Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Röportajlar Cem Uslu: Ya o buluşma olmasaydı
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        SHOW TV'de ekrana gelen, Ay Yapım imzalı, senaryosunu Gökhan Horzum'un yazdığı, yönetmenliğini ise Çağrı Bayrak'ın üstlendiği 'Baba'nın başrollerinde Haluk Bilginer ve Tolga Sarıtaş yer alıyor.

        'Baba'da 'Ceyhun Kömürcü' karakterine hayat veren Cem Uslu, Habertürk'e verdiği röportajda canlandırdığı karakteri ve ‘Baba’nın kariyerindeki yeri konusunda açıklamalarda bulundu.

        Uslu,"Baba’dan önce 4 sezon boyunca 'Çukur’da oynadım. 'Çukur', çok özel bir işti. Hâlâ da öyle... O denli sevilen, geniş kitlelerce kabul görmüş bir işte oynadıktan sonra neyin içinde yer alacağım benim için önemliydi. 'Baba', bu yüzden sevinerek dâhil olduğum bir iş oldu" diyor.

        "CEYHUN' ENTERESAN BİR ADAM!"

        'Baba'da 'Ceyhun Kömürcü' karakterine hayat veriyorsunuz. 'Ceyhun', nahif bir kişi olmasının yanında aynı zamanda da disiplinli ve kuralcı bir kişi… 'Ceyhun’un bir de diğer dizi karakterleri arasında çok farklı duran bir yeri var, sizce nasıl biri? Sizin de 'Ceyhun' ile benzer özellikleriniz var mı?

        REKLAM

        Çalışırken ben de disiplinliyimdir. Genel olarak da düzenli, titiz biriyim ama 'Ceyhun'unki neredeyse askeri bir disiplin. Saruhanlı Köşkü’nde bunu önce öğrenmiş, sonra da bunun uygulayıcısı olmuş. Şimdiyse Çöpköy’deki yeni hayatında o katı sınırlarının dışına çıkıyor, daha önce hayal bile edemeyeceği şeyleri deneyimliyor. Geçtiğimiz sezon sabit, katı biriyken bu sezon sınırlarını, yapabileceklerini, kendini keşfeden biri haline geldi. Bunu da genç yaşta yapmıyor. Bu açıdan çok cesur buluyorum ben 'Ceyhun’u. Bir de bu yeni deneyimleri eğlendiriyor onu... Sıklıkla şaşırıyor, hayrete düşüyor; hem şahit olduklarına hem de kendi tepkilerine... 'Vay be! Ne insanlar, ne hayatlar varmış!' dediği kadar, 'Vay be! Ben de böyle yapabiliyormuşum, böyle düşünebiliyormuşum!' da diyor sıklıkla. Çöpköy’deki insanlardan herhangi birini Saruhanlı Köşkü’nün bahçe kapısına bile yaklaştırmazdı 'Ceyhun...' Şimdiyse o insanların arasında yaşıyor, yaşadıkça da tanıyıp seviyor; hem onları hem kendini. Hatta bu sezonun 'Ceyhun'u, yaşamayı geçen sezonun 'Ceyhun’undan daha çok seviyor bile diyebilirim. Evet, nahif biri ama 'Vur, ensesine al lokmasını' da değil. Sözünü sakınmıyor; kimin, neyin yanında durduğunu gizlemiyor. Çöpköy’dekilerin ona 'Nazik' demesi hoşuna gidiyor; nazik olmak, nezaket sahibi olmak herkesin sahip olması gereken bir özellik çünkü ona göre... Enteresan bir adam! (Gülüyor.)

        "HAYATIMIN AKIŞINI DEĞİŞTİREN BİRKAÇ KIRILMA ANIM OLDU"

        Saruhanlı Köşkü’nde kahyalık yapan ‘Ceyhun’, ardından Saruhanlı ailesiyle birlikte Çöpköy’e yerleşiyor ve hayatı tamamen değişiyor. Sizin de hayatınızda ‘kırılma noktası’ şeklinde nitelendirdiğiniz bir an oldu mu?

        'Ceyhun’unki elbette fazlasıyla olağan dışı bir değişim! Milyon dolarlık köşkten çıkıp, çöplükte yaşamaya başladı adam! (Gülüyor.) Bu denli marjinal olmasa da benim de her insan gibi hayatımın akışını değiştiren birkaç kırılma anım oldu. 2001 senesinde, üniversitede uluslararası ilişkiler bölümünde öğrenciyken okulun tiyatro kulübüne girmem bunlardan biri sayılabilir mesela... 'O buluşma olmasaydı bugün ne yapıyor olurdum acaba?' diye merak ederim arada...

        REKLAM

        "OYUNCUNUN KISA BİR SÜRE İÇİNDE BU İMKANI BULMASI KOLAY DEĞİL"

        ‘Baba’, yakın zamanda final yapacak. Yayınlandığı süre boyunca samimi hikâyesiyle seyirci tarafından büyük övgü topladı. ‘Baba’nın kariyerinizde ve hayatınızdaki yeri için ne söylemek istersiniz?

        'Baba’dan önce 4 sezon boyunca 'Çukur’da oynadım. 'Çukur', çok özel bir işti. Hâlâ da öyle... O denli sevilen, geniş kitlelerce kabul görmüş bir işte oynadıktan sonra neyin içinde yer alacağım benim için önemliydi. 'Baba', sevinerek dâhil olduğum bir iş oldu bu yüzden. Bir de 'Çukur’da oynadığım 'Metin', belinde silahla dolaşan, çatışmalara giren bir mafya adamıydı. 'Ceyhun', onun yüz seksen derece zıddı. 'Çukur' bittikten sadece 9 ay sonra başladı 'Baba...' Televizyonda bir oyuncunun birbirinden bu kadar farklı iki rolü bu kadar kısa süre içinde art arda oynama imkânı bulması kolay değil. İlk bölümden bu yana hep iyi bir ekiple, severek, eğlenerek, öğrenerek çalıştık; final bölümüne kadar da bunu yapmayı sürdüreceğiz. 'Baba’da yer aldığım, bu insanlarla çalıştığım için mutluyum.

        REKLAM

        "OKULDA ÖĞRENEMEYECEĞİNİZ ŞEYLER ÖĞRETEBİLİYORLAR"

        Hikâyesinin yanı sıra ‘Baba’, usta oyuncu kadrosu ile de adından oldukça söz ettiriyor. Haluk Bilginer ve Ayda Aksel gibi isimlerle aynı sahneyi paylaşmak nasıl bir duygu?

        Tabii ki harikulâde bir duygu! Bizim mesleğin de her meslek gibi bir 'yaparken öğrenme' kısmı var. Bu yüzden, yaptığın işi kimlerle yaptığın çok önemli. Haluk Bilginer, Ayda Aksel, Levent Ülgen gibi isimlerle çalıştığında 'güzel' şeyler öğreniyorsun. Onlarla oynamanın keyfinden bahsetmeme gerek yok zaten ama bu insanlar sadece iyi ya da deneyimli oyuncular değiller; aynı zamanda mesleklerini bir icra ediş biçimleri var. Kamera önünde de arkasında da... Sette ışığın kurulmasını beklerken, karavanda otururken, yönetmenle, öteki oyuncularla, makyözle ilişki kurarken aynı zamanda mesela 'Oyuncu-yönetmen ilişkisi nasıl olmalıdır?'a dair, okulda öğrenemeyeceğiniz şeyler öğretebiliyorlar. Görmekle ilgileniyorsanız tabii ya da oynadığınız karakterin 'falanca şeyi'ni hangi motivasyonla yaptığını bulmaya çalışırken bir şey söyleyip, ufkunuzu genişletebiliyorlar. Bu şükredilmesi gereken bir şey.

        REKLAM

        "O FOTOĞRAFI GÖSTERİP, 'BAK, 17 YIL ÖNCE' DEDİM"

        Geriye dönüp baktığınızda ‘Baba’nın set arkasıyla ilgili unutamayacağınız bir anınız var mı?

        Çok güzel anlarımız oldu tabii. Bol bol güldük. Yeri geldi acılarımızı, sıkıntılarımızı paylaştık. Geçtiğimiz sezon da bu sezon da çok güzel arkadaşlıklar edindim 'Baba' sayesinde. Sadece sette değil, set dışında da güzel anılarım var yani. Sette ise bol bol gülüyoruz. Haluk ağabey özellikle hem gülüyor, hem güldürüyor bol bol. Bir de benim kamera karşısına geçtiğim ilk film, 'Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü?' Figürandım orada. Haluk ağabeyle sahnem de vardı; kıyafet getiriyorum falan, terzi çırağıymışım… Repliğim falan yoktu. Belki de kamera karşısında oynadığım ilk sahne odur. Hatta fotoğraf çektirmiştim onunla; geçen gün sete o fotoğrafı getirip, gösterdim. 'Ağabey bak, 17 yıl önce!' dedim. Güzel bir andı, güzel bir anı oldu. Hatta oynadığım ikinci film de Ayda Aksel ile 'Aşk Tesadüfleri Sever'... Bunlar güzel hissettiren şeyler, kıymetli rastlantılar.

        REKLAM

        "ÜRETMEK BENİ CANLI TUTUYOR"

        Set dışında vaktinizi nasıl geçiriyorsunuz?

        Görüşmeyi ihmal etmemeye çalıştığım dostlarım var. Ailemi ihmal etmemeye çalışırım. Sokakta olmayı, yürümeyi, doğayı, iletişimde olmayı, seyretmeyi, hareket etmeyi, evde oturup kedimi sevmeyi severim. Müziği hep sevdim. Lise yıllarından beri de amatör olarak müzikle ilgilendim hep. Sadece yakın dostlarımın, arkadaşlarımın bildiği şarkılarım var. Bir dostumla birlikte bir türlü kaydedip yayınlayamadığımız belki 10 tane şarkımız var… Yapsak albüm olur yani! (Gülüyor.) Bir de eskiden beri bir şeyler yazarım. Şimdi de dijital platform için düşündüğüm bir dizi senaryosu üzerinde çalışıyorum. Farklı alanlardan beslenip, bir şeyler üretmek beni canlı tutuyor.

        "SAHNEDEN UZAK KALMAYA ALIŞKIN DEĞİLİM"

        Oyunculuğun yanı sıra tiyatro yönetmenliği üzerine de çalışmalarınız bulunuyor. Tiyatro sizi nasıl besliyor?

        Oyunculuğa tiyatro sahnesinde başladım. Temellerini orada öğrendim, orada deneyimledim. Okulda da tiyatro sahnesinde oynamanın eğitimini aldım. Ayrıca dediğiniz gibi; tiyatroda oyunlar yazdım, yönettim... Oyun müzikleri bile besteledim. Her alanında çalıştım yani. 2010 yılında bir grup arkadaş kendi tiyatromuz EKİP Tiyatrosu’nu kurduk. Pandemiye kadar da her sezon sahnede olduk. Pandemide herkes gibi biz de durduk tabii. Pandemi özel tiyatroların belini büktü; bazılarınınkini kırdı hatta. Özel tiyatrolar hakkı olan desteği devletten alamadı. Pek çok tiyatro kapandı. Ben şahsen bu ağır ekonomik koşullar altında kendi tiyatromda yeni bir prodüksiyona girişmekten çekiniyorum. Öte yandan; bir yıldan fazladır sahneden uzağım; bu da benim alışık olduğum bir şey değil. Özledim...

        REKLAM

        "HER PROFESYONEL OYUNCUNUN EN AZ BİR KEZ YAŞADIĞI BİR ŞEYDİR"

        Sizce bir oyuncunun sahip olması gereken en önemli nitelik nedir? Oyuncu olmak isteyenlere sizin ilk tavsiyeniz ne olur?

        Hangi mesleği yaparsanız yapın, iyisini ancak çalışarak yapabilirsiniz. Çalışmayı sevmeniz lâzım. Verimli çalışmayı öğrenmeniz lâzım. Kendinizi disipline etmek zorundasınız. İlginizi sürekli ayakta tutmalısınız. Farklı kaynaklardan beslenmeli, çok yönlü olmalısınız. Bir de oyuncuysanız malzemeniz sizsiniz. Bedeniniz, aklınız, ruhunuz… Kendinize iyi bakacaksınız. Üşütürsünüz de sesiniz kısılırsa işinizi yapamazsınız. Bir kavgaya karışır da burnunuzu kırarsanız, o sırada oynadığınız karakterin de burnunu kırmış olursunuz. Oyuncu, oynadığı oyunun kurallarını bilip, o kurallara uymak zorunda. Farkına varılmaz pek ama oyunu oyun yapan şeylerden biri de kurallarıdır. Kurallara uymayan oynayamaz; mızıkçıları kimse sevmez. Bir de oyun oynamak eğlencelidir, eğlendirir. Eğlenmiyorsanız oyunun tadı kaçmış demektir. Bu her profesyonel oyuncunun hayatında en az bir kez yaşadığı bir şeydir. Yolculuğunuzda bunu da normal bulacaksınız, yılmayacaksınız.

        "İNCELİKLİ BİR DAVRANIŞ"

        Kariyer yolculuğunuzda çok fazla ödüle layık görüldünüz. Başarılı projelerinizin ve performansınızın göz ardı edilmeyerek ödüllendirilmesi çok özel hissettirse gerek…

        Ödül benim için, 'Yaptığın şey bize iyi geldi; biz de karşılığında sana bir hediye vermek istedik. Sağ ol, var ol...' demek. Bu incelikli bir davranış bence. Kişiye kıymet verildiğini gösteren, güzel bir şey. Ben de hediye aldığımda iyi hissediyorum tabii.

        "OYNAMAYA, OYNATMAYA DEVAM"

        Son olarak çalışmalarınıza dönüp, baktığınızda neler hissediyorsunuz? Bundan sonraki planlarınız arasında neler var?

        İyi hissediyorum vallahi. (Gülüyor.) Bir sürü şey yaptım. Güzel insanlarla birlikte yaptım. İnşallah böyle devam eder. 'Baba’nın yayınlanacak beş bölümü var daha. Sonrasında yazdığım diziye ağırlık vermeyi düşünüyorum. Oynamaya, oynatmaya devam… En kötü günümüz böyle olsun! (Gülüyor.)

        REKLAM

        'BABA'NIN 26. BÖLÜMÜNDE NELER OLACAK?

        'Baba', 26. bölümüyle ekrana gelecek. Çöpköy'de herkesin yüreğini ağzına getiren bir olayı çözmeye çalışan 'Kadir', daha farklı bir gerçekle karşılaşır.

        'İlhan' ve 'Büşra' arasındaki yakınlaşma gittikçe artarken, beklenmedik bir sırrın ortaya çıkması bir anda her şeyi değiştirir. Çöpköy insanları 'Kadir'den öğrendikleri şaşırtıcı bir bilgiyle, 'Selahattin'e karşı verdikleri mücadelenin dozunu artırır.

        Kimsenin ummadığı bir planın hesabını yapan 'Selahattin', bütün dengeleri altüst eder. Sürpriz bir isimden aldığı mesajla harekete geçen 'Begüm', kendisini hiç beklemediği bir durumun içinde bulur.

        'Baba', yeni bölümüyle bu akşam saat 20.00'de SHOW TV'de.

        Fotoğraflar: Yiğit Danacı

        ÖNERİLEN VİDEO
        Şurada Paylaş!

        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ