Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema Marlon Brando'nun İstanbul'daki aşk kaçamağı

        Yıl 1972...

        'Don Vito Corleone' der ki; 'Eğer oğlumun başına bir kaza gelirse veya bir polis onu vurursa veya kendisini hücresinde asarsa, hatta kafasına yıldırım bile düşse bu salondaki bazı kişileri suçlarım. Ve o zaman affetmem'...

        'Baba'...

        Yıl 1990...

        Christian Brando, 1990'da üvey kardeşi Cheyenne Brando'nun sevgilisi Dag Drollet'i vurarak öldürdü.

        Avukatlara milyonlarca dolar ödedi.

        Hatta, 'Belki de ben bir baba olarak başarısız oldum' sözleriyle suçlu olanın oğlu değil kendisi olduğunu belirterek mahkemeden merhamet dilendi.

        Yıl 1995...

        Kızı Cheyenne Brando, sevgilisinin üvey ağabeyi tarafından öldürülmesi sonucu girdiği bunalımı atlatamadı.

        Cinayetin tek sorumlusunun babası olduğunu açıkladıktan sonra henüz 25 yaşındayken intihar etti.

        Christian Brando, 5 yıl hapis yattıktan sonra tahliye oldu ama babasıyla görüşmedi.

        Oğlunun katil olmasından, kızının ölümünden dolayı kendini hiç affetmedi.

        Marlon Brando...

        REKLAM

        'Don Vito Corleone'; mağrur, eli öpülen, kimseye eyvallahı olmayan, hayatını insanları tehdit ederek kazanan biriydi ama çocuğunun öldürülmesinden sonra nasıl da ağlamıştı, boynu nasıl da büklüm büklümdü, ruhu nasıl da paramparçaydı...

        Çünkü 'Don Vito Corleone', bir babaydı ve o an gururlu olma lüksü yoktu.

        Himalayalar'da yaşayanların bile tanıdığı, ünlü bir aktördü, dünyanın en iyi ve en seksi oyuncusu seçilmişti, 10 milyonlarca dolar parası vardı ama çocuğunun hapis yatmaması için mahkeme heyetine nasıl da yalvarmıştı.

        Boynu nasıl da büklüm büklümdü, ruhu nasıl da paramparçaydı...

        Çünkü Marlon Brando, bir babaydı ve o an gururlu olma lüksü yoktu.

        Habertürk'ten Mehmet Çalışkan, Marlon Brando'nun kariyerini ve hayatını Can Baytak'ın grafik tasarımlarıyla derledi.

        80 yıllık ömrünün son 14 yılını 11 çocuğundan ikisinin acısıyla geçiren Marlon Brando, 3 Nisan 1924'te Nebraska / ABD'de doğdu.

        Eşi Marlon Brando'dan boşanan Dodie Brando iki kızıyla birlikte New York'a yerleşti.

        Marlon Brando ise aynı adı taşıdığı babasıyla Nebraska'da kaldı.

        Babasının yeterince ilgilenemediği için yazdığı askeri okuldan disiplinsiz davranışları nedeniyle kısa sürede kovuldu.

        Babasının bulduğu bir firmadaki işi de beğenmedi.

        Öyle ya, disiplin ona göre değildi.

        Annesinin ve ablalarının yanına gitti.

        Ablaları Jocelyn Brando ile Frances Brando'nun oyunculuk eğitimi almasından etkilendi.

        Oyuncu olmaya karar vermesiyle hem kendi kaderini hem de sinema tarihini değiştirdi.

        Nasıl mı değiştirdi?

        Marlon Brando, New York'taElia Kazan, Cheryl Crawford ve Robert Lewis tarafından yeni kurulan Actors Studio'ya kayıt yaptırdı.

        Okulun eğitimi Stanislavski Sistemi denilen özel bir oyunculuk metodu üzerine kuruluydu.

        Bu metot; bir oyuncunun canlandırdığı karakterin hissettiklerini hissetmediği sürece, karakterin anlatımının izleyiciye geçmeyeceği felsefesine dayanıyordu.

        Kısacası; izleyicinin bir karakterin hissettiklerini hissetmesi için önce oyuncunun, karakterin hissettiklerini hissetmesi gerekiyor.

        Oyuncu adaylarına, kendileri için birtakım hayali koşullar yaratarak duygularını uyandıracak yöntemler öğretiliyordu.

        Oyunculuğun abartı, gösteriş ve mimiklerden ibaret olduğu bir dönemde, yalınlığı ve gerçekçiliği ön plana çıkarıyordu. Aktörler bir karakteri canlandırırken kendi deneyimlerini kullanmak zorundaydılar.

        Marlon Brando'nun mezun olduktan sonra adım attığı Broadway'deki başarısı, dikkatlerin Actors Studio'nun uyguladığı Stanislavski Sistemi metoduna çevrilmesine neden oldu.

        Ardından sinemadaki başarısıyla Actors Studio'nun uyguladığı Stanislavski Sistemi, en iyi oyunculuk metodu olarak kabul gördü.

        Sonraki yıllar, aralarında Al Pacino, Ellen Burstyn, Harvey Keitel, Robert De Niro, Sean Penn, Jack Nicholson, Tenesse Williams, Kevin Spacey, Julia Roberts, Mickey Rourke, James Dean, Marilyn Monroe gibi sinemaya damgasını vuran birçok oyuncunun eğitimlerini Stanislavski Sistemi metoduyla alması Marlon Brando'nun sinema tarihini değiştiren kişi olarak kabul görmesine neden oldu.

        Ve ardından asi, vurdum duymaz, kapsisli, disiplinsiz kişiliği ve skandalları nedeniyle kendisinin bile engelleyemediği yükselişi...

        'İhtiras Tramvayı'ndaki 'Stanley Kowalski',

        'Viva Zapata'daki 'Emiliano Zapata',

        'Kanlı Hücum'daki 'Johnny Strabler',

        'Rıhtımlar Üzerinde'ki 'Terry Malloy' ile sinemaya yeni bir soluk getirirken, odalarının duvarlarından James Dean posterlerini söküp onun posterlerini asan genç kızlar için 'en seksi adam', erkekler içinse idol oldu.

        'Rıhtımlar Üzerinde'nin yönetmeni Elia Kazan, Marlon Brando'nun 'Terry Malloy' karakteri için "Sinema tarihinde bundan daha iyi bir oyunculuk performansı var mı bilmiyorum" demişti.

        Yıl 1956...

        Marlon Brando, evine giderken bir benzin istasyonunda durdu.

        O esnada 3 silahlı adam tarafından kaçılarak saatlerce dövüldü ve penisi kesilmekle tehdit edildi.

        O olay, hiçbir zaman aydınlatılamadı ama Marlon Brando'nun kaçırılarak dövülmesinde Frank Sinatra'nın parmağı olduğu iddia edildi.

        İddiaya göre Marlon Brando, Frank Sinatra'nın eşi olan dönemin ünlü oyuncusu Ava Gardner ile birlikte oldu.

        Frank Sinatra da yakın dostu olan mafya babası Lucky Luciano'nun adamlarına Marlon Brando'yu dövdürdü.

        Marlon Brando, kariyerinin tek yönetmenliğini 1961'de 'Aşk ve İntikam' ile yaptı.

        Yönetmenlik yapma hikâyesi oldukça ilginç;

        Filmi aslında Stanley Kubrick yönetiyordu.

        Daha setin ilk günlerinde Marlon Brando ile Stanley Kubrick'in yüksek egoları tokuşur.

        Çıkan tartışmada Kubrick, seti terk eder.

        Yapımcılar yeni bir yönetmen arayışına girdikleri sırada Brando, 'Ben çekerim' der.

        Kendisine ihanet eden arkadaşından intikam alan bir silahşörün öyküsü olan 'Aşk ve İntikam' daha sonraki yıllar Yılmaz Güney - Erol Taş, Cüneyt Arkın - Turgut Özatay ve Ayhan Işık - Kadir İnanır ikilileriyle üç kez Yeşilçam'a uyarlandı.

        .png
        .png

        3 OYUNCUYLA EVLENDİ

        Marlon Brando'nun sevgilileri arasında birçok ünlü kadın da vardı.

        O kadınlardan biri Ronald Reagan (1981 - 1989 ABD başkanı) ile evlenmeden önce Nancy Reagan, diğeri ise Monaco Prensesi olmadan önce Grace Kelly'di.

        Marlon Brando'nun nikah masasına oturduğu 3 kadın da oyuncuydu.

        Bu evliliklerinden 7, evlilik dışı ilişkilerinden ise 4 olmak üzere toplam 11 çocuğu oldu.

        Marlon Brando, ilk evliliğini 1957'de Hintli oyuncu Anna Kashfi ile yaptı.

        Marlon Brando ile Anna Kashfi, Christian adını verdikleri çocuklarının doğumundan bir yıl sonra boşandı.

        İkinci evliliğini 1960'da Movita Castaneda ile yapan Marlon Brando, ABD'li oyuncudan 2 çocuk sahibi oldu. Brando'nun ikinci evliliği de uzun sürmedi.

        Marlon Brando, ilk eviliğini bitiminden hemen sonra yeniden evlenmişti. İkinci evliliği bitince de yeniden hemen evlendi. Brando, Bora Bora Adaları'nda doğan oyuncu Tarita Teriipaia ile 1962'de üçüncü kez nikah masasına oturdu.

        10 yıl süren evlilikte çift, 4 çocuk sahibi oldu.

        MARLON BRANDO'NUN İSTANBUL'DAKİ AŞK KAÇAMAĞI

        Marlon Brando, Tarita Teriipaia ile evliyken 1967'de İstanbul'da Hester Angerson ile kaçamak yaşadı.

        Kahire'den İstanbul'a gelen Marlon Brando, yanındaki Hester Angerson'u özel sekreteri olarak tanıttı.

        Ne var ki Hilton Oteli'ndeki geceliği 1.200 lira olan Karadeniz Dairesi'nde birlikte kaldılar ve otel kayıtlarına 'Bay ve Bayan Brando' olarak geçtiler. (O yıl memur maaşı 775 liraydı)

        Gazeteciler, Marlon Brando'nun İstanbul'da olduğunu öğrendikten sonra Hilton Oteli'nin kapısına konuşlandı.

        Hester Angerson ile birlikte görünmek istemeyen Marlon Brando, tarihi yerleri gezmek için geldiğini söylese de otelden dışarıya çıkmadı.

        Dışarıya sadece Hester Angerson, Engin Cezzar ve James Maldwin'in de yer aldığı grupla Sarıyer'de bir balık lokantasında yemek yemek için çıktı.

        Marlon Brando, otelde kahve falına bakan kadına masadaki büyük çay bardağını göstererek 'Benim aşklarımı anlatmanız için bu kadar büyük fincan gerekli' dedi.

        Gazetecilerin yoğun görüşme talebini geri çevirmeyen Marlon Brando, efsanevi söylemlerinden birini o günkü röportajında dile getirdi; "Kapitalistler de komünistler de 'Allah bizimle' diyor"...

        İstanbul'u çok merak ettiğini ama gezemediğini söyleyen Marlon Brando 'Bir gün yine geleceğim' dese de bu isteğini gerçekleştiremedi.

        İyi oyunculuk bir yere kadardı.

        Kaprisi ve disiplinsizliği yapımcıları bıktırdı.

        Büyük stüdyolar, protesto ederek iş vermemeye başladı.

        Peki, bu durum Marlon Brandno'nun umurunda mıydı?

        Tahiti'nin 30 mil kuzeyinde bir ada satın aldı.

        'Marlon Brando Adası' adını verdiği adaya yaptırdığı malikaneye yerleşerek insanlıkla bağını kopardı.

        Kimi film eleştirmenlerine göre Marlon Brando, 1972 yapımı 'Baba'da rol almasaydı dünya sinemasının en iyi oyuncusu olmayacaktı.

        Marlon Brando'nun 'Baba'da rol alması öyle kolay olmadı.

        Aynı adla film çekilmesine karar verilen 'Baba' kitabının yazarı Mario Puzo, 'Don Vito Corleone' karakterini Marlon Brando'nun canlandırmasını istedi.

        Filmin yapımcısı Paramount Pictures ise Marlon Brando'yu kaprislerinden ve disiplinsizliğinden dolayı istemedi.

        Mario Puzo'ya 'Don Vito Corleone' rolü için Burt Lancaster ile Orson Welles arasında seçim yapacaklarını söylediler.

        Mario Puzo, filmin Marlon Brando'suz olmayacağı konusunda ayak diretince Paramount Pictures'in aklına 'Parlak' bir fikir geldi.

        Marlon Brando'ya tek şartla teklif götürülecekti.

        'Deneme çekimini kabul edersen'...

        Öyle ya, kariyeri boyunca hiçbir deneme çekimini kabul etmeyen Marlon Brando, bu teklifi kendisine hakaret olarak görecek zaten 'Bu filmde rol almak istemiyorum' diyecekti.

        Plan bu şekildeydi...

        Marlon Brando'nun 'Tamam, deneme çekimi yapalım' demesiyle Paramount Pictures'in planı suya düştü.

        Paramount Pictures'in elinde ikinci bir koz daha vardı.

        Az para teklif edilecekti.

        Sadece 250 bin $ teklif edildi.

        Marlon Brando'nun oyunculuk kaşesinin dörtte biri...

        Marlon Brando, onu da kabul etti.

        Paramount Pictures'in son kozuysa filmi yönetecek olan Francis Ford Coppola oldu.

        Francis Ford Coppola ile Marlon Brando daha deneme çekiminde anlaşamayacaktı.

        Marlon Brando deneme çekimine geldi, senaryo bir göz attı.

        48 yaşındaki Marlon Brando, aynanın karşısına geçip 70'li yaşlarında olan 'Don Vito Corleone' makyajını kendisi yaptı.

        Ve ağzının içinden sol yanağına bir miktar pamuk yerleştirdi.

        'Don Vito Corleone'nun o 'Baba' edasıyla konuşma tınısı işte yanağına yerleştirdiği pamuk sayesinde ortaya çıktı.

        Francis Ford Coppola, Marlon Brando için onay verince 47 yıldır her neslin hayranlıkla izlediği 'Baba' çekildi.

        Marlon Brando, zaman zaman yapılan anketlerde sinema tarihinin en seksi erkeği seçildi.

        Marlon Brando kariyeri boyunca 7 kez aday gösterildiği Oscar'ı iki kez kazandı.

        1955'te 'Rıhtımlar Üzerinde' ile kazandığı Oscar'ı kendisi almaya gitti.

        1973'teki Akademi Ödülleri'nde 'Baba' ile ikinci Oscar'ını kazandı ama bu kez ödülü almaya gitmediği gibi töreni karıştırdı.

        Marlon Brando'nun adı anons edildiğinde sahneye kızılderili Sacheen Littlefeather çıktı.

        Sahnedeki Roger Moore ile Liv Ullman'ın yanına yerel kıyafetlerle gelen Sacheen Littlefeather, bir apaçi olduğunu söyleyerek Marlon Brando'nun Hollywood'un Amerika yerlilerine davranış biçimini protesto etmek için ödülü almaya kendisini gönderdiğini söyledi.

        6 milyon 500 bin $ harcanan 'Baba', maliyetinden 37 kat fazla para kazanarak 245.066.411$ hasılat elde etti.

        Marlon Brando ile Hollywood'un yıldızları hiç barışmadı.

        Marlon Brando, asi kişiliğini yapımcılara da sergilerken oyuncu hakları konusunda demeçler vermesi film stüdyolarını kızdırdı.

        İddiaya göre 'Viva Zapata', 'Jül Sezar' ve 'Paris'te Son Tango'da Oscar ödülünü kesin hak etmiş olmasına rağmen film stüdyolarının girişimiyle ödül başka oyunculara verilmişti.

        Marlon Brando, bu konu hakkında ise "Eğer film stüdyoları, yerleri silmem için de aynı parayı verseydi, oyunculuk yerine yerleri silmeyi tercih ederdim" yorumunu yaptı.

        'Paris'te Son Tango'...

        1973 yapımı filmin senaristi ve yönetmeni Bernardo Bertolucci ile Marlon Brando bir fikir üretti;

        Maria Schneider'e bir tecavüz sahnesi olduğunu söylemeyelim.'

        Marlon Brando'nun canlandırdığı 'Paul', 'Jeanne'ye tecavüz edecekti.

        Bir oyuncu gibi değil, gerçekten tecavüze uğrayan bir kız gibi tepki vermesi düşünüldüğü için söz konusu sahneden haberdar edilmeyen 19 yaşındaki Maria Schneider, ne olup bittiğini anlayana kadar sahne çekildi.

        .png
        .png

        Maria Schneider'in kariyeri de hayatı da 'Paris'te Son Tango'dan sonra darmadağın oldu.

        Pornografik yapımlar için teklif alan Maria Schneider, 36 yılda sadece 9 filmde rol alabildi.

        Hatta bir süre akıl hastanesinde tedavi gören Fransız oyuncu, 'Paris'te Son Tango'dan sonra geri kalan 39 yıllık ömrü boyunca Bernardo Bertolucci ile Marlon Brando'dan nefret etti.

        Sinema sektörü ise haber verilmeden çekilen tecavüz sahnesini, Marlon Brando ile Bernardo Bertolucci'nin kariyerlerindeki kara leke olarak yorumladı.

        Peki Marlon Brando'nun kariyeri ne oldu?

        İşsiz kaldı...

        'Paris'te Son Tango' skandalı, film stüdyoları için kaprisleri ve disiplinsizliği nedeniyle soğuk davrandıkları Marlon Brando'yu protesto ederek iş vermemeleri için iyi bir fırsat oldu.

        Yapımcıların sırtlarını iyice döndüğü Marlon Brando, 4 yıl boyunca resmen işsiz kaldı.

        1976'da Jack Nicholson ile başrolü paylaştığı Western filmi 'Bozgun' ile kariyerine yeniden başlasa da, 1979'da Francis Ford Coppola'nın yönettiği 'Kıyamet'te döktürüp oyunculuğun nasıl yapılması gerektiğini en derinlerden gözler önüne serse de Marlon Brando, geri kalan kariyerinde hep cepten yemek zorunda kaldı.

        1980'li yıllarda sadece 2 filmde rol alan Marlon Brando, 1990'larda 6 film için kamera karşısına geçse de akılarda kalan sadece 'Dr. Moreau'nun Adası' oldu.

        Marlon Brando'nun son filmiyse 2001 yapımı başrollerini Robert De Niro ve Edward Norton ile paylaştığı 'Komplo' oldu.

        Marlon Brando, 1 Temmuz 2004'te Los Angeles'daki Ronald Reagan UCLA Medical Center'da yaşamını yitirdi.

        Hayata 80 yaşında veda eden Marlon Brando'nun neden öldüğü o günlerde gizli tutuldu.

        Sonra da 'Kalp yetmezliği' olarak açıklandı.

        Hollywood'dan çok fazla arkadaşı olmayan Marlon Brando, Michel Jackson ve Elizabeth Taylor ile dosttu.

        Marlon Brando, vasiyetine cenaze törenin nasıl olması gerektiğini, nereye defnedilmesini istediğini de yazmıştı.

        Bir turizm objesi olamasını istemediği için Los Angeles'taki ünlüler mezarlığına defnedilmek istemeyerek cesedinin yakılmasını vasiyet etti.

        Sahibi olduğu ve oğlu Teihotu Brando ile eski eşi Tarita Teriipai'nin yaşadığı Marlon Brando Adası'nda sade bir tören düzenlendi.

        Yakın arkadaşı Jack Nicholson'un da katıldığı cenaze töreninde 54 yıllık kariyerinde geride 41 film bırakan Marlon Brando'nun külleri adaya serpildi.

        DİĞER 'HAFTANIN PORTRELERİ'

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ