Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Gündem Mustafa Akıncı için son dakika açıklamalar... Ömer Çelik: Özür, Bahçeli: İstifa

        KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın The Guardian gazetesine verdiği röportajdaki ifadeleri büyük tepki topladı.

        TBMM BAŞKANI ŞENTOP: KAFASINDA HİÇBİR ŞEY OLMAYAN ADAM

        TBMM Başkanı Mustafa Şentop da, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın sözlerine tepki gösterdi.

        Akıncı şöyle konuştu:

        Kendisi açısından, siyasi açıdan çok büyük bir hatadır. Bir siyasetçi için içine düşünelecek en kötü durumdur onun durumu. 'Bir Tayfur Sökmen asla olmayacağım' diyor. Kimdir Tayfur Sökmen? Biliyorsunuz, Lozan Anlaşması'nda Hatay Türkiye topraklarına dahil değil o zaman. Suriye Fransız işgali altında, Hatay da işgalin altında. Tayfur Sökmen orada bir istiklal mücadelesi veriyor ve Türkiye destekliyor. Nihayetinde bağımsız bir devlet oluyor Hatay. Sonra da Türkiye'ye katılma kararı veriyor. Tayfun Sökmen, Hatay'ın Türkiye'ye katılmasını sağlayan basiretli bir lider, vatansever bir adam. 'Ben asla Tayfur Sökmen olmayacağım' diyen adama kendi topraklarıyla, vatanıyla ilgili kafasında hiçbir şey olmaması lazım. Bunu söyleyebilen bir adam aslında Tayfur Sökmen olmayan bir adamdır aynı zamanda.

        "RUMLAR BÜYÜK KATLİAM YAŞATTILAR"

        Türkiye'nin KKTC ile ilgili herhangi bir talebi, iddiası, 'Türkiye'ye dahil olsun' diye bir meselesi yok. Tarihi iyi bilmemiz lazım. Bir KKTC var. Gençlerin bunu hatırlayabilmesi mümkün değil. Kıbrıs'ta İngiliz sömürgesi sona erdikten sonra Rumlarla Türkler birarada bulundu, cumhuriyet kurulmuştu. Rumlar adanın tek sahibi olma iddiasında bulundukları için büyük katliamlar yaşattılar. 1950'li yıllarda başlayan süreçte Türkiye rahmetli Menderes, rahmetli Fatih Rüştü Zorlu'nun mücadelesiyle Türkiye'yi garantör yaptılar, bir anlaşma imzaladılar. Türkiye bu anlaşmayla uluslararası hukuktan doğan hakkını tepkilerini ortaya koydu. Katliamlar dayanılmaz hale gelince, Kıbrıs'taki Türklerin feryadına kulak tıkamak imkansız hale gelince 1974'de uluslararası anlaşmalardan doğan hakkını kullanarak adaya çıkardı ve orada Türkiye'nin hayat haklarını sağladı. Daha sonra Kuzey Kıbrıs Federe Devleti oldu. Merhum Raif Denktaş'ın liderliğinde temsil ettikleri anlayış Türklerin hayat hakkı, insanca yaşama hakkını muhafaza edecek, eşit haklara sahip olduğu sistemi hedefleyen bir yol izledi Türkiye.

        "TAYFUR SÖKMEN OLMADIĞINI İSPAT ETMİŞ ADAM"

        Müzakereler yapıldı, bunlardan bir sonuç çıkmayınca Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti diye müstakil bir devlet ilan edildi. 1974'den beri Kıbrıs'ta Türkler'in de Rumlar'ın da kanı dökülmüyor. Siyasi, ekonomik müzakereler olabilir. Türkleri adada istemeyen bir anlayış var. Kıbrıs Türkünün hayatına kasteden o zamanki siyasi yapıyı yok sayarak 'Tayfun Sökmen olmayacağım' diyen adam Tayfun Sökmen olmadığını ispat etmiş adamdır.

        CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI OKTAY: ASLA MÜSAADE EDİLMEYECEK

        Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay "Mustafa Akıncı'nın yapmış olduğu açıklamalar oturduğu makama yakışmayacak ifadelerdir. Küçük hesaplar ve vizyonsuz siyasi yaklaşımlarla KKTC'de, Türkiye Cumhuriyeti'nin seçim malzemesi yapılmasına asla müsaade edilmeyecektir" ifadelerini kullandı...

        BAKAN GÜL: ŞEHİTLERİMİZİ İNCİTMİŞTİR

        Adalet Bakanı Abdulhamit Gül yaptığı açıklamada, "Akıncı, Türkiye’ye yönelik sözleriyle her şeyden önce ecdadımızı ve aziz şehitlerimizi incitmiştir" ifadelerini kullandı.

        ALTUN: MİLLET HADDİNİ BİLDİRECEK

        İletişim Başkanı Fahrettin Altun, "KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın yabancı bir medya kuruluşuna verdiği röportajda kullandığı ifadeleri en sert biçimde kınıyorum" dedi.

        Altun açıklamasında şunları kaydetti:

        “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın yabancı bir medya kuruluşuna verdiği röportajda kullandığı malum ifadeleri en sert biçimde kınıyoruz.

        Şehitlerimizin aziz ruhlarını incitecek bu tür açıklamalar, ancak Türk milleti nezdinde kredisini tüketmiş bir siyasetçinin bireysel beka kaygısının yansıması olarak görülebilir.

        Türk olmayan muhatapları karşısında misafirliğe gidince şımarıklık yapmaya başlayan çocuklar gibi davranan bu zatın, Kıbrıs Türk’ünün ve kahraman askerlerimizin canları pahasına korudukları o koltukta oturmayı hak etmediği ortadadır.

        Kimsenin bir karış toprağında gözü olmayan Türkiye Cumhuriyeti, ne yüzlerce yıllık Türk vatanı olan Kıbrıs’ın, ne de Mavi Vatan’ın kimseye peşkeş çekilmesine asla müsaade etmeyecektir.

        Türk milleti, Mustafa Akıncı‘ya haddini bildirecek; bu hadsizliğin cezasını en ağır biçimde sandıkta verecektir.”

        AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, "Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir. Tarihimizin milli kazanımlarına ve saygın şahsiyetlerine dil uzatan bu açıklamaları kınıyoruz" dedi.

        AK Parti Sözcüsü Çelik, sosyal paylaşım sitesi Twitter'deki hesabından yaptığı paylaşımlarla, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın açıklamalarına tepki gösterdi. Çelik, "KKTC Cumhurbaşkanlığı makamı son derece saygın ve onurlu bir makamdır. Fakat bu makamda oturan sayın Akıncı’nın yaptığı açıklamalar Türkiye Cumhuriyeti’ne ve Kıbrıs Türkü’nün haklı davasına karşı saygısız ifadelerle doludur. Akıncı, 'KKTC Cumhurbaşkanlığı' makamının temsil ettiği davanın tam zıddı açıklamalarına bir yenisini eklemiştir. Kıbrıs Türkü’nün davasına düşman olanların söylemlerine benzer açıklamalar yapmaktadır" ifadelerini kullandı.

        "ÖZÜR DİLEMELİ"

        Çelik, paylaşımlarında şunları kaydetti: "Akıncı, yaptığı açıklamalarla Türkiye Cumhuriyeti’ne ve milletimize karşı yaptığı saygısızlıktan dolayı özür dilemelidir. Tarihimizin milli kazanımlarına ve saygın şahsiyetlerine dil uzatan bu açıklamaları kınıyoruz. Akıncı’nın Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Kıbrıs Türkü’nün kazanımlarına karşı saldırgan olan üslubu, sadece KKTC’ye karşı kötü niyet besleyen odakları sevindirmektedir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının temsil ettiği değerleri de rencide etmektedir. Akıncı, KKTC Cumhurbaşkanlığı makamının neyi temsil ettiğini öğrenmemekte ısrar ediyor. Ama Kıbrıs Türk davasına husumet besleyenlere destek verecek açıklamalar yapma konusunda ısrarcı davranıyor."

        Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "Mustafa Akıncı’nın 'Ankara tarafından yutulmadan' endişe duyması, 'ikinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım' demesi utanmazlık olduğu kadar tamiri ve tedavisi imkansız bir Türkiye husumetidir" dedi.

        "TEDAVİSİ İMKANSIZ"

        Bahçeli, yaptığı yazılı açıklamada, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın bir İngiliz gazetesine yaptığıaçıklamalara ilişkin “Kıbrıs Türklüğü’nün tarihsel hak ve çıkarlarını namuslu şekilde savunmak yerine, Akdeniz’de karanlık hesap yapan küresel emperyalizmin değirmenine su taşıyan ve Rumların stratejik hesaplarına hizmet eden bu şahıs milli gerçeklerden bütünüyle kopmuştur. Aynı zamanda şehitlerimizin aziz hatıralarına cephe almış, acil çözüm diye taviz ve teslimiyetin provokatör sözcülüğüne heves etmiştir. Nitekim Mustafa Akıncı’nın 'Ankara tarafından yutulmadan' endişe duyması, 'ikinci bir Tayfur Sökmen olmayacağım' demesi utanmazlık olduğu kadar tamiri ve tedavisi imkansız bir Türkiye husumetidir” ifadesini kullandı.

        REKLAM

        “Bu şahıs KKTC Cumhurbaşkanı olduğu 2015 yılından bu tarafa Türk milletinin hassasiyetlerini kaşımaktan, milli duyarlılıkları tahriş ve tahrip etmekten vazgeçmemiş, geri durmamıştır” diyen Bahçeli şunları kaydetti:

        "İŞBİRLİKÇİLİK ÖRNEĞİ"

        “Akıncı’nın sık sık bahsettiği diyalog devriliş ve tükeniş, dile getirdiği çözüm formülü çöküş ve çürüyüştür. Türkiye’nin Akdeniz’de sıkıştırılmak, hatta dışlanıp egemenlik ve manevra alanlarının daraltılmak istendiği sorunlu bir dönemde KKTC Cumhurbaşkanı’nın çarpık tavrı emsalsiz işgüzarlık ve işbirlikçilik örneğidir. 1959 Zürih ve Londra Antlaşmalarından 1960’ta ilan edilen Kıbrıs Cumhuriyeti’ne, 1974 Barış Harekâtıyla birlikte 1983’teki bağımsızlık ilanından bugüne kadar Türkiye’yi ilzam ve isnat eden böylesi bir teslimiyetçi zihniyete yavru vatanda çok nadir tesadüf edilmiştir. Malum olduğu üzere, Ada’da 1968 yılından itibaren başlayan taraflar arasındaki müzakerelerden hiçbir sonuç çıkmamış, mesafe alınamamıştır. Bu kapsamda gündeme gelmemiş, müzakere masasına koyulmamış hiçbir konu başlığı kalmamıştır. Siyasi eşitlik ve iki kesimlilik temelinde, eşit statüde iki kurucu devlete haiz yeni bir ortaklık hukukunun tesisi için yıllarca aracılı-aracısız görüşmeler yapılmış, nafile temaslar kurulmuştur. Müzakerelerde Kıbrıs Türklüğü her zaman adil ve kalıcı bir çözümü hedeflemiş, Rum kesimi ise sürekli olarak kriz imal edip çözümsüzlüğü derinleştirmiştir. En son, 2017 tarihinde Birleşmiş Milletler’in inisiyatifiyle tezahür eden İsviçre’deki Crans-Montana görüşmeleri Rum tarafının uzlaşmaz, çelişkili ve dayatmacı duruşundan mülhem çökmüştür.”

        "VİCDANDA YERİ YOK"

        Bahçeli şöyle devam etti: “Mustafa Akıncı’nın bu gerçekleri hasıraltı edip Türkiye’yi hafife alması, hatta KKTC’nin Türkiye’ye bağlanma ihtimalini korkunç olarak nitelendirmesi uyuyan bir Komünistin ayaklanarak EOKA diline tutunmasından başka manaya gelmeyecektir. Anavatan-yavru vatan ayrımına karşı çıkan, Türkiye’ye ekonomik bağımlılığı azaltmak için Güney Kıbrıs Rum Kesimi’nin desteğine ihtiyaç duyduğunu küstahça seslendiren ve gizli niyetlerini itiraf eden Akıncı ENOSİS’in yörüngesine çoktan girmiştir. Kıbrıs Türklüğü’nü Rum planlarına zincirleyip tutsak etmek maksadıyla elinden geleni ardına koymayan Mustafa Akıncı Türkiye’ye ve Türk milletine şükran duyması gerekirken sırtını dönmüş, yüzünü de zalimlere çevirmiştir. Bu ayıp ve ahlaksızlığın hiçbir vicdanda, hiçbir siyasi anlayışta yeri olamayacaktır.”

        "DERHAL İSTİFA ETMELİ"

        Mustafa Akıncı’nın işgal ettiği koltuğa layık olmadığının açık olduğunu vurgulayan Bahçeli, “Bu nedenle Cumhurbaşkanlığından derhal istifa ederek emaneti Kıbrıs Türklüğü’nün iradesine tevdi etmesi kaçınılmaz ve hayati bir sorumluluktur. Akıncı ve yandaşları unutmamalıdır ki, Kıbrıs Türk’tür, Türk kalacaktır. Beşparmak Dağları’na dökülen şehit kanları hiçbir şart altında silinmeyecek, kutlu ceddimizin emanetleri çiğnetilmeyecektir. Mustafa Akıncı’nın rahatsızlığı geçmeyecekse, Türklüğe kuşkulu bakışı bitmeyecekse bundan sonraki hayatına Güney Kıbrıs Kesimi’nde devam etmesi daha makul ve mantıklı bir tercih olarak önünde durmaktadır.Kıbrıs Türklüğü’nün egemenlik haklarıyla oynayan karşısında Türk milletinin tamamını bulacaktır. Mustafa Akıncı’nın onurlu ve şerefli hareket ederek görevinden affını istemesi yegâne beklentimiz ve temennimizdir. Kıbrıs Türklüğü’nün hak ve çıkarları, varlık ve bağımsızlık değerleri uğruna hayatları boyunca mücadele eden, şehit olan başta Cumhurbaşkanımız Sayın Rauf Denktaş olmak üzere, bütün şehitlerimize ve ebediyete irtihal edenlere Allah’tan rahmet diliyorum” değerlendirmesini yaptı.

        MUSTAFA AKINCI NE DEMİŞTİ?

        The Guardian Gazetesi'nin “Kırım tarzı ilhak ihtimali” sorusunu “korkunç” diye yanıtlayan ve “Türkiye’nin kendi çıkarlarına aykırı” diye değerlendiren KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, kendi vizyonunun tümüyle farklı olduğunu savunmuştu.

        "İkinci bir Tayfur Sökmen* olmayacağım" diyen Akıncı, Kıbrıs'ta federal çözümüne bir an önce varılması gerektiğini ifade ederek, "Acele etmemiz lazım. Bunca yıldan sonra bir dönüm noktasına, belirleyici bir ana geldik" demişti.

        Akıncı, "Kıbrıslı Türkler laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istiyor" diye konuşmuştu.

        * Tayfur Sökmen, Fransız mandasına bağlı Hatay Devleti'nin 1939'da referandumla Türkiye'ye bağlanmasını kabul etmişti.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ