Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Burun tıkanıklığını gidermede kullanılan bazı ilaçlı damlalar tansiyonu yükseltebiliyor

        Hipertansiyon çoğu zaman belirgin belirti vermeyen bir sağlık sorunu. Hastalar yüksek tansiyonla yaşamaya alıştıkları için tansiyonları yüksek olduğu halde hiçbir sıkıntısı duymuyor, doktora gitmiyor ve düzenli kontrollerini yaptırmıyor. Habertürk’ten Ceyda Erenoğlu’nun haberine göre sorunun ciddiyetinin farkına ancak yüksek tansiyon nedeniyle önemli bir sağlık sorunu yaşanınca varılıyor. O noktada ise çoğu zaman iş işten geçmiş ve sinsi hastalık kötü amacına ulaşıp kalıcı bir hasar bırakmış oluyor. Bazen yüksek tansiyon, düşük tansiyonda görülebilecek belirtiler de verebiliyor. Bunlar enseden başlayan baş ağrısı, çarpıntı, fenalık hissi, göğüste baskı, sırt ağrısı ve baş dönmesi olarak sıralanıyor.

        HİPERTANSİYONUN TEŞHİSİ

        İstanbul Florence Nightingale Hastanesi Kardiyoloji Uzmanı Dr. Demet Erciyes, soruna tansiyon ölçümü yaparak teşhisi koymanın çok basit olduğunu söylüyor ve devam ediyor; “Tansiyon ölçümü, tercihen doktor ve hemşirelerin kullandığı gibi steteskop ve pompalı tansiyon aleti ile yapılmalıdır. Tansiyon aletinin manşonu kola konulduktan sonra steteskop ile atımların duyulacağı şekilde dirsek içine yerleştirilir. Ardından pompayla musluğun kapalı olduğu kontrol edilerek manşon kalp sesleri duyulmayana kadar şişirilip musluk yavaşça gevşetilir. Kalp seslerinin ilk duyulduğu rakam, ‘sitolik’ yani büyük tansiyon, seslerin kaybolduğu rakam, ‘diastolik’ yani küçük tansiyondur. Bu ölçümde zorluk çeken kişiler için elektronik ve otomatik cihazlar da önerilebilir. Pil zayıflaması ve kalibrasyon ayarı gibi yanlış ölçme olasılığını ölçümleri zaman zaman pompalı klasik aletlerle karşılaştırarak kontrol etmek gerekir. Tansiyon yüksekliğinin bazı faktörlerden etkilendiği düşünüldüğünde uygun şartlarda yapılmış 3 veya daha fazla ölçümde tansiyonun 140/90 mmHg üzerinde olduğu durumlar hipertansiyon teşhisi koymak üzere dikkate alınmalıdır.”

        TANSİYONU YÜKSELTEN NEDENLER

        *Sigara, çay, kahve ve kafeinli içecekleri tükettikten sonra alınan ölçümler yüksek çıkabilir. Burun tıkanıklığını gidermede sık kullanılan bazı ilaçlıspreyler de tansiyonu yüksek çıkarabilir.

        *Tansiyon ölçümünün hekim tarafından bizzat yapılmasının faydası, ölçümün doğruluğu ve gerekirse hemen müdahalenin yapılabilirliği olabileceği gibi tıp literatürüne geçmiş beyaz gömlek etkisini de unutmamak gerekir.

        *Tansiyon ölçümü hasta oturur haldeyken tercihen sağ koldan yapılmalıdır.

        *Tıp dilinde “ortostatik hipotansiyon” adı verilen durum da önemlidir. Normalde uzun süren yatak istirahatinde veya gece uykudan uyandıktan sonraki yatış kalkışlarda bir baş dönmesi olur. Bunun nedeni kanın yerçekiminin etkisiyle önce bacaklara doğru gitmesidir. Aynı esnada beyne giden kan azaldığı için baş dönmesi hatta daha ileri derecede bayılmalar meydana gelebilir. Sonrasında vücudun adaptasyonu sağlamasıyla beyne giden kan normale döner ve baş dönme şikayeti ortadan kalkar. Bu durum tansiyonu düşük kişilerde, tansiyon ilacı kullananlarda, diyabetiklerde, ileri yaştaki kimselerde (mekanizma da yaşlandığı için) ve yeterince sıvı alınamayan durumlarda daha sık gözlenir.

        *Kişilerin yattığı ya da oturduğu yerden hızla kalkmaması önerilir.

        HİPERTANSİYONUN YOL AÇTIĞI HASTALIKLAR

        Uzm. Dr. Demet Erciyes, “Damarların tıkanması doğrudan tüm vücudu ve tüm organları ilgilendiren bir risk faktörüdür. Hipertansiyon, koroner kalp damarlarının tıkanmasında rol oynayarak kalp krizine neden olabilir. Beyin damarlarını etkileyerek, damar tıkanıklığına bağlı beyin enfarktüsü ve damar yırtılmalarına bağlı beyin kanamasının da en önemli nedenleri arasında bulunur. Bunun sonucunda inmeler oluşabilir. Kalpten çıkan ana damar olan aort damarının, ‘anevrizma’ adı verilen balonlaşması da bu sorundan kaynaklanabilir. Bu noktada ileride “aort diseksiyonu” adı verilen aort damarının yırtılması ile karşılaşılabilir. Bu sorun, böbrek damarını ve dokusunu bozarak böbrek yetersizliğine de yol açabilir. Bu, böbrek hastalığının kendisinin hipertansiyona neden olmakla kalmayıp hipertansiyonun ileride sağlam böbreği bozarak kişiyi hasta edebileceğinin göstergesidir. Hipertansiyon göz organını etkileyerek görme bozuklukları da yapabilir. Bu sorunun kalbe olan etkisi sadece kalp damarlarını bozmakla kalmaz, aynı zamanda kalp kasının kalınlaşmasına da neden olarak ileride kalp yetersizliği yapabilir. Kontrolsüz seyreden hipertansiyon vakalarında ‘atrial fibrilasyon’ adı verilen aritmi türü de sık görülür” diyor.

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ