Habertürk
    Takipde Kalın!
      Günlük gelişmeleri takip edebilmek için habertürk uygulamasını indirin
        Haberler Ekonomi İş-Yaşam Esin Güral Argat: "Ekonomik güvenlik büyüme ve dirençlilik için temel oluşturur" - İş-Yaşam Haberleri

        Kütahya Ticaret ve Sanayi Odası (KUTSO) Yönetim Kurulu Başkanı, Gürok Grup Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Fenerbahçe Spor Kulübü’nde Fenerium’dan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Esin Güral Argat, 2025'te atacakları adımları, yeni vizyon ve hedeflerini düzenlediği bir basın buluşmasında aktardı.

        Kütahya'nın kalkınmasına büyük önem verdiklerini altını çizen Esin Güral Argat, "Zor zamanlarda sorumluluk almaktan kaçınmayan bir "kalkınma neferi" olarak, attığım her adımda ülkemize ve bölgemize sağlayacağımız faydayı önemsiyorum. Gürok Grubu’nun Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve Cumhuriyet Tarihimizin seçilmiş ilk ve tek kadın Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı olarak, Kütahya’nın kalkınmasına yönelik projelere öncülük etmekten büyük gurur duyuyorum" dedi.

        REKLAM

        Maldivler'de hayata geçirdikleri JOALI otellerinden bahseden Esin Güral Argat, "Zor zamanlarda cesur adımlar atmaktan çekinmediğimi JOALI markamızın kuruluşunda da görebiliriz. Maldivler’de iki ayrı ada üzerine kurulu olan ultra lüks segmentte faaliyet gösteren JOALI otellerimizin yurt dışı yatırım kararını cesur bir kararla aldık. Markayı ilmek ilmek ördük ve açılışını en zor dönemde pandemi döneminde gerçekleştirdik. Şu an her iki otelimizde dünyanın en prestijli ödüllerine layık görülüyorlar. Hint Okyanusunu’nun, Maldivler’in en iyi otelleri arasına giriyorlar. Bir Türk kadını olarak Maldivler’de gerçekleştirdiğimiz bu başarıdan büyük mutluluk duyuyorum" ifadelerini kullandı.

        Esin Güral Argat, dünyadaki gelişmeleri değerlendirirken şöyle konuştu:

        "Tarihin hızlandığı bir dönemde yaşıyoruz. Geçtiğimiz 30 yılda alışageldiğimiz birçok sistemin değişmeye başladığına ve ön kabullerin yıkıldığına şahitlik ettik. Bugün itibariyle çoklu krizlerin hakim olduğu, dünyadaki blokların yeniden şekillendiği, küreselleşmenin kurum ve kurallarının değiştiği, ticaret ve yatırım alışkanlıklarının farklılaştığı ve güvenlik paradigmalarının temelden sarsıldığı bir dünya var. Kalkınma hedefleri ve buna bağlı stratejiler üçlü dönüşüm olarak tarif edilen yeşil, dijital ve sosyal dönüşüm çerçevesinde yeniden şekilleniyor. Hem global hem de ulusal ölçekte, hayatın her alanında yaşanan bu hızlı dönüşüm sürecini doğru yönetebilmek durumundayız. Müzik değişince dans da değişir. Nefes aldığımız hava değişiyor. Gürok olarak 'Dünya için sınırsız düşün, toplum için cesur davran, insan için iyi yap' vizyonuyla, küresel ve yerel ölçekte olumlu etki yaratmayı hedefliyoruz. Sadece karbon ayak izimizi azaltmakla kalmayıp, çevresel etkisi minimum, katma değeri yüksek ürünler için yatırımlar yapıyoruz."

        REKLAM

        "1 SU BARDAĞI ÜRETİMİNDE KULLANDIĞIMIZ SUYU 4,4 BARDAKTAN, 1,9 BARDAĞA DÜŞÜRDÜK"

        Sürdürülebilirlik alanında yaptıkları çalışmalardan bahseden Esin Güral Argat, "Dünyanın en büyük 5. sofra camı üreticisi LAV ile enerji, su yönetimi ve sorumlu kaynak kullanımında büyük adımlar atıyoruz. 1 su bardağı üretiminde kullandığımız suyu 2022'de 4,4 bardaktan, 2024'te 1,9 bardağa düşürerek dünyada en az su tüketen firma olduk. Ar-Ge ve inovasyonla kendi makinelerimizi üreterek rekabet avantajı sağlıyor, Endüstri 4.0 gerekliliklerini takip ederek süreçlerimizi dijitalleştiriyoruz. İklim krizi, günümüzün en acil sorunlarından biri. Küresel ekonomi yeniden şekillenirken, iklimle ilgili düzenlemeler yeni düzenin kurallarını belirliyor.

        Avrupa Birliği’nin kısa süre önce yürürlüğe koyduğu Kurumsal Sürdürülebilirlik Özen Yükümlülüğü Direktifi (CSDDD) bu dönüşümün en cesur adımlarından biri. Türkiye, bu değişime uyum sağlamak zorunda olan önemli bir ekonomik aktör konumunda. Rekabetçi bir sanayi politikası çerçevesinde yeşil dönüşüm için bir yol haritasına sahip olmamız artık kaçınılmaz.Bu yol haritasının temel unsurlarından biri finansmandır. Yapısal dönüşümün, ülkemizin kaynaklarını aşan bir finansman havuzuna erişimle sağlanması, rekabetçiliğimizi korumak açısından kritik önemdedir. Ayrıca, yatırımları doğru yönlendiren, ülkemizin üretim avantajlarını gözetirken küresel değişimle uyumlu bir teşvik politikası gereklidir. Son olarak, şirketlerimizi ve tedarik zincirlerimizi bu dönüşüme uyum sağlayacak şekilde hazırlamalıyız.

        REKLAM

        Sürdürülebilirlik özelinde faaliyet gösterdiğim kurumlardaki örnek güzel çalışmalardan bahsetmek isterim. Fenerium’da, Avrupa Kalite Yönetim Vakfı’nın ulusal iş birliği ortağı olan Türkiye Kalite Derneği’ne akredite olduk ve EFQM modelini dönüşüm yol haritamızda kullandık. Birleşmiş Milletler Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları doğrultusunda, Fenerbahçe Beko Basketbol Takımı için geri dönüştürülmüş pet şişelerden forma üreterek bir ilke imza attık. Bu proje ile Uluslararası 3. Sıfır Atık Zirvesi'nde “Sıfır Atık Spor Ödülü”ne layık görüldük. 2025 yılı sonuna kadar tüm polyester ürünlerimizin %75’inde geri dönüştürülmüş polyester iplik kullanmayı hedefliyoruz" dedi.

        Gıda ve su güvenliğinin önemine değinen Güral Argat, "Gıda ve su güvenliği, Türkiye’nin tarım politikalarını güçlendirmesi açısından kritik bir konudur. 11. Kalkınma Planı, gıda güvenliğini artırmak için piyasa düzenlemeleri, stok yönetimi, tedarik zinciri kayıplarının azaltılması ve israfın önlenmesine odaklanmaktadır. Ayrıca, Ulusal Yol Haritası tarımda kadınların güçlendirilmesi ve kayıt dışı çalışanlara yönelik sosyal koruma politikalarının geliştirilmesini önceliklendiriyor. Ancak, bu hedeflere ulaşmak için mevcut risklerin de dikkate alınması gerekmektedir. Türkiye’nin gıda güvenliğini tehdit eden en büyük unsurlardan biri su güvenliği krizidir. Tarım sektörü, ülkenin su tüketiminin %74'ünü oluşturarak sınırlı su kaynaklarını zorlamaktadır. FAO verilerine göre, Türkiye su stresi yaşayan ülkeler arasında yer almakta ve kişi başına düşen su miktarı kritik seviyeye inmektedir. İklim değişikliği ve yanlış su yönetimi, bu durumu daha da kötüleştirmektedir. Türkiye’de sulanan tarım alanlarının yalnızca %6’sında modern sulama yöntemleri kullanılıyor, bu da verimsizliğe yol açmaktadır. Su kıtlığı, tarımsal üretimi ve gıda fiyatlarını doğrudan etkileyerek halkın gıda güvenliğini tehdit etmektedir. 2023 yılında kuraklık nedeniyle buğday üretiminde %15’e varan kayıplar yaşanmış ve suya bağımlı ürünlerin ekimi zorlaşmıştır. Su kıtlığı ve tarımsal üretim düşüşü, ekonomik istikrarsızlık ve sosyal eşitsizliği tetikleyebilir. Bu nedenle, tarım politikalarının sürdürülebilirlik ve verimlilik odaklı olarak yeniden yapılandırılması, gıda güvenliği ve Türkiye'nin geleceği için hayati öneme sahiptir" diye konuştu.

        REKLAM

        Dünyada ekonomik düzenin değişime girdiğini kaydeden Esin Güral Argat, "Türkiye olarak bu dinamikler ışığında, ana ticaret ortaklarının politikalarını derinlemesine tahlil ederek ve rekabet avantajlarını uzun vadeli bir perspektifle dikkate alarak kendi sanayi politikalarını şekillendirmeliyiz. Burada kalkınma ajanslarının varlığı önemli. Yerel alanda daha fazla proje üretmek mümkün. Ancak bu ajanslar bütçe strateji başkanlığına bağlı olmalı. Sanayi politikamızı oluşturabilmek için buna ihtiyacımız var. Türkiye, jeopolitik konumu ve güçlü sanayi altyapısı ile küresel tedarik zincirlerinde kritik bir rol oynama potansiyeline sahiptir. Çin’in "Yeni Üretken Güçler" stratejisine benzer şekilde, Türkiye'nin yerli ve milli teknolojilere yaptığı yatırımlar, bu alandaki güçlü bir gelecek vizyonunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin, yerli üretim kapasitesini artırarak, bu yatırımları sürdürülebilir bir şekilde büyütmesi büyük bir önem taşımaktadır. Bu tür yatırımlar, sadece iç pazarın ihtiyaçlarını karşılamakla kalmaz, aynı zamanda ekonomik bloklar arasında stratejik bir köprü görevi üstlenmesine de imkan verir. Türkiye’nin yerli ve milli üretimi güçlendirme yolunda attığı adımların, küresel ekonomik sistemdeki konumunu daha da sağlamlaştıracağına inanıyorum" dedi.

        Ekonomik düzendeki değişimle birlikte Türkiye'nin durumunu da değerlendiren Güral Argat, "Günümüz dünyası daha öngörülemez ve düzensiz. Ancak bu karmaşık dönem sadece risklerle dolu değil; trendleri doğru analiz ederek ve zamanında, doğru hamlelerle büyük fırsatları yakalamanın tam zamanı. Ülkemizin karşı karşıya olduğu en acil ekonomik sorun şüphesiz ki; enflasyonla mücadele ve bu itibarla istikrarın teminidir. Enflasyon; gerekli yatırımlar için ihtiyaç duyulan uzun vadeli yatırım perspektifini kısaltır, kur-faiz ve enflasyon-ücret kısır döngülerine neden olarak ekonomimizi sarsar. Bu süreçte, düşük gelirli kesimlerin olumsuz etkilenmemesi adına tedbirlerin sosyal boyutunun dikkatle ele alınmasının hayati önem taşıdığını vurgulamak isterim. Gelecek dönem çalışma takvimimizde önceliklendirmemiz gereken konu, Türkiye'de büyümenin kalitesi, başka bir deyişle verimliliğinin artırılmasıdır. Bu çerçevede çözüm; teknoloji üretimi ve kullanımı ve insan kaynağının etkin organizasyonunda yatıyor Son verilere göre, yüksek teknoloji ürünlerinin imalat sanayii ihracatımız içindeki %3,3'lük payı, bu alanda ciddi bir gelişmeye ihtiyacımız olduğunun kanıtıdır. Ülkemiz, diğer gelişmekte olan ülkelerle kıyaslandığında teknolojik gelişim açısından önemli bir potansiyele sahip. Ancak bu potansiyelin tam anlamıyla hayata geçirilmesi için uzun vadeli yatırımcıları daha fazla teşvik etmemiz gerekiyor" sözlerini kullandı.

        REKLAM

        DİJİTALLEŞME YATIRIMI

        Gürok Grup’un dijital dönüşümünden de bahseden Esin Güral Argat, "Hepimizin bildiği üzere dijitalleşme ile birlikte insan kaynağı yetkinliği yeniden dizayn ediliyor, iş yapış biçimleri değişiyor. Dijitalleşme ve dönüşüm, yalnızca teknolojiyi kullanmaktan değil; aynı zamanda yeni dünyanın dinamiklerini doğru okuyarak şirket kültürümüzü, süreçlerimizi ve iş modellerimizi geleceğe hazırlamaktır. Gürok Grup olarak, sürdürülebilir büyümeyi sağlamak ve global rekabet avantajımızı korumak için bütünsel bir dönüşüm yolculuğuna çıktık. Dijitalleşme yol haritamızı oluştururken mevcut sistemlerimizi detaylı bir şekilde değerlendirdik. Sistemler arasındaki uyumsuzlukları inceledikçe, sorunların aslında şirket içindeki süreçlerden ve yapılardan kaynaklandığını fark ettik. Bu noktada, yalnızca teknoloji yatırımlarına odaklanmak yerine, süreç iyileştirmelerine öncelik verdik. Ve bütünüyle iş yapış şeklimizi yeniden ele almamız gerektiği bilinci ile hareket ettik. Dönüşümün lideri olarak en büyük önceliklerimden biri, Gürok Grup’u geleceğe hazırlamak" diye konuştu.

        Kadınların çalışma hayatındaki yeri ve cinsiyet eşitliği konusunda yaptıkları çalışmaları aktaran Güral Argat, "Dijital çağ, kadınlara iş gücüne daha güçlü bir şekilde katılma fırsatı sunuyor. Buradaki herkes benim toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın konusuna bakış açımı ve çalışmaları çoğunlukla biliyordur diye düşünüyorum. Türkiye’nin ilk kadın sanayi ve ticaret odası başkanı olarak kadınların iş dünyasında daha güçlü bir şekilde yer alması gerektiğine inanıyorum. Bu nedenle, kadınların karşılaştığı engelleri aşmaları için elimden geleni yapıyorum. Çünkü biliyorum ki, kadınların sesi güçlendikçe, toplum da güçlenir. Bunun yanı sıra G20 bünyesinde Türkiye öncülüğünde kurulan çalışma grubu Women 20 (W20)’nin Türkiye dönem başkanlığını TİKAD adına yürütüyorum. Burada da kadın işletmelerinin finansa erişiminin artırılması ve tüm süreçte vergi teşvikleri ile desteklenmeleri için kamu politikalarının oluşturulması doğrultusunda çalışıyorum. Ekonomik ve toplumsal kalkınmanın en önemli bileşenlerinden biri toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak . Görev aldığım tüm kurumlarda da kadınların iş gücüne katılımı için güçlü adımlar atmaya çok önem veriyorum. Gürok Grup olarak 2015 yılından bu yana Birleşmiş Milletler Kadının Güçlendirilmesi İlkeleri’nin (UN WEPs) imzacısıyız. LAV markamızın beyaz yaka kadın çalışan oranı %54 gibi oldukça yüksek bir oran. Türkiye genelinde şirketlerde orta ve üst düzey kadın yönetici oranı %19,6’yken, Gürok Grup’ta orta düzey kadın yönetici oranı %34 ve üst düzey kadın yönetici oranı ise %25’tir. Türkiye ortalamasının üstünde olduğumuzu gururla söyleyebiliriz. Kadın istihdamına yönelik çalışmalarımızın yalnızca oranlarla sınırlı olmadığını vurgulamak isterim. Örneğin: GCA’da kadın kaynakçılar, forklift operatörleri, Gürok Kiremit’te Türkiye’nin ilk kadın sanayi çalışanları, LAV’da vardiya müdürleriyle öncü uygulamalar geliştirdik. JOALI Maldives otellerimizde kadın çalışan oranımız ulusal ortalamanın iki katıdır. KUTSO’da da bu kapsamda göreve geldiğim ilk günden itibaren özenle çalışıyoruz. Kadın Girişimcilik Ofisi’ni açtık bildiğiniz üzere. Bunun dışında çok yeni, İstanbul Gedik Üniversitesi iş birliğiyle Kadın Kaynakçı Yetiştirme Projesini hayata geçirdik. Kadın kaynakçılar eğitip üye şirketlerimizde istihdam sağladık. Çünkü inanıyorum ki, güçlü kadınlar güçlü toplumlar inşa eder. Bu proje, bu inancın somut bir yansıması. Başka önemli bir noktaya daha dikkatinizi çekmek isterim. Kadın yoksulluğunu sona erdirmeden toplumsal fırsat eşitliğini sağlamak mümkün değildir, çünkü ekonomik bağımsızlık, kadınların hem bireysel özgürlüklerini kazanmaları hem de topluma eşit bir şekilde katılmaları için temel bir gerekliliktir" dedi.

        REKLAM

        Ekonomik güvenlik sağlamanın ülkeler için kritik olduğunu ifade eden Esin Güral Argat, sözlerini şöyle tamamladı:

        "Tüm bu konuların ortak paydada toplandığı bir kavrama dikkatinizi çekmek istiyorum. Tüm bu konuları kısa vadede “ekonomik güvenlik” çerçevesinde değerlendirip bir takım stratejiler belirlememiz gerektiğine inanıyorum. Hızla değişen küresel dinamikler içinde, ekonomik güvenlik, ulusal ve uluslararası gündemleri şekillendiren en kritik kavramlardan biri haline gelmiştir. Jeopolitik gerilimler, tedarik zinciri kesintileri ve teknolojik ilerlemeler ekonomilerin işleyişini dönüştürürken, ekonomik istikrarın sağlanması artık bir tercih değil, bir zorunluluk haline gelmiştir.

        Ekonomik güvenlik, belirsizlikler karşısında ülkelerin ayakta kalmasını ve vatandaşlarının refahını korumasını sağlayan sürdürülebilir büyüme ve dirençlilik için bir temel oluşturur.

        Ekonomik güvenlik, bir ülkenin kilit sektörlerini koruyabilme, enerji bağımsızlığını sağlayabilme ve ekonomik sistemlerinin dayanıklılığını muhafaza edebilme kapasitesini ifade eder. Bu, yalnızca kendi kendine yeterlilikle sınırlı kalmayıp, aynı zamanda karşılıklı istikrar ve refahı artıran stratejik ortaklıkların inşasını da içerir.

        Verimlilik, yenilikçilik ve sürdürülebilirlik odaklı bir yaklaşım benimseyerek, ekonomik güvenlik, bir ülkenin rekabet gücünün ve küresel ölçekte başarılı olma kapasitesinin temel taşı haline gelir. Dolayısıyla uzun vadede topyekûn kalkınma hedefinde, kısa vadede stratejik olarak ekonomik güvenliğimizi tesis edecek hamleleri atmamız gerektiğine inanıyorum.

        Hızla değişen küresel ve ulusal şartlar altında, doğru stratejilerle hem riskleri yönetmek hem de fırsatları değerlendirerek ekonomimizi ve toplumumuzu ileriye taşımak için çalışmalarımıza devam ediyoruz. Ülkemize fayda sağlamak için gayret ettiğimiz her alanda rehberimiz daima Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere koyduğu muasır medeniyete ulaşma hedefidir. Birlikte yürüdüğüm tüm ekip arkadaşlarımın emeğiyle bugüne geldik. Birlikte başardıklarımızın her biri, yenilikçi düşüncenin, cesaretin ve sıkı çalışmanın bir zaferidir. Benim vizyonum, bir iş kadını olarak kalıpları yıkan ve geleceği şekillendiren projelere imza atmaya devam etmek."

        ÖNERİLEN VİDEO
        GÜNÜN ÖNEMLİ MANŞETLERİ