Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Baba'da istenmediler ama efsane oldular

        Hollywood, son llarda dünya çapında ilgi gören film üretiminde sorun yaşıyordu.

        Çöken imajı yeniden ayağa kaldıracak bir film gerekiyordu.

        İmdada, romanları geniş kitlelere ulaşmayan, kendi halinde satış yapan yazar Mario Puzo yetişti.

        Hollywood; romanları az sattığı için maddi sıkıntı yaşayan Mario Puzo'yu, Mario Puzo ise Hollywood'u kurtardı.

        'Baba'...

        Paramount Pictures, Mario Puzo'dan 'Baba'nın haklarını satın aldıktan sonra filmi yönetmesi için Sergio Leone'a teklifte bulundu.

        * Sergio Leone: Clint Eastwood'un 'Bir Avuç Dolar', 'Birkaç Dolar İçin' ile 'İyi Kötü ve Çirkin' üçlemesinin yönetmeni.

        REKLAM
        REKLAM

        Ne var ki Sergio Leone, mafya yüceltecek bir film olacağı gerekçesiyle 'Baba'yı yönetme teklifini kabul etmedi. Filmi izledikten sonrateklifi kabul etmediği için pişman olan Leone, daha sonra sinemanın diğer efsane filmlerinden mafya konulu 'Bir Zamanlar Amerika' çekti.

        REKLAM

        Sergio Leone teklifi kabul etseydi hangi oyuncularla ortaya nasıl bir film çıkardı bilinmez. Bilinen, Paramount Pictures'ın teklif götürdüğü diğer yönetmen Francis Ford Coppola'nın 'Baba'ya kattığı ruh.

        Hani bazı filmler vardır;

        Başrol oyuncusundan sokaktan geçen adama kadar bütün karakterler yerli yerine oturur. 'Her bir karakteri başkası canlandırsaydı olmazdı' duygusu verir.

        'Başka hangi müzik kullanılsaydı' olmazdı dedirtir.

        'Baba', işte o filmlerden.

        REKLAM

        1492'de Christopher Columbus tarafından keşfedilmesinden 73 yıl sonra 1565'te İspanyolların St. Augustine ve Florida şehirlerini kurmalarıyla Amerika kıtasına Avrupa'dan yoğun bir göç başladı.

        Çoğunluğu Sicilya'dan olmak üzere İtalyanlar, ABD'ye 1820'den itibaren yerleşme eğilimi gösterdi.

        Feodal düzenin egemen olduğu kendi ülkelerinde hayatlarınımafyanın yönetimi altında sürdüren Sicilyalılar, yeni bir başlangıç için I. Dünya Savaşı'nın başladığı 1914'e kadar ABD'ye peyderpey göç etti.

        Sicilyalıların en büyük handikapı kıtaya diğer Avrupalı göçmenlerden daha geç ayak basmalarıydı.

        ABD'ye geç göç eden Sicilyalılar, hayata tutunabilmek, geleceklerini kurabilmek için ülkedeki herkesten daha çok mücadele etmek zorundaydı.

        'Acemi' muamelesi görerek horlanan ve iş bulmakta zorlanan Sicilyalılar, bir süre sonra itilip - kakılmalarından ortaya çıkan intikam duygusuyla ve ana vatanlarından göç etmelerinin boşa olmadığını göstermek için bulundukları bölgelerde gücü elde etmenin peşine düştü.

        Ana vatanlarından binlerce kilometre uzaklıktaki bir kıtada tutunabilme ve gücü elde etme adına en büyük avantajları aile birliğine olan inançlarıydı.

        Sicilyalılar için aile; ona en küçük bir şekilde zarar verecek ferdinin göz kırpmadan ortadan kaldırılmasını meşru kılacak kadar önemliydi.

        Ailenin gücü her şeydi.

        REKLAM

        I. Dünya Savaşı...

        Dünyanın yaşadığı kitlesel sorundan ABD'de en çok etkilenen etnik grup Italoamericanoolarak adlandırılan İtalyanlar'dı.

        Bulundukları bölgelerde gücü elde etmek isteyen etnik gruplar, savaştan doğan yönetimsel boşluktan yararlanarak 1919'da başlayan içki yasağının da tetiklemesiyle kanun dışı işlere yönelmeye başlayarak mafya ailelerini oluşturmaya başladı.

        1929 Büyük Buhran ile birlikte güç, mafya ailelerinin eline geçti.

        Öyle ki yerel yöneticiler, emniyet mensupları, hatta senatörler, varlıklarını ancak mafyayla işbirliği halinde olduğu sürece sürdürebilir hale geldi.

        Italoamericanolar arasındaki bazı aileler de ironik bir şekilde dedelerinin, babalarının ve kendilerinin ana vatanlarından kaçmalarına neden olan mafyaya büründüler.

        'Baba'nın hikâyesi de işte o dönemlerde başlıyor.

        'Vito Corleone', 1901'de İtalya'dan ABD'ye göç eden 'yeni göçmen'lerdendi.

        Tek emeli çocuklarına iyi bir gelecek sağlamak olan 'Vito Corleone', çalıştığı bakkaldan kovulur.

        Kovulma nedeni, işinin bölgenin mafya liderinin yeğenine verilmesidir.

        'Vito Corleone', hem kendisini işinden eden hem de haraç isteyen o mafya liderini öldürür.

        Bir tür Robin Hoodluğa soyunan 'Vito Corleone', bir süre sonra bölgede yaşayanların sevgisini ve saygısını kazanmanın yanı sıra korkulan kişi olarak gücü eline geçirir.

        Ailesinin ve güçsüzlerin çıkarları için bölgenin hakimiyetini ele geçirmek isteyenlerle ancak mafya usülleriyle mücadele etmekten başka çaresinin olmadığının farkına varır. Bir süre sonra da gücün çekiciliğine kapılarak 'Don Vito' olma yolunda hızla yol alır.

        Aslında Francis Ford Coppola da tıpkı Sergio Leone gibi düşünüp 'Baba'nın mafya kültürünü yücelteceğini ve kendisinin Sicilyalı geçmişini olumsuz bir şekilde etkileyeceğini düşünerek filmi çekip çekmeme konusunda kararsız kaldı.

        Bu çekincesini Mario Puzo ile paylaştıktan sonra hikâyeyi Amerikan kapitalizminin bir yansıması biçiminde tasarlamaya karar verdi.

        Francis Ford Coppola, 'Baba'yı bir mafya filmi olarak değil de ailelerini Amerikan kapitalizminin dişlilerinden korumaya uğraşan bir babayla oğulları arasındaki ilişkinin hikâyesi olarak yansıtmaya çalıştı.

        Bu nedenle ilk filmde mafya kelimesi hiçbir replikte kullanılmadı.

        İkinci filmde ise sadece 'Michael Corleone'nin senatörler soruşturmasında kullanıldı.

        Francis Ford Coppola için filmin olmazsa olmazları arasında iki oyuncu vardı.

        Biri Marlon Brando, diğeri Al Pacino.

        Orson Welles gibi bir oyuncu Francis Ford Coppola'dan 'Vito Corleone' rolünü istedi. Coppola, Welles'in büyük bir hayranı olmasına rağmen 'Vito Corleone'yi Marlon Brando'ya verdi.

        Çünkü filmi zihninde çoktan çekip bitirmişti. 'Vito Corleone', Marlon Brando'dan başkası olamazdı.

         Image Title 1  Image Title 2
        Description

        Ne var ki Paramount Pictures, kaprislerinden dolayı Marlon Brando'yu istemiyordu. Francis Ford Coppola, 'Ya Marlon Brando olur ya da ben yokum' dedi.

        Filmlerinde deneme çekimi yapmamasıyla bilinen Brando, Coppola'nın kendisinde bu denli ısrar etmesi karşılığında deneme çekimi yapmaya bile razı oldu.

        Marlon Brando, zihnindeki 'Vito Corleone'yi ortaya çıkarmak için ilginç bir yola başvurdu. Önce ayakkabı boyasıylasaçını siyaha boyadı. Ardından da ağzının içine bir pamuk parçası koyarak konuşunca ortaya 'Vito Corleone'nin o bildiğimiz konuşma tarzını çıkardı.

        Çekimler sırasında ise ağzının içine dişçisine yaptırdığı özel bir aparat yerleştirdi.

        Paramount Pictures, Al Pacino'yu da istemedi. 'Michael Corleone' rolünüMartin Sheen, Ryan O'Neal veya Robert Redford'a vermek istedi.

        Francis Ford Cappola ise "Sicilya'yı onun yüzünde görüyorum" dediği Al Pacino'da ısrar etti.

        Al Pacino, 3 güçlü rakibi olmasına ve Paramount Pictures'ın kendisini istememesine rağmen senaryoyu beğenmediğini söyledi. Francis Ford Coppola, bunun üzerine hiç uyumadan birkaç gün içinde senaryoyu revize ederek Al Pacino'yu ne kadar istediğini gözler önüne serdi.

        Al Pacino, daha sonra şöyle bir açıklama yaptı; "Senaryoyu beğenmiştim ama Francis'in daha iyisini yazabileceğini bildiğim için beğenmemiş gibi yaptım."

        Francis Ford Coppola, Marlon Brando ve Al Pacino 'Baba'nın ne ölçüde büyük bir film olacağını öngörmüştü.

        Yapımcı Paramount Pictures ise onlarla aynı fikirde değildi.

        Bu nedenle Francis Ford Coppola'nın istediğinden daha düşük bir bütçe verdi ve deneyimsiz bir set ekibini görevlendirdi.

        Francis Ford Coppola, bir figürana nasıl öleceğini gösteriyor.
        Francis Ford Coppola, bir figürana nasıl öleceğini gösteriyor.

        Düşük bütçe ve deneyimsiz set ekibi Francis Ford Coppola'yı, yapımcı stüdyo tarafından istenmemeleri ise Marlon Brando ile Al Pacino'yu daha da hırslandırdı. Üçü de şunun farkındaydı; 'Baba', kariyerlerinin dönüm noktasıydı. Öyle bir film olmalıydı ki...

        Francis Ford Coppola, tüm olumsuzluklara rağmen ilk filmin çekimlerine başlamadan önce Marlon Brando ve Al Pacino ile oluşturduğu sinerjiyle hikâyenin bir seri haline gelebileceğini öngördü. Bu öngörüsünü de 'Sonny Corleone' karakteri için seçmelere katılan Robert De Niro'ya "Şimdi dur. Sana ikinci filmde 'Vito Corleone'nin gençliği rolünü vereceğim" diyerek gözler önüne serdi.

        Bir filmin omurgalarından birinin müzik olduğuna inanan Francis Ford Coppola'ya göre Sicilya duygusunu ancak özünde oranın kültürünü barındıran müzisyenler verebilirdi. 'Baba' serisinin 3 filminde de kullanılan müzikler, babası Carmine Coppola (1910 - 1991) ile yine bir İtalyan asıllı olanNino Rota (1910 - 1979) tarafından bestelendi.

        'Vito Corleone' için bir Sicilyalı'daki aile birliği kültürü neyse Francis Ford Coppola için de oydu. .

        'Baba' serisinde genellikle Sicilya kökenli oyunculara rol verirken 'mafya' algısının perde arkasında kalması, 'bir ailenin mücadelesi' algısının ön plana çıkıp kamuoyunun sempatisini kazanmak için filmde kendi aile fertlerini de kamera karşısına geçirdi.

        Italia Coppola: Annesi (Vito Corleone'nin eşi)

        Talia Shire: Kız kardeşi (Vito Corleone'nin kızı)

        Sofia Coppola: Kızı (Michael Corleone'nin kızı)

        BABA I (1972)

        Bütçe: 6.5 milyon dolar

        Hasılat: 245 milyon dolar

        * O güne kadar en çok kâr eden film. Bu unvanını 1975 yapımı 'Jaws'a kadar korudu.

        BABA II (1974)

        Bütçe: 13 milyon dolar

        Hasılat: 193 milyon dolar

        BABA III (1990)

        Bütçe: 54 milyon dolar

        Hasılat: 137 milyon dolar

        TOPLAM BÜTÇE: 73.5 milyon dolar

        TOPLAM HASILAT: 575 milyon dolar

        'Baba', 2008'e kadar IMDB'nin 'En İyi 250 Film' listesinin ilk sırasındaydı. 2008'den günümüze olan süreçte 2'nci sırada bulunuyor. Amerikan Film Enstitüsü'nün de 'En İyi 100 Amerikan Filmi' listesinin 2'inci sırasında bulunan 'Baba'nın orjinal film makarası 1990'dan itibaren ABD Ulusal Film Arşivi'nde muhafaza ediliyor.

        KAZANDIĞI OSCAR ÖDÜLLERİ

        Baba I (8 Dalda Aday Gösterildi)

        * En İyi Film (Albert S. Ruddy)

        * En İyi Erkek Oyuncu (Marlon Brando)

        * En İyi Uyarlama Senaryo (Francis Ford Coppola - Mario Puzo)

        Baba II (11 Dalda Aday Gösterildi)

        * En iyi Film (Francis Ford Coppola)

        * En İyi Yönetmen (Francis Ford Coppola)

        * En iyi Yardımcı Erkek Oyuncu (Robert De Niro)

        * En İyi Müzik (Nino Rota - Carmine Coppola)

        * En İyi Uyarlama Senaryo (Mario Puzo - Francis Coppola)

        * En İyi Yapım Tasarım (Dean Tavoularis)

        Baba III (6 Dalda Aday Gösterildi)

        * Oscar kazanamadı.

        HAKKINDA İLGİNÇ BİLGİLER

        * Al Pacino'nun büyükannesi ile büyükbabası ABD'ye tıpkı filmdeki 'Vito Corleone' gibi Sicilya'nın Corleone Köyü'nden göç etti.

        * Sylvester Stallone, 'Carlo Rizzi' rolü için seçmelere katıldı. Ne var ki beğenilmediği için rol Gianni Russo'ya verildi. Bu durumu hazmedemeyip hırs yapan Stallone senaryo yazmaya başladı. O senaryolardan biri de kendisini dünyaya tanıtan 'Rocky' oldu. Sylvester Stallone, 1991'de mafya komedisi 'Oscar'ı çekti.

        * Senaryoda 'Vito Corleone'nin kucağında kedi olan sahne yoktu. Marlon Brando, kamera karşısına sokaktan bulduğu bir kediyle geçerek doğaçlama yaptı. Bunu yapmasının amacı, 'Vito Corleone'yi şefkatli bir aile lideri olarak göstermesine katkı sağlayacağına olan inancıydı.

        * Al Pacino'nun 'Baba I'deki kaşesi 35 bin dolardı. Pacino, Paramount Pictures'ın ilk filmde kendisini istememesinin intikamı olarak 'Baba II'de ücretini 600 bin dolara çıkardı.

        * Sahnenin birinde kesik bir at kafası gerekiyordu. Provalarda bir maket kullanıldı. Francis Ford Coppola, maketin görünümünden tatmin olmayarak prodüksiyon ekibinden gerçek bir at kafası istedi. Ekiptekiler, bir köpek maması fabrikasına giderek kesik at kafası alıp getirdi. Ne var ki bu durumdan o sahnede rol alacak olan John Marley'in haberi yoktu. Marley, yatakta gerçek bir kesik at kafası görünce şoka girdi. Durumu haber alan hayvansever dernekleri 'Baba'yı protesto etti.

        * Marlon Brando, Amerikan sinema sektörünün kızılderililere kötü muamele yaptığı gerekçesiyle 'En İyi Aktör' dalında kazandığı Oscar'ı almak için törene katılmadı. Yerine kızılderili Sacheen Littlefeather'i gönderdi. Littlefeather, Brando'nun yerine neden kendisinin geldiğini içeren bir konuşma yaptıktan sonra Oscar heykelciğini almadan törenden ayrıldı.

        FENOMEN REPLİKLERİ

        * İntikam, soğuk yenildiğinde daha lezzetli olan bir yemektir.

        * Eli çantalı bir hırsız, eli silahlı bir hırsızdan daha çok çalar.

        * Finans bir silahtır, politika ise tetiği ne zaman çekeceğine karar vermektir.

        * Ona reddedemeyeceği bir teklif yapacağım.

        Mario Puzo, romanındaki bazı karakterleri gerçek kişilerden esinlenerek oluşturdu.

        Salvatore Lucania (1897 - 1962): ABD'nin modern suç organizasyonlarının babası olarak biliniyor. New York'un en güçlü beş mafya ailesinin birleştiği komisyonun da kurucusu. Çocukluk arkadaşı Musevi Meyer Lansky ile birlikte ulusal suç örgütünün mimarı.

        Bugsy Siegel (1906 - 1947): Las Vegas'ın kurulması fikrini ortaya attı. Gerekli sermayeyi bulup ilk kumarhane otelini açtı. Temel harcına kanını karıştırdığı oteli açtıktan bir yıl sonra mafyadaki ortaklarından topladığı paranın büyük bir kısmını İsviçre bankalarındaki hesaplarına aktardığı için öldürüldü.

        Meyer Lansky (1902 - 1983): 'Muhasebeci' lakaplı Meyer Lansky, ABD'deki ulusal suç sendikasının geliştirilmesinde etkili olan büyük organize suç figürüydü. Dünya çapında uzanan bir kumar imparatorluğu geliştirdi.

        Haberi Hazırlayan: Mehmet Çalışkan

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ