Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Kültür-Sanat Sinema 'Böyle arkadaş düşman başına bile değil'

        'Gonca' ile 'Bülent'...

        'Öldür Beni Sevgilim'in baş belası tipleri.

        Bir o kadar da sevimli.

        Açelya Topaloğlu ile Özgür Emre Yıldırım'ın 'Öldür Beni Sevgilim'de canlandırdığı 'Gonca' ile 'Bülent', 'Böyle arkadaş düşman başına bile değil' dedirtti. Şenol Sönmez'in yönettiği filmde Murat Boz ile Seda Bakan'ın beyazperdeye yansıttığı 'Okan' ile 'Demet'in adeta içindeki şeytanları ortaya çıkaran karakterlere hayat veren Açelya Topaloğlu ile Özgür Emre Yıldırım, Habertürk'ten Aslı Yarlık'a 'Öldür Beni Sevgilim' ve kendileri hakkında açıklamalarda bulundu.

        REKLAM

        'Öldür Beni Sevgilim'den teklif geldiğinde filmin hangi özellikleri sizi etkiledi de 'ben bu işte olayım' dediniz?

        Açelya Topaloğlu: Hem aksiyon hem de mizahın bir arada olması durumu.

        Özgür Emre Yıldırım: Önce şöyle başladı; BKM ile bizim bir flörtümüz oldu. Daha önce başka bir filmleri için konuştuk, istiyorlardı. O olmadı. 'Öldür Beni Sevgilim', bana gelen üçüncü teklifleriydi. BKM ile çalışmayı öncelikle çok istiyordum. Bu isteğimin etkisi oldu. 'Bülent'i de çok oyuncaklı buldum. Bu karakterle çok şımarabileceğimi, eğlenebileceğimi düşündüm. Bunun da çok etkisi oldu.

        Filminiz birbirini seven âşık iki insanın hallerini sorguluyor. Parayla saadet olur mu?

        Açelya Topaloğlu: Sadece parayla saadet olmaz. Ama parasız da zor gibi.

        Özgür Emre Yıldırım: Yani insanla olur saadet ama özellikle içinde bulunduğumuz bu dönemde parasız saadet mümkün görünmüyor. Kişinin hayattan ne istediğiyle ilgili. Magazinsel klişe bir soru gibi duruyor ama aslında gerçekten çok derin bir konu.

        Senaryodaki karakterlerinize ne ölçüde katkıda bulundunuz?

        Özgür Emre Yıldırım: Karakterler çok keyifliler ama çok fazla psikolojik derinlikleri olmayan karakterler açıkçası. Karakterlerimizi önce kendimizle karşılıklı bir iletişimle oturtuyoruz. Yönetmenimizle de bunun çalışmasını yapıyoruz. Senaryoda karakterin neler yaptığı yazıyor, biz neler yapmadığını, neler yapmamız gerektiğini konuşuyoruz. Böylece karakter ortaya çıkıyor.

        REKLAM

        Kariyer planlarınız ne yönde gelişiyor? 'Güldür Güldür'e de katıldınız. Nasıl kariyer planları yapmıştınız, o planların neresindesiniz, bundan sonra neler yapmayı düşünüyorsunuz?

        Açelya Topaloğlu: Kariyer planlamasında kafamda kurduğum spesifik bir hedef yok. Ama tabii ki gelen işlere göre biraz değerlendiriliyorum. 'Bunu acaba yapmak istiyor muyum? Şu an bu işi okuyorum ama iş güzel. Tekrara düşer miyim? Ya da ben bu işe neler katarım, nereye götürürüm?' diye düşünerek hareket ediyorum. Tabii ki onun dışında da çok fazla plan program da, arka planda kendime sakladığım hayallerim de var aslında.

        REKLAM

        Sizin için durum nedir?

        Özgür Emre Yıldırım: Benim çok net bir kariyer planım var. Daha çok sinemadan başlayan bir kariyerim söz konusu. Fırsat buldukça da, inandığım işler olduğunda televizyonda da heyecanla yer alıyorum. Asıl derdim bağımsız sinemayla, gişe sineması arasında var olmak. Ama dengeli bir şekilde... Yıl içerisinde eğer iki tane ana akım işte yer alırsam bir o kadar da bağımsız filmlerde yer almak istiyorum. Bir de Avrupa kariyeri hedefim var. Hali hazırda da orada bir ajansa kayıtlıyım.

        Nerede?

        Özgür Emre Yıldırım: Berlin'de. European Tallin Network Ağı'nın Türk oyuncusuyum. 'Fransa - Belçika ortak yapımı 'Lady Winsley'de ve Yunanistan yapımı 'Polyxeni'de rol aldım. 'Polyxeni', 91'inci Akademi Ödülleri'nde Yunanistan'ın Oscar aday adayı oldu. Küçük bir Oscar heyecanı yaşadım.

        Bağımsız filmler çok izlenmiyor. Ana akım filmler de ödül kazanmıyor. İkisinde de rol almak isteyen biri olarak bu durum sizi nasıl etkiliyor?

        Özgür Emre Yıldırım: Ana akım sinema dediğimiz şey zaten eğlence sineması. Bir de oyunculuğunuzu geliştiren bağımsız sinema dediğimiz daha çok sanatsal kaygılar güden sinema var.

        Ana akım sinemada herkese ulaşmak, ortak bir dil yakalamak durumundasınız. Çünkü bir gişe kaygısı söz konusu. Bağımsız sinemadaysa somut bir kitle yok. Bir fikir, düşünce, sanat var. Ana akım sinemada para kazanıyorum, hem oyunculuğumu, hem ruhumu doyuruyorum. Bağımsız sinemaysa beni yurt dışındaki festivallere götürüyor. Orada bir kariyer şansı elde etmeme imkan sağlıyor.

        Açelya Topaloğlu: Ödül hikâyesine açıkçası çok fazla inanmıyorum. Çünkü bir filmin bir ödüle aday olması diğer filmleri kötü yapmaz.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ