Çin'den ABD'ye 'hırsız' benzetmesi!
ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanı Oramiral Harry Harris, uzun vadede ülkesine yönelik en büyük tehdidin Çin olduğunu açıkladı. Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying, başkent Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, ABD'li yetkililerin kendilerine yönelik "Güney Çin Denizi'ni askerileştirdikleri" suçlamalarına yanıt verdi, "ABD yönetimindeki bazıları, Çin'e Güney Çin Denizi'ni askerileştirdiği suçlamasını yöneltirken, asıl hırsızın 'hırsızı yakalayın' diye bağırması misali bir komikliğe düşüyor." dedi
ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanı Oramiral Harry Harris, uzun vadede ülkesine yönelik en büyük tehdidin Çin olduğunu açıkladı.
Yarımadada havanın yumuşamasının ardından Güney Kore Büyükelçiliği’ne hazırlanan Harris, bölgede tehdit olarak algıladığı ülkeleri sıraladı.
Harris, Kuzey Kore’nin şu anda Asya Pasifik bölgesindeki en önemli tehdit olduğunu söyledi. Ancak Pekin’in bölgede hegemonya kurma hayalinin de, Çin’i uzun vadede en önemli tehdit konumuna getirdiğini vurguladı.
Pearl Harbor’da ABD Pasifik Kuvvetleri Komutanlığı görevini teslim ederken konuşan Harris, Çin’e karşı müttefiklerle birlikte hareket etmenin öneminin altını çizdi.
ÇİN'DEN ABD'YE HIRSIZ BENZETMESİ
Sözcü Hua, başkent Pekin'de düzenlediği basın toplantısında, ABD'li yetkililerin kendilerine yönelik "Güney Çin Denizi'ni askerileştirdikleri" suçlamalarına yanıt verdi.
"ABD'nin Güney Çin Denizi'ndeki askeri varlığının, Çin ve bu denize kıyısı olan bütün komşularının toplamından ziyadesiyle daha fazla olduğunun" altını çizen Hua, "ABD yönetimindeki bazıları, Çin'e Güney Çin Denizi'ni askerileştirdiği suçlamasını yöneltirken, asıl hırsızın 'hırsızı yakalayın' diye bağırması misali bir komikliğe düşüyor." ifadesini kullandı.
Hua, "ABD, uluslararası hukuk tarafından sınırları çizilmiş olan uluslararası sularda seyrüsefer özgürlüğünü mü istiyor yoksa ABD hegemonya sözlüğündeki 'saldırı özgürlüğünü' mü hedefliyor?" sorusunu yönelterek, "Güney Çin Denizi'ni kimin askerileştirdiğini anlamak için gözlerinizi açıp bakarsanız, fazla söze gerek kalmayacaktır." diye konuştu.
Pekin yönetiminin kendi kara suları ve egemenlik bölgesinde gerekli olan tesis ve altyapı inşa işlemleri yapmasının doğal bir hak ve zaruret olduğunu savunan Hua, Washington yönetimine "gereksiz spekülasyonlardan vazgeçerek, sorumlu bir tavır takınması" çağrısını yaptı.
Hua, "ABD'nin, Çin'in yaptığı gibi tüm dünyaya 'ABD, hiçbir zaman hegemonya peşinde koşmayacak ve genişlemeci olmayacak' şeklinde bir ilan yapıp yapamayacağını merak ediyorum." ifadesini kullandı.
ABD Savunma Bakanı Jim Mattis, dün yaptığı açıklada Çin'in Güney Çin Denizi'ndeki adaları askerileştirmesine karşı koyacaklarını belirtmişti.
GÜNEY ÇİN DENİZİ
Kıyı ülkelerini egemenlik tartışmaları nedeniyle karşı karşıya getiren uluslararası sularda Çin ile Filipinler'in yanı sıra Vietnam, Malezya, Brunei ve Tayvan hak iddia ediyor.
Çin, 1947'de yayımladığı 9 kesik çizgili haritayla egemenlik ihtilaflarının yaşandığı bölgenin yüzde 80'i üzerinde hak iddiasında bulunuyor.
Pekin'in tartışmalı sularda inşa ettiği yapay adalar üzerinde kurduğu üsleri silahlandırdığı iddiaları, ABD ve bölge ülkeleri ile arasında gerginliğe sebep oluyor.
ÇİN'DEN KORE YARIMADASI'NDA BARIŞ VURGUSU
Sözcü Hua, "ABD Başkanı Donald Trump ile Kuzey Kore lideri Kim Jong-un arasında, 12 Haziran'da Singapur'da yapılması planlanan görüşmeye, Güney Kore Devlet Başkanı Moon Jae-inn'in de katılmasıyla üç tarafın, Kore Yarımadası'nda savaş durumunu sonlandıran deklarasyon yayımlayacağına" ilişkin uluslararası basında yer alan iddiaları değerlendirdi.
Kore Yarımadası'nda savaş durumunun bir an önce sona ermesini desteklediklerini ifade eden Hua, "Geçici ateşkes mekanizmasının yerini kalıcı bir barışın almasını destekliyoruz." dedi.
Hua, "Kore Yarımadası meselesinin önemli bir aktörü ve dönemin ateşkes anlaşmasının da tarafı olan Çin, kalıcı barış için aktif rol üstlenmiştir ve buna devam edecektir." açıklamasında bulundu.
ABD ve Kuzey Kore liderlerinin doğrudan görüşecek olmasının, Kore Yarımadası sorununun çözümü için kilit önemde olduğunu vurgulayan Hua, bunun nükleer problemin çözümü adına tarihi öneme sahip bulunduğuna dikkati çekti.
