikâyelerini sır olarak dinlemiyorum ki.

        - İkinci kitap gelir mi?

        Yok gelmez. Bütün hayatımı yazdım, anlattım bittim. Köyde Müjde Ar’a yazdığım mektuba kadar anlatıyorum.

        - Sizin saçınızı kim yapıyor?

        Çıraklarım yapar. Dükkâna gelen herkes saçımı keser. Her gün sabah biri “Bugün ben yapabilir miyim?” der.

        DUDU’DAN SAÇ ANALİZİ

        - SAÇI orijinal renginde olmayan adam: Eşi istiyordur, “hanımköylü”dür.

        - Saçını ortadan ayıran adam: Olsa olsa Ümit Besen seven biridir. Şu an pek tercih edilen bir model değil.

        - Saçını yandan ayıran adam: İki kelime. Genç ve dinamik.

        - Saçını öne tarayan adam: Saçları seyrektir ve kapatmak için öne tarar. Aslında bu saç, kararsızlığı simgeler. Saçı öne tarayan adamın sağı solu belli değildir.

        - Dağınık saçlı adam: Ondan kimseye zarar gelmez.

        - Uzun saçlı adam: Her erkeğin içinde vardır bir dönem saç uzatmak. Hayallerinin peşinden koşan biri.

        ÇALIŞANLARINI ORTAK YAPINCA İŞLERİ ARTTI

        -Çalışanlarınızı hep ortak yapmışsınız. Hep bana dememişsiniz?

        Evet işler gerçekten yüzde 20 daha arttı. Onların benden ayrılıp 10 metre ötede kuaför dükkânı açarak sonlarının hüsranla bitmesini istemedim. Bu iş kolay değil. Bir ivme yakalıyorsunuz, onun devam etmesi gerekiyor. Ben onu yakaladığım hiçbir elemanımı bırakmadım. Hepsini ortak ettim. Birlikte büyüyelim istedim. Şu anda İstinye Park ve Zorlu olmak üzere gerçekten iyi dükkânlarımız var.

        - İşi sevip sahip çıkmak ve saygı göstermek.

        Evet ben bugün sizinle röportaj yapacağım diye gömlek diktirdim kardeşime. Kardeşim dikti bu üzerimdeki gömleği. Siz hazırlanıp gelmişsiniz. Bu çok önemli. İşini sevip sahip çıkar ve saygı gösterirsen işin de sana saygı gösterir.

        HAYATINA DOKUNANLAR

        Fatih Altaylı: Çılgın.

        Ömer Sabancı: İnsan.

        Faruk Süren: Kalite.

        Çağatay Ulusoy: Adam, hiç bozulmadı.

        Vatan Şaşmaz: Unutulmaz, yeri doldurulmaz.

        Hakan Ateş: İyi dost.

        Ahmet San: Yön veren adam.

        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ