Bağırsaklarınız "ikinci beyniniz" mi? Stres, depresyon ve kaygının kökeni bağırsaklarımızda saklı olabilir
"İçgüdülerime güveniyorum" derken aslında bağırsaklarımızın beyne gönderdiği sinyallere kulak veriyor olabiliriz. Bilim dünyası, bağırsakları yalnızca sindirim organı değil, aynı zamanda ikinci bir beyin olarak görüyor. Peki, bağırsaklarımız ruh halimizi ve sağlığımızı ne ölçüde şekillendiriyor?
ABONE OLMutluluğun anahtarı sandığımızdan çok daha derinlerde, bağırsaklarımızda saklı olabilir. Araştırmalar, bağırsak-beyin iletişiminin duygu durumumuzu, bağışıklığımızı ve hatta hastalıklara yatkınlığımızı etkilediğini ortaya koyuyor. İkinci beynimiz olan bağırsakların gücü her geçen gün daha fazla anlaşılıyor!
Son yıllarda bilim insanları, bağırsakların yalnızca sindirimden sorumlu bir organ olmadığını, aynı zamanda ruh halimizden bağışıklık sistemimize kadar pek çok alanda önemli rol oynadığını ortaya koydu. Bağırsak ile beyin arasındaki bu karşılıklı etkileşim, “ikinci beyin” kavramının gündeme gelmesine yol açtı.
Bağırsaklarımızda yaklaşık 100 milyon sinir hücresinden oluşan bir ağ bulunuyor. Bu sinir ağı, “enterik sinir sistemi” olarak adlandırılıyor ve beyinle benzer şekilde bağımsız kararlar alabiliyor. Örneğin, sindirim sürecinde gıdaların ilerleyişini düzenlemek için beyinle sürekli iletişim kurmak zorunda değil. Bu nedenle bağırsak, adeta kendi başına bir beyin gibi çalışıyor.
Serotonin, dopamin ve GABA gibi mutluluk ve sakinlik sağlayan nörotransmitterlerin önemli bir kısmı bağırsaklarda üretiliyor. Serotoninin yaklaşık yüzde 90’ı bağırsak kaynaklı. Bu durum, kaygı bozuklukları ve depresyon gibi ruhsal problemlerin bağırsak sağlığıyla doğrudan bağlantılı olabileceğini gösteriyor.