Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Yaz mevsiminde yeniden evlere kapanacak mıyız? Yeni kısıtlamalar olacak mı? - Haberler

        Dünyanın en büyük pandemilerinden sayılan Covid-19, normal olmayan bir yaşam biçimini deneyimlememize neden oldu. Sürecin “yeni normal” olarak adlandırılan evresini aşırılıklarla yaşamamız ise duyulan endişe ve korkuyu artırdı. Peki şimdi ne olacak? Bizi nasıl bir yaz bekliyor? Yeniden evlerimize kapanmamız ve seyahat etme özgürlüğümüzden uzak kalmamız gibi yeni tedbirler yolda mı? Uzmanların konuyla ilgili görüşleri çok net. İşte yetkin iki ismin bilimsel değerlendirme ve uyarıları.

        Sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektör Yardımcısı - Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Kemalettin Aydın

        "MÜCADELE BAŞARIYLA SÜRDÜRÜLÜRKEN BAŞARMIŞ GİBİ DAVRANMAK ÇOK YANLIŞ"

        İçinde bulunduğumuz durumda, normalin dışına çıkan aşırı normalleşmenin altında yatan 3 faktör var. Bunlardan birincisi uzun süre evde kalmanın oluşturduğu psiko-sosyal rahatlama. Bu rahatlamanın altında virüsün hastalık yapma etkisinin azaldığı yönünde doğru olmayan bilgi kirliliği bulunuyor. İkinci faktör bazı bilim insanlarınca sıcak havanın virüsün hastalık yapma yeteneğini kaybettirdiği inanışı. Bilinmelidir ki virüs bir kişiden diğerine sosyal mesafe içinde bulaşırken gün ışığı ve sıcaklığın kişide hastalık yapma yeteneğini azalttığı yönünde bilimsel tek bir yayın yoktur. Bu mücadele başarıyla sürdürülürken “başarmış” gibi davranmak yanlıştır ve sürece büyük zarar verir. Böyle devam edersek her şeyin sil baştan olacağı, vakaların yükseleceği ve birinci dalgayı tamamlamadan bu dalganın kendi içindeki dalgalanmalarıyla uğraşmak zorunda kalacağımız kesindir. Bilmemiz gereken bu dalgalanmaları kendi içimizdeki tedbirsizliklerden ötürü yaşıyor olmamızdır. Bizimle aynı normalleşme sürecine giren Avrupa ülkelerinde düşüş devam ederken Türkiye ve İran’da ki yükseliş iyi okunmalıdır. Bu noktada normalleşmeyi kurallardan vazgeçmeyerek sürdürürsek kontrolümüz devam eder. Buna karşın İran örneğindeki gibi yeni normallerden vazgeçersek bize ait kusurlardan dolayı normalleşme sürecinde kesintiye uğramak zorunda kalabiliriz. Başarıya giden yoldaki duraksama konusunda herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesini öneririm. Maske, mesafe ve temizlik daha uzun süre vazgeçilmezlerimiz olmalıdır.

        REKLAM

        Tıbbi Mikrobiyoloji ve Tıbbi Viroloji Uzmanı Doç. Dr. Fatih Şahiner - Sağlık Bilimleri Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi

        "YENİDEN ALEVLENME EMARELERİ BİZDE DE BAŞLADI"

        Öncelikle iyi haberleri vererek başlayalım. Ülke olarak ve dünya genelinde önemli tecrübeler kazandık. Tanı ve tedavi algoritmaları olgunlaştı. Tedaviye erişimde veya yatak kapasitemizde bir problem olmasa da dikkatli olmamızı gerektiren önemli şeyler var. Covid-19 için henüz yeterli düzeyde toplumsal bağışıklık hafızamızın olmaması bunların en önemlisi. Toplumun çok büyük bölümü (Bir varsayımla nüfusun 70 milyonu) bu virüsle hayatının hiçbir döneminde karşılaşmadı ve duyarlılığı oldukça yüksek. Buna karşın nüfusun büyük bölümü diğer solunum yolu virüsleri ile her yıl karşılaşıyor ve insan ömrü düşünüldüğünde on yıllar içerisinde toplumda belirli bir düzeyde bağışıklık bariyeri oluşuyor. Enfeksiyonun yayılımını sınırlayan veya daha önce hasta olan kişilerde olası ikinci enfeksiyonların daha hafif geçirilmesini sağlayan şeyin bu toplumsal bağışıklık hafızası olduğunu unutmamak gerekiyor. Bu hafızanın COVID-19 için henüz yeterli düzeyde olmaması, yazın yayılımının azalması beklenen bu virüsün, standart önlemlere uyulmayan ve yakın temas riski taşıyan tüm toplu faaliyetlerde yeni olgu kümeleri şeklinde karşımıza çıkmaya devam edeceği anlamına geliyor. Bu mücadelede şu anki durumumuzu özetleyecek olursak yolumuzda son yüzyılın en büyük salgın felaketinin cam kırıkları veya uzun süredir ilgilenemediğimiz bahçemizde çok sayıda diken olduğu söylenebilir. Bu cam kırıklı yola veya dikenlere meydan okumak sadece kendi canımızı değil anne, baba, kardeşlerimiz ve tüm sevdiklerimizin canını yakabilir. Yeniden artışın dünyadaki en tipik örneği İran. Salgının erken başladığı İran’da alınan önlemlerle enfeksiyonların yayılım hızı kontrol altına alınmış olup bu ülke Türkiye’den daha iyi duruma gelmiş olsa da şu anda bizi tekrar geçmiş durumdalar. Meksika, Brezilya, Hindistan ile Rusya da ciddi problemler yaşayan ülkeler arasında. Yeniden alevlenme emareleri bizde de başladı.

        "SINIRSIZ DAVRANIŞLARIMIZ DURMAZSA CANIMIZ ACIYACAK"

        Yoğun bakım ve entübe hasta sayıları son 5-6 günde uzun bir aradan sonra artışa geçti. Son dört günde yeni olgu sayısı iyileşenlerin üzerinde. Elbette kurallara önemli ölçüde uyuyoruz. Dikkatli olduğumuz sürece Mart ayına yeniden dönmesek bile dikenli yolda koşmaya çalışırsak canımız çok acıyacak ve yetkililer bu gidişe ‘dur’ demek ve bizi korumak adına yeni tedbirlere başvuracaklar. En basit seyahat kısıtlamasının bile birçok vatandaşımızın gündelik işlerinde önemli aksamalara neden olduğu düşünüldüğünde eğitim ve ekonominin durmaması, temiz havayı teneffüs etme hakkımızın kısıtlanmaması adına, toplum sağlığını hiçe sayma anlamındaki sınır konmamış davranışlarımız durmalı ve her birey kendini esnek ama dikkatli bir karantinaya almalı.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ