Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Sağlık Covid'den hastaneye yatışların yarısı obezite kaynaklı - Haberler
        Sesli Dinle
        0:00 / 0:00

        Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği tarafından düzenlenen 42. Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Kongresi, Covid-19 pandemisi nedeniyle sanal olarak başladı.

        SİGARADAN SONRA EN ÇOK OBEZİTE ÖLDÜRÜYOR

        Kongre kapsamında düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulunan Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Başkanı Prof. Dr. Füsun Saygılı, obezitenin günümüzde önlenebilir ölümlerin, sigaradan sonra gelen ikinci en önemli nedeni olduğuna vurgu yaptı.

        Ülkemizde obezite sıklığının hem yetişkin hem de çocuk ve adolesanlarda (ergenlerde) giderek arttığına dikkat çeken Prof. Dr. Saygılı, "Erişkin nüfusumuzun yüzde 32’si obezitesi olan bireylerden oluşur ki bu, Avrupa’daki en yüksek orandır. 2020 verilerine göre dünyadaki erişkin nüfusun yüzde 40’ının kilosu normalin üzerindedir. Çocukluk çağında da fazla kiloluluk oranı oldukça yüksek olup yüzde 20’dir. Dünya Sağlık Örgütü obeziteyi bir epidemi yani salgın olarak tanımlamıştır" diye konuştu.

        REKLAM

        COVID-19'DAN HASTANEYE YATIŞLARIN YAKLAŞIK YARISI OBEZİTESİ OLAN HASTALARDAN OLUŞUYOR

        Prof. Dr. Saygılı, "Covid-19 pandemisi sürecinde yapılan çalışmalar Covid-19 nedeniyle hastaneye yatanların yaklaşık yarısının obezitesinin olduğunu, başka bir deyişle hastalığın, obezitesi olanlarda, yatış gerektirecek denli ciddi seyrettiğini göstermektedir. Genel olarak bakıldığında Covid-19 yaşlılarda daha ağır seyretmektedir. Genç olmanın avantajı, obez bireylerde yaşanmamakta; obezitesi olan gençlerde Covid-19 görülme sıklığı artmaktadır" dedi.

        Öte yandan obezite derecesi ile Covid-19’a bağlı, zatürre, hastaneye yatış, yoğun bakımda izlenme oranları, yoğun bakımda yatış süresi, mekanik ventilasyon (solunum cihazı) ihtiyacı ve ölüm oranlarının arttığını vurgulayan Prof. Dr. Saygılı, Mayıs 2021 başında yayınlanan bir araştırmanın, obezitesi olan erkeklerdeki Covid-19 seyrinin obezitesi olan kadınlara göre daha da kötü olduğunu gösterdiğini söyledi.

        "OBEZ BİREYLER AŞILAMADA ÖNCELİKLENDİRİLEBİLİR"

        Saygılı, obezitesi olan bireylere, bu süreçte, doğru beslenme ilkeleri, ev içi egzersizler, nefes egzersizlerinin öğretilmesi gerektiğini kaydederek, "Gün ışığına çıkmaları önerilmelidir. Yaşadığımız pandemi için bu grup riskli kabul edilip, aşılamada önceliklendirilebilir" dedi.

        TÜRKİYE'DE YAKLAŞIK 20 MİLYON OBEZİTELİ BİREY VAR

        Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Sönmez ise ülkemizde yaklaşık 20 milyon obeziteli birey olduğunu vurgulayarak, her 3 erişkinden sadece birisinin sağlıklı kilodayken, diğer ikisinde kilo fazlalığı veya obezitenin mevcut olduğunu dile getirdi.

        REKLAM

        "SAĞLIK BÜTÇESİ İÇİN ÇOK BÜYÜK BİR YÜK"

        Prof. Dr. Sönmez, obezitenin birçok kronik hastalığın esas nedeni olduğunu söyleyerek, "Obezite sorununu çözdüğümüz zaman Tip 2 diyabet, hipertansiyon, dislipidemi, koroner arter hastalığı, uyku apnesi, astım, bazı kanserler (meme, rahim, kolon, pankreas, prostat, böbrek), karaciğer yağlanması ve kronik karaciğer hastalıkları, polikistik over sendromu, depresyon ve daha pek çok kronik hastalığı önleyebiliriz" dedi.

        Sönmez, obeziteye bağlı hastalıkların sağlık bütçesi için çok büyük bir yük oluşturduğuna vurgu yaparak, "Eğer obezite gibi bir sorun olmasaydı ülkemizin sağlık bütçesinin en az dörtte birini başka amaçlarla yönlendirebilirdik" diye konuştu.

        DSÖ, DİYABETİ PANDEMİ İLAN ETTİ

        Obezitenin tetiklediği hastalıklardan biri de diyabet. Diyabetin bulaşıcı bir hastalık olmamasına rağmen önlenemez hasta sayısı artışı sebebiyle Dünya Sağlık Örgütü tarafından kronik bulaşıcı olmayan bir pandemi olarak ilan edildiğini söyleyen Türkiye Endokrinoloji ve Metabolizma Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Mine Adaş ise "Covid-19 akut ve bulaşıcı; diyabet ise kronik ve bulaşıcı olmayan ama her ikisi de Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiş iki farklı hastalıktır" dedi.

        Pandemi sürecinde Covid-19'a yakalanma endişesiyle hastaneye başvuruda çekincelerin olmasının hastaların kontrollerinin aksamasına neden olduğunu belirten Adaş, "Son dönemde kan şeker kontrolü oldukça bozulmuş olan hastalarla karşılaşmaktayız. Diyabetiklerin, mümkünse evde kan şeker kontrollerini yapmaları; düzenli ve dengeli beslenip yeterli sıvı almaları önerilir. Egzersizin immunite üstüne olan olumlu etkileri nedeniyle evde uygun egzersiz programları uygulanmalıdır" dedi.

        REKLAM
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ